• Sonuç bulunamadı

2.4. Ġlgili AraĢtırmalar

2.4.1. Psikolojik Sermaye Ġle Ġlgili Yurt Ġçinde Yapılan AraĢtırmalar

Ekin (2018) araĢtırmasında beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin pozitif psikolojik sermayelerine yönelik algılarını incelemiĢtir. Açımlayıcı sıralı karma yöntemle desenlenen araĢtırmada beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin algılarını belirlemek amacıyla “Pozitif Psikolojik Sermaye Ölçeği” kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın nicel kısımdaki çalıĢma grubunu Güneydoğu Anadolu bölgesi örnekleminden alınan, yedi ilden toplamda 332 beden eğitimi ve spor öğretmeni oluĢturmuĢtur. ÇalıĢma sonucunda beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin pozitif psikolojik sermayelerinin yüksek düzeyde olduğu; öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algısının illerin geliĢmiĢliği ile ters orantılı olduğu; yaĢın, medeni durumun, maaĢtan memnun olmanın, kıdemin, okul büyüklüğünün, mezun olunan bölümün psikolojik sermayeye etki ettiği tespit edilmiĢtir. Psikolojik sermayenin güçlenmesini engelleyen durumlar ve gerekli

çözüm önerileri beden eğitimi ve spor öğretmenleriyle yapılan görüĢmelerle ayrıntılı olarak incelenmiĢtir.

ĠĢtar IĢıklı (2018) çalıĢmasında öğrencilerin psikolojik sermaye algılarını ölçmek için "Örgütsel Psikolojik Sermaye Ölçeği" kullanmıĢtır. Düzce ilinde üniversitede eğitim görmekte olan toplamda 134 sağlık yönetimi bölümü öğrencisi çalıĢmanın örneklemini oluĢturmaktadır. Sonuç olarak, psikolojik sermaye ile öğrencilerin cinsiyet ve yaĢ değiĢkenleri arasında anlamlı bir iliĢkinin olmadığı; sınıf türü değiĢkeninde anlamlı farklılık olduğu ortaya çıkmıĢtır. Birinci sınıf öğrencilerinin psikolojik sermaye alt boyutlarından esneklik puanlarının ikinci sınıflardan daha yüksek olduğu belirlenmiĢtir.

Yalçın (2018) tarafından yapılan çalıĢma kapsamında psikolojik sermayenin giriĢimcilik eğilimi üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmanın örneklemini Kayseri‟de bulunan 3 farklı üniversitede ĠĢletme, Mimarlık ve Mühendislik bölümlerinde eğitim gören 795 üniversite öğrencisi meydana getirmektedir. ÇalıĢma verilerinin toplanması için “Psikolojik Sermaye Ölçeği” ile “GiriĢimcilik Eğilimi Ölçeği” kullanılmıĢtır. AraĢtırma bulgularına göre üniversite öğrencilerinin psikolojik sermayeleri ve giriĢimcilik eğilimleri arasında pozitif ve anlamlı bir iliĢki söz konusudur. Bununla beraber psikolojik sermaye ve alt boyutları giriĢimcilik eğilimi üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir.

Aslan‟ın (2017) çalıĢması öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları ile pozitif psikolojik sermaye algıları arasındaki iliĢkinin incelenmesi maksadıyla yapılmıĢtır. Nicel yöntemli olan çalıĢma iliĢkisel tarama modelindedir. ġırnak ilinde okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapmakta olan 6746 öğretmen arasından basit seçkisiz örnekleme yoluyla seçilen örneklem grubuna dağıtılan 608 ölçek araĢtırmaya dâhil edilmiĢtir. Bu araĢtırmada “Pozitif Psikolojik Sermaye Ölçeği” ile “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” kullanılmıĢ olup çalıĢma bulgularında öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algılarının çok yüksek, örgütsel bağlılıklarının ise orta düzeyde olduğu; pozitif psikolojik sermaye algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında düĢük düzeyde pozitif iliĢkinin olduğu görülmüĢtür.

Akman‟ın (2016) araĢtırmasında öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algıları ve bu algıların mesleki kıdem ve okul türü değiĢkenleri açısından fark oluĢturup oluĢturmadığı tespit edilmiĢtir. Tarama modelinde olan araĢtırmanın çalıĢma grubu 380

öğretmenden oluĢmaktadır. AraĢtırma verilerinin toplanmasında “Pozitif Psikolojik Sermaye Ölçeği” kullanılmıĢtır. Sonuç olarak, öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algıları yüksek olarak tespit edilmiĢtir. Bununla birlikte öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algıları okul türü değiĢkeni için umut boyutunda; mesleki kıdem değiĢkeni için ise özyeterlilik ve umut boyutlarında anlamlı fark göstermektedir.

