• Sonuç bulunamadı

1.5 Belgesel Sinemanın Alt Türleri

1.5.4 Propaganda Geleneği

Siyasal olayları anlatan, ama bunu yaparken sanatsal kaygılardan uzakta belli bir siyasal amacın gerçekleşmesi için yapılan filmler vardır. Sinemacılar kendi görüş, düşünüş ve yaşam tarzlarını aktarmak ve empoze etmek isterken sinemayı kullanırlar. Buna propaganda sineması demek mümkündür (Odabaşı, 2003:36).

Sinemanın ilk yıllarından itibaren dünya üzerindeki iktidarlar propaganda yapmak amacıyla belgesel sinemanın önemli bir destekçisi olmuştur. Propaganda belgeselleri, filmi yapan yönetmenin doğrudan inancını yansıtmaktan çok bu filmleri destekleyen iktidar-kuruluşun inançlarını yansıtırlar. Tarih boyunca belgeseller gerçeklik ve gerçek hayatlara olan iddiaları nedeniyle iktidarlar için her dönem değerli olmuşlardır. Özellikle dünya savaşları döneminde iktidarlar belgesel filmleri kendi birliklerini motive etmek, sivil halkı harekete geçirmek ve diğer ülkelere güç gösterisi sunmak gibi amaçlarla kullanmıştır (Aufderheide, 2007: 65). Propaganda filmlerini Rotha, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Almanya-İtalya başlıkları altında özetler. (2000:68-77)

1.5.4.1 Sovyetler Birliği

Propaganda kelimesi XV. Papa Gregory (1622) tarafından oluşturulan bir Kardinal komitesine verilen “Congregatio de propaganda fide” isimden gelmektedir. “Propaganda yapmak için kurulan cemaat” olarak dilimize çevrilebilecek bu komitenin günümüzde de geçerli görevlerinden bir tanesi Hristiyan olmayan ülkelerde kilise kurulmasıdır. Filozof ve sosyalist Karl Marx’ın da kullandığı bu terim sinemada hükümetlerin özellikle 1917’de devrim sonrası kurulan Bolşevik Hükümeti’nin önemli bir politikası haline gelmiştir. Komünist hükümetin Eğitim Bakanlığı’nın altında kurulan film bölümünün başkanlığına Lenin’in karısı Nadezhna Krupskaya’nın getirilmesi ve Lenin’in"Bütün sanat dalları içinde, sinema bizim için en önemlisidir” sözleri sinemaya verilen önemin bir göstergesidir (McLane, 2012: 8-41).

Sovyetler’de üretilen filmler birliğin gücünü ortaya koyma ideolojisi açısından Amerika ve Avrupa’daki belgesellerden farklıdır. Devlet, toplumun devrim sonrası inanışlara uyumlu olmasını amaçlar. Tekniğin elverdiği ölçüde sanatçı sinemayı bu amaçla kullanır. Öyle ki gerçekler olduğu gibi değil, sinematografik imkanlar

kullanılarak yönetmenin amacı doğrultusunda yeniden anlamlandırılır. Böylece bilinene yeni anlamlar katan belgesel yaklaşıma yeni bir biçim kazandırılır (Rotha, 2000: 68-70).

Sovyetlerde üretilen filmlerin diğer ülkelerden bir diğer farkı da üretimin senaryo, çekim, düzenleme, gösterim gibi tüm yapım süreçlerinin tek bir merkezden kontrol edilmesidir. Ayrıca halkının okuma yazma oranı daha düşük S.S.C.B. ilk yıllarında sessiz olan sinemanın geniş kitleler tarafından anlaşılabilir olması için yapılan deneysel çalışmalar sinema dilinin gelişimine önemli katkılar sağlanmıştır.

Sovyet Propaganda filmleri arasında, Vertov‟un üzerinde çalıştığı ağıt ya da ajitasyon trenleri ile yapılan filmlerin demiryolu aracılığıyla ülkenin uzak bölgelerindeki halka ulaştırılma projesi dikkat çeker. Ayrıca Turin‟in, Türkistan ve Sibirya arasında bir demiryolu yapılmasının gerekliliği anlattığı Turksib adlı belgesel film, sadece S.S.C.B‟de değil filmin izlendiği yabancı ülkelerde de demiryolunun gerekliliği konusunda izleyenleri etkilemesi açısından önemlidir.

1.5.4.2 İngiltere

Flaherty ve Sovyet yönetmenler tarafından yapılan film örneklerinin yanı sıra sinemaya ses öğesinin de katılması İngiltere‟de yeni bir belgesel akımının doğmasını tetikler. İngiltere‟de yapılan propaganda amaçlı belgesellerin temeli, John Grierson ve onun çevresinde toplanmış yönetmenlerin oluşturduğu İngiliz Belgesel Okulu‟nun 1929-1937 yılları arasında yaptığı çalışmalara dayanır (Adalı, 1986:38-40).

