• Sonuç bulunamadı

3.2. ORGANİK PSİKOZLAR

3.2.2. PARALİZİ JENERAL

Bu hastalığın sebebi frengidir.358 Yani frenginin beyne oturmasından meydana

gelen bir akıl hastalığıdır.359 Genel frengi vakalarının yüzde beşinde ortaya çıktığı

kabul edilen bu hastalık, frenginin beyne oturmasına yaklaşık 5-10 sene sonra kendisini gösterir.360 Bazen 1-2 sene gibi çok erken görüler vakalar olduğu gibi

bazen de 30 sene gibi çok geç ortaya çıkan vakalar da vardır.361 Ağır bir hastalık olan ve ilerleyici bir niteliği olan bu hastalık tedavi edilmediği takdirde hastayı ölüme kadar götürür.362

Başlangıç safhasında hastalık bir karakter artışı ve karakter değişmesiyle başlar.363 O zamana kadar gerek özel hayatında gerekse iş ve meslek hayatında

mazbut, namuslu, derli toplu bir hayat geçirmekte olan hasta bundan sonra normal de

354 SONGAR, Ayhan, Psikiyatri, Psikobiyoloji ve Ruh Hastalıkları, 4. Baskı, Serhat Dağıtım

Yayınevi, İstanbul, 1980, s. 324. 355 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 361. 356 KAMAY, 1951, s. 811. 357 AYKAÇ, 1987, s. 395. 358 KAMAY, 1951, s. 807. 359 ERMAN, 1958, s. 29. 360 DİNÇMEN, 1984, s. 96. 361 ERMAN, 1958, s. 29. 362 DİNÇMEN, 1984, s. 96. 363 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363.

kendisinden beklenmeyecek ve kanun nazarında suç teşkil eden girişimlerde bulunur. Yaptığı eylemlerden dolayı utanmadığı gibi olup bitenler ve neticesinde de umursamaz.364 Bu dönem de hastalar hırsızlık, hakaret, kavga, yaralama, seksüel ve nadiren de olsa öldürme suçlarını işlerler.365 Ancak yapacaklarını etraflı bir şekilde

muhakeme etme yetenekleri olmadığı için yapacakları işin tehlikesini ve neticesini düşünmeden tedbir almadan amaçlarına varmak için herkesin gözü önünde yaparlar.366 Hasta bu döneminde sürekli adli vakalara karıştığı için hastalığın bu

dönemine ayrıca “adli tıp devresi” de denir.367 Hasta bu döneminde hesabını kitabını

bilmez, cömertçe hareket etmeye başlar. Mesela, etrafındakilere maaşının 5-10 katı ücretlerde hediyeler alır, özellikle hasta kadınsa rutin olarak yaptığı ev işlerini aksatmaya, küçük çocuğuna bakmayı ihmal eder, aynı şekilde evinde hiç gereği yokken sokaktan geçen bir satıcıdan satılan bir üründen afaki rakamlarda ürün satın alır.368

Hastalık iyice yerleştikten sonra artık hastada zekâ yıkımı başlar. Bu dönemde ekspasif, defresif, konfüzyon, demansiyel olarak adlandırılan kronik şekilleri ortaya çıkar.369 Hafızanın iyice zayıfladığı bu dönemde hastanın muhakeme kusurları iyice

belli olur.370

Hastanın algılama ve irade yeteneğini kaldıran bu hastalıkta özellikle hastalık

etkisiyle işlenen suçlardan dolayı hastanın ceza sorumluluğu olmayacaktır.371

364 DİNÇMEN, 1984, s. 96. 365 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363. 366 KAMAY, 1951, s. 803. 367 DİNÇMEN, 1984, s. 96. 368 ERMAN, 1958, s. 30-31. 369 DİNÇMEN, 1984, s. 97. 370 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363. 371 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363.

3.2.3. ALKOL PSİKOZLARI 3.2.3.1. Deliryum Tremens

Alkoliklerde birden bire içkinin kesilmesi, travma veya enfeksiyon etkisi ile bu hastalık ortaya çıkar. Hastalık uykusuzluk ve anksiyete belirtileriyle başlar. Hasta daha sonra halüsinasyonlar görmesi şeklinde devam eder.372 Halüsinasyonlar daha çok görme hayalleridir. Özellikle korkunç hayaller şeklinde başlayan halüsinasyonlar da hasta vahşi hayvanlar, yılanlar, bazen küçük küçük hayvan ve insanlar görür, bazen de hasta başkalarının telkinleriyle birlikte görme hayalleri ortaya çıkar.373

