• Sonuç bulunamadı

4. Sünnî Tefsir AnlayıĢı ile KarĢılaĢtırılması

1.3. Peygamber Ġnancına Etkisi

BektaĢî Ġlmihali‟nde „peygamber‟in tanımı ayetlerle yapılır: “Peygamberler Allah tarafından seçilmiĢ kimselerdir. Kendilerine verilen ilahi görevi yerine getirmek ve insanları doğru yola götürmek için görevlendirilirler. “Allah dilediğini yaratır ve

seçer, onlar için tercih hakkı yoktur.”80

ayeti bunun delilidir. Seçilerek görevlendirilen bu elçiler Yaradan ile insan arasında rehberlik görevini yürütürler. Amaçları insanlığa en iyi yolu göstermektir. “Onları, emrimiz altındaki insanları doğru yola götüren

imamlar yaptık.”81

ayeti nübüvvet ve imametin görevini belirtmiĢtir. Kur‟an-ı Kerim‟de Peygamberlik ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan bazıları kitap verilmek suretiyle diğerlerinden ayrılmıĢtır. Görevleri itibariyle aralarında fark yoktur. Hepsi de tebliğ ile görevlendirilmiĢlerdir. Ayrımın hangi konuda olduğu Allah‟a ait bir bilgidir. “Andolsun

ki bazı peygamberleri bazılarından üstün kıldık”82

, “İşte peygamberlerin bazısını bazısından üstün ettik.”83

ayetleri bu gerçeği bize bildirmektedir.84

Alevî-BektaĢî kültüründe Hz. Peygamber‟e duyulan sevginin yeri büyüktür. Tekke ve dergâhlarda verilen din eğitiminin, eğitime muhatap olan derviĢlere „rol modeli‟ olarak sunduğu en önemli kiĢi hiç Ģüphesiz Ġslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.)‟dir.85 Temel BektaĢî kaynaklarının hemen hepsi besmele, hamdele ve salvele ile baĢlamaktadır.86

Peygamberlere iman dendiğinde, bununla ayırt edilmeksizin bütün peygamberler anlaĢılır. Kaynaklarda da bu yönde bilgiler vardır. Örnek olarak Cabbar Kulu, diğer peygamberlerin inkâr edilmemesi gerektiğini Ģöyle iĢlemiĢtir: “Hz. Peygamber der: Bir kimse bana ümmet olsa, Allah‟a iman etse, benim gittiğim yolun doğru olduğunu, diğer peygamberlerin gittiği yolun ise doğru olmadığını söylese, o kiĢi lanete uğramıĢ olur.

78

Eğri, age., s. 153. 79

ġeyh Safi Buyruğu, s. 36. 80 Kasas, 28/68.

81 Enbiya, 21/73. 82 Ġsra, 17/55. 83

Bakara, 2/253.

84 Kaya, BektaĢî Ġlmihali, s. 8-9. 85 Eğri, age., s. 25.

96

Peygamberlerin birisinin gittiği yolun doğru olmadığını söyleyen kimse, kâfirden daha kötüdür.”87

Hacı BektaĢ-ı Veli Velayetnamesi‟nde de Hz. Muhammed‟in Allah‟ın elçisi olduğu ifade edilir88

ve Hünkâr‟ın ölmeden önce Hz. Peygamber‟e salavat getirdiği anlatılır.89

Kaynaklarda Kur‟an‟da adı geçen diğer peygamberlerden de bahsedilmekle beraber Hz. Muhammed‟e daha büyük bir yer verilmiĢtir.90 O, bütün peygamberlerin aslı, bütün velilerin çerağlarını tutuĢturan, yaratıcı ile yaratılmıĢ arasındaki niĢan, âlemlere rahmet olarak görülmüĢtür.91 Hacı BektaĢ-ı Veli, Muhammed Mustafa‟nın dostluğuna dayananların, Allah tarafından mahrum edilmeyeceklerini haber vermektedir.92

