• Sonuç bulunamadı

Ortak ahsiyeti Temsil Yetene i Kazanan Ferdi Tiplerle lgili Fıkralar

Belgede Anamur folkloru (sayfa 103-115)

D. FIKRALAR

1. Ortak ahsiyeti Temsil Yetene i Kazanan Ferdi Tiplerle lgili Fıkralar

a) Türkçenin konu uldu u co rafî alan içinde ve Dünya’da ünü kabul edilen tipler: Nasreddin Hoca.

b) Türk boyları arasında tanınan tipler: ncili Çavu , Bekri Mustafa, Esen pulat, Ahmet Akay, Kemine.

c) Türk boyları arasında halkın veya zümrelerin ortak unsurlarının birle tirilmesinden do an tipler: Bekta i, Adlar Köse.

ç) Aydınlar arasında çıkan tipler: Ha met, Koca Ragıp Pa a, Mirali, Nasreddin Tûsî, Keçecizade, zzet Molla.

d) Mahalli tipler.

e) Belli bir devrin kültürü içinde ya atılan tipler: Karagöz. 2. Zümre tipleri:

Bu gruptaki tiplerin temel hususiyeti sadece temsil ettikleri zümrelerin karakteristiklerini yansıtmalarıdır: Mevlevi, Yörük, Terekeme, Tahtacı, Köylü gibi.

3. Azınlık tipleri.

Adından da anla ılaca ı üzere bu grupta zümreleri temsil eden tipleri topluyoruz. Mesela Müslüman ve Hristiyan azınlık tipleri gibi.

4. Bölge ve yöre tipleri.

Bölge ve yöre tipleri deyince belli bir co rafya üzerinde ya ayan insanları temsil eden ve ba lı oldukları mekânla isimlenen fıkra-tiplerini kasdediyoruz. Kayserili, Çemi kezekli, Andavallı, Karadenizli, Konyalı gibi.

5. Yabancı fıkra tipleri.

Bu gruba dahil etti imiz tipler, ba ka milletlerin fıkra edebiyatına ait olup bizim edebiyatımızda da görülen tiplerdir. Mesela Fars fıkra edebiyatının tiplerinden Behlûl-i Dônende veya Behlûl ile Arapların “Karaku i Kadi” si misal olarak verilebilir.

6. Gündelik fıkra tipleri.

Cemiyet hayatında her zaman kar ıla ılan çe itli vakaların her hangi bir ki iye, ki inin ta ıdı ı sıfata, ünvana, lakaba istinat ettirilerek hikaye edilmesinden ortaya çıkan fıkraların temsilcilerine bu adı veriyoruz.

a) Aile fertleri ile alâkalı tipler: Ana-baba, karı-koca, kaynana, baba-çocuk, anne- çocuk.

b) Mariz ve kötü tipler: Deli, hasis, cimri, kör, topal, sa ır, dilsiz, hırsız, dolandırıcı, e kıya, yankesici, bıçkın.

c) Sanat ve meslekleri temsil eden tipler: Ressam, air, doktor, avukat, bezirgân, bakkal, kasap, molla, imam, kadı, asker.

7. Moda tipler.

Bu gruptaki tipler de yerli ve yabancı tipler olarak iki alt gruba ayrılabilir. Bunların hususiyeti, cemiyetteki belirli bir turum ve davranı ın yarattı ı tipler olmaları ve bu anlayı ın de i mesiylede ortadan kaybolmalarıdır (Yıldırım, 1976: 22).

Yöremizde derlemi oldu umuz 56 fıkrayı, Yıldırım’ın tasnifini esas alarak, bir sınıflandırmaya tabi tuttuk. Bu sınıflandırmamız içerisinde; aydınlar arasından çıkan tiplere, belli bir devrin kültürü içindeki tiplere, azınlık tiplerine, yabancı fıkra tiplerine ve moda tiplere rastlayamadık. Bu nedenle sınıflandırmamız elde etti imiz ürünler esas alınarak yapılmı tır. Yıldırım’ın ve Boratav’ın tasnifinde yer almayan hayvan fıkralarını da tasnifimize aldık.