Zihin melekeleri, muhakeme ve oryantasyon kusurları olur. Hastalar halüsinasyon ve hezeyanların etkisiyle yaralama, adam öldürme ve intihar etme gibi tehlikeli hareketlere kalkışır.374

3.2.3.2. Alkol Paranoiası

Daha çok 40-50 yaşlarındaki alkolik erkeklerde ortaya çıkan ve tüm akıl melekelerinde büyük bir çöküntü ile aile içindeki yakın akrabalar dahi sevdiği kişileri aşırı derecede kıskanmak şeklinde kendisini gösteren bir hastalıktır.375 Alkolik,

karısını veya sevdiği kadını kendisini başka erkeklerle aldattığı, evin banyosunda, yatak odası dolabında sevgilisini sakladığı şeklinde hezeyanlar içindedir.376 Hastada

ki bu aşırı derecedeki kıskançlık hezeyanlarının etkisi ile hasta yaralama, adam öldürme gibi çeşitli suçlara karışır. Her ne kadar hastalık zamanla geçse de belli bir sürede yeniden tekrar eder.377

3.2.3.3. Alkol Bunaklığı

Uzun süre alkol kullananlarda görünen ve tüm akıl melekelerinin çökmesiyle kendisini gösteren alkol bunaklığında ilk olarak yavaş yavaş oturan zekâ 372 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363. 373 ERMAN, 1958, s. 53. 374 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 363. 375 DİNÇMEN, 1984, s. 108. 376 ERMAN, 1958, s. 54. 377 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 366.

küntleşmesi, idrak güçlükleri, hafıza çöküntüleri, karakter ve ahlak değişiklikleri ile kendisini gösterir; daha sonra hastada utanma hissinin kaybı fikir fakirliği ve

çocuklaşma haliyle tamamlanır.378

3.2.3.4. Karsakoff Psikozu

Uzun süre alkol alanlar da organik sinir bozuklukları ile birlikte yavaş yavaş hafıza zayıflar, zeka azalır, oryantasyon ve muhakeme kusurları, hezeyanlar başlar. Hasta hafıza kusurlarını gizlemek, unutulan aralıkları kapatmak için masal uydurur,

kimi zaman da işitme ve görme halüsinasyonları yaşar.379 Zamanla zekâ melekeleri

gittikçe çöker ve tam bir bunaklık hali ortaya çıkar.380

3.2.3.5. Dipsomani

Esasında bir alkol psikozu olmamakla birlikte alkol psikozları içinde değerlendirilen dipsomani de kişi zaman zaman çok kuvvetli ve önüne geçilemeyen bir alkollü içki içme isteği halidir.381 Hasta sanki susuz kalmışçasına alkol içer,

nöbetleri sırasında uykusuzluk hali ve halüsinasyonlar ortaya çıkar. Hastalık çoğu zaman 3-5 günde geçer ancak krizler tekrar gelir.382

Ceza sorumluluğu bakımından alkol psikozlarının seyri sırasında hastaların ceza sorumluluğu yoktur. Ancak burada alkole bağımlılık ve derecesine göre ceza sorumluluğunun da derecesi belirlenecektir. 383

3.3. NEVROZLAR

Nevrozlar, psikozlar ile ruhen sağlam kişiler arasında sınırı oluşturan vakalardır.384Bu hastalıkta zihin melekelerinden özellikle şuurda bir bozukluk

bulunmamaktadır. Bunların iradesinde ve düşüncesinde kusurlar ortaya 378 DİNÇMEN, 1984, s. 108. 379 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 366 380 ERMAN, 1958, s. 54. 381 DİNÇMEN, 1984, s. 109. 382 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 366. 383 DİNÇMEN, 1984, s. 110. 384 DİNÇMEN, 1984, s. 130.

çıkmaktadır.385 Nevroz olarak isimlendirilen bu hastalıklar kendilerini psikozlardan

ayıran en büyük fark ve aynı şekilde nevrotik hastalıklar grubunu birbirine yaklaştıran en büyük faktör, bu hastalıkların genellikle gerçeklik ile bağlarının kopmamış olmasıdır. Dolayısıyla bunların sosyal intibakları pek fazla bozulmamışlardır. Yani hasta bütün ızdırabına veya bütün kayıplarına rağmen, durumundan ve hastalığından bilinçli, gerçeklik ile temasta olup iyi kötü sosyal intibak gösterebilmesidir. Böyle bir hasta hastalığının en ağır döneminde dahi çok defa işine gidebilmekte, istediği takdirde kendisini tanımayan veya hastalığından haberdar olmayan bir kimseden hastalığını saklayabilmektedir.386

