• Sonuç bulunamadı

2.2. Operasyonel Risk ve Ölçüm Teknikleri

2.2.5. Operasyonel Risk Vakaları

Operasyonel risk bilincinin oluĢması ve öneminin giderek artmasına neden olan dünyada yaĢanmıĢ birçok operasyonel risk vakaları vardır. Bu vakaların bazıları

bankaların el değiĢtirmesine hatta iflasına kadar uzanmaktadır. Bunlardan bazıları aĢağıda yer almaktadır.

Brings Bank

Bankanın batmasıyla sonuçlanan olayın temel kaynağı Nicholas Lesson isimli bir dealerın türev ürünlerinde yaptığı iĢlemlerden kaynaklı 1.3 milyar $ dolar civarı bir zarar olmuĢtur. Lesson bankanın Singapur ofisinde vadeli iĢlemler piyasası bölümünde dealer olarak çalıĢıyordu (BabuĢcu,2005).

Lesson, Nikkei hisse senedine endeksli 7 milyar $ civarı vadeli kontrat pozisyonu almıĢ fakat 1995 yılında piyasanın %15 dolayında bir düĢüĢü neticesinde banka yaptığı iĢlemlerden ciddi miktarda zarara uğramıĢtır (BabuĢcu,2005).

Yapılan iĢlemlerin primlerinin nakit ödemeleri karĢılayamaz duruma gelen Lesson bu olayı kendisi açığa çıkartmıĢtır. Muhafazakar olarak tanınan bu banka büyük ölçüde sarsılmıĢtır (BabuĢcu,2005).

Olayın ortaya çıkması sonucunda yapılan araĢtırmalarda bankanın önemli derecede kontrol zafiyetinin olduğu, Lesson‟ ın alım-satım iĢlemleri masasının yanı sıra operasyon masasında da sorumlu olduğu görülmüĢtür. Bu sayede de gizli fiktif hesapları açarak yaptığı iĢlemleri gizlediği açığa çıkmıĢtır. Lesson‟ ın bu kadar baĢıboĢ bırakılmasının nedenlerinden birisi, 1994 yılında yaptığı 20 milyon $ „lık kardır. Bu kar bankanın yıllık kazancının 1/5‟ini oluĢturmaktaydı.

Bütün bunların sonucunda uğradığı zarardan dolayı banka kendisini toparlayamadığı için dolayı ING grubuna sembolik bir rakama 1,5 $‟ a satılmıĢtır (BabuĢcu,2005).

National Westminster Bank

Swap iĢlemleri ile ticaret yapan biri volaliteyi manipüle etmiĢtir. Banka 1997 yılında 77 milyon paund zarar açıklaması yapmıĢtır(Teker, 2006a).

Daiwa

Japonya‟nın en büyük bankaları arasında yer alan Daiwa Bank‟ın New York Ģubesinde çalıĢan bir dealer 11 yıl boyunca 1984‟den 1995‟e kadar yaklaĢık olarak 30.000 civarında ABD bonolarına yönelik iĢlem yapmıĢtır. Banka zararın giderek büyümesinden dolayı buradaki müĢterilerin menkul kıymetlerini satarak pozisyonlarını kapatmıĢtır (BabuĢcu,2005).

Yapılan incelemelerde bu dealerın yapılan bütün iĢlemleri kayıt altına almadığı, kayıt altına aldığı iĢlemlerinde detaylı bilgilerinde yanlıĢlıklar olduğu belirlenmiĢtir.Bu sorunun temel kaynağı Brings Bank örneğindeki gibi dealerın alım-satım masasında sorumlu iken aynı zamanda operasyon masasında da sorumlu olmasıydı.

Bankanın bu olaydan dolayı toplam zararı 1.1 milyar $‟ dır. Ekim 1995‟de FED bankanın iĢlem yetkisini elinden almıĢtır (BabuĢcu, 2005).

Mizuho Financial Grup

2002 yılındaki birleĢmelerde yaĢanan sorunlar, ATM sorunları, müĢterilerin kamu ödemelerinin aksaması, hesaplardan çift para çekilmesi gibi problemlere yol açmıĢtır (Teker, 2006a).