Çimen (2015) araĢtırmasında öğretmenlerin psikolojik sermaye algılarını belirlemek için “Psikolojik Sermaye Ölçeği”ni, basit seçkisiz yöntemle seçilen 610 öğretmene uygulamıĢtır. ÇalıĢma bulgularında öğretmenlerin psikolojik sermayelerinin yüksek olduğu tespit edilmiĢ ve bu yüksek çıkan algıya iliĢkin faktörleri belirlemek amacıyla görüĢme tekniği kullanılarak nitel araĢtırma yapılmıĢtır. Maksimum çeĢitlilik örnekleme ile oluĢturulan nitel çalıĢma grubunu ilkokul ve ortaokul kademelerinde görev yapan 14 öğretmen oluĢturmaktadır. Psikolojik sermayeyi pozitif olarak etkileyen faktörler içinde; yönetici tutumları açısından öğretmene pozitif yaklaĢma, destekleyici davranıĢlar, iĢ birliğine girme ve iletiĢim, görev paylaĢımı; çalıĢma ortamı açısından okulun fiziksel Ģartlarının elveriĢli olması; mesleğin özellikleri açısından insanı eğitme düĢüncesi ve topluma karĢı sorumluluk duygusu öne çıkmaktadır. Bununla birlikte psikolojik sermayeyi negatif olarak etkileyen unsurlar; yöneticilerin bürokratik davranmaları ve sürekli müdahalede bulunmaları; okulun fiziki altyapısının yetersizliği, velilerin ve öğretmenlerin olumsuz tutumları; mesleğin itibarsızlaĢması ve monoton bir yapıda yürümesi olarak belirlenmiĢtir.

Tösten (2015) çalıĢmasında öğretmenlerin pozitif psikolojik sermayelerine iliĢkin algılarını incelemiĢtir. AraĢtırmacılar tarafından geliĢtirilen "Pozitif Psikolojik Sermaye Ölçeği" kullanılmıĢtır. Bulgular nitel çalıĢmayla desteklenip nicel kısımdaki bazı sonuçlar öğretmenlerle paylaĢılarak görüĢme düzenlenmiĢtir. AraĢtırmanın nicel kısımdaki çalıĢma grubu Türkiye‟de toplam 15 ilde 1750 öğretmenden meydana gelmektedir. Nitel kısmına ait çalıĢma grubunu ise Dicle Üniversitesinde Eğitim Yönetimi TeftiĢ Planlama ve Ekonomisi Ana Bilim Dalında lisansüstü eğitim görmekte olan ve MEB‟de çalıĢan 18 öğretmen oluĢturmaktadır. ÇalıĢma bulgularında öğretmenlerin pozitif psikolojik sermayelerine yönelik algılarının yüksek olduğu; öğretmenlerin pozitif psikolojik sermaye algısının illerin geliĢmiĢlik düzeyi ile ters orantılı olduğu; medeni durumun, yaĢın, mezun olunan fakültenin, kıdemin, maaĢ memnuniyetinin, okulun büyük olmasının psikolojik sermayeyi etkilediği tespit

edilmiĢtir. Psikolojik sermayenin güçlenmesini engelleyen durumlar ve gerekli çözüm önerileri öğretmenlerle yapılan görüĢmelerle de incelenmiĢtir.

Kaya, Balay ve Demirci‟nin (2014) çalıĢmalarında ġanlıurfa il merkezindeki ortaokullarda görev yapmakta olan 325 öğretmenin psikolojik sermayeleri; cinsiyet, branĢ, kıdem, mezuniyet düzeyi, aylık okunan kiĢisel geliĢim ve insan iliĢkileri kitabı sayısı değiĢkenleri açısından araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmada öğretmenlerin psikolojik sermayelerinin orta düzeyde olduğu; lisansüstü mezunu öğretmenlerin psikolojik sermayelerinin, ön lisans ve lisans mezunu öğretmenlerden daha yüksek olduğu; kıdem yılı 0-5 olan öğretmenlerin psikolojik sermayelerinin kıdem yılı 20 yıl ve üzeri olan öğretmenlerden daha yüksek olduğu; aylık 3-5 kitap okuyan öğretmenlerin psikolojik sermayelerinin daha yüksek olduğu; ancak psikolojik sermayelerinin branĢ ve cinsiyet değiĢkenlerine göre bir farklılık göstermediği sonuçlarına ulaĢılmıĢtır.

