• Sonuç bulunamadı

1.2. II Abdülhamid Dönemi Eğitim Sistemi’ne Genel Bakış

1.2.2. Eğitimde Yaşanan Gelişmeler

1.2.2.3. Orta Öğretimde Yapılan Islahatlar

Osmanlı yenileşmesinde eğitimde orta öğretim denilince rüşdiye ve idadiler akla gelir. Daha sonraki dönemlerde orta öğretimde sultaniler de yer almaktadır. II. Abdülhamid döneminde ise bunlara orta öğretim seviyesinde eğitim veren mesleki ve değişik mahiyetteki mektepler eklenmiştir. Bu kısımda orta öğretimde eğitim veren okullar kısaca incelenecektir. Öncelikle rüştiye mekteplerini inceleyeceğiz.

Osmanlı’da okulların derecelendirilme çalışmaları II. Mahmud zamanında başlamıştır. 1838’de kurulan Meclis-i Umur-ı Nafia’nın hazırladığı raporda yükseköğrenime öğrenci hazırlamak amacıyla orta öğretim düzeyinde mekteplerin açılması gerektiğini belirtilmiştir. Tanzimat devri başlarında ise rüşdiye olarak Mekteb-i Maarif-i Adli ve Mekteb-i Ulum-ı Edebiye ortaöğretim düzeyinde eğitim vermekteydi. İstanbul’da sivil ve askeri rüştiyelerin sayısı arttırılmaktaydı. 1869’da biri kız on üç rüştiye vardı. Anadolu’da ve Rumeli’de de sayıları gittikçe çoğalmaktaydı. Çünkü 1869 Maarif Nizamnamesi her beş yüz evli kasabada bir rüştiye açılmasını öngörüyordu.

II. Abdülhamid döneminde ise, “1879 yılında Maârif merkez teşkilâtı yeniden düzenlenerek Maârif Nezareti'nin beş daireye ayrılması ve bu daireler arasında "Mekâtib-i Rüşdiye Dairesi’ nin de bulunması, hükümetin rüşdiye okullarını ıslâha ve yaymaya kararlı olduğunu göstermektedir. Bu dairenin müdürlüğüne devrin en iyi maarifçisi olan Selim Sabit Efendi tayin edilmiştir86”. Özellikle 1882-1890 yılları arasında, Said ve Münif Paşaların etkisi ile orta eğitim kurumları ülke geneline yayılmıştır. Rüşdiye okulu bulunmayan Mekke’ye 1885 yılında bir rüşdiye okulu inşa edilmiştir87

. Said Paşa, 1888 yılında ülkedeki eğitimin gidişatına ilişkin bir lahiya hazırlayıp, II. Abdülhamid’e sunmuştur. Paşa lahiyada, rüşdiye eğitimindeki aksaklıkların neler olduğunu tespit etmiş, rüşdiye eğitiminde önemli değişiklikler yapılması gerektiğini tavsiye etmiştir. Rüşdiyelerin Almanya örneğinde olduğu gibi sanayi mekteplerine çevrilmesini, böylece mevcut eğitim sistemi içerisinde bu okulların

85

Özkan, 2008: 92, Kodaman, 1991: 86.

86 Kodaman, 1991: 96. 87 Altın, 2009: 42.

daha işlevsel hale getirebileceğini önermiştir88. Yeni rüşdiyelerin yapımı ve mevcut

rüşdiyelerin ıslahı konusunda bu dönemde büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Buna göre; “1909 tarihinde yani II. Abdülhamid devrinin son yılında İstanbul'da rüşdiye öğretimi yapan 33 resmî, 39 özel (hususî) okul olmak üzere toplam 72 rüşdiye mevcuttu. Ayrıca, 1.000 kadar talebeyi bünyesinde bulunduran Soğukçeşme, Beşiktaş, Fatih, Koca Mustafa Paşa, Topbaşı ve Eyüp askerî rüşdiyelerin de hesaba kattığımızda bu rakam 76'ya çıkmaktadır. Bu rüşdiyelerin % 80'e yakını 1877-1909 tarihleri arasında ya yeniden inşa edilmiş ya da tamir edilerek öğretime açılmıştır. Vilayetlerde ise, yeni rüşdiye okulları açılarak rüşdiye sayısı 446'ya talebe sayısı 23.819, öğretmen sayısı 939'a ulaşmıştır”89

.

