• Sonuç bulunamadı

Alevî-BektaĢî büyükleri, eserlerinde Ġslam ahlakının bazı önemli prensiplerine göndermeler yapmıĢlar ve bu prensipleri Ġslamın temel referansları olan ayet ve hadislere dayandırarak açıklamaya çalıĢmıĢlardır.308

Erkânnamede sufîlik “Her hali ve her anı edep içerisinde olmaktır.” Ģeklinde tarif edilip, edebini sakınmayan kiĢinin, erenler safında utanmazsa münafıklardan olduğu söylenmiĢ ve Hz. Peygamber‟in “Edep imandandır.”309

hadisi delil olarak getirilmiĢtir.310

ÂĢık PaĢa-yı Veli ahlakın kötü olan huy ve davranıĢları sayıp bunlara ayet ve hadislerle açıklamalar yapmıĢtır.311

Ġmam Cafer-i Sadık Buyruğu‟nda el, ayak, göz, kulak, dudak, dil ve Ģehvet kapılarının, fena ahlakın sebep ve kaynakları olduğu; “Doğrusu biz sorumluluğu

göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da, onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir. Pek zâlim ve çok cahil olan insan ise onu yüklenmiştir.”312

306 Koyun Baba Velayetnamesi, (haz. M. ġakir Çıplak), Horasan Yay., Ġstanbul 2001, s. 25-27. 307 Niyazî Mısrî Divanı, s. 58.

308 Eğri, age., s. 186. 309

Buhari, Ġman, 16 (I/11); Edeb, 77 (V/100); Müslim, Ġman, 57-59 (I/63). 310 Erkânnâme 1, s. 38.

311 ÂĢık PaĢa-yı Veli, age., s. 364-368. 312 Ahzab, 33/72.

125

ayetinde ifade edilen insanın yüklenmekten geri durmadığı emanetlerin de bunlar olduğunu söylenmiĢtir. Buna göre bu yedi kapı kontrol altına alınırsa cehennemin yedi kapısı kapanacaktır.313

Hacı BektaĢ-ı Veli Makalat‟ında imanın ahlaktan soyutlanamayacağını ifade ederek “Allah‟ın Kur‟an‟ına inanmak gerekir ve O‟nun diğer kitaplarına da inanmak imandır. Öyleyse Ģimdi senin için kibir, hased, cimrilik, açgözlülük, öfke, gıybet, kahkaha, Ģamata ve maskaralıkla ile dolu iken, bunlardan birisinin iman ehlinin içinde bulunabileceğini hangi kitap buyurur?” 314

demektedir. Ayrıca meleklere inanan bir insanın hareketlerine dikkat etmesi gerektiğini belirtip, kiĢinin kendisini koruyan meleklerin yanında edebsizlik etmesinin meleklere imanla örtüĢmediğini söyler.315

Yine ona göre ahirete iman da lafta kalmamalı, cennet ve cehennemin varlığına inanan kiĢi helal yemeli, helal giymeli, kimseye haksızlık yapmamalıdır. Bu konuyla ilgili Ģöyle söyler: “Ey mü‟minler! Kıyamete inanmak böyle değil. Siz inanmazsınız. Helal, haram ne bulsanız yersiniz, giyersiniz. Haksız yere nimetler yeyip sevinirsiniz. Yani sizin böyle inanmanız inanmak mıdır?”316

BektaĢîlik‟te kötü ahlak içerisinde görülen duygu ve davranıĢlar put olarak kabul edilmiĢlerdir. Her put karĢılığı olarak da isimleri Kur‟an‟da geçen cehennemler belirtilmiĢtir. KiĢi hangi puta tapıyor ve onun peĢinden gidiyorsa, o puta karĢılık gelen cehennem kapısından içeri gireceği kabul edilmektedir:317

1. Hubb-u can (can sevgisi) putu: cehennem318 (ateĢ) 2. Hubb-u mal (mal sevgisi) putu: Cahîm319 (alevli ateĢ) 3. Hubb-u berk-ü bar putu: Saîr 320(yanan)

4. Hubb-u hayat (hayat sevgisi) putu: Laza321 (halis alev)

5. Hubb-u Ģehevat (Ģehvete düĢkünlük) putu: Sakar322 (kızarmıĢ yâlim)

313 Cafer-i Sadık Buyruğu, (der. Sefer Aytekin), s. 344. 314

Hacı BektaĢ-ı Veli, Makalat, (haz. Heyet), s. 71. 315

Hacı BektaĢ-ı Veli, Makalat, (haz. Heyet), s. 71. 316 Hacı BektaĢ-ı Veli, Makalat, (haz. Heyet), s. 71-72. 317 Eğri, age., s. 136.