1. Ortak ahsiyeti Temsil Yetene i Kazanan Ferdi Tiplerle lgili Fıkralar

a. Türkçenin Konu uldu u Co rafî Alan çinde ve Dünya’da Ünü Kabul Edilen Tipler:

1. Nasreddin Hoca -1

Nasrettin hocanın köyünde herkes bir yere davet edilmi amma bunları çı ırmamı lar. Nasraddın hoca:

“Hanım, sen gaç ben govalayayım, galabalı a varalım nasılsa bizi dö ü ecekler diye ayıracaklar bizi de oturtacaklar sofraya.”

Gadın gaçmı , Hoca govalamı . Varmı lar galabalı ın oldu u yere: “Dur Hoca, aman Hoca, etme Hoca.”

Ayırmı lar, hanımı bir yüze hocayı bir yüze oturtturmu lar. Ortaya güzel etli bir yemek gelmi amma etli tarafı obadan tarafa denkgelmi .

Hoca:

“Arkada lar bana ellemeseniz de ben hanımın gula ını dutsamda öyle bir çevirseydim” deyip tepsinin içindeki yeme in etli tarafını kendi önüne getirmi . Yeme ini yemi kalkmı getmi . (DK)

2. Nasreddin Hoca -2

Hoca bir gün hanımına demi ki:

“Hanım ben dü mü olayım sen köy halkına çı ır, hoca dü tü hoca dü tü de, gelip beni galdırsınlar.”

Hoca varmı çamurun içine atmı kendini. Hanımı da i e dalmı unutmu . Hoca yatmı yatmı hanımı yok, Hoca kalkmı se irtmi hanımın yanına:

“Hanım sen beni neden unuttun, ben çamurda sabah beri dondum kesildim, get köy halkına çı ır.”

Dönmü gene yatmı . Hanımı:

“A ümmeti Müslimin yeti iverin hoca dü tü!” Millet ko mu yeti mi , Hoca’yı kaldırmı :

“ yi ki haberin oldu, sen olmasan ne olaca ıdı orda onun hali.”demi er. Hoca da:

“Yookk, yattım yatımda galktım haber ettim, geldim gene yattım öyle haberi oldu, yo usa donacadım ben.” (DK)

3. Nasreddin Hoca -3

Nasrettin hoca a acın dalının ucuna oturmu , dalı kökünden keserimi . Dibinden bir adam geçip gederke:

“Hocam dü eceksin.” demi .

Adam varmı getmi . Hoca dalı kesince gerpedek inmi yere dalıla beraber. Ko mu adamın arkasından yeti mi :

“Sen benim dü ece imi bildin ölece imi de bilirsin.”

“Hocam, dü ece in belliydi dalın ucunda otururudun amma ben senin öleceni nerden bileyim?”

“Yok bilirsin.”

Adam bakmı laf anlamıyor Hoca:

“Bir yoku a tırmanacaksın, tırmanırken üç kere osuracaksın, üçüncü osurukta öleceksin.”demi .

Aradan zaman geçmi hoca yoku un birine tırmanırken bir osurmu , iki osurmu , üçüncü osurukta tarp gendini atmı yere ölü gibi. Önceden de emanet etmi imi , ‘ben ölünce, beni yataklayınca üstümü açık bırakın iki yanımı seyredeyim’ diye. Hocayı yataklamı lar üstünü açık bırakmı lar, dönmü ler gelmi ler. Hoca yattı ı yerden iki yanını seyredermi o arada adamın biri gatırın üstüne incik, boncuk yüklemi gedip gederimi . Hoca gatırı bir ürkütü , gatırın üstünde olan biten her ey gırılmı , gatırın sahibi hocayı mezardan çıkarmı eyice bir dövmü . Hoca kalkmı köye dönmü .

Ahali, Hocaya:

“Ne var ne yok a a ı tarafta gittin geldin anlatı ver bakalım?”

