• Sonuç bulunamadı

2.3. POLĠS EĞĠTĠMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ TEORĠK YAKLAġIMLAR

2.3.7. Polis alt-kültürünün ikincil özellikleri

2. Otoriter ve sert davranma gereğine inanma,

3. Gerçek polislik suçlularla mücadeledir anlayıĢı ki buna göre önleyici hizmetler, halkla iliĢkiler vs vakit kaybıdır,

4. Her Ģey kanunla çözülmez anlayıĢı.

Buna göre kanunda her Ģey yazmaz ve kanun hayatın gerçeklerine göre hazırlanmamıĢtır. Mesela dayak ve iĢkence kanunda yasaktır ama bazıları dayak atmadan suçlunun suçunu itiraf etmeyeceği düĢüncesinde olabilir.

5. Yüksek rütbeliler polisliği pek bilmez ve alt kadroları (özellikle memurları) anlamaz.

Bir de polis alınırken Ģehirliler arasından seçilmesinin lüzumuna değinmek gerekir. Polisin hizmet verdiği kesim Ģehirli olduğundan kırsal kesimden gelen personelimiz Ģehir hayatına ayak uydurmakta güçlük çekmektedir. Benim ikinci Akademi BaĢkanlığım döneminde bu yönde bir politikam oldu ve Ģehirlilerin oranını artırıcı çalıĢmalar yaptık.

Bir diğer sıkıntı, hangi kaynaktan adam alacağınızı bilememeniz. 18–27 yaĢ gurubu insanları polis yapıyoruz. KiĢisel karakterleri farklılık gösteren büyük bir yelpazeden bahsediyoruz. Bir standart yakalamak lazımdır. Burada PMYO ve POMEM uygulamaları devam ederken bu yelpazenin kapanmayacağı bir gerçektir.

Kaymakam olmak, hâkim ve savcı olmak için belli okullardan mezun olmak gerekiyor. Biz ise herkesi alıyoruz. Çok farklı yas ve eğitim altyapılarından gelen insan gurupları ile bir meslek kültürü oluĢturamazsınız. Meslek kültürünü her aĢamasıyla yansıtan grubun Polis Kolejinden mezun olanların sergilediğini baz alırsak yaĢ grubu ve eğitim altyapılarının önemi burada ortaya çıkar.

Polise ihtiyaç olduğu düĢüncesiyle okullar açılıyor. Meselenin sosyo-ekonomik boyutunu ortadadır. Ancak okulların da fiziki Ģartlarını iyi duruma getirmek gerekir.

Personel, öğretim kadrosu, yatakhanesi, poligonu vs. ihtiyaçlarının dört dörtlük karĢılanması gerekir. Bayburt PMYO açıldığında personel kadrosu bir emniyet amiri ve bir baĢkomiserden oluĢmaktaydı. Maalesef, okullarımızın büyük kısmında hala bir atıĢ poligonu ve spor salonu bile yoktur. Tuncay Yılmaz diyor ki;

“1986 yılında mesleğe ortaokul mezunlarının alınmaması ile ilgili çalıĢmaya karĢı çıktım. Çünkü bunlar hayatı görmüĢ, yaĢamıĢ insanlardı. Para kazanmak nedir bilen kiĢilerdi çoğunlukla. Söylenenleri daha iyi anlıyor ve faydalı oluyorlardı bu yönleriyle.

Aslında hali hazırda TeĢkilat‟ın mesleki eğitimi artmıĢ değil, farklı kaynaklardan personel alımı vesilesiyle. Mesleğe girenlerin kendileriyle birlikte getirdikleri temel eğitim arttı. Bu böyle olmamalı. Eğitim insanın niteliklerini ortaya çıkarma ve geliĢtirme sanatıdır. Kendi baĢına iĢ yapmamıĢ, karakteri tam ortaya çıkmamıĢ kiĢilerin polis olması sorunları da beraberinde getiriyor.

Sonuç olarak; eğitimimizi felsefi bir yapıya bağlayacaksak kimi eğiteceğimizi, ne için eğiteceğimizi, nerede eğiteceğimizi iyi bilmeli ve müfredatı bunlara göre hazırlamalıyız.

Müfredat da her Ģeyi öğretmeye yönelik değil, “bu adam polis” dedirtecek Ģekilde olmalı. Uzmanlık eğitimi bunun arkasından gelmeli. Her Ģeyi öğretmeye kalkarsak hiçbir Ģey öğretmemiĢ oluruz aslında.”

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE TEMEL POLĠS EĞĠTĠM KURUMLARININ ÇOK YÖNLÜ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

3.1. PMYO ve POMEM’lerin Eğitici Personel, Verilen Eğitim, Fiziki Mekân, Personel ve Süre Açısından Yeterlilik Değerlendirmesi

Bu bölümde, PMYO ve POMEM‟lerdeki eğitimin, eğitici personelin ve fiziki mekânların ve uygulanan sürelerin yeterliği incelenmiĢtir. Bu bağlamda PMYO ve POMEM‟lerdeki eğitici personelin yeterlikleri buralarda verilen eğitimin yeterliği, bu okulların fiziki mekân ve personel yeterliliği ve branĢlaĢma ile ilgili konulara iliĢkin maddeler üzerinde bu çalıĢmayı yapanın 11 yıllık mesleki tecrübesi ve yapılan anketlerdeki verilerin karĢılaĢtırılması sonucu analizler yapılmaya çalıĢılmıĢtır.

