43 NATO’nun Füze Savunma Sistemi’ne misilleme olarak RF, Kaliningrad’taki erken uyarı radar sistemini faaliyete hazır hale getirmiştir. Kaliningrad şehrinde faaliyete sokulan erken uyarı radar sistemi, Kuzey Atlantik’ten fırlatılacak füzeleri izlemenin yanı sıra Avrupa’da kurulacak FSS’yi izleme kapasitesine sahip olacaktır.
RF sadece bu radarlarla yetinmeyip, hem Kalinigrad hem de güneyindeki Krasnodar şehirlere kısa ve uzun menzilli İskender füzelerini yerleştirme kararı almıştır. Kararın ardından konuşma yapan Medvedev, FSS’nin RF’yi hedeflemediğini açıklayan NATO’ya “Kalinigrad ve Krasnodar şehirlerdeki füze ve radar sistemlerimiz de sizi hedeflememekte, ama sizin için yapılmaktadır’’.150
44 SSCB’nin dağılmasından sonra, diğer bölgelerde olduğu gibi, Ortadoğu’da da Rus etkisi azalmıştır. Vladimir Putin’in iktidara gelmesinin ardından Moskova, enerji kaynaklarından elde ettiği gelirler sayesinde bağımsız dış politika izlemeye başlamış ve elindeki imkânları kullanarak birçok bölgeye geri dönmeye çalışmaktadır.
Ortadoğu da bu açıdan istisna teşkil etmemiştir.
Enerji aracılığının yanı sıra Putin, RF içerisinde yer alan Müslüman toplumların aracılığıyla Ortadoğu’da etkili olmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda RF, Pakistan’ın karşı çıkmasına153 rağmen bölgedeki müttefikleri Iran ve Suriye’den tam destek alarak 2005’te İslam Konferansı Örgütü’nde gözlemci statüsüne sahip olmuştur.154 Bugün İKÖ’de gözlemci statüsüne sahip olan RF’nin Ortadoğu’ya dönmesindeki en avantaj tarafı, onun Ortadoğu’nun Müslüman ülkelerini demokrasiye zorlamamasıdır. Onların iç meselelerine karışmaması, bölgede herkesle iyi ilişkiler içerisinde olması ve en önemlisi de bölgede hiçbir ülkeyi kendi şer ekseninde görmemesidir. 155
2009 yılında Danimarka’da yayınlanan Jyllands-Posten gazetesi Hz.
Muhammed’in karikatürlerini yayınlayarak İslam dünyasında öfkeye yol açtığı sırada, RF Hıristiyan bir ülke olmasına rağmen bu olaya sessiz kalmamıştır. Putin, Danimarka’da yayınlanan gazeteyi şiddetle kınamakla kalmamış, Danimarka hükümetini
153 Pakistan’ın Rusya’nın İKÖ’de gözlemci statüsüne karşı çıkması, Hindistan’a da bu örgütte gözlemci olarak katılmasına yol açacağı endişesidir.
154 Aleksandır Malashenko, ‘‘Rossiya i Musulmanskiy Mir’’ Rabochie Materialı N3, Mart 2008, s.6.
155 İbid., s.10.
