• Sonuç bulunamadı

1.1. Karar Verme Teorisi ve Temelleri

1.1.1. Rasyonel Karar Verme

benzerliklerin öne ç•kt••• ara•t•rmalardan daha fazla yay•mlanmaya de•er bulunmu•tur. Beynin temel i•leyi•i benzerliklerimizin, farkl•l•klar•m•z kadar önemli oldu•unu göstermektedir. Bu mekanizman•n i•leyi•i, özel ya•amda ve i• ya•am•nda bireyleri mevcut alternatifler aras•ndan en iyi sonucu verecek olan• seçmeye yönlendiriyor. “En iyi” ye atfedilen de•er, ki•ili•imiz ve geçmi• ya•ant•lar•m•zla •ekillense de, karar an•n• ya•arken hepimizin beyninde benzer bölgeler aktive oluyor, beyin haritalar•m•zda ayn• yönetsel fonksiyonlar•n sonucunu gözlemleyebiliyoruz”.

“Farkl•l•klar•n bütüncül bir çat• alt•nda topland••• kurumlarda, al•nan kararlar•n çal••anlar•n bireysel yöneli•lerinin önüne geçerek kurum stratejilerini yans•tmas• beklenir.”

Karar verme, ayn• zamanda, her türlü organizasyon içerisinde yer alan yönetim fonksiyonunu da ifade etmektedir. Bunun ba•l•ca nedeni, yöneticilerin bulunduklar• organizasyonlar• sadece idare etme görevleri üstlenmemeleri ayn• zamanda karar verici konumda bulunmalar•d•r. Bu konuya ileriki bölümlerde daha detayl• olarak de•inilecektir.

Geleneksel yakla••mda, de•inildi•i gibi, karar verme denildi•inde rasyonel karar verme anla••lmaktad•r. Bir sonraki ba•l•k alt•nda rasyonel karar verme olgusu irdelenmi•tir.

1.1.1. Rasyonel Karar Verme

Rasyonel davran•• teorisinin incelenmesi bizi, rasyonel karar vermenin ortalama bir bireyin davran•••n•n d•••nda bir eylem oldu•u sonucuna götürmektedir. Al••kanl•k, gelenek, dini inanç, sosyal ili•ki, ilgi alan•, hedef, deneyim, alg• ve ön yarg• gibi faktörler, karma••k çevre içerisinde dü•ünce ve davran••lar•na yön veren bireylerin davran••lar•n• etkilemektedir. Karar verme, bu karma••kl•••n bir uzant•s•d•r. Bireyler bu karma••k yap• içerisinde çevrelerini etkileyen çok say•daki faktörü ya da de•i•keni anlamland•rmaya çal••maktad•r.

16

Cosmides ve Tooby (1994), mant•k, matematik ve olas•l•k teorisi temelinde olu•mu• rasyonel karar verme yöntemlerinin hesaplama ya da say•sal aç•dan zay•f olduklar•n• ifade etmektedirler. Yine Cosmides ve Tooby (1992) ve di"er ara!t•rmac•lar•n belirttikleri gibi insan zihni spesifik amaçlar için fonksiyonlar ile donat•l•r ve özel dizayn edilmi! mekanizmalar ile problemleri çözmeye çal•!•r.

Simon, bilimsel yöneticilik ve insan ili!kileri görü!lerini tamamlay•c• özellikte yönetimde karar verme üzerine çal•!m•! ve ilk akla gelen isimlerden biridir. Simon, “Administrative Behavior” isimli çal•!mas•nda örgütteki insan davran•!•n• çözümlemi!, özellikle de karar verme sürecini incelemi!tir. Bu kitab•n 1945 y•l•ndaki ilk bask•s•nda rasyonel kararlardan bahsederken ikinci bask•s•nda (1947) yönetimsel kararlar•n doyurucu kararlar olmas• gereklili"i üzerinde durulmu!tur (Tural, 1988:498).

Rasyonelli"in literatürde çok say•da tan•m• bulunmaktad•r. Bununla birlikte Etzioni (1988) rasyonelli"i en genel anlam•yla, ki!ilerin hedeflerine ula!mak amac•yla en uygun alternatifleri, ak•llar•n• kullanarak, etkili bir !ekilde seçmeleri !eklinde tan•mlanmaktad•r. Rasyonel kararlar ise, verilecek karar•n sonuçlar•n•n içerdi"i belirsizlik ile karar• veren ki!inin sahip oldu"u yarg•lar• ve karakteristik özellikleri aras•nda denge kuran kararlar !eklinde ifade edilebilir.

