• Sonuç bulunamadı

1.3 Cumhuriyet Dönemi Türk-Yunan İlişkileri

1.5.4 Patrikhane Sorunu

Megali İdea ve Yunanlıların bağımsızlığını kazanması sürecinden bahsederken az da olsa Fener Rum Patrikhanesi’nin Yunanlılar için ne kadar önemli roller üstlendiğinden söz edilmişti. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra kendilerine ayrıcalıklar verilen Patrikler her zaman Osmanlı Devleti içerisinde saygıyla karşılanmışlardır. Osmanlı’da gayrimüslimlerin dini ihtiyaçların karşılanması için Patrikhaneye ve Patriklere yetkiler verilmiştir.106Fatih

devrinden sonra da Patrikhane’ye verilen yetkiler devam ettirilmiş diğer gelen Osmanlı Padişahları bu yetkilerin kalıcı olmasını istemiştir. Osmanlı’nın zayıflaması ve Rusya’nın 18. Yüzyılın başlarında güçlenmesiyle güçlü bir nüfus ve otoriteye sahip olan Patrikhane, dışarıdan da siyasi ve ekonomik olarak güçlenmiştir.107

Yunan isyanından önce Patrikhane kendisine sağlanan imtiyazlar sayesinde Megali İdea için çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmalar, Osmanlı Devleti tarafından ortaya çıkarılmış, yapılan araştırmalarda isyan hazırlığını kanıtlayan belgelerin yanı sıra Rusya merkezli silahlar ele geçirilmiştir. Yıldırım’a göre; Koyu bir Megali İdea savunucusu olan Yunan Lider Venizelos, Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra Girit’ten gizlice İstanbul’a geçerek Patrikhane’ye talimatlar vermiştir.108

105 Özlem Ertan, Gün Geçtikçe Azalan Azınlık: İstanbul Rumları,

http://www.istanbulrumazinligi.com/index.php?m=art&c=807&n=282, (29.08.2016)

106 İbrahim Erdal, ‘’Türk Basınına Göre; Patrikhane Konusu ve Patrik Araboğlu'nun İhracı Meselesi’’,

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı:33, Ankara 2004, s. 34.

107 Niyazi Berkes, Patrikhane ve Ekümeniklik, Kaynak Yayınları, İstanbul 2002, s. 20.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Patrikhane’nin yaptığı bu çalışmaları bilen Türkiye, Lozan’a giderken kesinlikle Patrikhane’nin kaldırılması yönünde karar almıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Lozan Barış Görüşmeleri’nin yapıldığı sırada Le Journal Gazetesi’ne verdiği demeçte;

“Bir fesat ve ihanet ocağı olan, ülkede ayrılık ve uyuşmazlık tohumları saçan, Hristiyan vatandaşlarımızın huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felâket simgesi olan Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımızda barındırmayız. Bu tehlikeli örgütü ülkemizde tutmamız için ne gibi vesile ve nedenler ileri sürülebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için topraklarında bir sığınak göstermeye ne zorunluluğu vardır? Bu fesat yuvasının gerçek yeri Yunanistan değil midir?...”109

diyerek Patrikhane hakkındaki düşüncelerini açıkça dile getirmiştir.

Lozan Barış Görüşmeleri’nde Patrikhane meselesi, Azınlıklar Sorunu ve Mübadele görüşmeleri sırasında gündeme oturmuştur. “Ülke ve Askeri Meseleler” komisyonunda İsmet Paşa, Türkiye’de bulunan bütün Rumların mübadeleye tabi tutulmasını isterken, Yunanistan mübadelenin gönüllük esasına göre yapılmasını ve İstanbul’daki Rumların mübadeleden muaf tutulmasını istemiştir.