Tokmak (2014) çalıĢmasında, iĢe yabancılaĢma ile duygusal emek iliĢkisinde psikolojik sermayenin düzenleyici etkisinin bulunup bulunmadığını araĢtırmıĢtır. 459 katılımcıdan ulaĢılan sonuçlarda çalıĢanların duygusal emek yoğunluğundaki artıĢ, iĢe yabancılaĢmalarını artırmakta bunun yanında çalıĢanların sahip oldukları psikolojik sermayelerinin iĢe yabancılaĢma ile duygusal emek arasındaki iliĢkide düzenleyici rolünün bulunduğu tespit edilmiĢtir.

Uslu‟nun (2014) çalıĢmasındaki amaç; performansı etkileyen öncüllerden örgüt desteğinin, psikolojik olarak kendini yetkin hissetmenin, psikolojik sermayenin ve iĢ ile ilgili tutumların kendi aralarındaki iliĢkilerini içeren ve örgütsel davranıĢ kuramlarını da göz ardı etmeyen bir model oluĢturmak ve bu modeli değiĢik kültürlerde kıyaslamaktır. AraĢtırma bulgularına göre iĢ görenler arasında örgüt desteği en fazla Amerika‟da, daha sonra Avrupa‟da, en az Türkiye‟de hissedilmektedir. ĠĢ ortamında bireysel performans algısı öncelikle algılanan örgüt desteği, daha sonra iĢ görenlerin yetkinlikleri ve psikolojik sermayeleriyle birlikte artmaktadır. Sonuçlara göre çalıĢma ortamında psikolojik sermayenin önemli bir ara değiĢken olduğu tespit edilmiĢtir. Fakat bu iliĢkilerde Türkiye‟deki çalıĢanlarla Avrupa ve Amerika‟daki çalıĢanlar arasında fark olduğu görülmüĢtür. Türkiye‟de çalıĢanlar performanslarının kendi yetkinliklerinden ve psikolojik sermayelerinden kaynaklandığını düĢünürken yurtdıĢında çalıĢanlar kurumlarının kendilerini yüksek değerde desteklediklerini düĢünmektedirler.

Berberoğlu (2013) tarafından yapılan araĢtırmada doktor ve hemĢirelerin psikolojik sermayelerinin örgütsel vatandaĢlığına etkisinin ölçülmesi amaçlanmıĢtır. Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi AraĢtırma Hastanesinde çalıĢan hemĢire ve doktorlardan oluĢan evrende kota örnekleme yöntemi ile belirlenmiĢ olan örnekleme anket uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda katılımcıların örgütsel vatandaĢlık davranıĢları ile psikolojik sermayeleri arasında 0,70 düzeyinde pozitif yönlü ve güçlü bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır.

ErkuĢ ve Afacan Fındıklı (2013) araĢtırmalarında psikolojik sermayenin iĢ performansı, iĢ tatmini ve iĢten ayrılma niyeti üstündeki etkisini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada değiĢik sektörlerde çalıĢan 572 kiĢi örneklem alınmıĢtır. ÇalıĢmada öncelikle “Psikolojik Sermaye Ölçeği”nin uyarlaması yapılmıĢ ve doğrulayıcı faktör analizi sonucunda dört faktörlü yapı doğrulanmıĢtır. Daha sonra psikolojik sermaye ile iĢten ayrılma niyeti arasında ise negatif, iĢ tatmini ve iĢ performansı arasında pozitif anlamlı iliĢkiler saptanmıĢtır. Alt boyutlarla ilgili olarak da umut boyutu ile iĢ tatmini arasında pozitif, iĢten ayrılma niyeti arasında ise negatif iliĢki; dayanıklılık boyutuyla iĢ tatmini ve iĢ performansı arasında pozitif iliĢki bulgulanmıĢtır.

Keser (2013) araĢtırmasında ilköğretim okullarındaki yöneticilerin psikolojik sermaye düzeylerinin ve otantik liderlik özelliklerinin karĢılaĢtırılmasını amaçlamıĢtır. Bu amaçla Ġstanbul ili Avrupa yakasındaki ilköğretim okulu yöneticilerine uygulanan araĢtırma sonunda tespit edilen bulgularda yöneticilerin psikolojik sermayeyle otantik liderlik düzeylerinin yüksek ortalamalara sahip olduğu belirlenmiĢtir. AraĢtırma bulgularına göre otantik liderlik unsurları ile psikolojik sermaye unsurları arasında anlamlı iliĢki tespit edilmiĢtir. Ayrıca psikolojik sermayenin otantik liderlik düzeyleri üzerine etkisi incelendiğinde psikolojik sermayenin otantik liderliğin yordayıcısı olduğu tespit edilmiĢtir.