Bu rüşdiyeler kendi içinde erkek, kız, Darülmüallimin-i Rüşdi ve askeri rüşdiyeler olmak üzere ayrılmaktadır. “1878 yılı devlet salnamesine göre İstanbul’da 12 erkek 9 kız rüşdiyesi vardır.1903 yılında ise 15’i erkek 11’i kız olmak üzere okul sayılarında artış gözlenmektedir”90. II. Abdülhamid döneminde rüşdiye eğitiminde önemli bir yenilik

Darülmuallimin-i Rüşdilerin kurulmasıdır. Dârülmuallimîn-i Rüşdî’nin kuruluş amacı kısaca, Sıbyan mektebinde görev yapan öğretmenlerin özellikle matematik vb. derslerde rüşdiyeler için yetersiz olması, rüşdiye okullarında kargaşa ortamına meydan vermemek ve bu okulların, gerektiğinde diğer okulların öğretmen ihtiyacını karşılamak, eğitim öğretim metodu bilen öğretmenlerin yetişmesi gibi sebepler olarak özetlenebilir91. Muallim mektepleri, 1891’de

yayımlanan Darülmuallimin-i Ali Nizamnamesi’ne göre her iptidaiye, rüşdiye ve Aliye şubelerinden meydana gelecekti. Bu dönemde Darülmuallimin-i Rüştiye şubesine öğrenci alınarak eğitime başlanmış, 1890’larda 17 ile 49 arasında öğrenci mezun vermiştir92

. 1882 yılına kadar Darülmualliminin taşradaki şubelerinin sayısı Edirne, Bağdat, Adana, Beyrut, Halep, Hüdavendigar, Diyarbekir, Şam, Trabzon, Kastamonu, Mamüretülaziz, Musul ve İzmir ile birlikte 14’e çıkmış, 1908’e kadar da 31’e yükselmiştir93. Buradan öğretmen yetiştirme

meselesine de ne kadar önem verildiği ve bir takım düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Dört yıllık öğretim süresi olan rüşdiyeler 1892’de üç yıla indirilmiştir. Bu okullarda okutulan derslere gelecek olursak 1901’de Maarif Nazırı Zühtü Paşa’nın başkanlığında toplanan komisyon tarafından belirlenen programa göre Kur’an-ı Kerim, tecvid ve ulum-ı diniye, ahlak, Türkçe, Arapça, Farsça, hendese, coğrafya, tarih, ziraat, ticaret ve sanayiye dair malümat, hıfzıssıhha, hüsn-i hat, resim dersleri okutulmaktadır. İnas ( kız) rüşdiyelerinde eğitim altı yıldır ve ders içerikleri daha farklı ve yoğundur. Bu okullarda da Kur’an-ı Kerim ve tecvid, ulum-ı diniye, ahlak, elifba ve şifahi malumat, kıraat, imla, kitabet, kavad-i lisan-i

88 Parmaksız, 2008: 58. 89 Kodaman, 1991: 101-102. 90 Koçer, 1987: 129-130. 91 Altın, 2009: 53. 92 Şanal, 2011b: 415. 93 Koçer, 1987: 148.

Osmani, Arapça, Farsça, hüsn-i hat, malumat-ı nafia, idare-i beytiye, hıfzıssıhha, hesap, coğrafya, tarih ve el hünerleri dersleri okutulmaktadır94. Darülmuallimin-i ibtidai şubesini

bitirmiş ve yirmi yaşını doldurmuş kimselerin alındığı Darülmuallimin-i Rüşdi’de ise; Kavaid ve imla, usul-ı tedris, inşa, Arapça, Farsça, Fransızca, hesap, defter usulü, cebir, hendese, hikmet, mevalid, coğrafya, tarih, hüsn-i hat, resim ve dini ilimler dersleri okutulmaktadır95

. XIX. Yüzyılın başlarında İstanbul ve taşra rüşdiye mekteplerinin idaresinde idare talimatları uygulanmaktaydı. Burada öğretmenlerin ve diğer eğitim personellerinin görevleri, tutulan defterler ve rüşdiye mekteplerinin öğrenci işleri yer almaktaydı.

Bu talimatların içeriğine bakacak olursak genel hükümler şöyledir; İstanbul rüşdiye mekteplerinin genel sorumlusu müdür idi. Müdür, her sabah öğrenciden önce okula gelir akşam onlardan sonra çıkardı. Öğretmen, mubassır ve öğrencilerin devam ve günlük vukuat işlerini takip ederdi. Taşrada ise mektebin genel sorumlusu muallim-i evveldi. Öğrencilerin terbiyesi, eğitim programının işleyişi gibi tüm nizamın uygulanmasından sorumlu idi. Tüm bunlar ayrı ayrı altı adet deftere kaydedilirdi. Görülen aksaklıklar Rüşdiye Mektepleri İdaresi’ne bildirilirdi. Rüşdiyelerde eğitim görmek isteyen öğrencilerin de 15 yaşından yukarıda olmaları, bulaşıcı hastalığının olmaması, eğitim döneminden önce başvurularını yapmaları gerekirdi. İbtidaiye mezunu olanlar imtihansız, olmayanlar imtihanla alınırlardı. Öğrenciler aldıkları derslerden imtihana tutulurlardı. Genel sınavların bitiminde son sınıf öğrencilerinden toplam notun onda altısını almış olanlara Maarif Nezaretince onaylı bir diploma verilirdi. Diploma dereceleri öğrencilerin aldıkları notlara göre değişiklik gösterirdi96

.