Ayy•ld•z Ünnü (2014), rasyonel karar verme modellerinde yer verilen karar verme kavram•n•n genel olarak, tan•mlay•c• yerine kuralc• bir yakla!•mla ele al•nd•"•n• belirtmektedir. Bu modeller, finansal piyasalarda ve di"er çevrelerde yap•lan seçimleri gözlemlemeye, tan•mlamaya, aç•klamaya ve en önemlisi tahmin etmeye çal•!t•klar•ndan, bir dereceye kadar faydal• modeller olarak de"erlendirilir. Ayn• zamanda, bireysel hedeflere ula!may• sa"layacak ideal standartlar seti ve davran•! normlar• önerirler ve bu nedenle normatif niteliktedirler (Aktaran: Ayy•ld•z Ünnü, 2014:93).

Psikoloji alan•nda çal•!an bilim insanlar• ile davran•!sal ekonomi savunucular• ise insan davran•!lar•n•n bu denli basit ele al•nmamas• gerekti"ini ifade etmi!ler ve rasyonel karar verme modellerini yo"un bir !ekilde ele!tirmi!lerdir. Bu ele!tirilerin temelinde yatan

17

neden, varsay•mlardan yola ç•k•larak, hukuki bir yap•ya sahip örgütlerin verecekleri kararlar•n nas•l olmas• gerekti!ine yönelik gereken "artlar• ortaya koyman•n, do!ru olmad•!•n•n dü"ünülmesidir (Ayy•ld•z Ünnü, 2014:93).

Alan•nda önemli isimlerden biri olan Heracleous (1994), “Rational Decision Making: Myth or Reality?” ba"l•kl• çal•"mas•nda, geleneksel yakla"•mlarda rasyonel karar verme sürecinin ard•"•k bir süreç izledi!ini belirtmektedir. #ekil 1, geleneksel yakla"•mla ele al•nan “bir rasyonel karar verme modeli”ni ifade etmektedir. Modele göre, öncelikli olarak karar verilmesi gereken problemin aç•k bir "ekilde ortaya konmas• gerekir. •kinci a"amada karar problemiyle ilgili ula"•lmas• beklenen hedefler ve amaçlar belirlenmelidir. Üçüncü olarak karar probleminin çözümüne ula"t•racak alternatif rotalar•n yeterli bir ara"t•rma sonucunda belirlenmesi gerekmektedir. Daha sonra bu alternatiflerin objektif olarak de!erlendirilmesi a"amas• gelmektedir. Be"inci a"amada, hedeflerin ba"ar•lmas•na olanak sa!layaca!• dü"ünülen en iyi alternatifin seçimi yap•l•r. Seçilen alternatif ile karar verme sürecinin rotas• uygulan•r. Uygulama sonucunda elde edilen sonuçlar izlenir ve de!erlendirilir. Elde edilen sonuçlardan beklenen oranda tatmin olunamamas• durumunda süreç tekrarlan•r (Heracleous, 1994:16).

•ekil 1: Rasyonel Karar Verme Modeli Kaynak: Heracleous, 1994:16

Tatminsizlik durumunda sürecin tekrar edilmesi Hedeflerle !lgili Elde Edilen Sonuçlar•n !zlenmesi

Eylem !çin Seçilen Rotan•n Uygulanmas•

Belirlenen Hedeflerin Ba•ar•lmas•na En Yak•n Alternatifin Seçilmei Alternatiflerin Objektif De$erlemesi

Alternatif Rotalar•n Belirlenmesi !çin Kapsaml• Bir Ara•t•rma Problemle !lgili Hedeflerin Belirlenmesi

18

Heracleous, bu sürecin, gerçek durumlarla büyük oranda ba•da•mayan belirli varsay•mlar ve karakteristik özellikler gibi etkenler ba•lam•nda öne sürüldü•ünü ifade etmektedir. Söz konusu etkenleri ise !u !ekilde s•ralamaktad•r:

· Karar vericilerin meselenin do•as•na ve meseleye ili•kin hedeflerine yönelik aç•k/net ve karma••k olmayan bir anlay••lar• vard•r.

· Her seçene•e ve seçeneklerin sonuçlar•na ili•kin kapsaml• bir ara•t•rma yapmak mümkündür ve söz konusu ara•t•rma gerçekle•tirilir.

· Tüm seçenekler istenen hedefleri gerçekle•tirebilme olas•l•klar• baz al•narak objektif bir •ekilde de•erlendirilir ve belirlenen hedefi gerçekle•tirme olas•l••• en yüksek olan seçenek seçilerek uygulan•r

· Sonuçlar sürekli ve objektif olarak izlenir.

· Rasyonel model, örgütsel paradigman•n karar verme süreci üzerindeki k•s•tlay•c• etkilerini dikkate al•r.

