• Sonuç bulunamadı

İkinci Dünya Savaşı ve Sonrası Gelişmeler

1.3 Cumhuriyet Dönemi Türk-Yunan İlişkileri

1.3.5. İkinci Dünya Savaşı ve Sonrası Gelişmeler

İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte zaten zayıflamış durumda bulunan Balkan Antantı dağılmış, Balkanlar’da var olan dengeler yerinden oynamıştır. İtalya ve Almanya’nın tehditi karşısında Yunanistan, dış politikada

60 Enis Tulça, Atatürk, Venizelos ve Bir Diplomat Enis Bey, Simurg Yayınları, İstanbul 2003, s. 52. 61 Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 339.

İngiltere’ye önem verirken, savaş karşısında Türkiye’nin tutumu ise İngiliz, Fransız ittifakından yana olmuştur.62

İkinci Dünya Savaşı başladığında İtalya savaş dışı kalacağını açıklamış, ancak Almanya’nın kısa sürede Fransa karşısında galibiyet elde etmesi sonrasında İtalyanlar bahaneler üreterek Yunanistan’a saldırmıştır. Bu saldırının Yunanistan tarafından bertaraf edilmiş, Yunan ordusu Arnavutluk topraklarına kadar ilerlemiştir. İtalyanlar yaptığı harekâtla başarısız olunca, Almanya Meriç Harekâtını başlatarak Atina ve Mora’yı ele geçirmiştir. 1941 yılının Haziran ayında Girit’i de ele geçiren Almanlar, Yunanistan’ın tamamını işgal etmiştir.63

Alman işgali sırasında Yunan ekonomisi çok zor durumda kalmış, üretim her alanda durma noktasına gelmiştir. Mihver devletlerin ablukası altında bulunan Yunanistan, dışarıdan ihtiyaç duyulan buğday, pirinç gibi temel gıdaları getirtememiştir. Bunun sonucunda da ülkenin hemen hemen her kesimde tüberküloz hastalığı görülmeye başlamıştır. Yunanistan’ın yaşadığı bu kötü günlerde komşu ülke Türkiye her fırsatta Yunanistan’a yardım etmeye çalışmış, Kurtuluş adlı yardım gemisi 1941-1942 yılları arasında çeşitli gıda malzemelerini Yunanistan’a ulaştırmıştır.64

Yunanistan işgal altındayken, EAM-ELAS, EKKA ve EDAS gibi halk tarafından desteklenen direnişçi örgütler ortaya çıkmıştır.. İtalyanlar’ın savaşta saf dışı kalması, Almanya’nın bazı cephelerde kaybetmesiyle Yunanistan içerisinde güçlenen örgütler rekabet etmeye başlayarak birbirleriyle şiddetli çatışmalar yaşamıştır. 1942-1944 yılları arasında ise, sağ ve sol gruplar Almanlarla savaşmıştır. 1943 yılının sonunda, EDAS 5000 kişi ile Epiri, ELAS 20.000 bin kişiyle

62 Murat Hatipoğlu, Yakın Tarihte Türkiye ve Yunanistan 1923-1954, Siyasal Kitabevi, Ankara 1997, s. 222.

63History of Learning Site, Fall in Crete, http://www.historylearningsite.co.uk/fall_of_crete.htm (07.06.2015)

Yunanistan’ın kuzeyinin büyük bölümünü, ana şehirleri ve ana şehirleri birbirine bağlayan yolları, 1944 yılının Mart ayında ise EAM ülkenin bir çoğunu kontrol altına almıştır.65

Yunanistan’ın işgal edilmesi Almanlarla ittifak eden Bulgarları da harekete geçirmiştir. Bulgarlar, Batı Trakya bölgesinde Türklere ve Yunanlılara karşı saldırılarda bulunmuştur. Burada özellikle belirtilmesi gereken, Batı Trakya Türklerinin İtalyan saldırısı sırasında Yunan ordusuna katılması ve başarılar elde etmesidir. Gerek işgal yılları altında gerekse Yunan iç savaşı sırasında Batı Trakya Türkleri devlete karşı güçlerle işbirliği yoluna gitmemiştir. Türkler komünist çetelere karşı durmuş ve Atina’ya karşı güven kazanmışlardır.66

Yunanistan’da var olan iç karışıklık ABD ve İngiltere’yi tedirgin edince, kontrolün komünistlerin ele geçmesinden endişe eden ABD, 1947 yılında Amerikan Başkanı Truman’ın açıkladığı Truman Doktrini’nini Amerikan Kongresi onayına sunmuştur. Truman Doktrin’i, Yunanistan’a askeri ve ekonomik yardım içerirken, yardımın bir boyutu da Türkiye’yi kapsamıştır. Truman Doktrini’ne göre; Türkiye’nin askeri gücünün Sovyet tehditine karşı güçlendirilmesi, ekonomik paket ile Türkiye’nin gerilemesinin önlenmesi amaçlanmıştır.67

1950 yılına gelindiğinde Türkiye, Yunanistanla birlikte Batı Birliği dışında kalırsa Sovyetler için hedef olacağı tezini ortaya atmıştır. Bu gelişmelerin ardından 15 Mayıs 1951 tarihinde ABD, Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya üye olmalarını

65 Richard C. Hall, War İn The Balkans; An Encyclopedic History From The Fall Of The Ottoman Empire

to The Breakup of Yugoslavia, ABC-CLİO Press, California 2014. s. 129.