318 Âl-i Ġmran, 3/12, 162, 197; Nisa, 4/93 vd. 319

Hakka, 69/31; Naziat, 79/36; Tekasür, 102/6 vd. 320 Furkan, 25/11; Ahzab, 33/64; Ġnsan, 76/4 vd. 321 Meâric, 70/15.

126

6. Hubb-u gaflet (gaflet sevgisi) putu: Haviye323 (gayya kuyusu)

7. Hubb-u cennet (cennet sevgisi) putu: Hutame324 (kalpleri saran kaygı)

Ġcazetnamelerde dünyada aza kanaat etme vurgulanır. Mesela bir icazetnamede zenginliğin azlığının çokluğundan hayırlı olduğu, nitekim Allah-u Teâlâ‟nın, “Erkek ve

kadınlardan salih amel işleyenler, büyük fazla nail olanlardır.”325

buyurduğu belirtilmekte, güzel hayatın kanaatle, kanaatin de açlığı sevip tokluğa buğz etmekle olacağı ifade edilmektedir.326

BaĢka bir icazetnamede de “Mücahede ile nefsinizi öldürün. Riyazat ile nefsinizi mutmainne mertebesine çıkarın. Sonra da daha yüksek derecelere çıkarıp, manen yüce mertebeler kazanın. Kanaat, az bir dünyalıkla yetinmektir. Allah-u Teala buyurdu ki: “Erkek ve kadından kim salih amel işlerse, o inanmıştır. Biz ona dünyada güzel bir

hayat yaşatacağız.”327

Bu ayetteki salih ameller ise kanaat, açlığı sevmek, tokluğu arzulamamak, iyiliği emredip kötülüğü terk etmek, ibadetlerde gayretli olmak, seçkinler sınıfına girmek ve oradan da Aziz olan Allah‟tan af dilemek, O‟nda ölmek, O‟nda dirilmektir.” ifadeleri geçmektedir.328

Seyyid Nesimî, Allah‟ın insanın yüzünü edeble yarattığını, Fatiha suresinin anlamının edeb olduğunu Ģöyle ifade ediyor:

“Edebdir vech-i insanda musavver Aceb kudret aceb nur-u mutahher Edebdir mân-i seb-i mesani

Salat ansız dürüst olmaz mukarrer”329

Alevî-BektaĢî kaynaklarında dikkat çeken en önemli ahlak ilkelerinden birisi de, yapılan iyilikler karĢısında bir mükâfat beklenilmemesidir. Zaten ahlaki değer taĢıyan bu davranıĢın temellerini, Ehl-i Beyt‟in tavırlarında bulmak mümkündür. Yani onlar bu davranıĢlarını Ehl-i Beyt‟e bağlılığın bir gereği olarak yapmıĢ olabilirler. HaĢr suresi 9. ayette, sahabede bulunan bu özellik, isar olarak tanımlanmıĢtır. Yine Vilayetnamelerde 323 Karia, 101/9. 324 Hümeze, 104/4-5. 325 Fussilet, 41/8. 326 Onarlı, agm., s. 193. 327 Nisa, 4/124. 328 Yalçın-Yılmaz, agm., s. 65.

127

anlatılan BektaĢî büyükleri cömerttir, insanlara sevgi ve Ģefkat nazarıyla bakarlar, ayırt etmeksizin herkese yardım etmeye çalıĢırlar.330

BektaĢîlikte misafirperverliğin bir gelenek haline gelmesinde “Onlar, kendi

canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbi’mizden (O'nun azabına uğramaktan) korkarız (derler)”331 ayetlerinin sebeb-i nüzulünün etkisi büyüktür. BektaĢî inanıĢına göre dergâha misafir olan kiĢi Ali‟dir. Yani misafire, Hz. Ali‟ye nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davranılmalıdır.332

Erkânnamelerde derviĢlere güzel ahlak kazandırılmak amacıyla, baĢta Hz. Muhammed (s.a.s.) olmak üzere Peygamberlerin ve velilerin güzel ahlakı verilmiĢtir. Örneğin Kaygusuz Abdal, DilgüĢa‟sında “Eğer Hakk‟ı istiyorsan git Muhammed (s.a.s.)‟in ahlakıyla ahlaklan. Eyyüb gibi sabırlı, Ġsa gibi zahid, Ġdris gibi abid (ibadet eden), Ġbrahim gibi muhib (Allah‟ı seven) ol. Enbiya ve evliyanın huyunu kendine örnek al.” demektedir.333

Görüldüğü gibi Alevî-BektaĢî kaynaklarında ahlaka oldukça önem verilmiĢtir. Tarikat-ı Aliye-i BektaĢiyye‟de de “BektaĢî olmak, övülmeye değer yüksek ahlak sahibi olmaya dayanıyor. Yoksa kötü ahlak sahiplerinin „Ben BektaĢîyim; eyvallah, yahu‟ demeleri, kendi kendilerine iftiradır.” denmektedir.334