Bank of CreditAnd Commerce International (BCCI)

Ġngiltere‟de 1990 yılların baĢında ortaya çıkan olayda BCCI‟ nın önemli boyutlarda yasalara aykırı iĢlemler yaptığı ortaya çıkmıĢtır. Bankadaki usulsüzlükler bağımsız denetim kuruluĢunca raporlanmıĢtır. Yapılan incelemelerde bankanın bazı iĢlemleri kayıt dıĢı tuttuğu, 600 milyon civarında mevduatın kayıt dıĢı takip edildiği, 2 milyar $‟ dan fazla usulsüzce kredi verildiği, sahte belgelerin üretildiği, hayali bir kiĢiye 150 milyon $ kredi verildiği, zarar yaratan kredilerin off-shore bölgelere tabela Ģirketlere devri , belgelerde tahribat, uyuĢturucu ticareti, kara para aklama , kaçakçılık faaliyetleri tespit edilmiĢtir. Banka gizlice yapılandırma çalıĢmaları yürütse de baĢaramamıĢ ve Temmuz 1991‟de kapatılarak tasfiye sürecine girmiĢtir (BabuĢcu, 2005).

Enron Olayı

Enron firması enerji sektöründe söz sahibi olabilmek için iki doğal gaz firması olan Naturel Gas ve Internorth firmalarının 1985 yılında birleĢmesi ile kurulmuĢtur.

1980‟li yıllarda Washington‟da enerji sektöründe de regülasyon için çalıĢmalar yürütülmesi sonucu özel sektörün önü açılmıĢtır. Enron firması da kurulduktan sonra de regülasyonun etkisiyle piyasalardaki fiyatların iniĢ çıkıĢlarını lehine çevirmeye çalıĢıp gelir elde etmeye çalıĢmıĢtır. Piyasalarda gelecekte üretilecek olan gazı bugünkü fiyattan satma yoluna giderek future sözleĢmeleri yapmıĢtır.1990‟lı yıllarda sektörün %25 ine hakim duruma gelen enron firması piyasada önemli bir oyuncu konumuna gelmiĢtir. ġirket 1990‟lı yıllarda büyüme yoluna giderek çelik ve endüstriyel enerji ticaretine baĢlamıĢ, 2000 yılına gelindiğinde reklam yapabilmek amacıyla yayıncılık ve enronline internet hizmetleriyle geniĢ bir alana yayılmıĢtır. Bu kadar büyük bir firma 2001 yılında iflas etmiĢtir (Çiftçi, 2007).

Enron firması muhasebe hileleri yaparak mali tablolarında oynama yapmıĢtır devamlı kar göstermiĢ ve hisse senetleri değeri devamlı yükselmiĢtir. Ekim 2001 yılında konsolide bilançosunda 618 milyon $ zarar açıklamıĢtır. Firmanın bağımsız denetim iĢini yürüten denetim Ģirketi suçlu bulunmuĢ ve firma faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıĢtır (Çiftçi, 2007). Enron firmasındaki bu muhasebe hilesi operasyonel riske örnektir.

AlliedIrish Bank (AIB)

1997 yılında bankada çalıĢan John Rusnak bir dizi forward iĢlemi yapmıĢ ve kayba neden olmaya baĢlamıĢtır. Bankanın uğradığı kayıpları John Rusnak gizlemek ve telafi edebilmek için sistemde sahtecilik yapma yoluna baĢvurarak kayıtları gizlemeye çalıĢmıĢtır. Bu gizleme iĢlemini fiktif opsiyon iĢlemleri aracılığı ile yapmıĢtır. Bankadaki zayıf kontrol sistemlerinden dolayı usulsüzlükler ġubat 2002‟ye kadar gizlenmiĢtir. Bu dönemde banka 691 milyon $ civarında kayba uğramıĢtır. Bankanın ait olduğu Allfirst Grubu baĢka bir Amerikan bankasına 3.1 milyar $ karĢılığında satılmıĢtır (BabuĢcu, 2005).

Societe Generate

Bankacılık sektörünün en büyük operasyonel risk skandalı; 3.Napolyon döneminde kurulan 150 yıllık köklü bir geçmiĢiyle Fransız bankası olan Societe Generate‟ de 2008 yılının baĢında yaĢanmıĢtır.2007 yılında „‟The Banker‟‟ dergisi tarafından Avrupa‟nın en iyi türev piyasası iĢlemleri yapan banka seçilen Societe Generate ; bir personelin bir piyasada yanlıĢ pozisyon almasından dolayı 4.9 milyon Euro zarar ettiğini açıklamıĢtır. Bu tarihi zararın baĢ mimarisi Jerome Kerviel isimli personeldir (Kara, 2009).

