3. Alevî-BektaĢî Kaynaklarında Kur‟an Tefsir Metodu
3.4. Alevî-BektaĢî Kaynaklarında Hurufî Unsurlar
Hurufîlik, Fazlullah tarafından kurulmuĢ, harflerin mukaddes olmasına ve harflere çeĢitli manalar verilmesi anlayıĢına dayanan batınî bir yaklaĢımdır.260 Hurufîliğin geniĢ tanımı ve Alevî-BektaĢî kültürüne nüfuzu hakkında birinci bölümde bilgi verdiğimizden dolayı burada sadece Alevî-BektaĢî kaynaklarında yer alan, Hurufîliğin izlerinin belirgin bir Ģekilde hissedildiği örneklere yer vereceğiz.
Alevîlikte Hurufîlik açısından Ģüphesiz iki merkezî Ģahsiyet; Nesimî ve Viranî‟dir. Nesimî‟nin büyük etkisinin yanında Viranî de bazen açık bazen kapalı olarak Hurufî öğretiyi terennüm etmiĢtir.261
Onun tamamen Hurufî öğreti etrafında dillendirdiği, insan yüzünün Kur‟an ayetleri olduğunu ifade eden Ģiirinin Ģu mısraları dikkate değer:
255 Ocak, Ahmet YaĢar, “BektaĢîlik”, TDV. Ġslam Ansiklopedisi, V, 375. 256 Üzüm, Tarihsel ve Kültürel Boyutlarıyla Alevîlik, s. 79.
257 Nisa, 4/126. 258
Güzel, Abdurrahman, Kaygusuz Abdal’ın Mensur Eserleri, s. 65. 259 Elmalılı, age., III, 93.
260 Gölpınarlı, Hurufîlik Metinleri Kataloğu, s. 16.
79 Yüzündür hâdi-i râh-ı Hüdâ‟ya
Ki iletir âĢıkı ol kibriyâya Bilirsen sen elif lâm ve râ‟yı Erersin Hâlık-ı Rabbü‟l-a‟lâya Cemalin Mushaf-ı âyât-ı Kur‟an Okur ol kim verir canı bahaya Yüzün dört suredir âyât ve âyât Nazar eyle kelâm-ı “tâ” ve “hâ”ya Ki ismin âdemî resmin nedir bil Bu ömrün gitmesin yarın havaya262
Alevîliğin ana kaynağı olan Buyruk‟ta Hurufî nitelikli anlayıĢlardan Kur‟an ile ilgili olan Ģu örneği verebiliriz. Eserin zakir (cemlerde bağlaması ile deyiĢ okuyan) baĢlığında halife, dede ve zakir kelimelerinin harf sayıları kullanılarak bir takım iĢlemlerle bazı sonuçlara ulaĢılmaya çalıĢılmaktadır. Mesela halife kelimesini oluĢturan harflerin sayısı alfabeden tesbit edildiğinde yirmi dokuz sayısına ulaĢılır. Dede kelimesi ise dört harfli olup yirmi dokuzdan çıkarıldığında yirmi beĢ kalır. Son olarak zakir kelimesi dört harfli olup yirmi beĢten çıkarıldığında geriye dokuz kalır. Dokuz ise doksan bin sözdür. Ulu Tanrı‟nın sözüdür. Tanrı bu doksan bin sözü Hz. Muhammed‟e bildirmiĢtir. ĠĢte zakir bu sözü içinde gezdiren bir kimsedir ve Cebrail‟in iĢini iĢlemelidir.263
Yine Buyruk‟ta sofunun özellikleri zikredilirken Hurufî etkiyi görmekteyiz. Nitekim sofunun yüzünün kutsal Kur‟an-ı Kerim olduğu, yedi yazısının yedi Fatiha suresi olduğu, yüzündeki çizgilerin kelam-ı kadimin çizgileri olduğu belirtilir.264
Viranî Baba birçok ayeti yorumladığı eserinde bazı ayetlerin tefsirinde Hurufîlikten etkilenmiĢtir. Örneğin, “Elif. Lâm. Mîm O kitap (Kur'an); onda asla şüphe
262 ÂĢık Viranî Divanı, (haz. Mehmet Halit Bayrı), Maarif Kitaphanesi, Ġstanbul 1959, s. 30-31. 263
Ġmam Cafer-i Sadık Buyruğu, (haz. Fuat Bozkurt), Serbest Matbaası, Ġstanbul 1982, s. 31; Üzüm,
Tarihsel ve Kültürel Boyutlarıyla Alevîlik, s. 123-124.