3.3.1. Anksiyete

Bütün nevrozlar da hatta çoğu psikozlar da görülen bu hastalıkta,387 kişi

kendisinden veya etrafından doğup huzurunu tehdit eden ve kişi tarafından kabul edilmeyip bilinç dışına itilmiş materyalin tekrar bilince çıkmak için yapmış olduğu savaşın kişi tarafından duyulan aşırı sıkıntı hali teşkil eder.388 Belirtiler kişiden kişiye

değişiklikler göstermekle birlikte, en az altı ay süren ve günlük hayatı etkileyen yaygınlaşmış bir endişe (anksiyete) ve endişeli beklentiler duyma halidir.389

Her insanın zaman zaman yaşadığı kaygı,390 bu hastalarda aşırı heyecan,

kararsızlık ve korku ve endişe ile birlikte uç noktaya kayar.391 Hasta bu korku ve

dehşet duygularına bilinç dışı bir bastırma savunması ile inkar etmeye çalışır. 392 Bu

hastalıkların ceza sorumlulukları tamdır, ancak şiddetli anksiyete etkisiyle bir kasıt

olmaksızın yapılan hareketlerde azalmış ceza sorumluluğu durumu

değerlendirilebilecektir.393 385 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 370. 386 DİNÇMEN, 1984, s. 121. 387 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 370. 388 DİNÇMEN, 1984, s. 121-122.

389 SAYGILI, Sefa, Ruh Hastalıkları ve Korunma Yolları, Cihan Yayınları, İstanbul, 2010, s. 42.

390ÖZTÜRK/KARAN/ORHON/SAVAŞIR/SAVAŞIR/YÖRÜKOĞLU/ZİLELİ/BİRSÖZ/ÜNAL/ÖKT

EM/SONUVAR, 1981, s. 196.

391 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 370.

392 GÜLEÇ, Cengiz, Psikiyatrinin ABC’ si, Say Yayınları, İstanbul, 2006, s. 24.

3.3.2. Fobik Nevroz

Günlük hayatımızda her korkunun bir sebebi ve bir açıklaması vardır. Korku insan hayatının temel saiklerinden bir tanesidir. İnsanın kendisini yersiz risklerden

korumasını sağlar, ancak fobik korkudan çok daha başka bir şeydir.394 Kişi

korkusunun yersiz ve mantıksız olduğunu bildiği halde korktuğu durum veya nesne ile karşılaşınca paniğe kapılır ve akut anksiyete nöbeti geçirir.395 Fobikler ya bir

şeyden korkma (panophobie)396 ya da her şeyden korkma (panfobi) seklinde olur.

Belli bir seyden korku meydanlardan korkma (agorofobi), kapalı yerlerden korkma (klastrofobi), yüksek ve büyük şeylerden korkmak (akrofobi), hayvandan korkma (zoofobi), mikrop ve pislikten korkma (mizofobi) şeklinde olabilir.397

Fobik nevrozda, başlıca semptom anksiyetedir. Anksiyetenin sebep olarak gösteren uyaranla bir ilgisi yoktur veya uyarana orantılı olmayan şekilde ortaya çıkar.398 Hasta bu fobilerin ne kadar anlamsız ve mantıksız hatta ne kadar gülünç

olduğunun farkındadır, ancak kendisini yine de bu durumdan korkmaktan geri alamaz.399

Fobik nevroz hastası bir kişiye, fobisi olduğu bir şeyin yapılmasına ve fobinin bozulmasına zorlanması, hastanın karşı koymasına, yaralama hatta adam öldürme ve intihara kadar götüren çeşitli reaksiyonlara girmesine sebep olabilir. Bunun etkisiyle işlenen suçlarda fobinin ceza sorumluluğunun tamamen veya azalmış olarak ortadan kalkacağı söylenebilir.400 394 SAYGILI, 2010, s. 22. 395ÖZTÜRK/KARAN/ORHON/SAVAŞIR/SAVAŞIR/YÖRÜKOĞLU/ZİLELİ/BİRSÖZ/ÜNAL/ÖKT EM/SONUVAR, 1981, s. 200. 396 ERMAN, 1958, s. 48. 397 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 371. 398ÖZTÜRK/KARAN/ORHON/SAVAŞIR/SAVAŞIR/YÖRÜKOĞLU/ZİLELİ/BİRSÖZ/ÜNAL/ÖKT EM/SONUVAR, 1981, s. 200. 399 GÜLEÇ, 2006, s. 26. 400 ÖZEN/SÖZEN, 1971, s. 371-372.

Benzer Belgeler