Hz. Peygamber‟in önemine iĢaret eden Ģu Ģiir de dikkat çekicidir: “Cihan bağında insan bir Ģecerdir, gayriler yaprak

Nebiler meyvadır, sen zübdesisin ya Rasulallah”93

Niyazî Mısrî Hz. Peygamber‟e olan sevgisini Ģu mısralarıyla da anlatmaktadır: “Ol cihanın fahrinin sırrına kurban olayım

Hutbe-i levlak inen Ģanına kurban olayım Kab-ı kavseyni ev ednasına94 kurban olayım Ben anın ilim ile irfanına kurban olayım Ben anın esrar-ı mi‟racına kurban olayım95

Yine Hz. Peygamber aĢkına terennüm edilmiĢ Ģu mısralar da okunmaya değerdir:

“Cenab-ı Halıku‟l-Alem buyurdu Ģanına „levlak‟

87 Kitâb-ı Cabbâr Kulu, s. 126. 88

Menakıb-ı Hacı BektaĢ-ı Veli, s. 4. 89

Menakıb-ı Hacı BektaĢ-ı Veli, s. 90. 90 Eğri, age., s. 124.

91 ÂĢık PaĢa-yı Veli, age., s. 296-297. 92 Hacı BektaĢ-ı Veli, Makalât, s. 29. 93

Niyazî Mısrî Divanı, s. 224.

94 Bu ifade Ģu ayetten alınmadır: “O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın

oldu.” Necm, 53/9.

97

Anınçün halk olunmuĢtur, zemin-ü asuman, eflak; Kapandım dergeh-i lütf-u atâna, gözlerim nem-nak ġiriĢk-efĢan96

olup söyler, Süreyya, sinesi sad-çak Garîk-ı bahr-ı isyanım, dehilek ya Rasulallah!97

Hz. Ali, Hz. Peygamber‟e salâvat getirmeyi öğrettiği bir konuĢmasında, onun için “Allah‟ım o, kendisine güvenilen senin güvenilir eminin, gizlenmiĢ ilminin hazinedarı, Kıyamet gününde Ģahidin, hak ile gönderdiğin ve insanlara yolladığın elçindir.”98

demektedir. Ayrıca Allah‟ın, Hz. Muhammed (s.a.s.)‟i âlemlere uyarıcı ve vahiy için emin olarak gönderdiğini belirtmekte99

ve Ģu öğütlerde bulunmaktadır: “En güzel ve en temiz olan Peygamberine uy; onda ona uyan için örnek, teselli arayan için teselli vardır. Kulların Allah katında en sevgilisi, peygamberiyle teselli bulan ve onun izini adım adım takip edendir.”100

Kaynaklarda Hz. Peygamber‟in özellikleri ile ilgili söylenenler Kur‟an‟ın tasvirine uygundur. Hatta bizzat ayetler kullanılarak Hz. Peygamber‟den bahsedilmiĢtir. Örneğin Demir Baba Hz. Peygamber‟e salâvat getirirken onun insanlar için müjdeleyici, uyarıcı ve Allah‟a davet edici olduğundan bahseden ayeti101

kullanmıĢtır.102

Makalat‟ta Hz. Peygamber‟in Allah‟ı sevmesiyle ilgili Ģunlar söylenir: “Muhammed Mustafa (s.a.s.) Allah dostluğuna dayandı. Öyle olunca Yüce Allah “Dostu dostundan ayırmayayım” diye buyurdu. Yüce Allah Ģöyle buyurdu: “..onları

Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır.”103

Sonra Yüce Allah lütuf ve kereminden buyurdu ki: “Ben sizinleyim Bana Ģükredin.” Nitekim bir ayette Yüce Allah Ģöyle buyurdu: “Eğer

şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım.”104

Allah Teâlâ baĢka bir ayette de Ģöyle buyurdu: “güzel davrananları da daha güzeliyle (mükâfatlandırması içindir.)”105

96 GözyaĢı saçan anlamındadır.

97 ġeyh Baba Mehmed Süreyya, age., s. 30. 98

Nehcü’l-Belağa, s. 75. 99

Nehcü’l-Belağa, s. 51. 100 Nehcü’l-Belağa, s. 166.

