• Sonuç bulunamadı

1.3 Cumhuriyet Dönemi Türk-Yunan İlişkileri

1.5.5 Kıbrıs Sorunu

1951 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya alınmasıyla müttefik olan iki ülkenin siyasetçileri ilişkileri iktisadi, sosyal ve siyasi alanda daha da güçlendirmek adına karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmiştir. İlişkilerin olumlu ve güzel geçmesi, Türk-Yunan dostluğunun artması sebebiyle bu dönem, Türk-Yunan ilişkilerinde ‘Altın Yıllar’ olarak adlandırılmıştır. Buna ek olarak, Balkan Paktı’nın oluşması ve Yugoslavya’nın da içinde bulunduğu Bled Antlaşması’nın imzalanması,

114 Elefterotipia Gazetesine göre Patrikhane’nin istekleri şunlardır:

1) Patrikhane’nin Ekümenikliği Türk Hükûmeti tarafından tanınmalı, 2) Heybeliada Ruhban Okulu yeniden açılmalı,

3) Patrikhane’nin hukuki varlığı tanınmalı, 4) Patrikhane ve Rumların mülkleri garantilenmeli, 5) El konulan vakıf statüsü değiştirilmeli,

6) Büyükada yetimhanesi Patrikhane’ye geri verilmeli, 7) Balıklı Rum Hastanesine konulan yüksek vergi kaldırılmalı,

8) Yabancı ülke vatandaşları kilise mensuplarına Türkiye’de oturma ve çalışma izni verilmeli, 9) Patrik seçimi bütün dünyada bulunan despotlar arasından yapılmalı ve Türk vatandaşı olma şartı kaldırılmalı,

Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin olumlu seyrinin bir göstergesi olarak tarihte yerini almıştır.115

Tarihin uzun zamanlarından beri önemli bir stratejik ve jeopolitik konuma sahip olan Kıbrıs, yıllar boyunca birçok ülkenin dikkatini çeken bir ada olmuştur. Sicilya ve Sardunya’dan sonra Akdeniz’de üçüncü büyük Ada olan Kıbrıs’ın, Yunanistan’a uzaklığı 965 km Türkiye’ye uzaklığı ise 65 km’dir. Türkiye için, Orta Doğu’ya yakınlığı ve güney sınırlarının güvenliği için önem arz eden Ada, Doğu Akdeniz için ise ayrı bir öneme sahiptir. Yunanlılar için ise, Megali İdea sınırları içerisinde kalmaktadır.116

İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle birlikte ‘Enosis’ 117 faaliyetleri

doğrultusunda Yunan Parlementosu’nda Kıbrıs Adası’nın Yunanistan’a ilhakı yönünde karar alınmıştır. Yunanistan, Kıbrıs’ın kendi sınırlarına katılması durumunda İngiltere ve ABD’ye üs vereceğini açıklamış, Rumlar da Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurarak Kıbrıs’ın kendilerine verilmesini istemiştir. Yaşanan bu gelişmelerle Rumlar, Kıbrıs’ta Enosis faaliyetlerini doğrultusunda çalışmalara başlamıştır.118

Rumların Enosis düşüncesi EOKA’nın119 eylemleriyle devam ederken,

Kıbrıs’ta yaşayan Türkler ise buna karşılık ‘Taksim Tezini’120 ortaya atmıştır.

115 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1995, 11. Baskı, Alkım Yayınevi, İstanbul 1997, s. 267.

116Hüner Tuncer, Kıbrıs Sarmalı Nasıl Bir Çözüm, Ümit Yayınları, Adana 2005, s. 45.