Bankanın, piyasalardaki geleceği ön görerek bankanın kaynaklarını ona göre operasyonlar yaparak yönlendiren Delta 1 olarak adlandırılan bir birimi vardı. Kerviel bu birime trader olarak çalıĢırken ekipte üstlerinden habersiz riskli pozisyonlar almıĢtır. Aldığı pozisyonlardan kar elde ettikçe cesareti daha fazla artarak risk almaya devam etmiĢtir. Banka personelinin sistem Ģifreleri değiĢmiyordu. Kerviel çalıĢma arkadaĢlarından habersiz onların bilgisayarlarından iĢlemler yapıyordu. Kerveil yetkisiz iĢlemlerini sahte hesaplar açarak gizlemiĢ ve arkadaĢlarının Ģifrelerini bildiği için onlar adına bu iĢlemlere onay vermiĢtir. Bankada çalıĢanların usulsüzlüklerinin anlaĢılması için yılda 1 kez zorunlu izin uygulaması vardı. Personel izinde iken yapmıĢ olduğu bir usulsüzlük var ise bu personelin yokluğunda anlaĢılabiliyordu. Kerveil insan kaynakları bölümünün uyarısına rağmen uzun süredir izne ayrılmıyordu.

Bankanın bilgi sistemlerindeki zafiyet, iç kontrol mekanizmasının zayıflığı, personelin suiistimalleri bankanın bu büyük operasyonel riski yaĢamasına sebep olmuĢtur (Kara, 2009).

Bankers Trust

1994-1996 yılları arasında bankanın büyük müĢterileri bankadan satın aldıkları türev ürünlerinin risklerine iliĢkin yanlıĢ yönlendirilmeleri sebebiyle, bankaya dava açmıĢlardır. Bu müĢterilerden P&G, bankanın yönlendirilmesi ve faizlerin değiĢmeyeceği Ģeklinde beklenti içersin de hareket ederek iĢlem yapmıĢlardır. 1994 yılında FED‟ in faiz oranlarını yükseltmesi ile birlikte Ģirket 194 milyon dolar zarara uğramıĢtır. Bankaya açılan davalar sonucunda banka, 67 milyon dolar tutarındaki zararı karĢılamak zorunda kalmıĢtır (Ak, 2008: 16).

Banko Intercontinental

2000‟li yılların baĢlarında Baninter‟ de ortaya çıkan durum ; banka mevduatlarının usulsüz kredilere verilmesi, kredi kayıtlarının bilgisayardan silinmesi, müĢteri hesaplarından usulsüz paralar çekilmesi, gayri resmi ikinci bir kayıt defteri sisteminin kurulmuĢ olmasıdır. Bu yolsuzluklar banka birleĢme sürecindeyken incelemelerle ortaya çıkmıĢtır. Bankanın mevduat müĢterileri bankaya hücum etmiĢ ve bu durumdan dolayı merkez bankası 2003 yılında bankaya ve gruba ait diğer Ģirketlere el koymuĢtur (BabuĢcu, 2005).

ABN Amro Bank

„‟Avrupa da köklü bir banka olan ABN Amro Bank 1998 yılında, çeĢitli suistimal ve dolandırıcılık olayları nedeniyle 141 milyon $ civarında zarar açıklamıĢtır‟‟(Ak, 2008: 17).

EĢ Zamanlı Terör Olayları

Dünya Ticaret Merkezi‟ne yapılan saldırı neticesinde bir çok can kaybı yaĢanmıĢ ve bu saldırıdan dolayı New York Borsası ile Nasdaq 4 gün kapalı kalmıĢtır.

UBS Warburg

UBS Warburg isimli yatırım firmasında, müĢterinin 16 adet hisse senedini 65.000 YEN/adet „den satılması talimatı, yanlıĢlıkla 16 YEN/adet‟ den 65.000 adet satılması Ģeklinde gerçekleĢmiĢtir. ġirket yaptığı bu hatalı iĢlemden dolayı büyük zarara uğramıĢtır (Ak, 2008).

Word Com ġirketi

Word Com Ģirketinde, bazı harcamalar dönemsel gider olarak gösterilmeyerek sabit kıymet olarak muhasebeleĢtirilmiĢtir. Bu durum Ģirket ortaklık gelirlerinin olması gerekenden daha fazla görünmesine sebep olmuĢtur. ġirketin muhasebe hileleri ile 3.9

milyon $‟ lık harcama kaydını usulsüz Ģekilde kaydetmesi Ģirketi büyük zararlara uğratmıĢtır (Ak, 2008).

