• Sonuç bulunamadı

2.3. POLĠS EĞĠTĠMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ TEORĠK YAKLAġIMLAR

2.3.4. Polis eğitimi

açık bir gerçektir.

Ancak Ģurası da unutulmamalıdır ki, eğitimcinin bir görevi de eğitime istek duymayanlarda eğitime (ilme) istek uyandırmaktır (Çelikkaya 1999;49).

Eğitimciler arasındaki benimsenen yaygın görüĢe göre eğitim insana yeni kabiliyet kazandıramaz. Mevcut kabiliyeti de yok edemez. Eğitimin görevi, var olan kabiliyetleri geliĢtirmektir. "Ġnsan, ham kabiliyetlerle dünyaya gelir. "Gazali, 'Yetenek, topraktaki tohum gibi, insan ruhunda gizli bir güçtür. Öğrenme (eğitim) o gizli gücü fiili duruma getirir, (açığa çıkarır ve geliĢtirir). "der. Eğitimsizlik de tabiatıyla bu kabiliyetlerin körelmesine, paslanmasına veya atıl (iĢe yaramaz halde, verimsiz) kalmasına sebep olur.

Dolayısıyla eğitimin gücü, sonsuz değildir. Veya eğitim, sonsuz bir güce sahip değildir. Eğitimin baĢarısı yukarıda da anlatılmak istenildiği gibi, çeĢitli faktörlere bağlıdır.

Polis okullarına yapılan atamaların önemli bir kısmının gerekçesi eğitim dıĢı sebeplerdir. Bu durum, muhakkak değiĢtirilmesi gereklidir. Sınıf komiserlerinin yeni mezunlardan seçilmesi önemli handikapları da beraberinde getirir; zira beĢinci sınıf psikolojisinden kurtulması mümkün değildir. Kanı öğrencilerinki kadar delidir.

Mezuniyet öncesi eleĢtirdiği Ģeyleri mezuniyetin hemen arkasından savunur hale gelir Bu hususa öğrencilerin terbiye sistemi bağlamında dikkat etmek gerekir.

Polis eğitimi, polisin mesleki bilgi, görgü ve kültürünü artırmak ve ileriye bakıĢını geliĢtirme çabasıdır. Ġnsan haklarının evrensel bir nitelik ve duyarlılık kazandığı çağımızda polis eğitimi ayrı bir önem kazanmıĢtır.

Polis bir kanun uygulayıcısı olarak tanımlanmaktadır. Bilindiği gibi kanunlar ancak iyi uygulayıcıların elinde bir anlam ve hayatiyet kazanır. Ġyi kanunlar, kötü uygulayıcıların elinde topluma her zaman zarar verir ve insan haklarını zedeler. Zaten kötü kanun yok, kötü uygulayıcı vardır. Oysa iyi kanun uygulayıcısı, kanunları harfi harfine değil, onun ruhuna inip esprisini anlayarak iyi yorumlayabilen eğitilmiĢ kiĢidir (Küllü, 1999:22).

Diğer taraftan polis, adaletin ilk kapısı veya baĢlangıç noktasıdır. Adalet ise, bir ülkede mülkün temeli olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla polis eğitimine önem vermek, aslında adaletin çabuk gerçekleĢmesine ve insan haklarına önem vermektir.

Gerçekten, bir ülkede adli makamlar polisin yaptığı araĢtırma ve soruĢturma sonuçlarına göre karar vermektedir. Bunlar görevlerini süratli ve ciddi yaptığı, gerekli bilgi ve belgeleri gerektiği yer ve zamanda sağlıklı bir Ģekilde adli makamlara sunabildiği ölçüde, yargı aha süratli ve isabetli karar verebilecek ve adalet daha çabuk gerçekleĢecektir. Böylece, halkın hem araĢtırmalarını ciddi yapan polise, hem de süratli ve isabetli karar veren yargıya güven ve desteği artacaktır. Ama bütün bunların gerçekleĢebilmesi, bir ölçüde polisin iyi eğitilmesine bağlı olduğundan, polis eğitimi önemlidir.

Polis eğitiminde amaç, öğrenciye yalnız mesleki bilgi ve davranıĢlar kazandırmak değil, bunun yanında özgür düĢünebilme, iyi muhakeme edebilme, süratli ve sağlıklı karar verebilme yeteneğine sahip, değiĢen toplum Ģartlarına ayak uydurabilen polisler yetiĢtirmektir (Schulkes, 1994:5).

Bunun için öğrencilere;

Bağımsız düĢünmeyi ve sorumluluk almayı, Birlikte ve iĢbirliği halinde çalıĢmayı,

"MüĢteri odaklı" anlayıĢa göre hizmet verme bilgi ve bilinci vermek gerekir.