Bu araĢtırmanın genel amacını, PMYO ve POMEM‟lerdeki eğitimin, kamu düzeninin sağlanmasındaki önemi ve etkililiğinin belirlenmesi ve polis okullarının ders programlarının mesleki hayatta uygulanabilirliği bakımından etkililiğinin araĢtırılması oluĢturmaktadır. Genel amaca bağlı olarak kamu düzeni açısından polis okullarında verilen eğitimin ve eğitim veren eğitici personelin yeterli olup olmadığı, bu kurumlarda verilen eğitimin, fiziki ortam ve personel açısından uygun olup olmadığı, polisin daha daha eğitim kurumlarındayken branĢlaĢmasının yararlı olup olmadığı, verilen eğitimin ne ölçüde yeterli görüldüğü ve son olarak da bu iki kurumda ayrı ayrı uygulanan sürelerin ne kadar yeterli olduğu oluĢturmaktadır.

Ġnsanların toplum halinde yaĢama zorunluluğu her Ģeyden önce o toplumun içinde bir düzen ve güvenin sağlanmasına ve sürdürülmesine bağlıdır. Toplumlar zamanla birlikte yaĢamaya baĢlamıĢlar, fakat düzensiz ve güvensiz yaĢayamamıĢlardır.

Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması, devletin en baĢta gelen ödevi haline gelmiĢtir.

Devlet küçültülüp klasik görevlerine döndürülse bile; savunma, adalet ve iç güvenlik devletten soyutlanamamıĢtır. Devletin sağlamak ve korumakla sorumlu olduğu bu düzen için emniyet, asayiĢ ve kamu düzeni deyimleri kullanılagelmiĢtir.

YaĢadığımız çağ, hızla geliĢmekte olan bilim ve teknolojinin yarattığı köklü değiĢimlere sahne olmaktadır. Bu değiĢimin doğal bir sonucu olarak toplumsal kurumların yapılarında ve modern insanın yaĢantısında da büyük değiĢmeler olmuĢtur.

Bu sürekli değiĢen ve geliĢen ortamda, toplumun düzen ve güvenliğini bozan suçların izlenme yöntemi de değiĢmiĢ, emniyet teĢkilatına doğrudan görev veren yasaların dıĢında, burada sayılamayacak kadar birçok yasa polise çeĢitli ve ek görevler yüklemiĢtir.

Bu koĢullar altında, Türk toplumunun düzen ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülmesi, bu görevleri yerine getirebilecek güce sahip ve nitelikte eğitilmiĢ personelle mümkün olabilir. Bu çalıĢmada, ülkemizin kamu düzeni, emniyet ve asayiĢini sağlamakla görevli emniyet teĢkilatının, çok yönlü ve kapsamlı hizmetleri yürütecek olan polisin eğitimine, yine kamu düzeni açısından özel bir önem ve özen göstermek zorunluluğu ortaya konmaya çalıĢılmaktadır.

Ülkemizde polisin temel eğitimi, polis memuru düzeyinde PMYO ve POMEM‟

ler aracılığı ile gerçekleĢtirilmektedir. ÇalıĢmamızda emniyet teĢkilatının polis gereksinimini karĢılamak ve bunu temelde "eğitim" yoluyla sağlamak amacı ile kurulmuĢ olan bu kurumların değiĢen ve geliĢen Ģartlara uygun biçimde personelin eğitilmesinde karĢılaĢtığı sorunlar üzerinde durulacak ve bu sorunları çözüme kavuĢturmaya yönelik çözüm önerilerinde bulunulacaktır. AraĢtırma, PMYO ve POMEM‟lerdeki eğitimin etkililiğini ele alması açısından büyük önem taĢımaktadır.

PMYO ve POMEM‟lerdeki eğitimin ve eğitici personelin yeterliliği, fiziki mekânlar ve personel durumu, branĢlaĢma, sınav ve aday seçimi kriterleri, üst düzey yönetici değiĢiklikleri ve eğitici personel özellikleri ve bu kurumların süreleri ile sınırlı tutulmuĢtur.

AraĢtırmanın evrenini öncelikle Türkiye‟de bulunan PMYO ve POMEM‟ler oluĢturmaktadır. Bilindiği üzere halen Türkiye‟de 20 PMYO, 9 POMEM bulunmakta, siyasal iktidarların isteğine göre herhangi bir bilimsel araĢtırmaya gerek duyulmadan değiĢik illerde, ilin yeterli olup olmadığına bakılmaksızın Bayburt örneğinde olduğu mesnetsiz bir Ģekilde bu sayı arttırılmaya çalıĢılmaktadır.