HSBC Bank

15 Kasım 2013 tarihinde Ġstanbul‟da Neve ġalom sinagogu ve Beth Ġsrael sinagogu bomba yüklü araçla düzenlenen eylemler ile patlatıldı.27 insan öldü ve 300 den fazla kiĢi yaralandı. BeĢ gün sonra 20 Kasım 2013 tarihinde bomba yüklü araç ile iki eylem daha gerçekleĢtirildi. Hedef Ġngiliz Ġstanbul konsolosluğu ve HSBC bankasının genel merkezi oldu. Bu eylemlerin sonucunda 30 kiĢi yaĢamını yitirdi, 400 kiĢiden fazla insanda yaralandı. Bu bombalı saldırıdan sonra HSBC bankın sistemleri de etkilendi (Bodur, 2012).

17 Ağustos 1997 Depremi

17 Ağustos 1997 tarihinde Kocaeli ve Sakarya bölgesinde 7.4 Ģiddetinde büyük bir deprem gerçekleĢmiĢtir. Bu bölgeler Türkiye‟deki endüstriyel alanın baĢını çekmektedir. EndüstrileĢmiĢ bölgelerde 1923 Tokyo depreminden beri bu denli büyük çaplı yıkıma sebep olan bir deprem görülmemiĢtir. Bu trajedik olay bu bölgelerdeki banka Ģubelerinde de büyük çaplı kayıp ve zarara neden olmuĢtur. Bu Ģubeleri tekrar revize etmek için büyük miktarlarda paralar harcanmıĢ ve bu süreçte zarar gören bankalarda para transferlerinde aksaklıklar olmuĢtur (Bodur, 2012: 71).

Ġmar Bank Vakası

Uzan Grubu tarafından satın alınan Ġmar Bankası 2003 yılına kadar da Uzan Grubu bünyesinde faaliyetlerine devam etmiĢtir. 3 Temmuz 2003 tarihinde Banka‟nın bankacılık yapma yetkisi ve mevduat toplama izni kaldırılmıĢ, tasarruf mevduatına uygulanan 50 milyarlık (Bin TL) güvence sınırsız hale getirilmiĢ ve bankanın yönetimi ve denetimi bankalar kanunun 16. maddesi gereğince TMSF‟ ye devredilmiĢtir. Ġmar Bankası‟nın tüm yükümlülükleri yerine, sadece, tasarruf mevduatlarının ödenmesi ve buna istinaden TMSF‟ nin bankanın iflasını istemesi öngörülmüĢtür.

Ġmar Bankası 20 Haziran 1994 tarihinde, 1985 yılında yürürlüğe giren 3.182 sayılı bankalar kanunun 64. maddesi uyarınca yakın gözetime alınmıĢtır.

Bankanın yakın gözetime alınma nedenleri (Çiftçi, 2007: 59); Kredilerin tamamına yakınını Uzan Grubu‟na kullandırması, Bankacılık iĢlevlerinden uzaklaĢması,

Gelir – gider dengesinin bozulması, Karlılığın düĢmesi ve

Likidite sıkıĢıklığıdır.

BDDK tarafından, faaliyete baĢladıktan sonrada Ġmar Bankası Uzan Grubu‟nun riskleri devam ettiği için yakın takipte tutulmuĢtur. Yakın takip sırasında BDDK bankadan sorunların çözümüne iliĢkin rapor istemiĢtir. Uzan Grubu tarafından BDDK‟ ya verilen raporlar gerçekçi bulunmamıĢ, bankanın Uzan Grubu üzerindeki riskleri azaltması ve sermaye yapısını güçlendirmesi BDDK tarafından talep edilmiĢtir. BDDK‟nın isteklerinin banka tarafından karĢılanmaması sebebiyle BDDK banka üzerindeki denetim ve gözetim faaliyetlerini arttırmıĢ ve olumlu sonuçlar da elde etmiĢtir. Alınan olumlu sonuçlar neticesinde Banka iyi bir performans göstermiĢ ve bu performans neticesinde BDDK Banka üzerindeki denetim ve gözetim faaliyetlerinin sınırını azaltmıĢtır.