264 Ġmam Cafer-i Sadık Buyruğu, (haz. Fuat Bozkurt), s. 32; Üzüm, Tarihsel ve Kültürel
80
yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.”265 ayetini açıklarken; “Bu kitapta Ģüphe olmadığı için doğru yolu göstermektedir. Bu kitap Âdem‟in güzel yüzüdür. Bu yüzü görmek isteyenler, baĢka hayalleri terk etmelidirler.” demektedir. Ayrıca yüzün, “Kaf. Şanlı Kur’an’a and olsun ki.”266 ayetinin sayısınca Hak yolu çizgisi olduğu, bu nedenle veche yüz adı verildiğini belirtmektedir. “Allah
benim de Rabb’im, sizin de Rabb’inizdir. O’na kulluk edin, bu dosdoğru yoldur.”267
ayetiyle ilgili “O halde insanın yüzü, Hak yolu sembolize etmektedir. Ġnsanın yüzünü iyi tanı ki, Muhammed Ali‟yi incitmeyesin ve sözlerine karĢı gelmeyesin. Çünkü Allah- u Teâlâ Ģöyle buyurmaktadır: “Allah’ı ve Peygamberi incitenlere, Allah dünyada da
ahirette de lanet eder. Onlara alçaltıcı bir azap hazırlar.”268
Öyleyse insanın, Allah‟ın mükemmel mazharı ve halifesi olduğunu inkâr etme. Çünkü yüz haktır.” demektedir.269 O ayrıca “Nun. Kalem ve onunla yazılanlara and olsun”270
ayetini açıklayarak Ģöyle söylemektedir: “(Kur‟an/yüz) Allah‟ın kudret kalemiyle yazılmıĢtır. Yüzündeki çizgiler Hakk‟a götüren yollardır.”271
Nesimî Hurufîliğin önde gelen temsilcilerinden biridir. O, kendisinin batın tarafında durduğunu açık olarak dile getirir. Ona göre karĢı tarafta yer alan zahir ehli, hakikati bulamayan, onu göremeyen yüzeycilerdir.272 Nesimî çok yoğun bir Kur‟an Ģairidir ve onun Kur‟an nazmına olan vukufiyeti tartıĢmasızdır. Onun Kur‟an derinliğini gösteren unsurlardan birisi, onun ayetlerin bazen tamamını bazen bir kısmını aynen alıntılamasıdır ve bu durum oldukça yoğundur.273
Fakat o, sahip olduğu Kur‟an vukufiyetine rağmen Hurufîliğe mensuptur ve Kur‟an manalarını lügat ve zahir çerçevesinden çıkararak mesajları harflerin meziyetlerine dönüĢtürme çabasını taĢımaktadır.274
Nesimî‟nin Ģiirlerinde kullandığı ayetlere Hurufî yaklaĢımı ilgili birkaç örnek verecek olursak: Nesimî‟nin Ģu Ģiirinde “Biz Allah’tan geldik, yine ona
döneceğiz.”275
ayetini, tam bir Hurufî karakteristiği olarak insan saçına dönüĢtürmüĢtür: “Zıll-i sânidir saçın innâ ileyhi râciun
265 Bakara, 2/1-2. 266 Kaf, 50/1. 267 Âl-i Ġmran, 3/51. 268 Ahzab, 33/57.
269 Viranî Baba, Ġlm-i Câvidân, s. 155. 270 Kalem, 68/1.
271 Viranî Baba, Ġlm-i Câvidân, s. 235-239. 272
Ünver, age., s. 158. 273 Ünver, age., s. 171. 274 Ünver, age., s. 167. 275 Bakara, 2/156.
81 Kul kefânın âfitâbı hoĢ ma‟ânî gösterir.”276
Ayetü‟l-Kürsî277 kelimesi Nesimî Ģiirinde insan yüzü olarak anlaĢılmıĢ, bunun için de yüzün Allah‟ın kelamı olduğu söylenmiĢtir:
“Yüzündür Ayetü‟l-Kürsî anınçün Kelamullah muharrem hanesidir.”278
Ayetlerde geçen, sağlam kulp anlamındaki “urvetü‟l-vüska”279 terimi ise Nesimî‟ye göre zülüftür:
“EĢiğin âĢıklara Beytü‟l-Harâmın mervesi Kâbe yüzün oldu zülfün urvetü‟l-vüska imiĢ”280
Allah‟tan baĢka kimsenin anlamının bilemeyeceği huruf-u mukattaadan olan Meryem suresinin ilk ayeti, Nesimî Ģiirinde insan sureti ve güzelliğiyle bütünleĢtirilmiĢtir:
“Ey cemalin kâf hâ yâ ayn sâd Ma‟nî-i yasin saçından müstefad”281
Bizim verdiğimiz birkaç örnekte de görüldüğü gibi Nesimî, ayetleri Hurufî etkiyle yorumlamıĢtır. O, eserinde Kur‟an-ı Kerim‟den birçok ayet kullanmıĢ282 olmasına rağmen, çoğunlukla bu kullanımlarında temel Hurufîlik misyonuyla hareket etmiĢtir.283