“Valla fincan gatırını ürkütmeyene bir ey yok guzu gibi yatıyorsun amma fincan gatırını ürkütürsen bol dayak var.” (DK)

4. Nasreddin Hoca -4

Nasrettin hoca bir gün e e ini almı çıraya gidecek:

“Hanım biz gelesiye oca ı yak, börek et, kim erken gelirse o yiyecek böre i.” Varmı da a, hava gararmaya yakın, çırayı hazırlamı , yüklemi e e e. Dönüp gelirke iki yol ayırtına varmı lar, e e e:

“Sen bir yoldan gedeceksin, ben bir yoldan gedecen, yarı acaz. Hangimiz erken varırsa böre i o yiyecek. Senin gözlerin görmez u çıranı yakı vereyin onun avkına get.” demi .

Hoca, e e in üstündeki çıraya bir ate yakıvermi sürmü yola, kendi de öbür yola getmi . Hoca eve varmı böre i yemi e ek gelmemi . Dönmü geri aramaya, bir bakmı , e ek üstünde i etler yanınca sırıtıp batır.

E e e demi ki:

“Öyle de sırıtsan ben yedim böre i, böyle de sırıtsan ben yedim böre i, hiç gülme bo una.” (HÖ)

b. Türk Boyları Arasında Tanınan Tipler: 1. ncili Çavu -1

ngiliz Kraliçesi Elizabeth, padi aha bir altın saban gönderir. Saraydakiler ne oldu unu anlayamaz, padi ah:

“ ncili’yi getirin o bilir” der.

ncili gelir bir bakar som altından bir saban. “Eee saban bu. Neci bu ?”

“ ngiltere kraliçesi gönderdi. Ne olacak bu?” (ÜÇ)

“Eyi amma mart’ta nisan’da ya mur ya mazsa gönderin geriye anasının a…na soksun.” der.

2. ncili Çavu -2

ncili, bir gün yoruluyor bir ceviz a acının gölgesine yüzün yukarı uzanıyor, öyle bir bakıyor ki ceviz a acına bir gabak kökeni tırmanıyor, öyle bir meyvesi var ki on kilo, yirmi kilo.

“Yarabbi u yarattı ına bak; u meyvesini ta ıyamıyor meyvesi ne bak, birde goca gövdeli a acı yaratıyorsun unun meyvesine bak.”der.

Der demez, yukardan cevizin bir gözüne tarpadak bir dü üyor gözü kör ola yazıyor. ncili kalkıyor gidiyor.

Zaman geçiyor, ncili bir deniz yolculu una gidiyor denizde öyle bir fırtına çıkıyor öyle bir fırtına çıkıyor, afat. Gemi battı batacak, her dilden, dinden millet, bilen duasını okuyor. ncili bir kenara çekilmi hiç oralı de il. Adamlar kızıyor:

“Yok, arkada , ben onun i ine karı mam bir kere karı tım gözümü kör ede yazdı.” der. (ÜÇ)

3. ncili Çavu -3

ncili, ah smail’e elçi gitmi . Bozuk yumurtayla yapılmı bir yemek ikram etmi ler. Yemekten sonra, sohbet sırasında ncili, elinde olmadan bir gaz kaçırmı . Hiç bozuntuya vermemi gıçına dönüp:

“E er, ah’a elçili e sen geldiysen biz susalım sen, ah’la konu ; yok ben geldiysem sen biraz susta, biz konu alım.” demi . (AÖ)

4. ncili Çavu -4

ncili çok zeki, padi ahın yanında çalı ıyor. Padi ah bir gün:

“ ncili, bana bir gün öyle bir ey yap ki özrün kabahatinden büyük olsun.” ncili:

“Tamam, padi ahım.” der.

Ertesi gün padi ahla hanım sultan sarayın merdivenlerinden yukarı çıkarken, ncili arkadan geliverir padi ahın g… bir parmak atar.

Padi ah:

“Ne yapan ncili?”der. ncili:

“Hanım sultan zannettim efendim.” der. (AÖ)

5. ncili Çavu -5

ncili, Osmanlı elçisi olarak Fransa kralına gönderilmi , elbiselerinin bazı yerleri yamalı.