117 Enosis sözcüğü Yunan yayılmacılığının bir parçasıdır. “Birleşme-Bağlanma” anlamına gelir. Enosis, Mwgali İdea hedefi çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını yani ilhak edilmesini ifade etmektedir. Sabahattin İsmail, Kıbrıs Sorunu Üzerine Bildiriler, Kıbrıs Araştırmaları ve Yayın Merkezi Yayınları, Lefkoşe 1998

118 Hamza Eroğlu, Kıbrıs Uyuşmazlığı ve Kıbrıs Barış Harekatı, Emel Matbaacılık, Ankara 1975, s. 25- 26.

119 EOKA, Ethniki Organosis Kyprion Agoniston (Kıbrıslı savaşçıların Milli Örgütü), EOKA Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için Birleşik Krallık idaresine karşı kurulmuştur. David French, Fighting EOKA, Oxford University Press, Oxfordshire 2015. s. 1.

İngiltere ise, Kıbrıs’ta Özerk yönetimden yana tavır sergilemiş bunun için bazı planlar ortaya atmış, fakat Enosis yanlısı olmadığı için bunlar Rumlar tarafından kabul edilmemiştir. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında geçen anlaşmazlık zincirinde Yunanlılar Enosis düşüncesinden vazgeçmezken, Türkiye bu fikrin kabul edilemez olduğunu vurgulamış, İngiltere ise tamamen adadaki çıkarlarını korumaktan yana olmuştur.121

Yaşanan çatışma ortamı sonucunda 1959 yılının sonuna gelindiğinde Kıbrıs’ta bağımsız bir Kıbrıs Devleti fikri oluşmuştur. Bu fikre Türkiye, İngiltere, Yunanistan ve ABD’de de onay verince 1958 yılında Zürih Antlaşması, 1959 yılında da Londra Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmalara göre Ada’da bağımsız iki uluslu bir Kıbrıs devleti kurulmuştur.122

Kıbrıs Sorunu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla geçici olarak çözüme kavuşmuştur. Ancak Rumlar bağımsız Kıbrıs’ı Enosis için bir basamak olarak görüp, Türklerin anayasal haklarını kısıtlayarak baskı ve şiddete devam etmiştir. Kıbrıs’ta Türkleri azınlık konumuna sokmaya çalışan Rumlar, Anayasada bulunan ayrı Türk belediyelerinin kurulması, Türklerin devlet içindeki görev oranın %30 olması, Türk olan Cumhurbaşkanı yardımcısının veto hakkının sınırlandırması konularında anayasada değişiklik yapılmasını garantör devletlere teklif etmiştir. Teklif kabul olmayınca 1964 yılında Rum lider Makarios tek taraflı olarak 1960 yılında yapılan anlaşmaları fesh ettiğini açıklamıştır.123

120 Taksim Tezi, 1950'li yılların sonunda Türkiye'de ve Kıbrıs'ta, Kıbrıs adasının tamamının Türkiye'ye bağlanması ve Yunanistan ile Rumlara karşı yapılan mitingler. Bu mitingler, gösterilerde söylenen "Ya Taksim, Ya Ölüm" siyasi sloganı ile telafuz edilmiş ve Türkiye'nin Taksim politikasına yönelik bir isimlendirme olarak anılmıştır, Fevzi Çakmak, Kıbrıs Kamuoyunda Kıbrıs Algısı; 1958 Kıbrıs

Mitingleri,http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/ai/uploaded_files/file/fevzi/KIBRIS%20MiTiNGLER i.pdf (04.06.2015)

121 Sebahattin İsmail, 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, Kastaş Yayınları, İstanbul 1998, s. 37-38. 122 Hüner Tuncer, a.g.e., s. 87-88.

123 Necati Münir Gültekin, In A Search of Negotiated Cyprus Settlement, Ulus Matbaacılık, Lefkoşe 1981, s. 182.

Londra ve Zürih Antlaşması’nı tek taraflı fesheden Rumlar, amaçlarına yasal yollardan ulaşamayacağını anlayınca Kıbrıs Türklerine karşı silahlı eylemlerine devam edip Türk nüfusunu sindirme yoluna gitmiştir. 1965 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan görüşmeler Türklere karşı yapılan saldırıları durdurmaya yetmemiştir. 1967 yılında Yunanistan’da askeri cunta yönetime geçince Kıbrıs konusunda Türk-Yunan görüşmeleri yeniden başlamıştır. 9 Eylül’de Keşan’da ve 10 Eylül’de Dedeağaç’ta yapılan bu görüşmeler esnasında Enosis düşüncesinden vazgeçmeyen askeri yönetim, Ada’da Türklere bazı azınlık hakları verileceğini, Batı Trakya Türklerine de Yunanistan’da bazı ayrıcalıklar sağlanacağını öne sürerek Enosisi gerçekleştirmek istemiş ancak Türk tarafı Yunan tarafının isteklerini red etmiştir.124

