• Sonuç bulunamadı

Merkez ve Taşra Vilayetlerinde Eğitim Teşkilatlanmaları

1.2. II Abdülhamid Dönemi Eğitim Sistemi’ne Genel Bakış

1.2.2. Eğitimde Yaşanan Gelişmeler

1.2.2.1. Merkez ve Taşra Vilayetlerinde Eğitim Teşkilatlanmaları

Devrin izahından sonra bu dönemde eğitim alanında yapılan gelişmelere bakabiliriz. “1876’dan 1909’a kadar Osmanlı Devleti’ni yöneten Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nin en dikkate değer konularından biri eğitimdir. Bu uzun dönemde Tanzimat’tan devralınan eğitim mirası nicelik olarak arttırılırken, nitelik olarak da ciddi bir dönüşüme uğratılmıştır”66. “Bu dönemde eğitimle ilgili 20 kanun ve 39 nizamname neşredilmiştir. Bu kanun ve nizamnamelerde eğitimle ilgili çeşitli konular ele alındığı gibi ilk, orta, lise ve üniversiteye ait statüler, Aşiret Mektebi, Hamidiye Sanayi Mektepleri, kitap baskıları ile ilgili kanun ve nizamnameler vardır”67

. İlk olarak 1876’da ilan edilen Kanun-ı Esasi’de eğitime ilişkin bazı

maddelerin olduğunu önceki sayfalarda bahsetmiştik. Hatırlayacak olursak 15, 16, 110 ve 114. maddeler eğitimle ilgili bir takım yenilikler getirmiştir. Bu maddelerde; her Osmanlı vatandaşı kanuna uygun olarak özgürce genel ve özel eğitim yapabileceği, çeşitli din ve inanışa sahip toplulukların öğretim biçimine dokunulmayacağı, Osmanlı bireylerinin tümü için ilköğretimin zorunlu olacağı ve bunun ayrıntılarının daha sonra düzenleneceği belirtilmiştir. Ancak hemen ertesi yıl çıkan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle eğitim işleriyle yeterince ilgilenilememiştir. Savaş bitiminde ise, Maarif Nezareti’nin tekrar düzenlenmesi gündeme gelmiştir.

“Meclis-i Kebir-i Maarif’in yapısında 1880 yılında önemli değişiklikler olmuştur. Müsteşar Salih Efendi’nin başkanlığındaki kurum, 6 eğitim dairesi müdürünün bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. Bunlar: Mekatib-i Aliyye, Mekatib-i Rüşdiyye, Mekatib-i Sıbyaniyye, Muhasebe, Matbaalar ve Telif ve Tercüme Daireleridir. Meclis, bu halini 3 sene sürdürebilmiştir. 1881-1882 yıllarında kurumun

66 Gündüz, 2015: 77.

başkanlığını Maarif Nazırı Kemal Paşa yürütmüştür. 1883’te kurum tekrar eski haline döndürülmüştür. 1884’te ise Meclis-i Kebir-i Maarif başkanlığına Ali Haydar Efendi getirilmiştir”68

.

Buradan, kurumun yapısında ve üye sayısında yıllara göre değişiklikler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu değişiklikler II. Abdülhamid Dönemi boyunca ve sonrasında da devam edecektir. Bu değişikliklerin en dikkate değer olanlarından, Telif ve Tercüme Heyeti’nin yerine denetleme heyeti görevi görecek olan Encümen-i Teftiş ve Muayene’nin teşekkülü, Mekatib-i Sıbyaniyye’nin Mekatib-i İptidaiye adını alması ve 1886’da Mekatib-i Gayr-ı Müslime ve Ecnebiyye Müfettişliğinin kurulup başına Rum cemaatinden bir paşanın getirilmesidir69. Ecnebiyye Müfettişliği daha çok yeni basılacak veya diğer ülkelerden Osmanlı ülkesine gelecek kitaplarla ilgileniyordu. Okutulan dersler için çeşitli dillerde kitaplar bulunmaktaydı. Bunlar Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, Ermenice, İspanyolca, Bulgarca, İbranice olarak bilinmektedir70

