• Sonuç bulunamadı

PARADİGMA DEĞİŞİMİ

Giriş

Zeytinyağı gerek sağlık için faydaları, gerek geçimini zeytinya-ğı ile sağlayan nüfusun miktarı, gerekse kültürel olarak ülkemiz sosyal yaşamında teşkil ettiği yer açısından hep gündemde kalan bir ürün. Ülkemiz zeytin ve zeytinyağı kültüründe hem yeme-iç-me alışkanlıkları, hem edebiyat hem de kutsal değerler açısından geniş kitleleri ilgilendiren bir tablo göze çarpmaktadır. Zeytin ve zeytinyağına ilişkin kalite, fotoğraf, şiir ve slogan yarışmaları ko-nuya olan ilginin hep canlı kalmasını da sağlamaktadır.

Bunun yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar, alzheimer, diyabet, bazı kanser türleri ve otoimmun hastalıklar konusunda yapılan araştırmalar beslenme içinde zeytinyağına yer verilmesinin sağ-lık üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Bahsettiğimiz olumlu etkilerin ortaya çıkabilmesi için zeytinyağının içindeki sağ-lık bileşenlerinin (yağ asitleri, vitaminler, polifenoller vb.) mümkün olan en yüksek düzeyde korunması gerekmektedir. Bu bileşenler ise o kadar narin bir yapıdadırlar ki sıcaklık, hava ve su ile temas, yabancı madde, çevre kokusu ve ışık söz konusu bileşenlere ko-laylıkla zarar verebilmektedir. Dolayısıyla, ağaçtaki her bir zeytin tanesinin yağ haline getirilerek nihai tüketicinin damağına dediği ana kadar olan tüm süreçte, bu bileşenleri korumak özel bir lojis-tik planlamayı da beraberinde getirmektedir.

Ülkemizin sosyo-ekonomik yapısındaki değişim ve tarımsal politi-kalar, geçimini sadece zeytincilik ile sağlayan nüfusun miktarını bir

Özet

Zeytinyağı binlerce yıldır hem toplumların önemli bir geçim kaynağı, hem de sosyal yaşamları içerisinde kültürel bir öğe olagelmiştir. Yapılan araştırmalar beslenme içerisinde zey-tinyağına yer verilmesinin sağlık üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Zeytin ve zeytinyağından elde edilen gelir halen ülkemizde çok sayıda ailenin geçimine katkıda bulunmakta ve ülkemiz zeytin yetiştiriciliğinde büyük bir ti-cari potansiyel taşımaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmanın temel amacı dünya zeytinyağı ticaretinde ülkemizin yerini analiz etmek ve sağlık için zeytinyağı ihracatının ülkemizde yaratacağı katma değeri ortaya koymaktır.

Anahtar kelimeler: İhracat, Zeytinyağı, Sağlık, Turizm, Gastronomi, Yemek Turizm, Rekabetçilik

parça azaltsa da hala Marmara, Ege, Akdeniz ve Gü-neydoğu Anadolu Bölgelerinde önemli sayıda ailenin geçimine zeytin ve zeytinyağından elde edilen gelirin kısmen katkıda bulunduğu görülmektedir. Öte yandan bu ailelerin “zeytin ve zeytinyağından para kazanamı-yoruz” söyleminin yaygın şekilde duyulması, bu alanda çaba gösteren insanların harcadıkları emek ve parasal yatırımlarla karşılaştırıldığında, elde ettikleri gelire ilişkin bir memnuniyetsizliği de açıkça ortaya koymaktadır.