101 “Ey Peygamber, biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı, Allah’ın izni ile Allah’a davet edici ve ışık saçan bir

lamba olarak gönderdik.” Ahzab, 33/46-47.

102

Demir Baba Vilayetnamesi, s. 50. 103 Bakara, 2/165.

104 Ġbrahim, 14/7. 105 Necm, 53/31.

98

Bir baĢka ayette ise Ģöyle buyurur: “Kim Rabb’ine kavuşmayı umuyorsa, bir amel-i

salih işlesin ve Rabb’ine ibadette kimseyi ortak koşmasın.”106

Hz. Muhammed (s.a.s.)‟e verilen önemi göstermesi açısından Erkânnâme‟de dört kapı anlatılırken; Ģeriat Rasulullah‟ın sözü, tarikat Rasulullah‟ın fiili, marifet ve hakikat ise Rasulullah‟ın hali olarak açıklanmıĢ; kiĢinin Yüce Allah‟ın farzlarını ve Hz. Muhammed‟in sünnetlerini asla eksik yapmaması gerektiği, eksik yaparsa yalancılardan olacağı belirtilmiĢtir.107

Çorumdan bir icazetnamede de doğru yolun Allah‟ın emirlerine boyun eğip yasaklarından çekinmek olduğu belirtilerek, emir ve yasakların Rasulullah‟a müracaat edilerek bilinebileceğine iĢaret edilmiĢ ve buna “Peygamber size neyi getirmişse, onu

alın; neyi yasak etmişse ondan kaçının ve ona itaat edin.”108

ayeti delil olarak getirilmiĢtir.109

Kur‟an‟da adı geçen diğer peygamberler hakkında ise Kaygusuz Abdal, Menakıbnamesi‟nde onlardan on iki tanesinin ismi geçmekte, çoğu zaman da bu peygamberler Kur‟an‟da anlatılan özelliklerine iĢaretle anılmaktadır.110

Yine ÂĢık PaĢa-

yı Veli de eserinde bu peygamberlerden bahsediyor111

ve Hz. Âdem, Nuh, Ġbrahim, Ġsmail (a.s.) gibi bazı peygamberler hakkında kısa bilgiler veriyor.112

Peygamber kıssalarının tasavvufî bakıĢ açısıyla yorumlandığı yerler de vardır.113 Örnek vermek gerekirse Kaygusuz Abdal Kitab-ı Miglate‟sinde, rüyasında peygamberleri gören ve onlardan Ġslam, ahlak, edeb ve erkânla ilgili bilgiler alan bir derviĢi anlatmaktadır. Bu derviĢ Yusuf Peygamber‟e “Duydum ki seni kuyuya düĢtü derler” diye sorar. Yusuf Peygamber de kuyu dedikleri Ģeyin insanın cismi olduğunu söyler. Burada “Asıl kuyuya düĢmek, bedensel isteklerin esiri olmaktır.” mesajı verilmektedir.114

106 Kehf, 18/110. Hacı BektaĢ-ı Veli, Makalat, (haz. Heyet), s. 64. 107

Erkânnâme 1, s. 133-134. 108

HaĢr, 59/7.

109 Çorum’dan Bir Ġcazetname, (haz. Hacı Yılmaz), Hacı BektaĢ-ı Veli Dergisi, S. 17, ss. 139-148, s. 144.

110 Güzel, Kaygusuz Abdal Menakıbnamesi, (Çevirenin GiriĢi), s. 53-56. 111

ÂĢık PaĢa-yı Veli, age., s. 142-143. 112 ÂĢık PaĢa-yı Veli, age., s. 292-293. 113 Eğri, age., s. 126.