Halkla devlet arasında bir tanzim ve uzlaĢma kurumu olan polisin "dengeli ve ölçülü" yetiĢtirilmesi gerekir. Bunun için polis eğitimi yalnız beden eğitimi ve silah eğitiminden ibaret olmayıp, "ruh - beden ve kafa bütünlüğü" gibi birbirini tamamlayan üçlü bir dengeyi gerektirmektedir. Polis eğitimi, bir bakıma, "kafa, kalp (vicdan) ve kol"

gücü arasında bir denge uyum kurabilme eğitimidir. Bilindiği gibi, insan vücudunda gönül (kalp) ne kadar salim olursa, gövde o kadar salim ve dengeli olacaktır. Bu denge sağlanamadığı takdirde, belli bir Ģekle ve kalıba sıkıĢtırılmıĢ "dengesiz", ruh sağlığı bozuk psikopat polis tipleri ortaya çıkar.

Diğer taraftan, çok yönlü bir özellik taĢıyan polis eğitiminin, milli, milletlerarası ve mesleki yönleri vardır. Polis eğitiminde öğrenci, mensup olduğu milletin tarihi ve kültürel değerlerini, nereden gelip nereye gittiğini ve nasıl bir milli kimlik ve kiĢiliğe sahip olduğunu; küreselleĢen bir dünyada demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları gibi evrensel değerleri ve doğal olarak polis mesleğinin kendine özgü özellik, incelik ve tekniklerini en ince noktalarına kadar öğrenmek zorundadır.

Günümüzde terör ve suçla mücadele etmek, yalnız teknik mücadele değil, bir beyin ve bilgi mücadelesidir. Bu nedenle, polis eğitiminde polisin pazu gücüyle birlikte, bilgi gücünü artırmak ve "fikri" potansiyelini, fiziki gücünün önüne geçirmeye çalıĢmak gerekir. Çünkü çağdaĢ polis, pazu gücü veya fiziki gücünden çok, kafa gücü veya bilgi gücüyle görev yapmaktadır.

Günümüzde her alanda hızlı geliĢme ve değiĢmeler sonucunda özellikle sosyal entegrasyonların düĢmeye ve gerilemeye baĢladığı görülmektedir. Toplumdaki sosyal geliĢim ve değiĢimin farklı boyutlar kazanmasıyla, otorite ve otoritenin sembolü olan polise karĢı bakıĢ tarzı değiĢmiĢ ve polisten beklentiler de artmıĢtır.

Kabul etmek gerekir ki, sosyal, kültürel ve ekonomik geliĢmeler ve toplumda meydana gelen çeĢitli boyuttaki değiĢimler, günümüzde; devlet, hukuk ve insan hakları kavramları ile birlikte, özellikle polis ve güvenlik gibi konularda da yeni yaklaĢımların geliĢmesine yol açmıĢtır.

Bu bağlamda insan iliĢkilerinin çeĢitlendiği ve karmaĢık hale geldiği, toplumun plüralist bir yapıya dönüĢtüğü günümüzde; hak, hukuk, insan, suç ve suçlu kavramları ile birlikte polisin yeni fonksiyonları ve bilhassa polis eğitiminin yeniden yapılanması hususu önem kazanmıĢtır.

Ancak Türk polis teĢkilatının daha da geliĢtirilmesi ile birlikte etkili, süratli ve kaliteli hizmet verebilmesi bakımından, halkın polisten beklentilerini de içine alan bir bütünlük içerisinde değerlendirilmesinin yapılması ve yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Eğitim, en genel anlamıyla, insan davranıĢlarında istendik yönde değiĢiklik meydana getiren bir etkinlik ya da süreçtir (Ertürk, 1979:13). Eğitimin bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik iĢlevleri de bulunmaktadır (Saracaloğlu, 1992:1).

Bu derece önemli olan eğitim, kalkınmanın da önemli unsurlarından biridir.

Kalkınmanın ise nitelikli insan gücü ile sağlanabileceği tartıĢılamayacak kadar açıktır.

Bu gerçek, özellikle içinde bulunduğumuz bilgi çağında daha fazla anlaĢılmıĢtır. Üstelik son yıllarda, bilimsel çevrelerde oluĢan görüĢlere göre, ekonomik büyümeyi, sosyal değiĢmeyi ve demokratikleĢmeyi (siyasal iĢlev) sağlayan kalkınma süreci, temel bir eğitim sorunudur (Saracaloğlu, 1992:2).

Ġnsanlar tarafından doğru olarak algılanan, etik değerlere uygun davranıĢların nedeninin, korku ve baskı yerine, yine insanların sahip olduğu değerler olması için verilmesi gereken eğitim mücadelesi, yaĢanan tüm problemlerin çözümü olacaktır.

Eğitimde en önemli unsurlar, bilindiği gibi idareci, öğretmen, öğrenci ve okutulan derslerdir. Bu çerçevede, ders programları ve içeriği, öğretim ilke ve yöntemleri, kullanılan araç ve metotlar, eğitimin süresi gibi unsurları da birlikte düĢünmek gerekir.

Amaç; iyi bir polis değil, iyi bir insan yetiĢtirmeye çalıĢmaktır. Çünkü iyi bir insan, iyi bir polis olur. Ġyi bir insan; içinde insan sevgisi, millet sevgisi, vatan sevgisi olan, her zaman doğruluktan dürüstlükten, adaletten ve haktan yana olan, vatana, millete, insanlığa ve barıĢa hizmet etmeyi kendine amaç edinen, bu amaçlarını gerçekleĢtirme arzusuyla dolu olan ve bu doğrultuda ilerleyen, karĢısına çıkan her türlü zorluklara göğüs geren, kin, nefret ve ihanet gibi bir düĢünceye beyninde yer vermeyen, iyi bir insandır.

