• Sonuç bulunamadı

Peter Senge’ye Göre Örgütsel Öğrenme Engeller

Örgütsel öğrenme engellerin belirlenmesi örgütsel açısından oldukça önemlidir. Bu açılardan ele alındığında Senge (2011: 27) örgütlerde öğrenme engellerini yedi başlık altında açıklamıştır. Bunlar aşağıdaki belirtilmiştir.

2.6.1. Pozisyonum Neyse Ben Oyum

Örgütlerde insanlar sadece kendi yaptıklarının üzerine yoğunlaştıklarında, tüm pozisyonların birlikte iş görmesiyle ortaya çıkan sonuçlar için fazla sorumluluk duygusuna sahip olmazlar. Hatta sonuçlar hayal kırıklığına uğratıcı olduğunda, bunun neden kaynaklandığını kestirmek zor olabilir. Yapılacak olan tek şey, “birinin işi bozduğunu” varsaymaktır.

2.6.2. Düşman Dışarıda

İşler ters gittiğinde genel olarak herkes bu durumdan bir başkasını sorumlu tutar. Her zaman suçu üzerine atacak bir dış unsur bulunur. Bu durum okullarda da böyledir. Bir okulda eğer öğrencilerin başarısı düşükse, yöneticiler bunu öğretmenlerin yetersizliğine, öğretmenler de yöneticilerin ilgisizliğine; ya da her ikisi bir arada bütün suçu velilere ve çocuklara atmaktadır (Özden, 2008: 124). “Düşman dışarıda” sendromu aslında, “pozisyonum neyse ben oyum” anlayışının ve bu bakışın teşvik ettiği dünyaya sistemsiz bakma yollarının bir yan ürünüdür.

2.6.3. Sorumluluk Üstlenme Kuruntusu

Bununla anlatılmak istenen, zor sorunları göğüslememiz, bir şeyler yapmak için başkalarını beklemeyi bırakmamız ve problemleri bunalıma dönüşmeden önce

çözmemizdir. Olaylar karşısında önceden harekete geçerek sorunu çözmeye girişme, bu sendromun özelliğidir (Özden, 2008: 124).

2.6.4. Olaylara Takılıp Kalma

İnsanların olaylar hakkında yaptıkları yorumlar, bu olaylara takılıp kaldıklarını gösteriyorsa, bu durum kısa dönemli düşünmeye sebep olur. Sonuçta yaratıcı düşünmek yerine, en iyi yapılabilecek şey olayların önceden tahmin edilmesi olur.

2.6.5. Haşlanmış Kurbağa Meseli

Bir kurbağayı kaynar suyun içine bıraktığımızda, hemen kendini dışarı atmaya çalışır. Eğer, bu kurbağayı oda sıcaklığındaki suyun içine bırakırsak, kımıldamadan duracaktır. Zamanla suyun sıcaklığını da artırdığımızda sıcaklık yükselse bile kurbağa hiçbir şey yapmaz. Çünkü sıcaklık artışından dolayı kurbağa sersemlemeye başlamıştır. Bu durumda kurbağa haşlanmayı bekleyecektir. Kurbağanın, hayatına yönelik tehdit algıları ani değişmelere göre programlanmış olduğundan yavaş ve tedrici gelişmelerde tepki vermemektedir.

2.6.6. Tecrübeyle Öğrenme Hayali

En etkili öğrenme tecrübeyle olur. İnsanlar yemeyi, emeklemeyi, yürümeyi ve konuşmayı deneme ve yanılma ile öğrenirler. Bir eylemi yapar, sonuçlarını görürüz; sonra yeni ve farklı bir eyleme kalkışırız. Nitekim eylemlerimizin sonuçlarını göremediğimizde tecrübelerimizden öğrenmemiz imkânsız hale gelir. En iyi tecrübeyle öğrensek bile hiçbir zaman çok önemli kararlarımızın çoğunun sonucunu doğrudan yaşayamayız.