45 Müslüman Aleminden özür dilemeye davet etmiştir. Putin’in bu hareketi, RF’yi Ortadoğu başta olmak üzere tüm İslam dünyasına yaklaştırmıştır.156
Bugün RF’nin Ortadoğu’da etkili olmasının bir diğer yolu da, geçmişte olduğu gibi, bugün de Ortadoğu’nun Barış Sürecinde önemli rol üstlenmektir. Çünkü Soğuk Savaş döneminde SSCB’nin Ortadoğu’daki nüfuzu oldukça fazlaydı ve genelde Arap ülkeleri aracılığıyla bunu kazanmıştır. SSCB’nin dağılmasının ardından Moskova, Ortadoğu’nun Barış Sürecinden adeta dışlanmıştı. Bu durum son Irak savaşında daha da fazla ortaya çıkmıştır. Bugün RF bu kaybını, 2002’de BM, ABD ve AB ile birlikte oluşturdukları ‘‘Ortadoğu Dörtlüsü’’ aracılığıyla telafi etmeyi amaçlamaktadır. Ortadoğu Dörtlüsü içerisinde RF’nin diğer üyelerden farkı, onun sadece İsrail, Suriye ve İran ile değil, aynı zamanda El Fetih, Hamas, Hizbullah ile iyi ilişkiler içerisinde olmasıdır.157 Bugün RF, Hizbullah’ı Lübnanlı Şii toplumun önemli temsilcisi ve Ortadoğu’nun istikrar sürecinde en önemli aktörlerden biri olarak, Hamas’ı ise, Filistin halkının temsilcisi olarak görmektedir. Ayrıca RF, ne Hizbullah’ı ne de Hamas’ı terör örgütü olarak görmemektedir.158
156 Kreutz, op.cit., p.6.
157 Primakov, (2010), op.cit., s. 212.
158 Stepanova, op.cit., p.3.
46 İKİNCİ BÖLÜM
ORTADOĞU DEVLETLERLE İLİŞKİLER
I. Rusya’nın İran Politikası
A. Siyasi Boyutu
Moskova’nın Tahran politikası, 31 Ağustos 1907’de İran’ı etki alanlarına bölen anlaşmanın geçersiz olduğunu açıklaması ile başlamıştır.159 1921’de iki ülke arasında bir ‘‘Dostluk Antlaşması’’ imzalanması ile diplomatik ilişkiler kurulmuştur.160 1979’daki İran İslam Devrimi’nden sonra, Tahran bölgede Moskova’nın en önemli stratejik ortağı haline gelmiştir.161
SSCB’nin dağılmasının ardından, Yeltsin’in birinci başkanlık dönemi boyunca RF’nin Batı eksenli politikası, iki ülke arasındaki siyasi bağları zayıflatmıştır. 2000’de RF’de Putin’in iktidara gelmesiyle İran, yeniden RF’nin Ortadoğu politikası açısından önemli konuma gelmiştir. Konu itibariyle İran, dünya petrol rezervleri açısından % 9,1’le dördüncü sırada, doğalgaz rezervler açısından %
159 1907’de İngiltere ve Çarlık Rusya arasında varılan antlaşmaya göre, İran üç nüfuz bölgesine ayrıldı: Kuzey bölgesi Rusya’ya verildi, Orta kısmı tarafsız ilan edildi, Güney bölgesi İngilizlere bırakılmıştı. Kissinger, op.cit., 186.
160 Arı, (1999), op.cit., s.84.
161 1979’da İran Devrimi’ni memnuniyetle karşılamasının nedeni; Şah’ın son zamanlarda Amerika’dan aşırı miktarda askeri silahlar almasıydı, bu da doğrudan Sovyetler Birliği’ni endişelendirmiştir. İbid., ss. 88-89.
47 16’le RF’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ayrıca, dünya petrol taşımacılığının yarısının gerçekleştirildiği Basra Körfezinde en uzun kıyıya sahip olan bir ülkedir.162
2003 yılında Irak’ta Saddam rejimin devrilmesinden sonra, İran RF’nin Ortadoğu politikası açısından stratejik konuma gelmiştir. Bu durum Irak’ta bulunan İran yanlısı eğilimlerin artmaya başladığı Şii topluluğunu, Suriye ve Lübnan’ın iç işlerini etkilemenin en önemli faktörü haline gelmiştir. Bugün RF, İran’ı hem kendi güvenliğine yönelik olası tehlikelere karşı tampon bölge olarak görmekte, hem de uygun bir yayılma alanı olarak görmektedir.163
2008 yılında RF’de kabul edilen Dış Politika Konsepti’nde İran ile işbirliğinin geliştirilmesinin önemine dikkat çekilmiştir. Bu belgede, RF’nin İran’ın nükleer programına dair yaklaşımının tanımlaması yapılmıştır. RF Dış Politika Konsepti’nde, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine ilişkin antlaşmaya imza atan ülkelerin haklarının temelinde İran’ın nükleer sorunu konusunun diplomatik yollarla çözülmesi için çaba göstereceği belirtilmiştir.164
RF, Milli Güvenlik Stratejisi’nde nükleer teknolojilerin ve kitle imha silahlarının yayılmasını kendisinin askerî güvenliği açısından bir tehdit olarak algılamaktadır. RF’nin bu endişeleri, özellikle Ortadoğu ülkeleri için geçerli165