· Model, politik davran•••n karar verme süreci üzerine etkilerini de yok sayar. Karar verme süreci, bireyler için tercihler aras•ndan en uygununun seçilmesini gerektirmesi, belirsizlik içermesi ve hatal• bir karar•n ciddi olumsuz sonuçlar ortaya koyma olas•l•••ndan dolay• dikkatle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Psikolojik ara•t•rmalar sonucu insanlar•n karar verme süreçlerinde nas•l davrand•klar• üzerine her geçen gün büyüyen bir literatür olu•mu•tur. Bugüne bak•ld•••nda ise karar verme denildi•inde genel olarak, rasyonel karar verme yap•s•n•n kastedilmeye devam etti•i görülmektedir. Bununla birlikte, insanlar ço•unlukla davran••sal ya da psikolojik özelliklerinin etkisi alt•nda kald•klar•ndan irrasyonel ya da s•n•rl• rasyonel hareket ederler. Yapt•klar• tahminler ço•u durumda öngörülebilir •ekilde hatal•d•r. #nsanlar•n bilgi depolama ve bu bilgiyi i•leme kapasitelerinin s•n•rl• olmas•n•n yan•nda onlar• makinelerden ay•ran önyarg•, duygu, sezgi ve yarg•lama gibi özellikleri, davran••lar• ve karar verme süreçleri üzerinde son derece etkili unsurlard•r.

Rasyonel tercih teorisi alt•nda optimal karar•n ne olabilece•ine yönelik tart••malar, insan karar verme davran•••na ili•kin olarak alternatif tercih teorilerinin geli•tirilmesini sa•lam••t•r. Bu teorilerden biri, rasyonalite kavram•n• daha gerçekçi bir bak•• aç•s•yla

19

ele alan “s•n•rl• rasyonalite”dir (Simon, 1947, 1996, 1999). Simon’dan bu yana, tam rasyonalite kavram• daha az kutsalla•t•r•lmaya ba•lanm•• ve psikoloji ile ilgilenen bilim insanlar•, bulgular•n•, ekonomistler ve di"er alanlardaki psikolojiyle ilgilenen ara!t•rmac•lar için daha eri!ilebilir hale getirmi!lerdir (Klauss, 2006:28).

1.1.2. S•n•rl• Rasyonalite

#nsan karar verme süreçleriyle ilgili ilk teoriler, Herbert Simon (1955, 1957) taraf•ndan tan•mlanm•!t•r. Simon (1996, 1999) daha sonra bu teorilerini daha da geli!tirerek, ekonomik kararlar•n mükemmel bilgilerle al•nd•"• varsay•m•na kar!• ç•km•!t•r. Birçok ara!t•rmac• ve bilim insan• gibi Simon da rasyonel karar verme varsay•m•n•n gerçekçi bir varsay•m olmad•"•n• dü!ünürek daha gerçekçi bir yakla!•m olan S•n•rl•"Rasyonalite önermesini ortaya koymu!tur (Simon, 1947). Simon bu önerme ile bireylerin problem çözme yeteneklerine ili!kin daha gerçekçi yakla!•mlar getirmi!tir. Buna göre bireyler, s•n•rs•z zaman ve beyin gücüne sahip olmad•klar•ndan, problemleri her zaman optimal bir !ekilde çözümlemeyi ba!aramazlar ve ba!armay• beklememelidirler. Rasyonaliteden uzakla!ma e"ilimi hem yarg•larda hem de al•nan kararlarda kendini gösterir (Thaler ve Mullainathan, 2008)

S•n•rl• rasyonalite, karar verme sürecinde de"erlendirilecek ya da yararlan•lacak bilginin istenilen düzeyde olmamas• ya da bilgi asimetrisi durumunda beliren ve klasik ekonomi teorilerinde gördü"ümüz rasyonel insan davran•!lar• yerine, insanlar•n s•n•rl• rasyonel bir biçimde hareket ettiklerini ifade eden kavramd•r.

Asl•nda, Simon (1999), s•n•rl• rasyonalite kavram•n• ve bu kavram•n yans•malar•n• siyaset bilimi merkezli olarak ele alm•!t•r. Bununla beraber, kariyeri boyunca, siyaset (organizasyonel davran•!), ekonomi (bu alanda 1978 y•l•nda Nobel Ödülü alm•!t•r), psikoloji (bili!sel psikoloji) ve bilgisayar bilimleri (yapay zeka çal•!malar•n• tetiklemi!tir) gibi farkl• bilimlere de önemli katk•larda bulunmu!tur (Jones, 1999:299).

