• Sonuç bulunamadı

39 2000 yılından itibaren Kremlin’de yönetimi ele alan Putin, önce RF’de dengeleri yerine oturtmuş, ardından da RF’yi küresel güç yapmak için yeni dış politika uygulamaya başlamıştır. Putin, Yeltsin dönemi boyunca RF’nin Batı’ya siyasi konularda fazla imtiyaz verdiğini hatırlatarak bundan sonra imtiyaz vermeyeceklerini bildirmiştir. Özellikle NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ve ABD’nin, RF’nin yakın çevresindeki müttefiklerine demokrasi bahanesiyle iç meselelerine karışmasına artık sessiz kalamayacaklarını açıklamıştır.138 Moskova, SSCB’nin feshedilmesinden üç yıl sonra Macaristan, Çekoslovakya, Almanya ve Polonya’dan askeri birliklerini çekme kararı alırken, Batı’dakiler bu ülkeleri NATO’ya katmayacaklarına dair söz vermiştir. Ama aradan beş yıl geçtikten sonra, NATO Moskova’ya verdiği sözü ihlal ederek bu eski komünist ülkelerini kendi bünyesine kabul etmiştir.139

NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair verdiği sözü ihlal ettiğini belirten dönemin RF Devlet Başkanı Medvedev Alman dergisi Spiegel’e verdiği röportajda: ‘‘NATO’nun iki Almanya’nın birleşmesi sırasında RF’ye vermiş olduğu sözlerin hiçbirini tutmadığını’’, ifade etmiştir. NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair verdiği sözü SSCB’nin ilk ve son Cumhurbaşkanı Mihail Gorbaçov tarafından da doğrulanmıştır. Ancak dönemin SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze ise, ‘‘Batı Blok’u, hiçbir zaman Mokova’ya doğuya doğru genişlemeyeceği garantisini vermemiştir’’ açıklamasında bulunmuştur.140

138 Levine, op.cit., ss.55-56.

139 Korotkevich, op.cit., s.44.

140 Uwe Klussmann, Matthias Schepp and Klaus Wiegrefe, ‘‘NATO's Eastward Expansion: Did the West Break Its Promise to Moscow?’’, http://www.spiegel.de/international/world/nato-s-eastward-expansion-did-the-west-break-its-promise-to-moscow-a-663315-druck.html, (Erişim tarihi: 22. 12.

2012).

40

NATO’nun 1999 yılındaki doğuya doğru ilk genişlemesinde ABD, RF’ye karşı olmadığını söyleyerek Moskova’yı teselli etmeyi başarmıştır. Ancak, NATO’nun 2004 yılındaki genişlemesi sadece eski Varşova Paktındaki ülkelerin yanı sıra eski SSCB’nin bir parçasını oluşturan Litvanya, Letonya ve Estonya’yı içine alır şekilde doğuya doğru genişlemesi Moskova’yı endişelendirmiştir.141

NATO, 2009’daki son genişlemesinden bir sonraki gelişmesinde yine eski SSCB’nin bir parçası olan Ukrayna ve Gürcistan’ı aday ülke olarak göstermiştir.

Ancak 2008’deki Gürcistan-Rusya Savaşı’ndan sonra Gürcistan’ın NATO üyeliği askıya alınmıştır. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ise kısa bir süreliğine de olsa durmuştur. Putin, ‘‘NATO’nun doğuya doğru genişlemesi RF’nin ulusal çıkarlarını büyük ölçüde etkileyeceğini, Avrupa’da karşılıklı güvenin azalmasına neden olacaktır’’, açıklanmasında bulunmuştu.142

Bugün RF’nin dış politika stratejisinin özünde, eski Sovyet topraklarını RF’nin nüfuz alanı olarak görmektedir. RF, NATO’nun genişleme çabalarının kendi güvenliğini tehdit edeceğini ileri sürerek bazı eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin NATO’ya katılmalarını engellemeye çalışmaktadır.143

Sonuç olarak, bugüne kadarki genişlemelerde nispeten daha güçsüz bir RF ile karşı karşıya kalan NATO, Putin’in iktidara gelmesiyle artık müzakere eden, yeni

141 Arseni Ermolov, ‘‘ Vneshnyaya Politika Sovremennoy Rossii 1992-2007’’, Moskva, Uchebnaya İzdaniya, Mart 2007, s.9.

142 Leonid Mlechin, Vneshnyaya Politika Rossii: ot Lenina i Trotskova-do Putina i Medvedeva, 2.

İzdanie, Moskava, İzdatelstvo Tsentropoligraf, 2011, s.810.

143 Yaşar Onay, Rusya ve Değişim, 1. Baskı, Ankara, Nobel Yayın Dağıtımı, 2002, s. 127.

41 üyelerin önüne set çeken ve tehdit algılamalarını açıkça ifade eden bir RF ile yüzleşmektedir.