Görüşmelerde Türkiye, Rumların İstanbul’da kalmasını kabul etmiştir. Ancak Türk kurumu olmasına rağmen, Osmanlı döneminde olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı zamanda da düşmanca tavırlar sergileyen Patrikliğin bütün organları ve kurallarıyla birlikte İstanbul’dan uzaklaştırılmasını istemiştir.110

109 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri; Cilt III (1918 – 1937), Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1997, s.57

110 İsmail Cankeri Ersöz, Fener Rum Patrikhanesi’nin Cumhuriyet Dönemi Siyasi Faaliyetleri (1923-

2005), (Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası ilişkiler Anabilim Dalı, Yüksek

Lozan Görüşmeleri’nin ardından imzalanan Lozan Antlaşması’na göre, Patrikhane’nin tasarruf hakkı Türk devletinde olmak üzere Türkiye’de kalmasına izin verilmiştir. Bununla birlikte Antlaşma’da Patrikhane’nin bir Türk kurumu olduğunun altı çizilerek, Patrik ve Patrikhane’de görevli memurların Türk memurlar olacağı ve bunların denetiminin Türk Hükümeti tarafından yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca Patrikhane’nin ve Patriklerin 1453 yılından beri sahip oldukları siyasi, idari hak ve imtiyazlar kaldırılarak Patrikhane sadece dini işlere bakan bir kurum olmuştur. Antlaşmada Patrikhane’nin Rum cemaatin temsilcisi olmadığı, Türk makamlarıyla aracılık yapma görevinin de bulunmadığı konusunun altı çizilmiştir.111

Ayrıca, Patrik ve Patrikhane’nin 1453–1923 yılları arasında sahip oldukları bütün siyasi, idari, hak ve imtiyazların hepsi kaldırılmıştır. Artık Patrikhane sadece dini işlerle ilgilenebilecektir. Eskiden olduğu gibi, İstanbul’daki Rum Cemaat’in temsilcisi değildir. Artık buna bağlı olarak Türk resmi makamlarıyla, cemaat arasında aracılık yapmak gibi bir görevi de kalmamıştır.’’112

Yalçına göre, Patrikhane Lozan Antlaşması’ndan sonra eski aktifliğini kaybetmiştir. Patrikhane konusu 1986 yılından sonra Türkiye- ABD ilişkilerinin etkisiyle tekrar gündeme oturmaya başlamıştır. Böylece Patrikhane’nin bazı faaliyetlerine göz yumulmasının da önü açılmıştır. Geçen yılların aksine Patrikhane 1990’lı yıllarda Ekümenlik olma, 1971 yılında kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması, dışarıdan buraya öğrencilerin kabul edilmesi ve Patriklerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması şartlarının kaldırılması yönünde bir takım faaliyetler içine girmiştir.113

111 Emruhan Yalçın, Atatürk Türkiye'sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bizans projesi, Siyasal Yayınevi, Ankara 2008, s. 210.

112 İsmail Cenkeri Ersöz, a.g.e., s. 32.

113 Emruhan Yalçın, “Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Ekümenikliği Tartışmaları ve Gerçekler”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 50, Ankara 2012, s. 491-492.

Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde verdiği tavizlerden faydalanmak amacıyla isteklerini 2004 yılında Brüksel’e, Atina’ya ve Ankara’ya gönderen Patrikhane, görüldüğü gibi ABD, AB desteğiyle eski aktifliğini yeniden kazanma fırsatı bulmuştur. Bu zaman zarfında Eski Vakıflar Yasası’na göre arazi satın alamayan Patrikhane, kendi etrafındaki gayrimenkulleri Türk ve Yunan iş adamlarının satın alması sonucuyla hibe yoluyla elde etmiştir. 2008 yılında çıkarılan Yeni Vakıflar Yasasıyla, azınlıkların yeniden mal edinme haklarının geri verilmesiyle Patrikhane isteklerinin bazılarına kavuşmuştur. 114

Türk-Yunan ilişkilerine Azınlık Meselesi’nden başka etki eden bir temel sorun da uzun zamandır iki ülke gündeminde olan Kıbrıs’tır. Kıbrıs Sorunu halen daha iki ülke arasında çözümlenmeyi bekleyen sorunlar arasında beklemektedir.

Benzer Belgeler