• Sonuç bulunamadı

Probleme dayalı öğrenme süreci yönlendiricinin günlük hayattan alınmış olayların yer aldığı senaryoları öğrencilere sunmasıyla başlamaktadır. Öğrenciler senaryoda yer alan problemi tanımlayıp öğrenme alanlarını belirledikten sonra problemin çözümü için gerekli olan kaynakları toplamakta ve aralarında tartışarak problemin çözümünün ne olduğu konusunda bir fikir birliğine varmaktadırlar. Probleme dayalı öğrenme ortamlarında öğrenciler genel olarak uygun öğrenme kaynaklarının seçilmesinde, çalışma zamanlarının planlanmasında, bilişsel çalışma etkinliklerinin denetlenmesinde ve yönetilmesinde aktif bir rol oynamaktadırlar (Hurk, 2006). Böylece problemin tanımlanmasından başlayarak kendi performanslarının değerlendirilmesine kadar tüm süreçte aktif rol oynayan öğrenciler araştırarak, sorgulayarak bilgiye kendileri ulaşmaktadırlar. Bu nedenle öğrenciler öğrenmeleri için belli görevler üstlenmektedirler. Probleme dayalı öğrenme sürecinde sorumluluk alma, araştırma yapma, tartışma, hipotezleri test etme ve kendi kendilerine bulguları yazma gibi görevler öğrencilerin yapmaları gerektiği düşünülen temel görevlerdir (Alper, 2008). Söz konusu görevleri yerine getiren öğrenciler öğrenme sürecini kendileri yönetmekte ve bu durum da öğrencilerin kendi öğrenmeleri için sorumluluk almaları anlamına gelmektedir (Dahlgren, Castensson ve Dahlgren, 1998). Probleme dayalı öğrenmenin öğrenci merkezli olması, bu yöntemde küçük gruplarla çalışılması ve öğretmenin öğrencileri yönlendiren bir rol üstlenmesi; öğrencilerin bağımsız öğrenenler olmalarına, bir problemi değerlendirebilmelerine ve çözüm için kullanabilecekleri kaynakları kendilerinin keşfetmelerine yol açmaktadır (Neville ve Britt, 2007). Bu süreçte öğrencilerin kendi öğrenmelerini gerçekleştirebilmeleri için onlara bazı becerilerin kazandırılmasının öğrenme sürecinde onlara yardımcı olarak daha aktif olmalarını böylece anlamlı ve kalıcı öğrenmelerini sağlayabileceği düşünülmektedir.

Uden ve Beaumont (2005)’e göre probleme dayalı öğrenme ortamlarında öğrencilerde bulunması gereken ya da öğrencilere kazandırılması gereken birkaç özellik aşağıdaki gibi sıralanabilir:

• Zihin yapılarını değiştirme • Sorumluluk bilinci geliştirme

• Sorgulayıcı öğrenme becerilerini geliştirme

• Düşüncelerini görselleştirebilme yeteneği kazandırma • Bilgi okuryazarlığı kazandırma

• Takım veya grup çalışması yapabilme becerilerini geliştirme • Kişilerarası (Sosyal) becerileri kazandırma