Kral, bunu görünce dayanamayıp:

“Bana senden ba ka gönderecek adam bulamadılar mı?” diye sorunca, ncili:

“Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek” demi . (ÜÇ)

c. Türk Boyları Arasında Halkın Veya Zümrelerin Ortak Unsurlarının Birle tirilmesinden Do an Tipler:

1. Bekta i -1

Bekta i bir gün kahvede oturuyor, imam gelmi : “Abdest aldın mı?”

“Aldılar”.

“Cumaya gettin mi?” “Gettiler”.

“Cuma’yı gıldın mı?” “Gıldılar”.

“Eee ben sana sorup dururun hoyu!” “Eee benim sözümde arif olana”. (MÖ)

2. Bekta i -2

Bekta i bir gün caminin duvarının arkasında arap içer. Biri geliverir caminin duvarının önüne, tam Bekta i’nin üstünde, diker ellerini:

“Ay Allah’ım belimde bir a rı var döndürebildi im yo un, aya ımda var gıpırdayabildi im yo un, elimde var galdırabildi im yo un, boynumda var çevirebildi im yo un…” derken, Bekta i’nin canı sıkılır:

“Gafa i irme len, yukarda ı seninle u ra ıncaya kadar yenisini yaradır” der. (MÖ)

3. Bekta i -3

Ramazan ayı geçmi kahvenin birinde otururlarken birisi oradan sormu : “Ne kadar oruç tutabildin Allah kabul etsin.”

“Yav bu sene biraz rahatsızdım yirmi be gün tuttum.” “Ya sen?”

“Ya ben Allah kabul etsin, seferiydim on be gün tutabildim.” Falan derken derken birisi demi ki:

“Ben a ır hastaydım Allah kabul etsin bir gün tutabildim.” Adamın yanında da Bekta i otururmu .

“Ya sen beyefendi?” demi .

Bekta i hiç tutmadım dese olmayacak.

4. Bekta i -4

Ramazan’da Bekta i oruç tutuyor, Ramazan ayı içki içilmez ama canı acayip arap çekiyor. Ne yapsam ne etsem derken gitmi hocanın birine anlatmı :

“Hoca ben oruç tutuyorum amma canım acayip arap çekiyor ne yapayım?” Hoca da:

“Bekta i, hiç bir ey olmaz, orucun yeri ayrı içkinin yeri ayrı sen kafana göre takıl.” demi .

Aradan zaman geçiyor Ramazan bitiyor. Bekta i, arkada larıyla meyhanede içiyor, arkada ının biri:

“Ulan içki içmemek ne zorumu bea” demi .

Tabi di er arkada ları da, öyle falan derken bakmı lar Bekta i’den ses seda çıkmıyor.

“Bekta i sen neden bir ey demiyorsun sen zorlanmadın mı? Demi ler. Bekta i: “Yoo”

“Oyyt! Nasıl olur? arabı en çok sevenimiz sensin” “Valla ben hem tuttum hem içtim”

“Ende i nasıl oldu? ”

“Kafama göre bir imam buldum hem tuttum hem içtim.” demi . (AÖ)

5. Bekta i -5

Bekta i’nin bir gün parası biter, bir caminin önüne mendili açı verir. Birisi, bir lira atar:

“Bilirim seni, imdi gider arap alırsın”der. Bekta i de:

“Ne o len? Verdi in bir lirayla hacca mı gedece idim?” der. (ÜÇ)

6. Bekta i -6

Bekta i bir gün bilmedi i bir ehre gider. Canı arap çeker kimseye meyhanenin yerini soramıyor:

“Cami nerde” der.

“ u tarafta” diye gösterirler. Bekta i kendi kendine:

“Ulan cami o taraftaysa meyhane kesin bu tarafta” der, gösterilen yönün tersine yürür. (AÖ)

ç) Mahallî Tipler:

1. Çelik Memed -1

Ermenek ile Anamur arasında ki hudut davasında çok canlar alınır çok canlar verilir. Bir gün gene olaylar çıkmı herkes ke if yerinde, Ankara’dan heyet gelmi inceleme yapıyor. Çelik Memed’de orada zaptu rapt’a bakıp durur, hâkim ne yazdı kâtip ne yazdı diye apka imanında gözlerke; foterli, camadanlı, köstek saatli Ermenek beyi:

