• Sonuç bulunamadı

1982 ANAYASASININ 89 VE 175 MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

3.3. Ombudsmanlık ve Devlet Denetleme Kurulu 1 Ombudsmanlık Kurumunun Tanımlanması1 Ombudsmanlık Kurumunun Tanımlanması

3.3.3. Ombudsmanlık Kurumu Oluşturulmasına Yönelik Çalışmalar

Türkiye’de de “ombudsman” kurumunun kurulması ve örgütlenmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda “Denetleme kurumları ile kurum ve kuruluşların denetim birimlerinin fonksiyonlarının yeniden değerlendirilmesi yapılarak, performansın ölçülmesine yönelik denetim sistemine geçilecektir.

Yönetim-birey ilişkilerinde karşılaşılan uyuşmazlıkların etkin ve hızlı bir şekilde çözümü amacıyla; yargının katı işleyiş kurallarına bağlı oluşu ve zaman alıcı işlemesi gerçeği karşısında, yönetimi yargı dışında denetleyen ama yönetime de bağlı olmayan bir denetim sistemi ihtiyacı sonucunda ortaya çıkmış olan ve Avrupa Birliğinin kendi bünyesinde ve üye ülkelerin çoğunda da bulunan, halkın şikayetleriyle ilgilenen bir Kamu Denetçisi (ombudsman) sisteminin Türkiye’de de kurulması sağlanacaktır.” Denilmiş ve kamu denetçisi kurumunun kurulması öngörülmüştür70.

Anayasamızda ya da yasalarımızda öngörülen, Devlet Denetleme Kurulu, Meclis Dilekçe Komisyonu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, çeşitli dönemlerde oluşturulan İnsan Hakları Komisyonları/Kurulları gibi kurumlar da ombudsman fonksiyonlarından, işlevlerinden bazılarının yerine getirildiğini gösterir.

Bütün bunlara dayanarak, “Türkiye’de zaten ombudsman kurumu vardır” demek yanlış olur.

Yıllardır akademik düzeyde tartışılmakta olan Kamu Denetçisi sistemi, bir mevzuat çalışması olarak ilk kez 1982 Anayasasının hazırlık aşamasında gündeme gelmiştir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden bir grubun hazırlamış olduğu "Gerekçeli Anayasa Önerisi"nin 114/a maddesi, bütün yönetsel işlemlerde gerekçe gösterilmesi ve bu işlemlere karşı başvuru yollarının belirtilmesi zorunluluğunu, yasa ile aksi öngörülmemişse

yönetimin elindeki bilgi ve belgelerin halka açık olduğunu, hak arama özgürlüğünü sınırlayacak nitelikte gizlilik konulamayacağını belirttikten sonra "Kamu Denetçileri Kurulu" başlıklı 114/b maddesi, Cumhurbaşkanının, TBMM, Danıştay, Sayıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Türkiye Barolar Birliği'nin ayrı ayrı göstereceği ikişer adaydan birini 5 yıllık bir süre için atamak suretiyle oluşturacağı 5 kişilik Kamu Denetçileri Kurulu'nun vatandaşların dilek ve şikâyetlerini inceleyerek temel hak ve özgürlüklerin gerçekleşmesini gözeteceğini öngörmekteydi (Gerekçeli Anayasa Önerisi, 1982: 136–139).

1982 Anayasası "Kamu Denetçileri Kurulu" yerine, 1 Nisan 1981 tarih ve 2443 sayılı Kanun'la kurulmuş bulunan "Devlet Denetleme Kurulu"nu anayasal bir kurul haline getirmiştir. 2443 sayılı Kanunun gerekçesinde, bireylerin hak ve menfaatlerini korumak üzere onların başvuruları üzerine harekete geçecek bir mekanizmadan değil, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan denetimin eksikliklerini kapatacak Devlet Başkanlığı'na bağlı genel görevli bir denetim kurumundan bahsedilmektedir. Anayasal açıdan bakıldığında bunun anlamı; Kurul'un, kendisine klasik parlamenter sistemdekinden farklı ve etkin bir yer verilmiş bulunan Cumhurbaşkanı'nın, kamu kurum ve kuruluşları üzerinde denetim ve gözetim yapabilmesini sağlayacak bir araç olduğudur. Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanlığına bağlı olması ve üyelerinin Cumhurbaşkanı'nın tarafından atanması dolayısıyla, 1982 Anayasası'nın; tarafsızlığı gerektiren yüksek yargı organı üyelikleri, Yükseköğretim Kurulu üyelikleri, Üniversite Rektörlükleri gibi pek çok göreve atama yapılmasında Cumhurbaşkanı'na yetki vermesinin bir uzantısı olarak Ombudsman benzeri bir kurum olarak değerlendirilebilmektedir. Oysa Devlet Denetleme Kurulu ile Ombudsman Kurumu arasında pek çok fark vardır. Bu farklara değinecek olursak;

a) Ombudsman, vatandaşların yönetimin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan

şikâyetlerini en kısa zamanda incelemek ve zarar gören kişinin hakkını korumak amacıyla hareket ederken; Devlet Denetleme Kurulu yönetimin hukuka uygun, düzenli ve verimli şekilde çalışmasını temin amacıyla faaliyet göstermektedir.

b) Uluslararası Ombudsman Enstitüsü bir kurumun Ombudsman

bağımsız çalışabilmesi için Ombudsman'a yönetsel ve mali özerklik tanınmaktadır. Oysa Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanlığı'na bağlıdır. Üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanmakta, yönetsel bakımdan da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile ilişkilidir.

c) Ombudsmanın en belirgin özelliği bireylerin başvuruları ile veya re'sen

harekete geçebilmek olduğu halde Devlet Denetleme Kurulu, sadece Cumhurbaşkanının talebi üzerine denetim ve inceleme yapabilmektedir.

d) Ombudsmanın; hazırladığı raporları Meclise sunmak, kendi insiyatifiyle

kamuoyuna ve basına bilgi vermek, yönetimi uyarmak, bazı ülkelerde disiplin ve ceza kovuşturması yapılmasını istemek, hatta bizzat kovuşturmaları yürütmek gibi yetkileri bulunurken;

Devlet Denetleme Kurulu, hazırladığı raporu Cumhurbaşkanı'na sunmakta ve gereğinin yapılmasını isteme konusunda Cumhurbaşkanı'nın takdir yetkisi bulunmaktadır.

Görevi inceleme, araştırma ve denetleme olan Devlet Denetleme Kurulu'nun çalışma yönteminin Ombudsmana benzeyen tek yönü, yetki alanına giren kuruluşlarda yapılan çalışmalarda ilgili kuruluş ve kişilerin istenecek her türlü bilgi ve belgeyi Devlet Denetleme Kurulu üyelerine vermek zorunda olmasıdır.

1991 yılında yayımlanmış bulunan Kamu Yönetimi Araştırma (KAYA) Projesi'nde genel olarak ülkemizde mevcut denetim sisteminin eksikliklerine değinildikten sonra bu konu ile ilgili olarak "Devlet Denetleme Kurulu'nun bir kamu denetçisi (Ombudsman) olarak işlev görmesini sağlayacak yasal düzenlemelere gidilmelidir" önerisine yer verilmiştir. (Kamu Yönetimi Araştırması Genel Rapor, 1991: 43)71.

71R. Kılavuz, A. Yılmaz ve F. İzci, “Etkin Bir Denetim Aracı Olarak Ombudsmanlık ve Türkiye'de

Yukarıda da açıklanmaya çalışıldığı gibi ombudsmanlık diğer denetleme kurumlarından tamamen bağımsız, tamamlayıcı bir denetim organıdır. Türkiye’de de uygulamaya konulmaya çalışılan sınırlı örnekleri mevcut olmakla birlikte kuruluş amacındaki mantık farklılığıyla başkaca bir kurum olarak oluşturulan devlet denetleme kurumu, güçlü olan yürütme erkinin başı Cumhurbaşkanlığı makamının 1982 anayasası ile birlikte daha da güçlü hale gelmesini sağlamıştır.

1982 anayasasının kabulünden sonra gerçekleşen 89 ve 175. maddelerinde yapılan değişikliklerle birlikte 5678 sayılı kanunda yapılan değişiklikler zaten temelinde güçlü olan Cumhurbaşkanlığı kurumunun daha da güçlü hale gelmesini sağlamıştır. Yukarıda verilen ombudsmanlık kurumu ile Devlet Denetleme Kurulu arasındaki fark da bize yetkilerin sanki bir noktada toplanmaya çalışıldığı izlenimini vermektedir.