2003 yılında ise açığa çıkan olağanüstü geliĢmelerden dolayı TMSF bankaya el koymuĢtur. TMSF‟ nin bankaya el koymasının sebepleri arasında banka‟ nın Uzan Grubuna kaynak aktarımını sürdürmesi, bankadan mevduat çekiliĢinin yaĢanması, talimatlara aykırı Ģekilde off-shore hesapların mevduata dönüĢtürülmesi, banka‟ nın 26 Haziran itibariyle BDDK‟ ya bilgi ve belge göndermeyi kesmesi ve BDDK tarafından atanan yönetim kurulu üyesi dıĢındaki tüm üyelerin topluca istifa etmeleri olarak sıralanabilir (Bodur, 2012: 68).

3 Temmuz 2003‟den sonra bankanın TMSF „ye devrini takiben BDDK yetkililerinin bankaya ait resmi kayıtlara ulaĢması engellenmiĢtir. Bu çerçevede yetkililer genel müdürlüğün yanında Ģube bazında da inceleme yoluna gitmiĢtir. Ele geçirilen ve açığa çıkarılabilen bilgisayar kayıtları yeterli olmayınca, mudilerden belge istenmiĢ ve yapılan denetleme ve gözetim çalıĢmalarında bankanın mevzuata aykırı

birçok iĢlem yaptığı ortaya çıkarılmıĢtır (BabuĢcu, 2005: 39). Mevzuata aykırı iĢlemleri genel ve Ģube bazlı tespitler olarak ikiye ayırmak mümkündür.

Genel Tespitler :

Fiili mevduat toplamı ile kamu otoritelerine bildirilen mevduat arasında farklılıklar gözlemlenmesi,

Ġmar off-shore‟ dan yurtiçine dönüĢtürülen mevduat, Ġzinsiz ve Devlet Ġç Borçlanma Senedi (DĠBS) satıĢı ve

Mevduat faizinden yapılan kesintilerin düĢük beyan edilmesidir. ġubelere ĠliĢkin Tespitler :

BaĢka bankalara kıyasla Ģube müdürlerinin eğitim seviyesi düĢüktür. ġube müdürlerine minimum düzeyde yetki devri yapılmıĢtır.

Mudilerin çok düĢük miktarlardaki tasarruflarını dahi geri alabilmeleri için önceden talepte bulunmaları gerekmektedir.

ġubelerdeki sistemden genel raporlama alınamamaktadır.

ġubelerdeki bilgi iĢlem sisteminden hesap skontu bazında bakiyelere ulaĢılamamaktadır.

Yasal defterlere esas teĢkil edecek veriler, Genel Müdürlük tarafından hazırlanmamaktadır.

Bu veriler kullanılarak oluĢturulan defterler, hesap bakiyelerini doğru yansıtmamaktadır (Çiftçi, 2007).

Bankaya TMSF tarafından el konmasından sonra ortaya çıkan mevzuata aykırı iĢlemlerin tamamı muhasebe kayıtlarının banka yönetimi tarafından manipülasyonu sonucunda gerçekleĢmiĢtir. Ģubelere, banka müĢterileri tarafından plase edilen tüm yatırımlar, Ģube kayıtlarından genel müdürlük kayıtlarına, oradan da bankanın bilgiiĢlem sisteminin sağlayıcısı ve Uzan Grubu‟na ait olan Merkez Yatırım Ticaret A.ġ. kayıtlarına aktarılmaktadır. Merkez Yatırım Ticaret A.ġ.‟ de hileli yollarla gizlenen belgeler tekrar oluĢturularak genel müdürlüğe ve Ģubelere dağıtılmaktadır. Kamu otoritelerine gönderilen rapor Merkez Yatırım Ticaret A.ġ. tarafından genel müdürlüğe gönderilen muvazaalı hesaplar üzerinden yapılmaktadır.

Ġmar Bankası olayı insan, sistem ve süreç faktörlerinin her birinin etkisiyle bilinçli olarak yapılan ve büyük zararlara sebep olan bir operasyonel risk örneğidir. Türk bankacılık sisteminin uluslararası rekabet gücünü arttırması ve bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması kapsamında ortaya çıkan bu olumsuz tablo, bankalar üzerinde denetim ve gözetim hakkı olan ve sınırları Basel II‟ nin 2. Adımında belirtilen BDDK‟nın bankacılık sektörü açısından önemini de arttırmıĢtır.

Benzer Belgeler