• Takım liderliği becerilerini kazandırma • Bilişsel becerilerini geliştirme

• Yansıtma becerilerini geliştirme

Bireysel olarak kendi öğrenmelerini yönlendirdikleri ve kendi öğrenmeleri için sorumluk aldıkları probleme dayalı öğrenme sürecinde öğrenciler, gruplar halinde çalışmaktadırlar (Sluijsmans ve diğerleri, 2001). Probleme dayalı öğrenme uygulamalarının yapıldığı sınıflarda yer alan öğrenciler senaryolar üzerinde bir bütün halinde çalışabildikleri gibi her biri yaklaşık olarak beş öğrenciden oluşan küçük gruplara bölünebilirler (Rhem, 1998). Bu küçük işbirlikli öğrenme gruplarında çalışan öğrenciler kendilerine sunulan problemi tanımladıktan sonra problemi çözmek için bilmeleri gereken şeylerin ne olduğunu bir başka deyişle problemle ilgili öğrenme alanlarını belirleme ve araştırma yapma sürecinde işbirliği halinde çalışmaktadırlar (Rhem, 1998; Hmelo-Silver, 2004). Araştırmaları sonucunda elde ettikleri bilgileri ise grup arkadaşlarıyla tartışarak problemi çözüme ulaştırmaktadırlar. Bu süreçte, küçük işbirlikli gruplarda çalışmak, öğrencilerin grup çatışmaları yaşamalarına yol açmakta, bu çatışmaların üstesinden gelmelerini cesaretlendirmekte, fikirler geliştirmelerini sağlamakta ve problemlere ilişkin öğrencilere görüşler kazandırmaktadır (Hughes ve Lucas, 1997). Bu nedenle probleme dayalı öğrenme, tamamen olmamakla birlikte güçlü bir şekilde grup içerisindeki öğrenciler arasındaki işbirliğine bağlıdır (Svinicki, 2007). Sonuç olarak, probleme dayalı öğrenme ortamlarında öğrenciler bireysel olarak birbirinden bağımsız çalışmak yerine, takım olarak çalışmakta, görev paylaşımı yapmakta ve bilgilerini birbirleriyle paylaşmaktadırlar (Uden ve Beaumont, 2005). Söz konusu öğrenme ortamlarında tüm öğrenciler tartışmaya katılarak her öğrenci düşündüğü ve savunduğu görüşü korkmadan özgürce söyleyebilmektedir. Böylece öğrencilerin var olan bilgileri ile edindikleri yeni bilgileri aktif oldukları işbirlikli öğrenme ortamlarında ilişkilendirmeleri sonucunda anlamlı ve kalıcı öğrenmeleri sağlanmaktadır. Grupça öğrenme sadece bilgiyi edinmede öğrencilere yardımcı olmamakta, aynı zamanda iletişim becerileri, takım çalışması, problem çözme, öğrenme için bağımsız sorumluluk alma, bilgi paylaşımı ve diğer öğrencilere saygı gibi birkaç istenilen özelliklerin kazanılmasına katkı sağlamaya da yardımcı olmaktadır. Bu yüzden, probleme dayalı öğrenme genel becerilerin

geliştirilmesi ile bilgi edinmeyi birleştiren küçük grupla öğretim yöntemi olarak düşünülebilir (Awang ve Ramly, 2008). Böylece probleme dayalı öğrenme ortamları yoluyla, yeni bilgileri yapılandırmaları sağlanan öğrenciler, takım çalışması ve iletişim becerileri alanlarında da eğitilebilmektedirler (Christensen, 2008).

Öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif olmasını sağlayan ve kendi öğrenmelerinden sorumlu olmalarını gerektiren probleme dayalı öğrenme yönteminde öğrencilerin görev ve sorumlulukları artmaktadır. Buna bağlı olarak probleme dayalı öğrenme sürecinde bir problemin çözümü üzerinde takım olarak birlikte çalışan öğrencilerin her biri belirlenen görevler için sorumluluk almaktadırlar (Sluijsmans ve diğerleri, 2001). Bir başka deyişle öğrenme amaçlarını gerçekleştirmek için farklı öğrenme görevlerini paylaşmaktadırlar (Lam, 2008). Böylece, grup içerisinde her bir öğrenci görev paylaşımı sonucunda çeşitli roller üstlenmektedir. Savin-Baden ve Major (2004)’a göre probleme dayalı öğrenmede sıklıkla kullanılan takım rolleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Yardımcı roller: Tartışmayı hafifleten, takıma görevler veren, herkesin çalıştığından emin olan, katılma ve öğrenme fırsatına sahip öğrenciler.

Araştırmacı roller: Takımca ihtiyaç duyulan materyalleri araştıran ve bulan öğrenciler. Cesaretlendirici roller: Grup üyelerinin öğrenme sürecine katılımını güçlendiren öğrenciler. Zaman tutucu roller: Grup üyelerinin belirlenen görevleri tamamlamaları için zamanı kontrol eden öğrenciler.

Kaydedici roller: Grup tartışmalarında notlar alan ve yazılı bir sonuç hazırlayan öğrenciler. Kontrol edici roller: Grup üyelerinin her birinin ilgili kavramları ve grubun probleme ilişkin ulaştığı sonucu anladığından emin olan öğrenciler.

Sonuç olarak geleneksel yaklaşımda bilgiyi pasif olarak alan bireyler olarak kabul edilen öğrenciler probleme dayalı öğrenmede bilgiye araştırarak ulaşabilen, bilgiyi sorgulayan bireyler olarak görülmektedir. Bu nedenle probleme dayalı öğrenmede öğrenciler kendi öğrenmeleri için daha büyük sorumluluk üstlenmektedirler. Öğrenci rolündeki bu değişim aynı zamanda geleneksel yaklaşımda yer alan öğretmen tarafından bilgi aktarımı şeklindeki öğretimi probleme dayalı öğrenmede azaltmaktadır (Yip, 2002). Bu nedenle probleme dayalı öğrenme ortamlarında öğretmenlerin de rolleri geleneksel yaklaşıma göre farklılık göstermektedir.