162 Belova, op.cit., s.5.
163 Primakov, (2010), op.cit., ss. 61-62.
164 ‘‘Kontseptsiya Veneshney Politiki Rossiyskoy Federatsii’’, 15 İyulya 2008, http://www.kremlin.ru/acts/785, (Erişim tarih: 03.01.2013).
165 Ukaz Prezidenta Rossiyskoy Federatsii ot 12 Maya 2009, N 537, ‘‘Strategiya Natsionalnoy Bezopasnosti Rossiyskoy Federatsii do 2020 goda’’, ss.5-6,
http://graph.document.kremlin.ru/page.aspx?1012112, (Erişim tarihi: 20.02.02013).
48 olmasına rağmen, İran ile nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımı konusunda yakın işbirliği içerisindedir.166
RF, İran’ın nükleer teknoloji alanında yürüttüğü çalışmaların sadece barışçıl amaçlı olduğunu defalarca söylemesine rağmen, ABD ve İsrail İran’ın nükleer faaliyetlerinin nükleer silah elde etmeye yönelik olduğunu ileri sürerek Moskova’dan İran’daki nükleer alandaki çalışmalarının durdurulmasını talep etmektedir. RF, UAEA ve NPT’ye üye İran’ın şimdiye kadar nükleer alanında çalıştığına dair hiçbir kanıtın bulunmadığını hatırlatarak nükleer alanında başlattığı çalışmalarının durdurulmayacağını açıklamıştır. 167
RF’nin UAEA anlaşmasına üye olan İran’la nükleer enerji alanında iş birlik yapmasına karşı çıkan ABD’nin kendisi 2006 yılında UAEA’ye üye olmayan Hindistan’la nükleer alanda işbirliği konusunda anlaşma imzalamıştır. Dahası, UAEA ve NPT’ye üye olmayan İsrail’in nükleer silahını görmezlikten gelmektedir.
RF, İran’ın uluslararası anlaşmalara aykırı davranmadığı sürece İran ile nükleer alanındaki çalışmalarını durdurmayacağını açıklamıştır.168
Bugün RF’nin İran’la nükleer alanındaki işbirliği Ortadoğu politikasını hem olumlu hem olumsuz etkilemektedir. Olumlu yönü; ekonomik açıdan kar elde etmekteyse, siyasi açıdan ABD’ye karşı Ortadoğu’da denge sağlamaktadır. Olumsuz yönü ise, RF’yi, İsrail ve Arap dünyasından ve en önemlisi de Ortadoğu’nun Barış
166 İrina Svistunova, ‘‘XXI. Yüzyılda Rusya ve Türkiye’nin İran politikaları’’ Orsam Avrasya Stratejileri, Ankara, Rapor No: 10, Eylül 2011, s.8.
167 Alireza Jafarzadeh, The Iran Threat : President Ahmadinejad and the Coming Nuclear Crisis, First edition, New York, Palgrave Macmillan, 2007, s.10.