İngiliz İmparatorluğu‟nun zayıflayan askeri ve siyasi bağlarını güçlendirmek, imparatorluk ürünlerinin pazarlanmasını teşvik etmek amacıyla 1926 yılında EMB (Empire Marketing Board) kurulur. EMB genel sekreteri Stephen Tallents, Grierson‟u EMB sinema bölümünün başına getirir. Grierson devlet desteğiyle EMB adına “Balıkçı Tekneleri” filmini çeker (McLane, 2012: 8-41).

Grierson‟un yönetmen olarak görev yaptığı tek film olan “Balıkçı Tekneleri” ile başlayan bu süreçte üretilen filmlerde sanatsal kaygıdan ziyade toplumsal yarar amaçlanır. İngiliz Belge Okulu, başlangıçta İmparatorluk Pazarlama Birimi çatısı altında finansmanı sağlanırken sonrasında Genel Posta İdaresi ve bağımsız kurumlar aracılığıyla varlığını sürdürmeye devam eder. Zor şartlar altında çalışan İngiliz Belge

Okulu yönetmenleri ilk kez Sovyetler Birliği dışında belgesel film üretme anlamında önemli başarılar sağlayan bir grup olmuştur (Rotha, 2000: 75).

1.5.4.3 Almanya

I. Dünya Savaşı sonrası Danimarka film şirketi Nardisk Almanya tarafından satın alınarak 1918'de UFA (Universum Film Aktiengeselschaft) kurulur. Ayrıca Almanya‟da bulunan küçük film şirketleri UFA çatısı altında toplanarak propaganda amaçlı sinema çalışmaları başlatılır. Modern stüdyolar kurularak, yabancı ülkelerden yıldız oyuncu, yönetmen ve teknik personel getirtilir (Betton, 1990:12). 1933 yılında Nazilerin iktidara gelmesi ve 1937 yılında hükümetin şirketi satın alması üretilen film içeriğini çok daha katı bir hale getirir. Bu süreçte birçok Alman yönetmen yurt dışına göç etmek zorunda kalır. Bu baskı ortamında üretilen filmler, şirketin uluslararası alanda pazar kaybetmesine neden olur.

Rotha, Alman ve İtalyan filmlerinin Sovyetler Birliğinde olduğu gibi politik ve toplumsal uçlu propaganda yapımları olduğunu söyler. Alman filmlerinin tamamı propaganda bakanı Gobbels kontrolünde İtalya‟da ise Mussolini direktifleri doğrultusunda tamamlanır (Rotha, 2000:76-77). Almanya‟da öne çıkan yapımların başında asıl adı Triumph des Willens olan dilimize Azmin Zaferi ya da İradenin Zaferi adıyla çevrilen film gelir. Almanya Nazi Partisi tarafından 1934 yılında Nuremberg şehrinde yaptığı geçit töreni, filmde gösterişli bir şekilde aktarılır.

İradenin Zaferi filminin yönetmeni Leni Riefenstahl filminde kullandığı açılarla dikkat çekmiştir. 40 kameraman ve toplam 140 kişinin çalıştığı filmde halk yığınlarını üst açılardan Hitler‟i ise alt açıdan (Şekil 2.2) görüntülemiştir. Bir propaganda filmi olan belgesel filmin Alman halkı üzerinde güçlü bir etkisi olmuştur. Öyle ki birçok Alman Hitler‟i bir kurtarıcı “tanrı” olarak görmeye başlamıştır (Ritchie, 2005:29). Filmin ayrıca 1935 Uluslararası Venedik Film Festivali‟nde altın madalya, 1937 Paris Film Festivali‟nde büyük ödülü kazanmıştır.

Leni Riefenstahl‟ın yönettiği “İradenin Zaferi” filmi bazı eleştirmenlerce günümüze kadar yapılmış en iyi belgesel olarak savunurken birçok eleştirmen bunun bir film olarak bile değerlendirilemeyeceği görüşündedir. Yönetmeliğinin yanında senarist, fotoğrafçı, aktris, dansçı ve sporcu olan Riefenstahl, 2003 yılında 101 yaşında hayata gözlerini kapamıştır. Irkçılık ve Nazi propagandası yapmakla suçlamalarına maruz

kalan yönetmen “yaptıklarından gurur duyduğunu ve bir gün anlaşılacağını” (Ntv:2002) dile getirmiştir.

1.6 Belgesel Sinemanın Öncüleri

Benzer Belgeler