Ülkemizdeki zeytinyağı camiasına, üretim ve tüketim davranışlarına bütüncül bir bakış açısı ile baktığımızda;

• Zeytin ağacının binlerce yıl içerisinde ülkemiz top-raklarından tüm dünyaya yayılmasına rağmen yurt dışındaki tüketicinin ülkemiz zeytinyağının adını nadiren duyduğunu,

• Özellikle 2006 yılından itibaren verilen desteklerle ülkemizde zeytin ağacı sayısında önemli artış kay-dedildiğini,

• Üreticinin yaptığı harcamaları karşılayacak ve üretmeye devam etmeyi isteyecek düzeydeki bir piyasa fiyatı ile ürününü satmakta zorlandığını,

• Yurt içindeki tüketicinin bir bölümünün yüksek fiyatı nedeniyle satın almaktan imtina ettiğini, bir bölümünün ise “tadı ağır olur” önyargısı (yo-ğun kusurlar taşıyan zeytinyağından bahsedil-diğini tahmin ediyorum) ile yemeklerinde kullan-maktan çekindiğini,

• Ülkemiz zeytinliklerinin bulunduğu arazilerin ha-sat ve bakım maliyetleri açısından yüksek gidere neden olacak şekilde konumlandığını, bu yüzden zeytinliklerin önemli ölçüde bakımsız olduğunu, bakımsızlık nedeniyle potansiyelin altında ürün elde edildiğini,

• Her geçen gün zeytinyağının içindeki fenolik bile-şenlerin sağlık için faydasını ortaya çıkaran yeni bir araştırmanın yayınlandığını,

• Kusursuz zeytinyağı üretimini hedefleyen küçük üreticilerin sayısının giderek arttığını,

• Zeytinyağında hem üreticiyi, hem de tüketiciyi bilgilendirmeyi hedefleyen sivil toplum hareket-lerinin (Zeytin Dostu Derneği bunların başında gelmektedir) ve gönüllülerin daha etkin olduğu-nu görmekteyiz.

Dünyada zeytinyağı açısından üretici ve tüketici ülke-lerin davranışlarını incelediğimizde;

• İspanya’nın makineli hasada uygun konumlandırıl-mış zeytinlikleri ve geniş taç oluşturmayan çeşitle-ri ile en büyük üretici olduğunu,

• İtalya’nın ikinci büyük üretici olmakla birlikte gur-me sektörü yöneten bir konumda olduğunu,

• Yunanistan’ın üçüncü büyük üretici olduğunu, öte yandan ürettiğinin nerdeyse tamamının iç piyasa-da tüketilmesinden dolayı dünya zeytinyağı

tica-retinde aktif rol almadığını, (Ülkeyi ziyaret eden turistlere “Yunan Zeytinyağı” sloganıyla yapılan satışın, iç piyasa satışı olarak göründüğünün ve azımsanmayacak miktarda olabileceğinin göz önünde bulundurulmasında fayda bulunmaktadır.)

• Ülkemizin üretim miktarı açısından dünyada dör-düncü sırada olduğunu,

• İç piyasamızda kişi başına düşen tüketim oranı-nın, ilk 3 sırayı paylaşan ülkelere göre çok daha az olduğunu,

• Ağırlıklı olarak dökme olarak ihraç ettiğimiz zeytin-yağının üreticimizin gelir beklentilerini karşılamak-tan uzak fiyatlarla ihraç edildiğini,

• Küçük ambalajlarda ve katma değeri yüksek şekil-de ihraç ettiğimiz zeytinyağının toplam zeytinyağı ihracatında içerisinde az bir yer kapladığını,

• Dünya piyasalarında, markalaşma ve imaj açısın-dan İtalya ile üretim miktarı açısınaçısın-dan İspanya ile rekabet etmemizin şimdilik bir hayal olduğunu,

• Suriye, Tunus, Fas, Cezayir, Portekiz, Arjantin, Ür-dün, İsrail ve Şili’nin diğer üreticiler olduğunu,

• ABD, Avustralya, Çin gibi geniş arazilere sahip ül-kelerin İspanya modelini örnek alarak zeytinlikler oluşturmaya başladığını görmekteyiz.

Ülkemizin sosyo-ekonomik