. Bu tarihten sonra Meclis-i Maarif ve Teftiş kadroları çağın gerekliliklerine göre genişletilmiştir. Bunun için de, bu müfettişliklerin yerli ve yabancı okulların girişebilecekleri zararlı faaliyetlerine karşı tedbir almak, denetlemeyi düzenlemek amacıyla arttırıldığı yorumu yapılabilir. “1896'da Encümen-i Teftiş ve Muayene Heyetinin üstünde ve Maârif Nazırının idaresi altında olmak üzere pâdişâhın iradesiyle "Tetkik-i Müellefât Komisyonu" kurulmuştur. Bu değişikliklerle Maarif Nezareti 1909’a kadar mahiyetini korumuştur”71

.

II. Abdülhamid Dönemi’nde eğitimde meydana gelen yenilikler öncelikle merkez teşkilatının düzenlenmesiyle yapılmıştır. Meclis-i Kebir-i Maarif’in yapısında, yönetmeliğinde, üyelerinde, meclise bağlı müdürlük ve müfettişliklerde sık sık çağın getirdiklerine göre değişikliklerde bulunulmuştur. Bu değişikliklere göre de okullarda ıslahatlar yapılmıştır. Maarifte merkez teşkilatında hal böyleyken vilayet teşkilatında da önemli yenilikler yapılmaktaydı. II. Abdülhamid Dönemi eğitim sistemini diğer dönemlerden ayıran en önemli özellik merkez dışındaki vilayetlerdeki eğitim teşkilatlanmasıdır. Bu döneme kadar İstanbul dışına pek çıkarılamayan maarif bu dönemde Anadolu ve Osmanlı Devleti’ne tabi diğer taşra vilayetlerinde nizamlı bir şekilde teşkilatlandırılmaya çalışılmıştır.

Tanzimat Dönemi’nde Maarif Nizamnamesi’ne göre memleketin diğer vilayetlerinde derecelerine göre okulların açılması meselesi gündeme gelmişti. Nizamname gereğince diğer vilayetlerde açılması gerekli görülen okullar için II. Abdülhamid Dönemi’nde çalışmalar hız kazanmıştır. “1881 tarihinde Maarif Nazırı Kâmil Paşa, sadrazama yazdığı tezkerede maarif meclisi teşkil edilen Sivas, Diyarbakır, Erzurum, Mamuretülaziz ve Van vilâyetlerine 1200

68 Ünal, 2008: 13; Koçer, 1987: 126. 69 Koçer, 1987:126. 70 Ünal, 2008: 17. 71 Kodaman, 1991: 35

kuruş maaşla birer maarif müdürü tayin edileceğini bildirmiştir”72

. Bu bildiriden sonra her vilayet merkezine yıllara ve ihtiyaca göre maarif müdürü atanmıştır. “1892 yılına gelindiğinde 15’i Anadolu’da olmak üzere 25 vilayete maarif müdürü atanmıştır. 1898’de Hicaz hariç bütün vilayetlerde maarif idaresi meydana getirilmiştir”73

. Vilayetlere maarif müdürü

atamalarının yanında her vilayete, bir vilayet maarif meclisi açılması kararlaştırılmıştır. Buna göre alınan bir kararla vilayetlere sorumlu bulundukları bölgenin her türlü maarif işleriyle meşgul olacak, sıbyan-iptidai okullarının ıslahına ve çoğaltmasına dikkat edecek, öğretmenlerin tayin ve teftişiyle uğraşacak, maarif gelirlerinin raporlarını tutacak ve imtihanları yapıp diplomaları verecek meclisler açılacaktır74. Sonrasında bu meclislere uygun

teftiş kadroları da arttırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid devrinde yalnızca maarif teşkilatının yeniden düzenlenmesiyle kalınmamış, eğitim öğretimin çeşitli kademelerinde önemli atılımlar gerçekleştirilerek modern mekteplerin yaygınlaştırılması yolunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.