2.6.7. Yönetici Takım Miti

Sorunlarla ve alınacak kararlarla, deneyimli yöneticilerin oluşturduğu yönetici takımı ilgilenir. Bu kişiler, kendilerini sevimsiz gösterecek davranışlardan kaçınır ve herkesin takım düşüncesinin arkasında olduğu izlenimini verirler. Bu açılardan ele alınan örgütsel öğrenme ve örgütsel öğrenmenin engelleri, değişme gelişme çağındaki dünyada önemini koruyan kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Örgütlerin öğrenen örgüt olma yolunda alacakları önlemler, atacakları adımlar, onların çevrelerine uyum sağlama becerileri açısından onlara artı değer kazandıracaktır. Bundan dolayı örgütsel

öğrenme ve örgütsel öğrenme engelleri konusu araştırılması gereken konu alanları arasında yerini almaktadır. Gordan‟a (2009: 364) göre, okulların eğitim için daha iyi koşullara sahip olabilmesi, öğretmenlerin yaşadıkları örgütsel öğrenme engellerini aşmasıyla gerçekleşecektir.

Öğretmenlerin emir altında olması: Her okul hemen hemen hiyerarşik düzenle

yönetilir. Okulların demokratik bir toplum içerisinde demokratik eğitim kurumları olması gerekirken, çoğu okul bunu uygulamamaktadır. Onların gerçek dünyası güç ve otorite ile çözülen çatışmalarla sınırlıdır.

Öğretmenlerin karar aşamalarında söz sahibi olamaması: Pek çok eğitim

kurumunda öğretmenlerden yöneticinin verdiği kararları uygulaması istenirken, bu kararların alınmasında onlara söz hakkı verilmemektedir. Okul yöneticileri bu kararları almada söz hakkına sahiptir. Okulda yapılan toplantılar sadece bilgi paylaşımı ve sosyalleşmek içindir. Buradaki en büyük engel, yöneticinin tek taraflı olarak kuralları belirlemesi ve öğretmenleri karar alma sürecine dahil etmemesidir.

Değişime yönelik katılık ve direnç: Eğitim eleştirmenlerinin ortak kanısı

okulların değişime karşı dirençli olduklarıdır. Birçok yönetici, yanlışlıkların ne olduklarını bilseler bile gerekli düzenlemeleri yapmaktan kaçınırlar. Bu yüzden okulların çoğu öğrenen okul olma niteliğinden yoksundur.

Tekdüze kararların uygulanması: Okulların genelinde öğretmenlerin ve

öğrencilerin belirli kurallara uyması ve onlardan bu kuralların dışına çıkılmaması beklenir. Öğrencilerin kıyafetleri, kullanacakları sözcükleri okul belirler ve bunları yapmak konusunda öğrenciler mecbur tutulur. Bu durum öğrencilerin farklı öğrenme şekillerini, cesaretlerini ve yaratıcılıklarına engel olmaktadır.

Suçu başkalarına atmak: Okullar yanlış yapılan her bir konuda suçu başkalarının

üzerine atıldıkları yerlerdir. Öğrenciler öğretmenleri, öğretmenler okul yöneticilerini, okul yöneticileri ise üst düzey yöneticileri suçlar. Sorumluluğu başkasının üzerine atma durumu ters yönde de gelişebilir. Hatta veliler de başkalarını suçlama konusuna dahil olurlar. Onlar da öğretmenleri ve yöneticileri suçlar. Bu döngü içerisinde üretici düşünme ve örgütsel öğrenme de engellenmektedir.

3. YÖNTEM

Bu bölümünde araştırma yöntemiyle ilgili bilgiler verilmektedir. Araştırmanın yöntemi kapsamında, model, evren ve örneklem, veri toplama yöntemi, veri toplama aracının geliştirilmesi, veri toplama aracının test edilmesi, uygulanması ve verilerin analizi yer almaktadır.

Benzer Belgeler