• Sonuç bulunamadı

PEKİŞTİRME

Belgede 9 ve Edebiyatı Türk Dili (sayfa 33-36)

8. …Keyfinden aklı başından gitti bay karganın. Göstermek için güzel sesini

Açınca ağzını, düşürdü nevalesini. Tilki kapıp ona dedi ki: Efendiciğim, Size güzel bir ders vereceğim:

Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir, Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir. Karga şaşkın, mahcup, biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına.

Yukarıdaki verilen anlatı sanatsal bir metinden alınmıştır. Metnin yapı özelliklerini ve içeriğini in-celeyen beş arkadaş bu metnin türünü tahmin et-meye çalışır.

Aşağıda verilen bu beş kişiden hangisinin değerlendirmesi doğrudur?

A) Necip: Olağanüstülükler vardır, bu nedenle masaldır.

B) Hüsnü: Şiir şeklinde yazıldığı için mesnevidir. C) Vahit: Mesaj açık verilmiş ve nazım şeklinde

yazılmış, bu nedenle fabldır.

D) Didem: Olay anlatıldığı için hikâyedir. E) Rüya: Ders verildiği için bir fıkradır.

Parça manzum biçimde kaleme alınmış ve metnin sonunda verilmek istenen öğüt açıkça aktarılmıştır. Cevap C.

9. Aşağıdaki metinlerden hangisi bir masaldan alınmış olabilir?

A) Hafız Nuri Efendi kapının arkasından şemsiye-sini aldı, yavaşça sokağa çıktı. Neden? Bir işi mi var? Birini mi görecekti? Hiçbir işi yok. Hiç çıkmasa da olabilirdi. Ancak çıkmış bulundu. B) Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının

diş-lerine baktım. Çok keskin. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri bozulunca yeniden denedim.

C) Minyatür kanatlı kelebekleri dünya göç şampi-yonları arasında görünce şaşırıyoruz. Kuzey Amerika kral kelebeği göç sırasında Kuzey ve Orta Amerika boyunca 4000 kilometrelik bir mesafeyi kat ediyor.

D) Uzun zaman önce şirin mi şirin bir köyde yok-sul bir köylü çiftçi ve karısı mutlu mesut ya-şarlarmış. Bu çiftçi kazları çok severmiş, her gün kazları beslermiş ama bir kazı varmış ki çok özelmiş. Özelliği ise altın yumurtluyor ol-masıymış…

E) Tarla baştan başa insan ve tınazlarla örtülüy-dü. Sık yüksek boylu çavdar tarlasının biçil-miş bölümlerinde orakçı kadının sırtı, demet yaparken parmakları arasında sallanan ba-şaklar, çocuğunun gölgedeki beşiğine eğilen kadın ve peygamber çiçekleriyle örtülü tarlada toplanmış ekin demetleri görünüyordu. D seçeneğindeki parçada olay, belirsiz bir zaman diliminde geçmektedir ve kazaların altın yumurtlaması gibi olağanüstü bir olay anlatılmaktadır. Cevap D.

5. Fabl türünün öğreticilik yanı ile ilgili olarak aşa-ğıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır? A) Fabllarda mutlaka bir ders verme gayesi vardır. B) Fabllar sadece küçüklere değil her yaştan

in-sana ders verebilir.

C) Fabllardaki mesaj alegorik anlatım yönüyle daha çok hayvanlar üzerinden verilir.

D) Fabllardaki dersler sadece ahlaki değerler üzerinedir.

E) Masallardaki mesajlar açık bir şekilde yazıl-mayıp okuyucuya bırakılırken fablda verilmek istenen mesaj, genellikle metnin sonunda ya-zılı bir şekilde verilir.

Fabllardaki dersler sadece ahlaki değerler üzerine değildir her konuda yazılabilir. Cevap D.

6. Mevlana’nın “Mesnevi” adlı eserinde yer yer fabl türünün özelliklerini yansıtan bölümlere rastlanır ancak bu eser tam anlamıyla bir fabl değildir. Türk edebiyatında fabl türünün derli toplu ilk eseri hangi seçenekte doğru verilmiştir? A) Hoca Dehhani – Selçuklu Şehnâmesi B) Şeyhi – Harnâme

C) Fuzuli – Sıhhat ü Maraz D) Şinasi – Tercüme-i Manzume

E) Ahmet Mithat Efendi – Kıssadan Hisse Türk edebiyatında ilk fabl Şeyhi tarafından 15.yy.da yazılan Harname adlı eserdir. Cevap B.

7. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken; ben dedemin beşi-ğini tıngır mıngır sallar iken…

Zamanın birinde cinleriyle bilinen dağda üç fare yaşarmış.

Bir masaldan alınan bu parça dil ve anlatım özelliği bakımından masalın hangi bölümüne ait olabilir?

A) Düğüm B) Çözüm

C) Döşeme D) Serim

E) Dilek

Bu parçada verilen bölüm masalların döşeme kısmın-da kullanılan kalıplaşmış sözleri ve tekerlemeleri içermektedir. Cevap C.

25

BİLGİ

● Roman en sevilen edebiyat türüydü ancak son zamanlarda popülerliğini fakat / bağlaç

yitirdi.