Savur‟un (2013) otantik liderlik ve çalıĢanların psikolojik sermayeleri arasındaki iliĢkiyi belirlemeye yönelik yapmıĢ olduğu araĢtırmada; örgüt, pozitif liderlik yaklaĢımı ve pozitif psikoloji, psikolojik sermaye ve otantik liderlik; otantik liderlikle psikolojik sermaye arasındaki iliĢkinin ve otantikliğin, takipçilerin davranıĢı, algıları ve motivasyonu üzerindeki etkisine bakılmıĢtır. Ayrıca deneysel olarak pozitif liderliğin temel bileĢeni olan otantik liderlikle kiĢilerin psikolojik sermayeleri arasındaki iliĢki incelenmiĢtir. 321 kiĢi ile çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma bulgularında ise çalıĢanların psikolojik

sermayelerine iliĢkin algılarıyla yöneticilerin otantik liderlik özellikleri arasında olumlu bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır.

Akçay‟ın (2012), çalıĢanların iĢ tatmini ile sahip oldukları pozitif psikolojik sermaye arasındaki iliĢkiyi ortaya koymayı amaçladığı çalıĢmada makine sektöründen bir kamu kuruluĢunda toplam 450 kiĢi üzerinde bir uygulama gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma bulgularında iĢ tatminiyle psikolojik sermaye ve bileĢenleri arasında anlamlı pozitif bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır.

Çetin ve Basım‟ın (2012) çalıĢmalarının amacı, “Örgütsel Psikolojik Sermaye Ölçeği”nin Türkçeye uyarlaması yapılıp, geçerlilik ve güvenilirliğinin tespit edilmesidir. AraĢtırmanın katılımcıları kamuda çalıĢan toplam 235 yöneticiden oluĢmaktadır. ÇalıĢma sonucunda, ölçeğin alt boyutları güvenilirlik katsayılarının 0,67 ve 0,85 arasında değiĢmekte olduğu ve test-tekrar test değerleri de 0,70 ve 0,77 arasında olduğu tespit edilmiĢtir. Bunun yanında yapılmıĢ olan faktör analizinde, „psikolojik dayanıklılık‟, „iyimserlik‟, „özyeterlilik‟ ve „umut‟ boyutlarından oluĢan dört faktörlü yapı doğrulandığından “Örgütsel Psikolojik Sermaye Ölçeği”nin geçerli ve güvenilir olduğu ifade edilmiĢtir.

Erkmen ve Esen (2012) çalıĢmalarında biliĢim sektöründe çalıĢan kiĢilerin psikolojik sermayelerini tespit etmeyi ve psikolojik sermayelerinin demografik değiĢkenlere göre farklılaĢıp farklılaĢmadığını saptamayı amaçlamıĢlardır. Ölçek biliĢim sektöründen toplam 155 çalıĢana uygulanmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre, biliĢim sektöründe yönetici pozisyonunda, erkek, toplam kıdemi fazla, yaĢça daha büyük olan çalıĢanların psikolojik sermaye düzeyi daha yüksek olarak bulgulanmıĢtır. Buna karĢılık, kurumdaki kıdemin ve eğitim durumunun, çalıĢanların psikolojik sermayeleri açısından anlamlı bir fark oluĢturmadığı belirlenmiĢtir.

Çınar (2011) yaptığı çalıĢmada beyaz yakalı çalıĢanların örgütsel bağlılıkları ile pozitif psikolojik sermayeleri arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢ ve demografik değiĢkenlerin bu iliĢkideki rolünü incelemiĢtir. Psikolojik sermayenin boyutları olan iyimserlik, umut, özyeterlilik ve psikolojik dayanıklılık ile örgütsel bağlılık boyutları olan duygusal bağlılık ve normatif bağlılık arasındaki iliĢkiye de bakılmıĢtır. ÇalıĢmanın örneklemini 107 beyaz yakalı çalıĢan oluĢturmaktadır. Sonuç itibariyle, psikolojik sermaye ve boyutlarıyla örgütsel bağlılık ve boyutları arasında anlamlı iliĢkiler tespit edilmiĢtir.

Polatcı‟nın (2011) araĢtırmasında psikolojik sermayenin performans üzerindeki etkisinde psikolojik iyi oluĢ ve iĢ aile yayılımı kavramlarının rolü araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmaya Tokat ilinde doktor, hemĢire, akademisyen, bankacı ve polis olarak görev yapan toplam 361 iĢ gören katılmıĢtır. ÇalıĢmada psikolojik sermayenin çalıĢan performansını büyük oranda etkilediği bulgulanmıĢtır. Ayrıca bu etkinin psikolojik iyi oluĢ ve iĢ aile yayılımı boyutlarından pozitif iĢ-aile yayılımının etkisiyle yükseldiği saptanmıĢtır. Negatif iĢ-aile yayılımının ise psikolojik sermayenin performans üzerindeki etkisini azaltmakta olduğu anlaĢılmıĢtır.