II. Abdülhamid dönemi rüşdiyelerine kısaca baktığımızda rüşdiye mekteplerinin İstanbul ve taşra vilayetlerinde sayılarının bir hayli arttığı görülmektedir. Erkek rüşdiyelerinin yanında kız rüşdiyeleri, askeri rüşdiyeler, öğretmen yetiştiren rüşdiyelerin de sayısında artışlar dikkati çekmektedir. Bunların ders program ve içerikleri belirlenmiştir. Öğretmen ve diğer personellerin görevleri, öğrencilerin okullara alınma şartları, mezun olma şartları gibi konular düzenlenmiştir.

İdadilere bakacak olursak bu okullar, rüştiye okullarından mezun olan ve yükseköğrenimine devam etmek isteyen öğrencilerin okuduğu mekteplerdir. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde otuz üçüncü ile kırk birinci maddeler arası hükümler mekteb-i idadileri kapsamaktadır. Bu nizamnamede idadilerin mahiyetine ilişkin şunlar yer almaktadır;

94 Şanal, 2011: 389-390; Ünal, 2015: 18-19. 95 Ünal, 2015: 21. 96 Ünal, 2015: 7-14.

“idadiler, rüşdiye mektebinde tahsil etmiş müslim ve gayri müslim çocukların muhteliten talim ve tedrisleri için gereklidir. Bin haneyi bulan kasabalarda birer idadi kurulacaktır. Dersaadet’teki Darülmuallimden mezun olup Maarif Nezaret-i Celilesinden oy almış öğretmenler idadilere tayin olunacaktır. İdadilerin süresi üç yıldır. İdadilerde Türkçe kitabet ve inşa, Fransızca, kavanin-i Osmaniye, mantık, mebadi-i ilm-i servet-i milel, coğrafya, tarih, ilm-i mevalid, cebir, hesab ve defter tutma usulü, hendese ve ilm-i mesaha, hikmet-i tabi’iye, kimya ve resim dersleri okutulacaktır. Tatil ve imtihan zamanları rüştiye mektepleriyle aynı olacaktır. İmtihanlarını verenler mezun olacak, veremeyenler ise isterlerse bir sene daha okulda kalacaklardır”97.

Bu dönemde Maarif Nezareti, İstanbul'da Darülmaârif binasının nümûne idâdîye çevrilmesi, idâdîlerde icabına göre, İngilizce, Fransızca ve Almanca derslerinin okutulması, idâdîlere öğretmen yetiştirmek için Darülmuallimînde idadî şubesinin açılması ve mezunlarına rüşdiye öğretmenlerinden 200 kuruş fazla maaş verilmesi, gerekirse bir müdürle iki hademe tayin edilmesi gibi bazı kararlar almıştır. Maârif Nezaretinin bu kararları, sadr-ı âzam tarafından uygun karşılanmış olacak ki, yani 1873 tarihinde Darü'l-maârif, idâdîye çevrilmiş ve böylece ilk mülkî idâdî açılmıştır. Vilâyetlerde ise ilk defa Mora Yenişehir'inde 1875'de bir idâdî açılmıştır98

.

II. Abdülhamid döneminde ise idadiler nitelik ve nicelik bakımından değişime uğramıştır. “1882-1890 yıllarında Mustafa Nuri Paşa ve Münif Paşa zamanında idadiler yaygınlaştırılmıştır ve sadece yükseköğretime öğrenci hazırlamakla kalmamış, serbest meslekler, mahalli ve resmi hizmetler içinde memur yetiştiren mektepler olmuşlardır”99

. Münif Paşa zamanında bir de İstanbul’da kız mektebi açılmıştır. Batılı bir anlayışla genel kültür dersleri, Türkçe, Fransızca, Almanca, İngilizce, musiki, el ve ev işleri gibi dersleri programına alan bu okul iki yıl öğretimden sonra halkın ilgisizliği nedeniyle kapanmıştır. Basında çıkan bir yazıya göre mektebe sadece üç kız kaydolmuştur100. “1896'da 54 olan taşra

idadilerinin sayısı, 1906 yılında 84'e çıkmıştır. Böylece bütün İmparatorlukta 93 resmî, 11 hususi, 5 de askerî olmak üzere toplam 109 adet idadi mevcuttu”101. Bu dönemde askeri idadilerin de sayıca arttırılmasına ve niteliklerine dikkat edilmiştir. Askeri idadilerde de akaid, Fransızca, cebir, hendese, müsellesat, makine, kozmografya, mantık, kitabet, coğrafya, tarih, resim dersleri okutulmaktadır102. II. Abdülhamid döneminde maddi imkânsızlıklara rağmen

memleketin birçok yerinde idadiler açılmış, ortaöğretim yayınlaştırılmıştır. Ayrıca idadilerin

97 Mahmud Cevad, 2001: 431-432. 98 Kodaman, 1991: 116-117. 99 Koçer, 1987: 130. 100 Akyüz, 2015: 233. 101 Kodaman, 1987: 129. 102 Şanal, 2011: 396.

ders programında Türkçe, Arapça, Farsça yanında zengin bir şekilde batı dilleri dersleri yer almaktadır. Kız idadisinin de açılmak istenmesi eğitim tarihi için çok önemlidir.