• Sonuç bulunamadı

Probleme dayalı öğrenme, öğrencilerin eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini kazanmaları, bilgi edinmeleri ve dersin gerekli kavramlarını öğrenmeleri için bir içerik olarak gerçek hayat problemlerini kullanmaktadır (Alper, 2008). Geleneksel öğretimde problemler, bir değerlendirme amacıyla kullanılırken, probleme dayalı öğrenmede ise öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmek ve öğrencilere yeni kavramları öğretebilmek için bir araç olarak kullanılmaktadırlar (Neville ve Britt, 2007). Bu nedenle probleme dayalı öğrenme ve geleneksel öğretim yöntemleri arasındaki en büyük farklardan biri ünitelerle ilgili hedeflerin öğrencilere kazandırılma sürecidir. Geleneksel öğretimde ünitede yer alan konuların sonunda ilgili kavram ve ilkelerin uygulanabileceği şekilde problemler verilirken, probleme dayalı öğrenme ortamında problemler öğrencilere gerekli kavram ve ilkelere ulaşmaları için önceden verilmektedir (Maudsley, 1999). Bir başka deyişle, öğrenmenin gerçekleştirilmesinde probleme dayalı öğrenme yönteminde tümdengelim, geleneksel yöntemlerde ise tümevarım yöntemi temel alınmaktadır. Bu nedenle probleme dayalı öğrenme yönteminin temeli, öğrenmenin başlangıç noktası olarak problemleri kullanmaktır (Hämäläinen, 2004).

Probleme dayalı öğrenmede problemler, öğrencilerin öğretim programının amaçlarını keşfetmeleri ve bu amaçları başarmaları için tasarlanmakta ve seçilmektedirler. Söz konusu problemler, öğrenenlerin öğrenme ihtiyacı duymalarını sağlayan bir araç olarak hizmet etmektedirler (Gordon ve diğerleri, 2001). Problemler aynı zamanda, öğrencilerin aktif oldukları öğrenme ortamında var olan bilgileri ile yeni öğrendikleri bilgiler arasında ilişki kurarak yeni bilgileri zihinlerinde yapılandırmalarını sağlamaktadırlar. Böylece probleme dayalı öğrenme yönteminde problemlerin kullanımı, öğrenmeyi geliştirici ve ilişkisel bir süreç haline getirmektedir (Dolmans ve diğerleri, 2005). Öğrencilere sunulan problemler konuyla ilgili fazla bilgi sağlamadığı için öğrencilerin araştırma yapmalarını gerektirmektedir. Bu nedenle işbirlikli öğrenme ortamlarında öğrenciler görev paylaşımı yaparak problemin çözümünü kapsayan öğrenme alanıyla ilgili daha çok araştırma yapmakta ve araştırmaları sonucunda elde ettikleri bilgileri birbirleriyle paylaşıp aralarında tartışarak problemi çözüme ulaştırmaktadırlar. Bu süreç öğrencilerin sadece kişilerarası iletişim ve sosyal becerilerini geliştirmemekte aynı zamanda eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme becerilerini de geliştirmektedir (Yip, 2002).

Öğrencilerin bir bilim adamı gibi düşünerek bir problemi çözebilmelerinin onların yaşamları boyunca karşılaşacakları sorunlarla baş edebilme güçlerini de geliştirebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, öğrencilerin öğrenmesi için temel olarak problem çözmeyi kullanan probleme dayalı öğrenme oturumlarında öğrencilerin problemleri çözme süreci büyük önem taşımaktadır (Beringer, 2007). Probleme dayalı öğrenmede problem çözme sürecinin ilk adımı yaratıcı bir süreç olan problemin keşfi veya tanımlanmasıdır (Chin ve Chia, 2004). Awang ve Ramly (2008) probleme dayalı öğrenmede problem çözme süreci şemasını aşağıdaki gibi göstermişlerdir:

Şema 1.1.7. Probleme Dayalı Öğrenmede problem çözme süreçlerinin akış şeması (Awang ve Ramly,

2008).