“Neden, Anamurlular sıçtı ın da döner de bokuna bakar?” der. Çelik Memed lafı duyarkeda:

“Ne kadar Ermenek beyine yeter, yetmez ona bakarız.” der. (ÜÇ)

2. Çelik Memed -2

Çelik Memed bir gün Ermenek’e gider. Katırını bir yere ba lar, ehirde gezmeye ba lar. A a ı, yukarı derken Çelik Memed yorulur az dinleneyim diye bir a acın gölgesine oturur. Çelik Memed’in oturdu unu gören Ermeneklinin biri derki:

“Memed A a burada ne durun gargabı ?” der. Çelik Memed lafın altında kalır mı?

“Bizim Anamurlular sizin gibi buynuzlu olmaz, hepsi gabı .” der. (ÜÇ)

3. Çelik Memed -3

Çelik Memed’in çocuklarından biri yurt dı ında okumu ; Almanya, ngiltere, Rusya gibi geli mi ülkelerde doktorluk yapmı tır.

Gel zaman git zaman Çelik Memed’in canına tak der mektup yazar o luna, Türkiye’ye dön artık diye. O lundan cevap gelir, olmayacak duaya Çelik Memed’e âmin dedirtmeye çalı ır, bir mektup yazar babasına:

“Anamı da al stanbul’a yanıma yerle o zaman dönerim.” diye. Çelik Memed, cevap yazar o luna:

“Güne vurur boyalı konaklara, Pudura sürerler allı yanaklara. Kürek sapalarlar uzun dırnaklara, Güzel ise stanbul senin olsun

Yaylaya yayla demem, ba ında kar olmayınca. Ben Çelik bubana sorarsan,

Yanımda yeni yâr olmayınca.

Çok sözlerim vardır üstü kapalı, Papaz mı oldun içim üpheli? Arı Türk sıla der döner,

Sen sılayı terk ettin gettin.” diyince o lu döner gelir. (ÜÇ)

4. Çelik Memed -4

Çelik Memed asker, evvel soba yok mangalda ısınıyorlar, mangalda kömür geçti, geçmek üzere, albayın biri:

“Asker! u mangalı bir dutu tur.”

Çelik Memed, ba lar üflemeye, üfler üfler, ate yandımıydı ya pof der, ne kadar kül varısa albayın üzerine gider. Albay üstünü ba ını temizlerken:

“Asker! Senin memleket nereydi?”

“Adam olmadıktan sonra memleketi ne yapacaksın komutanım.” der. (ÜÇ)

5. Çelik Memed -5

Çelik Memed’in garısı bir gün evin önüne bir çevlik yapmı . Çelik Memed çevlikten atlayamamı , çevli i yıkmı . Ertesi gün bir yere gitmi gelmi çevlik gene yapılı, gene yıkmı . Ertesi gün tarlaya çalı maya gitmi çevlik gene yapılı. Dı ardan içeriye hanımına çı ırmı :

“Hanım! Gel bakayin bura bir!” “Ne var a a?”

“ u damba a bir çık bakayın!” “A a ne edeceksin damba ta?”

“Sen çık, çıkarken de uçkurunu çöze get.” “A a etme olmaz o, damda.”

Derken damba a çıkmı lar. Çelik Memed:

“Garı sıyır donu!”

“A a etme eyleme ele güne irezil oluruz olmaz burada.”

“Ulan garı ben çevli i yıkarım sen yaparsın, ben yıkarım sen yıparsın bu i böyle olmayacak, sıyır donu seninle sidik yarı tıracaz!” (ÜÇ)

6. Mıdı -1

Evvel, Anamur’da birisi ölmü , Mıdı ’ta cenazeye gitmi . Mezar kazılırken, Mıdı ’ta mezarın ba ında duruyor. Mezarı baya ı kazmı lar, saptırmasını yapmı lar. Mıdı , öyle bir bakmı :

“Ulan bura adam mı geder?” dönü vermi arkaya:

“Ey millet! Ben öldükten sonra beni dö ekten kaldırıp mezara koyanın anasını, avradı s…” demi . (AÖ)

7. Mıdı -2

Mıdı ’ı zorla Cuma namazına götürmü ler. Giderken aya ını ta a bir vurmu : “Off! Anam. Senin yoluna gidiyorum aya ımı neden da a vurdurun?” demi , geri dönmü oradan.