● İnsan her zaman umut besler yalnız bu umudu yeşertecek birileri her fakat / bağlaç

her zaman çıkmayabilir. DİKKAT:

"İle" sözcüğü cümlede ‘’ve’’ yerine kullanılırsa bağlaç, kullanılamazsa edat olarak kabul edilir.

◗ Yol almış hayatın ufuklarınca

◗ O hızla dağları Ferhat yarınca hız ile / edat

NOT: "İle" edatı yukarıdaki dizelerde olduğu gibi bazı durumlarda kendinden önceki sözcükle birleşebilir.

● Hayal ile hakikat karıştı ruhumuza ve / bağlaç

◗ "Üzere" edatı cümleye koşul, amaç - sonuç ilgisi katabilir.

● Yeni bir konferans vermek üzere yurt dışına çıktı. (amaç - sonuç)

● Gün içinde geri getirmek üzere kitabın bu nüshasını alabilirsiniz.

◗ "Mi" edatı cümleye soru, pekiştirme ve koşul anlamı katabilir.

● En sevdiğin romanın Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar eseri olduğu doğru mu?(soru)

● Ülkemizin cennet mi cennet bu köşesi yıllarca ihmal edilmiş. (pekiştirme)

● Damarına basıldı mı gözü hiçbir şeyi görmez. (koşul)

◗ "Değil" edatı cümleye olumsuzluk anlamı katar.

● Ne yaptığın artık hiç umrumda değil.

◗ "Tek" ve "bir" sözcükleri cümlede "sadeceI anlamında ise edat olarak kabul edilir.

● Bunca yıldır neler yaşadığımı bir sana anlatabilirim.

● Tek seni sevdim,gerisi yalan.

B) –e, –a DURUM EKLERİYLE KULLANILAN EDATLAR

–e göre –e karşı –e kadar

–e rağmen –e değin –e dek –e karşın

Bu kadar emin olduğuna göre bir bildiğin var. Her şeye rağmen sana kötü davranmayacağım.

Edatlar çekim eki alırsa edat özelliğini kaybederek isimleşir.

Senin gibilerinin hangi amaçla burada olduğu belli.(gibi edatı isimleşmiş)

AKTİF ÖĞRENME

AK

TİF ÖĞRENME

Ünite kazanımlarıyla ile ilgili aşağıdaki konu özetinde boş bırakılan yerleri kavram tablosunda verilen sözcüklerle uygun şekilde tamamlayınız.

1. Yalnız başına anlamları olmayan, anlam ve görevleri daha çok cümle içinde, birlikte bulundukları sözcüklerle ortaya çıkan, sözcükler arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan sözcüklere denir.

2. “Yalnız, ancak, tek, bir” sözcükleri cümlede anlamında kullanılıyorsa edattır

3. “Ancak” ve “yalnız” sözcükleri cümlede “ama/fakat” anlamında kullanılmışsa olur.

4. edatı cümleye “benzerlik, karşılaştırma, kuşku, olabilirlik...” anlamları ka-tar.

5. edatı başka sözcüklerle birlikte “edat öbeği” oluşturur. Bu öbekler cümlede sıfat, zarf, isim olarak kullanır.

6. "Aradığı kitabı bulamadığı için verilen ödevi yapamamış." cümlesinde "için edatı" cümleye anlamı katmıştır.

7. "İle", eş görevli sözcükleri ya da cümleleri bağlama görevinde kullanılırsa olur. Bu durumda “ve” bağlacının görevini ve anlamını üstlenir. 8. , cümlelere olumsuzluk anlamı katan edattır.

9. Bazı edatlar hâl ekleriyle öbekleşir, olurlar. 10. Edatlar çekim eki alırlarsa olurlar.

11. Edat öbekleri ek eylem (-idi /-imiş / -dir) alarak bir isim cümlesinin ola-bilir.

12. “ ” sözcüğü isimleri nitelediğinde sıfat, fiilleri nitelediğinde zarf, “sadece” anlamında kullanıldığında ise edat olur.

13. Tek başlarına anlamları olmayan, eş görevli sözcükleri, söz öbeklerini, cümleleri birbirine bağlamaya yara-yan sözcük ya da söz öbeklerine denir.

14. , eş görevli sözcük ya da söz öbeklerini, cümleleri birbirine bağlar.

15. ,“sevinç, pişmanlık, korku, acıma, üzüntü, uyarma, kızgınlık, coşku…” gibi duyguları ya da seslen-me ve hitapları yansıtmaya yarayan sözcüklerdir.

16. “Yalnız” sözcüğü “ ” anlamında kullanılmışsa bağlaç görevindedir.

17. "Ben de senin kadar bu işi yapabiliyorum." cümlesinde edat cümleye anlamı katmıştır. 18. “ " araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar.

19. Edatlar, cümleden çıkarıldığında cümlenin daralma veya bozulma meydana gelir.

20. "Geçmişte günümüze göre daha üretken sanatçılar varmış. "cümlesinde edat cümleye anlamı katmıştır. edat “sadece” bağlaç Gibi “Kadar” neden - sonuç bağlaç Değil sıfat ya da zarf isim yüklemi Yalnız "Ve" bağlacı Ünlemler "ama / fakat" eşitlik ile edatı anlamında karşılaştırma

Belgede 9 ve Edebiyatı Türk Dili (sayfa 33-36)

Benzer Belgeler