Probleme dayalı öğrenme yarı yapılandırılmış problemleri ele alarak öğrencilerin çevreleriyle etkileşimde bulunmalarına olanak tanıyan bir yöntemdir. Probleme dayalı öğrenme ortamlarında sosyal görüşmeler yoluyla bilgi oluşturulmaktadır (Araz ve Sungur, 2007b). Bu nedenle probleme dayalı öğrenme süreci öğrenci merkezli, yansıtıcı ve işbirlikli bir süreçtir. Probleme

Düşünceler, Önceki bilgiler, Öğrenme alanları

Problemi tanımlama Kendini Yöneten Öğrenme Grup tartışması Problemi çözme/Karar verme Sunum Öğrenci etkileşimi, Genel becerileri uygulama Değerlendirme Son çözüm Hayır Hayır Evet Evet

dayalı öğrenmenin temelini planlanarak öğrenme sürecinde sunulan günlük hayattaki problemler oluşturduğundan seçilen problemlerin niteliği büyük önem taşımaktadır (Shepherd ve Cosgriff, 1998). Probleme dayalı öğrenmede problemler öncelikle öğrencilerin ilgilerini çekecek şekilde dikkatlice seçilmelidir (Khoo, 2003). Öğrencilere sunulacak problemler öğrencilerin becerilerini sınamak yerine, üst düzey becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak nitelikte olmalıdır. Probleme dayalı öğrenmenin uygulanacağı öğrenci topluluğunun düzeyi de dikkate alınarak, verilecek problemler yapılandırılmamış veya az yapılandırılmış olarak düzenlenmelidir (Boran ve Aslaner, 2008). Problemler ayrıca varsayımları ve tartışmayı da arttırmalıdır. Problem çözümleri birçok ilişkili parçaları içerecek şekilde karmaşık olmalı ve öğrencilerin bilme ve öğrenme ihtiyacını motive etmelidir (Hmelo-Silver, 2004). Problemler, probleme dayalı öğrenmenin önemli bir bileşeni olduğundan problemlerin sunum şekli de öğrenciler için büyük önem taşımaktadır.

Probleme dayalı öğrenmede günlük hayatta yer alan problemler ilgi çekici senaryolar halinde öğrencilere sunulmaktadır. Bir senaryo öğrencinin konuya ilişkin ilgisini arttırmalı ve bir veya daha fazla amaca hizmet etmelidir (Dahlgren ve Oberg, 2001). Probleme dayalı öğrenme süreci yönlendiricinin öğrencilere problemin yer aldığı senaryoyu sunmasıyla başlamaktadır. Yönlendirici tarafından hazırlanan senaryolar, beyin fırtınası sırasında kendi düşüncelerini özgürce dile getirebilen öğrencilere sunulmaktadır (Gürses ve diğerleri, 2007). Öğrenciler aralarında tartışarak öncelikle senaryoda yer alan problemin ne olduğunu bulmaya daha sonra ise problemin çözüm yolunu araştırmaya çalışmaktadırlar. Senaryolar öğrencilere sunulduğunda, ilk olarak öğrenciler durumu en iyi nasıl analiz edeceklerine karar vermelidirler. Bu aşamada öğrenciler problemle ilgili düşüncelerini ve önceki bilgilerini organize etmekte ve problemin içerisindeki anahtar konuları belirlemektedirler. Bazı durumlarda, sınıf problemi çözmek için bir birim olarak birlikte çalışabilir. Diğer durumlarda, sınıf ayrılabilir ve her bir öğrenci veya küçük bir öğrenci grubu özel sorumluluklar üstlenebilir (Shepherd ve Cosgriff, 1998).

Probleme dayalı öğrenmede problemlerin kalitesinin ve sunumunun sonraki öğrenme süreçleri için çok önemli olduğu yapılan çalışmalarda kanıtlanmıştır (Lehtinen, 2002). Bu nedenle problemlerin öğrencilere sunumunun nasıl gerçekleştirilebileceği konusunda araştırmalar yapılmaktadır (Gossman ve diğerleri, 2007). Probleme dayalı öğrenmede problemler yazılı bir durum şeklinde öğrencilere sunulmaktadır. Bu sunum öğrencilere sınırlı miktarda bilgi vermektedir. Birkaç cümleyle tanımlanan olayı okuma öğrencilerin öğrenme sürecinde ele

alınacak problem ile doğrudan yüz yüze kalmaları anlamına gelmektedir (Lehti ve Lehtinen, 2005). Bu nedenle probleme dayalı öğrenmede problemler öğrencilere yazılı metinler halinde sunulduğu gibi similasyon, video gibi görsel araçlar kullanılarak da sunulabilir. Böylece problemler daha ilgi çekici ve açık uçlu hale getirilebilir.