• Sonuç bulunamadı

PKK’nın Önümüzdeki Dönemde Stratejisi ve Nihai Hedef

PKK BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KURULUŞU VE GELİŞİMİ 3 KÜRTÇÜLÜK FAALİYETLERİ VE PKK BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ

3.15. PKK’nın Önümüzdeki Dönemde Stratejisi ve Nihai Hedef

Son dönemde örgüt yönetimince, bilinçli bir şekilde “demokratik çözüm” tabiri ön plana çıkartılarak, sorunun siyasi platformda çözülmesi gerektiğinin altı çizilmektedir.

Demokratik çözümde sorunların, mevcut siyasal düzen çerçevesinde sonuçlandırılması esas alınırken siyasal çözümde, mevzuatın sağlamadıkları da pazarlık yoluyla elde edilmeye çalışılmakta, çatışma ve terör tehdidi, bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır.

Terör örgütü tarafından Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde yaşanan gelişmeler istismar edilmekte, Avrupa Birliği yetkilileri ile görüşmeler yapılmak suretiyle, legalleşme çabaları içerisine girilmektedir.

337 PAMUKOĞLU, Osman; a.g.e., s.126

79

Zaman zaman üniter devlet söylemleri kullanılsa da, bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalarla, adım adım yapay bir ulus ve yeni bir devletin unsurları tanımlanmaya çalışılmaktadır.

Bölücü terör örgütü; tüm barışçıl söylemlerine rağmen, bugüne kadar silahlı unsurlarını dağıtmamış olup, sözde “Meşru Savunma Konsepti”339 çerçevesinde terörü bir tehdit unsuru olarak kullanmaya devam etmektedir.

Bu çerçevede PKK Terör Örgütü tarafından;

• Avrupa’da, Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) ve Kürt Demokratik Halk Birlikleri (YDG) vasıtasıyla340, yurtiçinde ise, DTP merkezli olarak legalleşme çalışmaları sürdürülmekte,

• Diğer taraftan, mahalli ve uluslar arası sivil toplum örgütlerindeki etkinliklerinin artırılması ya da yeniden örgütlenmesi için büyük gayret gösterilmektedir.

Örgütün yeni dönem faaliyetlerini;

• Kürtçe dil ve eğitim kurslarıyla kitleyi bilinçlendirmek,

• Çeşitli sportif, sosyal ve kültürel etkinliklerle kitleleri dinamik hale getirmek, • Toplumun her kesimini kapsayacak şekilde dernek, sendika, vakıf, meslek odası gibi kuruluşlar oluşturarak veya mevcut olanların yönetimlerini ele geçirerek halkı örgütlemek,

• Terör örgütünün duyarlı olduğu genel af, ana dilde yayın ve eğitim, sözde barış ve köye dönüş gibi talepleri toplu gösteri, basın açıklaması, faks çekilmesi, yürüyüş gibi etkinliklerle halkın genel isteği gibi göstermek,

• Toplu etkinliklerle halkı kitlesel eylemlere sevk etmek, şeklinde özetlemek mümkündür.

Yeni sürecin hedefleri ise;

• Sözde Kürt kimliğini benimsetmek,

• Bu kimliğin ihtiyaçlarını talep etme konusunda bilinçlendirilmiş ve bu konuda her ortamda, her vasıtayla mücadele etmeye kararlı kitle yaratmak,

339 Özgür Politika, Topyekün Savaşa Geçilmeli, 22 Temmuz 2005 340 DEMİREL, Emin; a.g.e., s.314

80

• Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da desteğini alarak, ulusal mevzuat ve toplumsal hayatta sözde Kürt kimliğine ve onun ifade araçlarına yer açmak veya bu konudaki yasal boşluklar ve uygulama zafiyetlerinden yararlanarak fiili durum yaratmak,

• Uluslar arası mevzuata göre sözde azınlık statüsü kazanmak, bu konudaki uluslar arası belge ve kuruluşların muhatabı olmak şeklinde sıralanabilir.

Öte yandan örgütün Türkiye’den istekleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:341 • Türkiye’nin sözde Kürt sorununun çözümü için adım atması, • Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve izolasyonun kaldırılması, • Örgüte karşı yapılan operasyonların durdurulması,

• Kontrgerilla, koruculuk, JİTEM gibi yasa dışı olarak iddia ettikleri kuruluşların kaldırılması,

• Türkiye’nin Kürt sorununu resmi olarak kabul etmesi için Kürt tarafı ile diyalog içine girilmesi,

• Öcalan’a olumlu yaklaşımın kendileri için barışa giden yolu ifade ettiğini, Öcalan’a yönelik olumsuz tavırların savaş sebebi sayılacağı gibi tehdit içeren ifadeler kullanılarak Türkiye sözde baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.

Bu tehdit üslubunu günümüzde de kullanma cesaretini kendilerinde bulan PKK Terör Örgütü patentli DTP ve DEHAP mensupları, Türkiye’ye kendilerince sert mesajlar göndererek, isteklerini zorla kabul ettirme çabalarına girmişlerdir.

DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, DTP’nin genel kurulunda Öcalan’ın İmralı’da zehirlendiğini ileri sürerek Türkiye’ye karşı tehdit içeren mesajlar gönderme cesaretini kendinde bulmuştur.342

Yine DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, 2007 yılında kutlayacakları Nevruz için Talabani ve Barzani’ye davetiye göndereceklerini açıklayarak ve “Kerkük’e yapılacak herhangi bir saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış sayarız” şeklinde açıklama yaparak, bölücülüğün en büyük örneğini ve konuya uluslar arası bir boyut kazandırma arzusu içinde olduklarını göstermiştir.343

341 DEMİREL, Emin: a.g.e., s.279

342 05 Mart 2007 tarihli gazeteler ve televizyon haberleri. 343 23 Şubat 2007 tarihli gazeteler ve televizyon haberleri

81

Nitekim Öcalan da sorunun siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini şu ifadelerle belirtmiştir:344

“Ben uzun örgüt hayatımda Kürtlerin özgürlüklerini Türkiye içerisinde bulduklarını gördüm. Bana göre Kürtlerin derdi ayrı bir devlet kurmak olamaz. Federasyon ve otonomi bir çözüm değildir. Federasyon ve otonomiden daha ileri bir çözüm demokratik sistemin kendisidir.”

“Benim programlarımın başlangıçta hayal olduğunu anladım. PKK programının politik ve siyasi değeri olmadı, kavram olarak Kürdistan ibaresini kullandım. Coğrafi olarak ele aldım. Kürt Devleti kurmanın mümkün olmayacağı ilmen de sabittir. Gerekli de değildir. Mevcut Türkiye Devleti içerisinde demokratik ortamda her şeyin gerçekleşmesi mümkündür. Ben bu sonuca vardım. Ancak bu düşüncelerimi yeterince kamu oyuna yansıtma imkanı olamadı. Televizyonda yer alan konuşmalarımda da özgürlüğün ancak Türkiye içinde olacağı mesajını verdim.”

“İmkanlar tanındığında gerekli bilgiyi verip, örgütü yasal çizgiye çekmeye hazırım. Bu konuda devletimizin de üzerine düşeni yapması gerekir. Devletin üzerine düşen iç barışı sağlayabilmek için gerekli olan yasal düzenlemeler yapmaktır. Bunların başında af yasası, dağda ve cezaevinde olanlar için onların topluma karışmalarını sağlayacak bir af yasası gelir.”

82