Arkasından ba ırmı lar:

“Yav, Mıdı a a, gel cennete gidersin”. Mıdı ’ta:

“Ulan cennet kabul etmese, cehennem t..larımı öpe öpe götürür.” demi . (AÖ)

8. Mıdı -3

Mıdı , bir gün hükümet kona ının önünden geçip giderken, yukardan dönemin kaymakamı, kolluk reisi, belde reisi, ehrin bazı ileri gelenleri görür, önüne dolanırlar hemen zevklenece iz diye, Mıdı emmiye seslenirler:

“Mıdı a a! Mıdı a a!” “He söylen a alar?”

“Mıdı emmi senin, avrat gündüz mallarla u ra ır, teze in içinde gezer yünmeden yata a girermi sen nasıl yatan onunla?”

“A alar ne olacak, yumarım gözümü sizin avratlar niyetine ver ederin.” (AÖ)

9. Mıdı -4

Mıdı çar ıda elinde sıpa gedip geder. Mal müdürüyle kaymakam da goca çınarın altında çay içerler:

“Ulan unu zevklenelim iki.”derler. Mıdı ’a seslenirler:

“Hee okula götürürün, okursa kaymakam olur, okumazsa mal müdürü yaparız.” der. (AÖ)

10. Mıdı -5

Mıdı , bir gün köyden yürüyerek geliyor, yolda köylüden birine rastlıyor. Köylü, Mıdı ’a da bir emsiye veriyor, ya murun altında beraber sohbetleyerek gidiyorlar. Köylü de, Mıdı ’ı biliyor kızdıraca ım diye ikide bir:

“Mıdı , benim emsiye olmasaydı cırculak geçecektin” diyor.

Mıdı , kızmaya ba lıyor ama sıkıyor di ini. Derken, Da Köprü’nün üstüne geldiklerinde köylü gene:

“Mıdı , benim emsiye olmasaydı cırculak geçecektin” deyince, Mıdı , emsiyeyi atar, köprüden a a ıya, çaya atar kendini, ordan ba ırır yukarıya:

“A…kodu umun o lu bundan fazlada mı ıslanaca ıdım?”. (ÜÇ)

11. Mıdı -6

Mıdı , bir kı günü köyünden Çorak’a geliyor, tam Sultan Suyu çayından geçerken, sel alıyor bunu e ekte gider kendi de gider canını zor kurtarır, e ekte kurtulur.

Bir yaz günü gene Çorak’a geliyor, tam Sultan Suyunun ortasına geliyor e ek bacakları geriyor i iyecek, hemen Mıdı , e ekten iner, e e in maslarından dutar:

“Suyunu gısmet edenin anasını s…yim.” der. E e i ite ite kar ıya götürür oraya i etir. (ÜÇ)

12. Molla Dayı -1

Anamur’da Molla Dayı diye birisi ya armı , hiç oruç tutmazmı . Bir gün birisi demi ki:

“Molla dayı neden oruç tutmuyorsun?” Molla cevap vermi :

“Ya arkada , midemde ülser var, ba ım a rıyor, omuzum sancıyor… Aç gezip de Allah’a küfredece ime tok gezer ükrederim.” (AÖ)

13. Molla Dayı -2

Molla, gezici berberlik eder, tarlada, pazarda, belde dola ır milleti tıra eder. Bir gün buna Kükürlünün bir gelir:

“Molla emmi, güz veresiye narına beni bir tıra edermin?” “Ederim, gel otur.”

Molla emmiye o gün hiç mü teride gelmemi canı sıkkın adamı oturtur, küt bıça ın birini alır eline, cart pamu un birini yapı tırır, cart pamu un birini yapı tırır. Tıra biter aynayı tutar adama gösterir, adam kalkı verir:

“Bu nasıl tıra !”

“A…godu umun o lu güz veresiye tıra böyle olur.” (AD)

Belgede Anamur folkloru (sayfa 103-115)