S•n•rl• rasyonalite önermesinin varsay•m•na göre insanlar, bilgi toplama ve toplad•klar• bu bilgiyi i!leme bak•m•ndan mükemmel bir zihinsel yap•ya sahip de"ildirler. Onlar•n bilgi toplama ve i!leme süreçlerinde hata yapmalar•na ya da engellenmelerine neden

20

olan zihinsel s•n•rl•l•klara sahiptirler. •nsanlar yaln•zca tam bilgi alt•nda rasyonel hareket edebilirler. Tam bilgi alt•nda karar verirken dahi yeterince de!erlendirdikleri ve üzerinde dü"ündükleri bilgi ile karar verebilirler fakat bu kesinlikle mükemmel bir yarg•lama ve de!erlendirme süreci yap•ld•!• anlam•na gelmez (Mulholland, 1998:18-19).

S•n•rl• rasyonalite teorisi, bireyler taraf•ndan verilen kararlar•n nas•l ve hangi faktörlere ba!l• olarak gerçekle"ti!inin daha iyi anla"•lmas•n• sa!layan bir teoridir. Teorinin temelinde karar vericilerin en uygun davran•"lar•n• engelleyen farkl• s•n•rlamalar ile kar"• kar"•ya kald•klar• varsay•m• yatmaktad•r. Bu k•s•tlar iç veya d•" kaynakl• olabilirler (Klauss, 2006:28). Örne!in ki"inin optimal karar verme durumuna tam ba!l•l•!•n• s•n•rlayan unsur ki"inin ki"isel hesaplama yetene!i olabilecektir (Simon, 1955:101). S•n•rl• rasyonalite sahibi karar verici, s•n•rl• say•daki alternatif seçenekleri toplar ve karar sürecini sürdürür. Finansal ve ekonomik modellerde s•n•rl• rasyonalite s•kl•kla, emek maliyeti (yöneticiler, normatif olarak en uygun bir tercih yapma arzusundad•rlar fakat ayn• zamanda gösterdikleri çaban•n maliyeti taraf•ndan s•n•rland•r•l•rlar) olarak ifade edilir (Ofek, Y•ld•z ve Haruvy, 2002:4). Sonuç olarak birey, optimize olmamakla birlikte yaln•zca tatmin olmaktad•r (Simon, 1955:104; Klauss, 2006:29).

S•n•rl• rasyonellik kavram•yla ilgili en dikkat çeken problem bu kavram•n aç•k bir yorumunun olmamas•d•r. Emek maliyeti ya da karar vericinin entelektüel yetene!inin s•n•rl• oldu!u belirtilirken, s•n•rl• rasyonelli!in, gerçekli!in sadece belirli s•n•rlay•c• yönleri ile kar"• kar"•ya kalan, buna ra!men hala tam rasyonaliteye sahip bireyler için tan•mlanmas•ndan söz edilmektedir. Bu anlamda s•n•rl• rasyonellik teorisi bugünkü ara"t•rmalardan oldukça farkl• bir izlenim olu"turmaktad•r. Simon (1955:100),s•n•rl• rasyonellik varsay•m•n•, psikoloji bilimciler ile ekonomistlerin tam ortas•nda yer alan “i"aret ta"•” olarak nitelendirmektedir (Klauss, 2006:29).

Simon (1967), karar verme ve yönetme kavramlar•n•n e" anlaml• olduklar•n• ve birbirlerinin yerine rahatl•kla kullan•labileceklerini ifade etmi"tir. Bu görü"e göre “yönetici” kavram• yerine, “karar veren” de kullan•labilir. Yönetim, i"lerin yap•lmas•n•

21

sa•lama sanat• oldu•undan, bir yönetici karar verme sürecini dikkate alarak eylemlerine yön vermelidir.

Karar verme süreçlerinin daha basit hale getirilmesi amac•yla, temel olarak yo•unla••lan konular, zaman içerisinde, rasyonel varsay•mlardan, davran••sal önyarg•lar•n bu süreçlerdeki kullan•mlar•n•n ve etkilerinin incelenmesine do•ru kaym••t•r. Kaynaklar•n•n ve yeteneklerinin s•n•rl• olmas• nedeniyle insanlar, karar verme süreçlerinde, basit yöntemler ya da k•sa yollar kullanmay• tercih ederler. Ara•t•rmac•lar, bu basitle•tirilen karar verme davran••lar•n•n, ki•ilerin önyarg•lar•n•n etkisi alt•nda belirdi•ini ortaya koymaktad•rlar (Mulholland, 1998:19).

Tarihsel ak•• içerisinde insanlar kar•• kar••ya kald•klar• karar durumlar• kar••s•nda farkl• aray••lar içerisinde olmu•lard•r. Rönesans ile birlikte, karar verme, risk alma ve belirsizlik konular•nda matematiksel yakla••mlar•n daha fazla ön plana ç•kt••• görülmektedir. 17. ve 18. yy’ da yap•lan çal••malarda ortaya konulan söz konusu yakla••mlardan biri de Fayda Teorisi’dir.