1967 yılında yapılan görüşmelerde sonuca varılamayınca, Rumların Geçitkale ve Boğaziçi’nde yaptığı eylemlerden sonra Türkler de kendi aralarında geçici bir Türk yönetimi oluşturmuşlardır. Daha sonra Kıbrıs Türk Yönetimi adını alan oluşumun başına Dr. Fazıl Küçük getirilmiş, yardımcısı ise Rauf Denktaş olmuştur. 28 Şubat 1971’de ise EOKA’nın başına Grivas geçmiş, 1974 yılında Yunanlı Subayların Makarios’un sarayını yıkmasıyla Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ilan edilmiştir.125

Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin kurulmasını hukuk dışı olarak nitelendiren Türkiye’de Bülent Ecevit liderliğinde toplanan Milli Güvenlik ve Bakanları Kurulu, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs’a askeri müdahale kararı almıştır. Rum lider Makarios ise Yunanistan’ı BM’e şikayet etmiştir.126

124Baskın Oran, Türk Dış Politikası Cilt I…, s. 736.

125Hasan Duran, ‘’BM ve AB Çerçevesinde Kıbrıs Sorununa Genel Bir Bakış’’, Dumlupınar Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:21, Kütahya 2008, s. 124.

126 Bora Ünay, Türk-Yunan İlişkilerinde Temel Sorunlar ve 1999 Sonrası Yumuşama Dönemi, (Atılım Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler AnaBilim Dalı,), Ankara 2007, s. 93.

Makarios’a yapılan darbenin ardından Türkiye, Zürih ve Londra Antlaşmaları’nda elde ettiği garantörlük hakkını kullanarak birincisi 20 Temmuz, ikinci ise 16 Ağustos 1974 olmak üzere Ada’ya havadan ve karadan iki askeri harekat düzenlemiştir. Bu sayede 1963 yılında zaten ikiye bölünen Kıbrıs halkı coğrafi olarak da ikiye bölünmüştür.127

Türkiye’nin yaptığı iki harekat sonucunda Kıbrıs Türklerinin can güvenliklerinin yanı sıra, kültürel, siyasi ve ekonomik güvenlikleri de sağlanmıştır. Oluşan yeni düzeni yasallaştırmak amacıyla Kıbrıs Türkleri 1975 yılında Kıbrıs Federe Devleti’ni ilan etmiştir. 1976 yılında yapılan ilk seçimlerde Rauf Denktaş başkanlığa seçilmiştir.128Rum tarafı ile Türk tarafı Kıbrıs’ta anlaşmak için 1983

yılına kadar görüşmelere devam etmiş ancak görüşmelerde bir sonuç elde edilememiştir. Yapılan görüşmelerin neticesiz kalması üzerine Türk tarafı kendi kaderini tayin etme yoluna giderek 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmiştir.129

Türk-Yunan ilişkilerinin seyri konusunda tarihsel perspektif oluşturulup, temel sorunların irdelenmesinden sonra Ege Sorunları’nı incelemeden önce Ege Denizi ve Coğrafyası’nı tanımamız asıl konumuzun derinlemesine incelenmesi için önemli bir giriş olacaktır.

127Hasan Duran, a.g.m., s. 126.

128 Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Rauf Raif Denktaş, http://www.mucahit.net/RRDenktas.aspx, (10.11.2015)

129 KKTC’nin Kuruluş Bildirgesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin İlanı,

Benzer Belgeler