99

Rasulullah (s.a.s.)‟e ittiba da eserlerde önemle iĢlenmiĢtir. Onun örnek kiĢiliğine dikkat çekilmiĢ, BektaĢî babaları, kendilerine ait eserlerde Hz. Peygamber‟in Ģahsiyet özelliklerini ve ahlakını iĢlemiĢlerdir. Onun topluma yönelik davranıĢları, insanlarla nasıl iletiĢim kurduğu konuları üzerinde durulmuĢtur.115

Veli Baba, Hz. Hasan ve Hüseyin‟in soyundan gelen seyyidlerin özelliklerinden bahsederken: “Tarikleri; zikir, fikir, az yemek, az uyumak, az konuĢmak, Ģöhretten çekinmek ve “Eğer Allah’ı

seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin.”116

ayetine uygun olarak Rasulullah‟a ittibadır” diyor ve ayeti Ģöyle açıklıyor: “Rasulullah‟a ittiba, Onun yaptığı ibadetleri yapmak, Onun terk ettiklerini terk etmekle olur. Allah‟a ulaĢmak, Rasulullah‟a uyma Ģartına bağlanmıĢtır. Bin sene Rasulullah Efendimize ittiba etmeksizin bir kimse ibadet etse kabul olunmaz.”117 Hz. Peygamber‟e nasıl ittiba edileceğini geniĢ olarak anlattıktan sonra ise bu hal üzere devamlılık sağlayan ve Ehl-i Beyt‟i seven bir kimsenin kabiliyetine göre “Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, işte

onlar Allah’ın nimetine eriştirdiği Peygamberlerle, şehidler ve iyilerle beraberdirler. Onlar ne iyi arkadaştırlar.”118

ayetine muhatap olacağını haber veriyor.119

Peygamberlerin görevleri konusundaki düĢünceler de Kur‟an‟la uyuĢmaktadır. ÂĢık PaĢa-yı Veli Garibnamesinde Peygamberlerin görevlerini açıklarken Ģöyle diyor: “Onlar kendilerine kitap verilerek, iyilikleri insanlara anlatır, öğretirler. Ġnsanları Hakk‟a davet ederler. Onlara Allah‟tan risalet gelmiĢtir. Cebrail vasıtasıyla kendilerine vahyolunanı halka ulaĢtırırlar.120

Viranî Baba ise Hz. Peygamber‟in vahy ile konuĢtuğunu, heva-yı nefisle asla bir söz söylemediğini belirterek bu düĢüncesine de “O, hevadan konuşmaz; ancak kendisine vahyolunanı söyler.”121

ayetini delil olarak getirmiĢtir.122

Alevî-BektaĢî geleneğinde Hz. Peygamber‟in yanı sıra onun ailesinin yani Ehl-i Beyt‟in önemi de büyüktür. Ehl-i Beyt kısaca ev halkı demektir. Ev, Hz. Muhammed (s.a.s.)‟in evi, ailesi ve ocağıdır. Kur‟an-ı Kerim‟de Ehl-i Beyt tabiri üç yerde geçer.

115

Eğri, age., s. 27. 116 Âl-i Ġmran, 3/31.

117 Veli Baba Menakıbnamesi, s. 173. 118 Nisa, 4/69.

119

Veli Baba Menakıbnamesi, s. 177-178. 120 ÂĢık PaĢa-yı Veli, age., s. 306.

