• Sonuç bulunamadı

Paranormal İnançlar Boyutu

BÖLÜM 2: DİN VE İNANÇ KAVRAMI

2.4.1. Paranormal İnançlar Boyutu

Paranormal inanışlar tarihin her döneminde ve her toplumda görülen dünya çapında yaygınlık gösteren bir olgudur. Oldukça olağan dışı, farklı ve çeşitli biçimlerde karşımıza çıkmış olsa da aynı zamanda dikkat çekici ve benzeşik olgulardan oluşmaktadır. Paranormal inanışlar cin, ruh, melek, mitolojik ve kültürel tanrılardan oluşan varlıklar; büyü, biyoenerji, dua ile şifa gibi çeşitli güçler; astroloji, burçlar, tarot, fal, kutsal kitapların şifreleri gibi bilgi içeren ögeler gibi çok çeşitli kategorilerde karşımıza çıkmaktadır. Birçok din, gelenek ve kültürel unsuru içinde barındıran paranormal inanışlar bağdaştırıcı nitelik taşımaktadır (Arslan, 2011: 28-30). Pagan kültürlerden evrensel dinlere kadar çok farklı yelpazede inanışlar bu çatı altında kendisine yer bulmaktadır. Paranormal inançlar bir taraftan din ile dahası pagan kültür ve mitlerle diğer taraftan ise bilimsel söylem ile ilişki halinde olmaktadır. Bu farklı ve zıt kutuplardan aldığı ögeleri kendi bünyesinde toplamaktadır. Burada göz önünde bulundurulan temel kriter ise ‘normal- fizik ötesi’ olmaktır. Fiziksel kuralların dışında farklı bir anlayışa dayanan (yani paranormal biçimde işleyen) bir dünya görüşüne sahiptir. Paranormal inanç sistemi bu temel ölçütü merkeze alarak farklı unsurları dairesi içerinde absorbe etmektedir (Arslan, 2015: 55-72).

Paranormal kavramının etimolojik kökenine bakıldığında, Yunanca ‘normal ötesi’ ‘normal dışı’ anlamına geldiği görülmektedir (Özkan ve Parladır, 2015). Paranormal terimi olağan dışı olguları ifade etmekle beraber bu olgulara nasıl yaklaşılması gerektiğine dair imalar içermektedir. Paranormal inanç çeşitleri normal dünya hayatı dışında ve bilimsel yollarla doğrulanması olanaksız güçlerin varlığı ve bu güçlerin

62

insanlara gelecekle ilgili bazı bilgiler sunması gibi konular üzerinde toplanmaktadır. Bu inanışlar kişilerin çaresiz ve belirsizlik içinde olduğu anlarda insanların ilgi alanına girmekte ve bu şekilde yaygınlığını sürdürmektedir (Arslan, 2011: 32-34).

Irwin (2009: 4-7), paranormal inançlara ilişkin on basamaklı bir sınıflama yapmaktadır. Bu sınıflama şöyledir:

1. ‘’Batıl İnançlar: Bunlar eski zamanlardan beri alışılagelen, paranormal inançların ilk kavramsallaştırılan inanç biçimlerini ihtiva eder.

2. ‘Psi’ fenomenleri: Parapsikologların adlandırmasıyla psi fenomeni, telepati, durugörü, geleceği görme, gibi duyu dışı algılama -extrasensory perception [ESP] ve psikokinezi [PK] zihnin madde üzerindeki etkisi- gibi duyu dışı algılama biçimlerini kapsar.

3. Kehanet sanatları: Tarot kartları, astroloji, “numeroloji” [numerology], el falı gibi geleceği görme biçimlerini ihtiva eder.

4. Ezoterik büyü sistemleri: Büyüsel efsunların, muskaların, iksirlerin etkisine inanmayı, neo-pagan ve vudu ritüellerini ihtiva eder.

5. Yeni çağ (New Age) terapileri: Aromaterapi, aura tedavisi, homeopati yoluyla tedavi, doğal ve ruhsal tedavi biçimlerini, kristal gücü-iridoloji, “piramid gücü”, refleksoloji ve Reiki gibi alternatif sağlık pratikleri ve terapilerine dair uygulama ve inanışları kapsar.

6. Ruhçuluk: Ruhların maddi dünya ve yaşayan insan ruhları üzerinde etkili olduklarına inanmayı ihtiva eder ve ölü insanlara ait ruhlarla medyumlar aracılığı ile iletişimi, hayaletlere, perili evlere, kötü ruhlara, ruhun insan bedeninden geçici olarak uzaklaşması anlamında astral ya da beden dışı seyahat inanışları ve tecrübelerine inanmayı kapsar.