2. NATO’nun Füze Savunma Sistemini Önlemek

ABD’nin Ronald Reagan döneminde başlatıp bir sonuca ulaşmadığı Stratejik Savunma Girişimi (Strategic Defense İnitiative), Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle gündemden düşen Stratejik Savunma Girişimi, 2000’'li yıllarda ABD Başkanı George W. Bush tarafından Ulusal Füze Savunma Sistemi adıyla yeniden gündeme gelmiştir. İlk başta SSCB’ye karşı geliştirilmiş, yani Sovyet balistik füzelerini havada etkisiz hale getirmesi düşünülen Stratejik Savunma Girişimi, bugün artık ABD’nin ‘‘şer ekseni’’ olarak tanımladığı K.Kore, İran, gibi ülkelerin sahip oldukları füzelere karşı olduğu söylenmektedir. Ancak, ABD’nin tehdit olarak algıladığı bu ülkelerin ellerindeki füzelerin hiç birinin ABD sınırlarına kadar ulaşılabileceğinin mümkün olmadığını Washington’dakiler iyi bilmektedir. 144

Bugün ABD, her ne kadar Füze Savunma Sistemi’nin İran’a karşı olduğunu çeşitli ortamlarda söylese de, projeye karşı çıkan İran değil, RF olmuştur.145 RF, bu projenin kendisine karşı olduğunu şu nedenlere dayanarak açıklamaktadır: 146 Ne zaman ki RF, Azerbaycan’daki Gabala radar üssünü birlikte kullanma teklifini NATO tarafına sunduğunda olumsuz yanıt almıştır. Kuzey Kafkasya’daki yüksek kapasiteli radar istasyonunu ortaklaşa kullanmayı da teklif etmiştir. Fakat Batı,

144 İlhan Uzgel, ‘‘ABD ve NATO’yla İlişkiler’’, Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cilt II, 12 Baskı, İstanbul, İletişim Yayınları, 2010, s. 311.

145 Erhan, (2010) op.cit., s.103.

146 Primakov, (2010), op.cit., s. 151.

42 FSS’nin RF’ye yöneltilmediğini iddia ederek projesinden vazgeçmemekte kararlıdır.

RF, NATO’nun Rus sınırına doğru genişlemeyeceği sözü ihlal ettiğini gerekçe göstererek147 NATO’dan Füze Kalkanı Sistemi’nin RF’yi hedeflemediğini belirten yazılı bir garanti istemektedir. Ancak NATO’daki yetkililer, RF’nin istediği hukuki bir yazılı garantiyi vermemekte kararlıdır. NATO’nun RF’ye yazılı bir garanti vermek istemediğini ABD’nin RF’deki Büyük Elçisi Michail McFaul da doğrulamıştır.148

1999 yılında eski Varşova Paktı ülkelerini bünyesine katan ve RF’ye yeni katılan ülkelere yeni savaş birlikleri konuşlandırmayacağı güvencesini veren NATO, bugün bu ülkelere FSS’yi yerleştirmektedir. 1972’deki füzesavar sistemlerin kurulmasını yasaklayan Anti Balistik Füze (Anti Ballistic Missile) anlaşmasını ihlal ederek bu projeyi başlatan ABD’nin amacı, RF’nin nükleer gücünün caydırıcılığını azaltmaktır. RF’deki yetkililer dışında, NATO’nun FSS’nin RF’ye karşı olduğu kanısı ünlü Fransız tarihçi ve jeopolitik uzman Alexandre Adler bir konuşmasında şu sözlerle doğrulamıştır: ‘‘Kim ne derse desin, Amerikan tarafı için bu proje, RF’ye karşı yapılmaktadır’’. Buna benzer değerlendirmeler Washington’da yapılmış, hem de herhangi bir yerde değil Senato’da ve herhangi biri tarafından değil, ABD Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Carl Levin tarafından yapılmıştır. Bir televizyon kanalına verdiği demecinde şöyle demişti: ‘‘Biz, çeşitli yollarla RF’yi kendimizden uzaklaştırmaya devam ediyoruz’’.149

147 Mlechin, (2011), op.cit., s. 811.

148 ‘‘SWA Ne Hotyat Davat Yuridicheskie Garantii Po PRO İz Za Vozmozhnıh Zapretitelnıh Mer So Storonı Rossiii v Budusgem’’, http://www.itar-tass.com/c1/565923.html, (Erişim tarihi:

08.11.2012).

149 Primakov, (2010), op.cit., ss. 153-154.

43 NATO’nun Füze Savunma Sistemi’ne misilleme olarak RF, Kaliningrad’taki erken uyarı radar sistemini faaliyete hazır hale getirmiştir. Kaliningrad şehrinde faaliyete sokulan erken uyarı radar sistemi, Kuzey Atlantik’ten fırlatılacak füzeleri izlemenin yanı sıra Avrupa’da kurulacak FSS’yi izleme kapasitesine sahip olacaktır.

RF sadece bu radarlarla yetinmeyip, hem Kalinigrad hem de güneyindeki Krasnodar şehirlere kısa ve uzun menzilli İskender füzelerini yerleştirme kararı almıştır. Kararın ardından konuşma yapan Medvedev, FSS’nin RF’yi hedeflemediğini açıklayan NATO’ya “Kalinigrad ve Krasnodar şehirlerdeki füze ve radar sistemlerimiz de sizi hedeflememekte, ama sizin için yapılmaktadır’’.150

Benzer Belgeler