Sultana göre eğitim bütün ilerlemelerin hazırlayıcısıdır. Sultan bu amaçla mümkün olan her yerde okullar açtığını ve genişlettiğini ifade etmektedir. Devletin okullarında yetişecek “dindar ve gayretli” gençler devletin bekasını sağlayacaktır75

.

II. Abdülhamid döneminin yukarıda da kısaca bahsettiğimiz siyasi birçok zorlukları vardır ve bunlar devleti maddi olarak oldukça sıkıntıya uğratmaktaydı. Bu yüzden eğitim için ödenek ayırmak da zorlaşmaktaydı. II. Abdülhamid için eğitim en önemli konulardan biri olduğundan buna bir çözüm bulmak gerekliydi. Bu bağlamda II. Abdülhamid 1883’te 1866’dan beri Ziraat Bankalarına sermaye sağlamak için aşar vergisine konan onda birlik İane Vergisi’ni yüzde 39’a çıkartınca ortaya bir imkân çıkmıştır. Bu fonun üçte ikisi tarımsal gelişmeye ayrılıp kalanı da Maarif Hisse-i İanesi (eğitime yardım payı) adıyla yeni devlet okullarının yapımına ayrıldı. Bu fonla ülkede modern mektepler hızla yayılma imkânı buldu76.

II. Abdülhamid Dönemi’nde maarif teşkilatlanmalarından okullarda yapılacak ıslahatlara kadar mühim çabaları olan dönemin maarif ve ticaret nazırlığını yapmış Münif Paşa’yı burada zikretmek gerekir.

Münif Paşa, 1877’de Birinci Maarif Nazırlığı’na atanmış fakat görevi çok uzun ömürlü olmamış aynı yıl görevinden alınmıştır. Daha sonra 1878’de Sadık Paşa’nın sadrazam olmasıyla Münif Paşa yeniden Maarif nazırlığı görevine dönmüştür. Onun maarif nazırlığı

72 Kodaman, 1991: 39. 73 Özkan, 2008: 91. 74 Kodaman, 1991: 47. 75 Eraslan, 1995: 235. 76 Karal, 2007: 391; Özkan, 2008: 91.

sırasında Mekteb-i Sultani, Mekteb-i Hukuk, Ticaret Mektebi gibi eğitim tarihimizde büyük öneme sahip okullar açılmıştır. Ayrıca kız mektebinin açılması, okullarda Fransızca eğitiminin verilmesi gibi önemli kararlarda da etkili olmuştur77. O, mekteplerin ıslahı

konusunu öncelikle öğretmenlerin iyi yetiştirilmesi, daha sonra da öğretmenler tarafından uygulanan usul-ı talimiyyenin yolunda olması gerektiği etrafında toplamıştır. Eğitimde temel yaklaşımın neler olduğunu, eğitimin yeni toplumsal düzendeki yerini eserlerinde ifade etmiştir78. Münif Paşa, devlet adamı ve eğitimci kimliğinin yanında iyi de bir felsefeci,

iktisatçı, gazeteci olarak çok yönlü bir kişiliktir. Eserleri, bu dönemde mekteplerde okutulmaktadır.

Merkez ve vilayetlerde maarif teşkilatlanması yapılınca sıra artık yeni okullar açarak eğitimin yaygınlaştırılması, mevcut okulların ıslahı, okutulan ders ve ders kitaplarının düzenlenmesi, öğretmenlerin ve diğer personellerin yetiştirilmesi ve tayin meseleleri, sınavlar, diploma alımları gibi konulara gelmiştir. Bu bağlamda kademeli eğitime geçildiği için öncelikle ilköğretim mahiyetindeki okulları kısaca incelemek yararlı olacaktır.