7. Doğulu Mistik-Dinsel İnanışlar: Birçok araştırmacı Doğu mistisizminin ve dinlerinin bazı ögelerinin paranormal inanç kategorisinde ele almaktadır, bu inançlara Karma, i Ching uygulamaları ve Feng Shui örnek verilebilir.

8. Yahudi-Hıristiyan Dinsel İnanışları: Tanrı, şeytan, cennet-cehennem ve meleklerin varlıklarına dair metafizik ilkeleri ve daha uçta yaradılışcılığa, İncil ve diğer dinsel metinlerin hak olduklarına, belirli bazı peygamberlerin kutsal konumlarına, bakire doğuma inanmaya ve Hıristiyan ve Hıristiyan olmayan fundamentalizm biçimlerine karşılık gelir.

63

9. Dünya Dışı Varlıklar: Evrendeki galaksilerde akıllı yaşam formlarının varlığına, UFOlara, uzaylı varlıkların UFO’larla dünyayı ziyaret ettiklerine inanmayı içerir. Bu inançlarla ilişkili olan diğer varyantlar ise uzaylılar tarafından kaçırılma anlatıları, Mısır piramitleri ve tarla işaretleri gibi açıklanamayan fenomenlerdir.

10. Kriptozoolojik Yaratıklar: İzole orman ve göl gibi yerleşim olmayan topraklarda

görüldüğü rapor edilen gizemli hayvanlara dair anlatılara, Loch Ness canavarı, Van Gölü Canavarı, Koca Ayak, Chupacabra, Karadamı ya da Yeti vb. gibi varlıkları tutucu zoologlarca inkâr edildiği iddia edilen hayvan türlerine inanmayı içerir. Buna ek olarak, tek boynuzlu at, denizkızları, deniz canavarları ve ejderhalar gibi efsanevi hayvan türlerinin varlığına inanmak da buraya dâhil edilebilir (akt. Özkan ve Parladır, 2015)’’.

New Age inanışlarının pek çoğu, daha eski dini ve spiritüel unsurlardan alınmış olup, psikoloji ve ekoloji başta olmak üzere modern bilim öğeleriyle harmanlanmıştır (Koruk, 2017). New Age kavramı, zaman olarak herhangi bir dönemi ifade etmekten çok günümüz dünyasında popülerleşen, kendine özgü senkretik ve eklektik bir inanç sistemini ifade etmektedir (Kaya, 2013). New Age, Tanrı ve/veya dini otorite yerine birey merkezli bir kutsallık inşası ve bu inşa ile uyumlu öğretiler ve pratikler bütünü olarak tanımlanabileceği gibi, ruhsal konulara bireysel eklektik bir yaklaşımı ifade eden geniş bir hareket olarak da tanımlanabilir (Arslan, 2006: 16).

Bu açıdan yeni bir kavram ve yeni bir inanç olarak sunulan New Age’in aslında yeni olmaktan çok eski çağlara dayandığını belirtmek gerekmektedir. Meditasyon, yoga, reiki, kuantum, kabala, ufoloji, astral seyahat gibi birçok kavram, New Age inanç ve pratikleri olarak kabul edilse de temelleri eskiden beri var olan inançlara dayanmaktadır. Örneğin meditasyon; Batı dilinde ‘derin düşünme’ anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, ‘kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad’ olarak tanımlanır. Arkeologların, İndus vadisinde bulduğu yogi resimleri yoga pratiğinin dolayısıyla meditasyonun ilk dönem Hint medeniyetine kadar uzandığını ispatlamaktadır. İlk dönemlerden beri var olan meditasyon teknikleri zaman içinde yapısal pratik içinde geliştirilmiştir. Bu dönemlerde dini temellere dayanan

64

meditasyon daha sonraları yaşanılan değişim içinde koruyucu sağlık yöntemlerinden biri olarak kullanılmaya başlanmıştır (Koruk, 2017).

Arslan (2015)’a göre paranormal inanç ve pratiklerinin merkezinde yer alan New Age gibi postmodern dinil akımlar, modern yaşamın ileri teknolojiye sahip kültürünün maddi rahatlık sağlasa da manevi huzuru sağlamada yeterli olmadığını savunur ve modern toplumun getirisi olarak anlam krizine çokça atıfta bulunurlar. New Agecilere göre ruhsal ve paranormal meseleler ilerleyen zamanlarda insanlık tarihinin en önemli gerçekliği olarak ön plana çıkacaktır. Onlar kendilerini eski fikir ve ideallerin yeniden doğuşu ve büyüsü bozulan dünyanın büyüsünü yeniden kazandırma rolüne sahip bir unsur olarak görmektedir.