Türkiye'de polis olabilmek için en az lise mezunu olmak, üniversite sınavından belirli bir taban puan almak gerekiyor. Eğitim süresinin yüzde 95'i okulda teorik eğitim ile geçiyor ancak bu oran Avrupa'da yüzde 60; geri kalan yüzde 40'ı pratik eğitim.

Okulların çoğunda dershaneler, spor kompleksleri, sosyal tesisler, atıĢ poligonları, yatakhaneler, yemekhaneler yeterli değil. Eğitici personel eksikliği ise polis eğitiminin en önemli handikaplarından birisidir.

Hollanda'daki polis okulları sivil bir eğitim kurumu gibi faaliyet göstermektedir.

Amaç, gerçek hayatta olabilecek olayların, gerçeğe en yakın Ģekilde canlandırılmasıdır.

Ders kitaplarındaki bilgiler öğrencilere direkt olarak verilmiyor. Öğrenciler senaryolarla konuya hazırlanıyor ve okula baĢladıktan iki ay sonra, iki hafta süreli staj eğitimi alıyor.

Bu eğitimde öğrenciler silahsız ve yetkisiz olarak rehber polis memurlarının gözetiminde çeĢitli görevlere gidip izlenim ediniyor. Rehber polis memurları her görev dönüĢü öğrencilerin performanslarını değerlendirip, yaptıkları hataları grup içinde tartıĢıyor. Hollanda'da gönüllü ve yarı zamanlı polislik uygulaması da var. Bizim uygulamalarımıza baktığımız zaman bu metotlardan fersah fersah uzak olduğumuzu kolayca görebiliriz.

Bir polis haftada 40 saat çalıĢıyor ve bunun üzerinde çalıĢırsa fazla mesai ücreti alıyor. Görevde kullanılan silah, görev bitimi teslim ediliyor ve görev dıĢında silah taĢınmıyor. Göreve çıkan her polise ait bir görev çantası var. Bu çantanın içinde görev esnasında kullanacağı çelik yelek, fener, gaz maskesi, göz yaĢartıcı sprey vb.

malzemeler bulunuyor.

Polis adaylarına, daha iyi bir hizmet vermeleri için gerekli olan bilimsel bilgiler, mesleki-pratik yeteneklerini geliĢtirecek dersler uygulamalı olarak veriliyor. Öğrenim süresi üç yıl. Her öğrenci 2 bin 200 saat ders almak ve bir danıĢmanın gözetiminde araĢtırma ödevi almak zorundadır.

Ġngiliz polisi, dünyada silah taĢımayan nadir polis kuvvetlerinden birisidir.

Polislerin yüzde 80'i silah taĢımak istemiyor ve pek çoğu silah taĢımak yerine istifa etmeyi bile göze alıyor. Tek silahları coplardır. Bazı polis güçleri ise teleskopik coplar ve suçluları etkisiz hale getirmek için sprey kullanıyor. Bütün polis adayları önceki eğitimlerine bakılmaksızın iki yıllık bir deneme eğitimi görüyor. Bir polis adayının, iyi bir polis olup olamayacağı bu iki yıllık deneme sırasında göstereceği baĢarı ve yeteneğine bağlıdır.

Bütün bunların ıĢığında polis eğitimi genel eğitimin bir parçası olmakla birlikte, mesleki bir eğitim olması sebebiyle genel eğitimden ayrılmakta ve kendisine özgü nitelikler arz etmektedir. Nitekim mesleki özelliği dolayısıyla polis eğitimi bütün dünyada genel eğitimin dıĢında tutulmuĢtur (Fındıklı, 2001: 17).

Polis eğitiminde amaç, öğrenciye yalnız mesleki bilgi ve davranıĢlar kazandırmak değil, bunun yanında özgür düĢünebilme, iyi muhakeme edebilme, süratli ve sağlıklı karar verebilme yeteneğine sahip, değiĢen toplum Ģartlarına uyabilen polisler yetiĢtirmektir (Fındıklı, 2001: 17).

Polis eğitimi ruh-beden ve kafa bütünlüğünü gerektiren bir eğitimdir. Bu bütünlük sağlanmazsa yani gönül, kafa ve kol gücü uyum içinde olmazsa polis eğitiminden istenilen verim elde edilemez. Günümüzde terör ve suçla mücadele etmek yalnız teknik mücadele değil, bir beyin ve bilgi mücadelesidir. Bu nedenle, polis eğitiminde polisin kol gücüyle birlikte, bilgi gücünü artırmak ve “fikri” potansiyelini, fiziki gücünün önüne geçirmeye çalıĢmak gerekir. Çünkü çağdaĢ polis kol gücü veya fiziki gücünden çok, kafa gücü veya bilgi gücüyle görev yapmaktadır (Fındıklı, 2001:

18).