66 Murat Hatipoğlu, Yakın Tarihte…, a.g.e., s. 264.

67 Hüseyin Bağcı, Türk Dış Politikasında 1950’li Yıllar, 2. Baskı, ODTÜ Geliştirme Vakfı, Ankara 2012, s. 7-8.

İngiltere ve Fransa’ya teklif etmiştir. İki ülkenin NATO’ya üyeliği ise, 18 Şubat 1952’de onaylanmıştır.68

Türkiye ve Yunanistan’ın NATO üyesi olması, diğer Balkan devletlerin de Sovyet etkisi altında bulunmaları Balkanlar’da bir güç boşluğu oluşturmuştur.69 Bu güç boşluğunu dengelemek için, Türkiye ve Yunanistan karşılıklı ziyaretlerle ilişkileri güçlendirmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda 28 Nisan 1952 yılında Adnan Menderes Atina ziyaretinde bulunurken, Haziran ayında Yunan Kralı Paul Türkiye’yi ziyaret etmiştir.70 Bu görüşmeler sonrası Yunanistan ve Türkiye,

Yugoslavya’yı da yanına alarak 28 Şubat 1953 yılında Dostluk ve İşbirliği Antlaşması’nı imzalamıştır. Türkiye’nin önderliğinde gerçekleştirilen bu yakınlaşma sonrasında Yugoslavya’nın Bled şehrinde Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya arasında “Balkan Paktı” imzalanmıştır.71

1.4. 1990 Sonrası Türk Yunan İlişkilerine Bakış

Türkiye ve Yunanistan, Soğuk Savaş dönemi boyunca Soyvetlere karşı NATO ile birlikte aynı kutupta yer almasına rağmen Kıbrıs, Azınlıklar ve Ege Sorunları gibi sebeplerle sık sık karşı karşıya gelmiştir. İki ülke, 1990 yılında sona eren Soğuk Savaş dönemi ile beraber kendi ulusal çıkarlarını gerçekleştirmek için güç odaklı siyasetlerine daha da etkin biçimde devam etmiştir.

1987 yılında Ege Denizi’nde yaşanan kıta sahanlığı krizi ile savaşın eşiğine gelen Türkiye ve Yunanistan, 1988 yılında Davos zirvesiyle başlayan ikili

68 Greece & Turkey Enter the Alliance, http://www.jfcnaples.nato.int/page11702920.aspxn, (08.08.2015)

69 Hüseyin Bağcı, a.g.e., s. 51.

70 Türkiye Cumhuriyeti Atina Büyükelçiliği, Bilgi Notları, Türkiye ve Yunanistan Arasında Karşılıklı Cumhurbaşkanı ve Başbakan Ziyaretleri, http://atina.be.mfa.gov.tr/ShowInfoNotes.aspx?ID=142030, (09.08.2016)

görüşmelerde ilişkileri düzeltmeye çalışsa da, AB’nin Türkiye’ye vermeyi planladığı 700 milyon dolarlık kredinin Yunanistan tarafından veto edilmesi ve 1993 yılında Andreas Papandreu’nun yeniden Başbakan olmasıyla 1980’lerdeki “Anti Türk” yaklaşımını devam ettirmesi Türk-Yunan ilişkilerin gidişatı açısından olumlu olmamıştır.72

1996 yılında seçimleri kazanan Simitis hükümeti, Yunanistan’da yeni bir vizyon yakalamaya çalışmıştır. Hükümet göreve gelir gelmez Türkiye ile ilişkilerde gerilimi azaltıp diyolog sürecini başlatmak istese de 1996 yılında Kardak Krizi patlak vermiştir. Bu gelişmeleri Kıbrısta yaşanan gerilimler, Türkiye’nin AB konusunda yaşadığı sıkıntılar, Gavdos Sorunu, Yunanistan’ın PKK Terör Örgütüne verdiği desteğin ortaya çıkması gibi olaylar Türk-Yunan İlişkilerinin en zor dönemlerinden birini geçirmesine sebep olmuştur.73

1990’lı yıllar Türk- Yunan ilişkilerine damgasına vuran bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Çalışmanın bu kısmında 1990 yılı sonrasında yaşanan önemli gelişmelerin yaşandığı olaylara göz atılacak, özellikle 1999 yılı sonrası ‘Deprem Diplomasi’ ile ilişkilerin yumuşama dönemine girişinden bahsedilecek akabinde 2000 yılı sonrası Türkiye ve Yunanistan ilişkileri incelenecektir.

Benzer Belgeler