168 Prussakov, op.cit., s. 45.
49 Süreci’nden uzaklaştırmaktadır. İsrail’in rahatsızlığı ise İran’daki bir yöneticinin sıkça tekrarladığı ‘‘İsrail’i haritadan silme’’ çağrısıdır.169
RF, Batı’nın İran’daki nükleer silah programı üzerinde çalıştığı şüphelerini ortadan kaldırmak için Buşer’de kendilerinin yardımıyla inşa edilen nükleer santralde kullanılmış yakıtın ülkesine geri iade edileceğini bildirmiştir.170 RF’nin bu hareketi Batı’da olumlu karşılanmış, ancak İran’ın nükleer silah alanında çalıştığı şüpheleri ortadan kaldırmamıştır. ABD ve Batı’lı ülkeler İran’ın nükleer programının barışçıl amaç taşımadığını gerekçe göstererek, bundan vazgeçirmek amacıyla İran’a petrol ambargosunu uygulayacaklarını açıkladıklarında RF, İran’ın nükleer silah edinmesinin kendi çıkarlarına da aykırı olduğunu hatırlatarak, Batı’nın İran’a yönelik uygulayacağı petrol ambargonun İran’ı nükleer programından vazgeçirmeyeceğini, bunun yalnız İran halkının ekonomik durumunu etkileyeceğini açıklamıştır. Buna rağmen, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren AB İran’a karşı petrol ambargosu uygulamaya başlamıştır.171
İran’ın enerji bakanı, yaptırımlar öncesi AB’ye yapılan petrol ithalatının toplam ihracatın sadece yüzde 18’ini oluşturduğunu hatırlatarak bunun ihracatta önemli etkisinin olmayacağını, bundan en çok petrol ithal eden ülkeler zarar göreceğini açıklamıştır. Özellikle ekonomik krizden çıkamayan Yunanistan, Portekiz
169 Yevgeni Primakov, Rusların Gözüyle Ortadoğu, çev: Olga Tezcan, 2. Baskı, İstanbul, Timaş Yayınları, 2009, s. 421.
170 İbid., 422.
171 Belova, op.cit., s.8.
50 gibi ülkeler zarar görecektir. Ayrıca AB’nin İran’a uyguladığı petrol ambargosu zaten Rus enerjisine bağımlı olan Avrupa’yı zor duruma bırakacaktır.172
AB’nin İran’a karşı aldığı ambargo kararının 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, İran meclisindeki bazı Milletvekilleri Batı’nın İran’a uyguladığı petrol ambargosuna misilleme şeklinde Hürmüz boğazının kapatılmasını önermiştir. İran milletvekillerinin boğazı kapatma önerileri ABD’yi harekete geçirmiştir. Washington’daki yetkililer, İran’ın Hürmüz boğazını kapatmasına asla izin vermeyeceklerini ve gerekirse İran’a karşı savaş açacaklarını belirtmiştir. Geç de olsa İran Dışişleri Bakanı, Tahran’ın Hürmüz boğazını kapatacağı haberlerin tümünü yalanlamıştır. İran Dışişleri Bakanı, İran Milletvekillerince yapılan açıklamaları ise kişilerin şahsi görüşlerden ibaret olduğunu açıklamıştır.173
ABD, her ihtimale karşı körfez bölgesine üç uçak gemisi eşiğinde büyük donanma göndermiştir. Buna karşın, İran Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Ali Fedevi, Basra Körfezi’ne gelen yeni ABD gemilerinin İran’ın uyarılarına dikkate almamaları durumunda kötü sonuçlara katlanmak mecburiyetinde kalacaklarını söylemiştir.174
172 Avrupa Birliği ülkelerinin tükettiği petrolün %21’ini, doğalgazın da %41’ini RF tek başına karşılamaktadır, http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=94852, (Erişim tarihi: 03.07.2012).
173 Hasan Selim Özertem, ‘‘İran’dan Gelen Mesajlar ve Enerji Politikaları’’, http://www.usak.org.tr/haber.asp?id=1292, ( Erişim tarihi: 20. 10. 2012).
174 ‘‘İran ABD’ye Uyarı: Sonuçlarına Katlanırsınız’’,
14 Temmuz 2012, http://www.haberpolitik.net/iran-ABD--ye-uyari-Sonuclarina-katlanirs-ID31005.html, (Erişim tarihi: 15.07.2012).
51