121 Necm, 53/3-4.

100

Doğrudan doğruya Hz. Peygamber‟in ev halkından söz eden ayet mealen Ģöyledir123 : “Ey Ehl-i Beyt, Allah sizin üzerinizden her türlü kötülüğü yok etmek, sizi tertemiz

yapmak ister.”124 Bu ayet-i kerime ile ilgili, ayetin evinde indirildiği Hz. Peygamber‟in zevcelerinden olan Ümm-ü Seleme‟den Ģöyle bir hadis rivayet edilir: “Ümmü Seleme dedi ki, Hz. Peygamber benim yanımda idi. Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin de vardı. Onlara hazire125 piĢirdim. Yediler, sonra da uyudular. Hz. Peygamber onların üzerine bir örtü örttü ve “Allah‟ın onlar benim Ehl-i Beyt‟imdir; onlardan kusuru gider ve onları tertemiz kıl dedi.”126

Bir BektaĢî dedebabası olan Bedri Noyan bu ayet gereği Ehl-i Beyt ve on iki imamların temizliğine inanmak Ģarttır diyor.127

Ayrıca Ehl-i Beyt ile ilgili olduğunu belirttiği bazı ayetleri yorumlayan Bedri Noyan öncelikle Ġnsan suresinin Hz. Ali hakkında indiği inancının genel olduğunu söyler. Nitekim bu surenin ilk sözü olan „hel eta‟ BektaĢî edebiyatında çok geçer.128 O daha sonra Ehl-i Beyt hakkındaki diğer ayetlerden de bahsederek ayetleri Ģöyle yorumlar:

Rahman suresinin 19. ayetinde129 geçen „merace‟l-bahreyn‟ ifadesinin anlamı BektaĢîlere göre Ģudur: Buradaki iki deniz Hz. Ali ve eĢi Hz. Fatıma‟dır. Aradaki berzah Hz. Muhammed‟dir. Bu iki denizden çıkan inci Hz. Hasan ve mercan ise Hz. Hüseyin‟dir.130

“Yaptıklarıma karşılık sizden ücret istemem, Ehl-i Beyt’ime131

sevgi isterim.”132

ayetinde geçen „kurba‟ yani akraba, yakınlar sözü ile Hz. Muhammed‟in Ehl-i Beyt‟i kastedilmiĢtir.133

Alevî-BektaĢî inanıĢında Ehl-i Beyt, aynı zamanda kurtuluĢa ermiĢ olan topluluktur. Hadislerde geçen fırka-i Naciye (kurtuluĢa ermiĢ topluluk), Alevî-BektaĢî

123 Fığlalı, Türkiyede Alevîlik BektaĢîlik, s. 233. 124 Ahzab, 33/34.

125 Parça etlerin üzerine un konarak piĢirilen bir Arap yemeği. 126

Tirmizi, Tefsir, 7 (V/351); Müslim, Fezailu‟s-Sahabe, 61 (II, 1883). 127 Noyan, Bütün Yönleriyle BektaĢîlik ve Alevîlik, VII, 46.

128 Noyan, Bütün Yönleriyle BektaĢîlik ve Alevîlik, VII, 44-45. 129

Bu ve devamındaki ayetlerin meali: “O, iki denizi birbirine karışmak için salıvermiştir. Aralarında

bir perde vardır, birbirlerine geçmezler. O halde Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? O iki denizden inci ve mercan çıkar.” Rahman, 55/19-22.

130 Noyan, Bütün Yönleriyle BektaĢîlik ve Alevîlik, VII, 46.

131 “Alevî tefsirlerdeki batınî yorumlar” adlı bölümde de belirttiğimiz gibi ayetteki “kurba” kelimesi değiĢik Ģekillerde yorumlanmıĢtır. Buna göre sözü edilen ifadeyi „Ehl-i Beyt‟ime sevgi‟ Ģeklinde yorumlamanın bazı nedenlerden dolayı uygun olmayacağı bir kısım müfessirlerce belirtilmiĢtir. 132 ġura, 42/23.

101

kültüründe güruh-u naci Ģeklinde kendilerince temsil edilmekte ve sadece Ehl-i Beyt‟i sevenleri kapsamaktadır. Bundan hareketle de Ehl-i Beyt‟i sevenleri sevme yani tevella ve sevmeyenlerden nefret edip karĢı çıkma ve onlardan uzaklaĢma yani teberra inanıĢları ortaya çıkmıĢtır.134