1982 Anayasasının diğer anayasalarımızdan farklı olarak yürütmeyi güçlendirme amacında olduğunu biliyoruz. Bu ve benzeri düzenlemeler ile anayasanın çeşitli maddelerinde yapılan değişikliklerle yürütmenin daha da güçlendiği açık. Artık insanların zihninde soru işareti oluşturan noktalar vardır. Yapılan son değişikliklerle birlikte halk desteğiyle gelen Cumhurbaşkanının yetkilerinin yeterli düzeyde olup olmadığı, bu kurumun 2 defa seçilebilmek uğruna siyasallaşıp siyasallaşmayacağı veya iktidardaki parti ile uyumun takdir gördüğü, ayrışmanın ise ülke üzerinde sıkıntı oluşturacağı varsayıldığında Türkiye’nin bu durumdan nasıl etkileneceği tartışılır hale gelmiştir.

SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerinde yaşanan olaylar demokrasimizin vermiş olduğu yoğun ve başarılı sınavlardır. Seçim süreci ve sonrası yapılan yasa ve kanun değişiklikleriyle demokrasimizdeki tıkanıklıklar giderilip, daha açık ve net bir yapı oluşturulmuştur. Seçim süreçlerinde oluşan kısır döngünün bertarafı, bu durumu lehine kullanarak nemalananlara da engel olmuştur.

11. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde halkın oyuyla o makama getirilen insanların onlara verilen görevi yerine getirmemeleri, mecliste olmayarak sistemi tıkamaları anlaşılabilir bir durum değildir.

Anayasa mahkemesine taşınan 367 toplantı yeter sayısının bir geçerliliği olamamakla birlikte aynı gece TSK’nın yayınladığı bildiri siyasi alana yapılan müdahalenin açık kanıtıdır. Bildirinin Anayasa Mahkemesinin vereceği karara etki edeceği görüşü yaygın olmakla birlikte 11. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine kadar böyle bir şartın aranmamış olması, bir geçerliliğinin de olmasına rağmen mahkemenin bu doğrultuda karar vermesi yaygın olan kamuoyu görüşünü pekiştirmiştir. Kurumlara olan güvenin sarsılması açısından verilen karar ve yayınlanan bildiri önemlidir. Asıl önemli olan bu kararın ne gibi sonuçlar doğurduğudur.

1961 anayasasında tıkanan seçim sistemi 82 anayasasında yeniden düzenlenerek sonraki seçim süreçlerinin daha kolay, sorunsuz bir şekilde noktalanmasını amaçlamıştır. Mahkemenin vermiş olduğu karar bizi önceki dönemlerden de daha geriye götürmüş daha ilk turdan sistemi tıkamıştır.

Tıkanan sistemin önünü açmak büyük önem arz etmekte nasıl ne şekilde bir düzenleme yapılması gerektiği ise tartışılmaktaydı. Bulunabilecek beklide en makul mantıklı çözüm cumhuru cumhurun seçmesiydi. Nitekim cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören yasa değişikliği önce meclisin sonrada halkın onayından geçti.

Sistemin önü açıldı fakat gelecekte daha büyük problemlere yol açabilecek bir şekilde anayasa değişikliği kabul edilmiş oldu. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, bugüne kadar sancılı geçen seçim süreçlerinin sona ermesi diğer yandan da iki defa çok geniş yetkilerle donatılmış bir makama sahip olabilme hırsının bu makamın siyasallaşabileceği anlamına gelmektedir.

Anayasalarımızı incelediğimizde geçmişten günümüze gelinen süreçte cumhurbaşkanlığı makamının yetkilerinde özellikle 82 anayasası ile birlikte ciddi bir artışın olduğunu görürüz. Zamanla geciktirici olan veto yetkisinin zorlaştırıcı hale geldiğini hatta yeterli çoğunlukla tekrar meclisin onayından geçemezse anayasa değişikliği teklifinin iptal edildiğini düşündüğümüzde kısmi olarak da kullanabildiği geri gönderme yetkisi cumhurbaşkanlığı makamını önemli kılar.

Ülkemizde uygulama parlamenter sistemlerdekinin aksine yürütme organını cumhurbaşkanlığı aracılığıyla güçlendirmiştir. Halk denetçiliği müessesesi oluşturmayı amaçlamış fakat yine cumhurbaşkanına bağlı, elde ettiği sonuçları cumhurbaşkanına bildiren, cumhurbaşkanı onay verirse harekete geçen Devlet Denetleme Kurulu’nu oluşturmuştur.

Yukarıda ele alınmaya çalışılanlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarihsel süreç içinde parlamenter sistemlere göre daha fazla yetkiyle donatılmış adı ne başkalık ne de yarı başkanlık olan bu sistem içinde geniş yetkilere sahip cumhurbaşkanının, bu yetkileri tekrar kullanabilmek için siyasi erkin içinde oy kaygısıyla hareket etmesi, yürütmenin sorumsuz kanadını oluşturuyor olması hasebiyle yasal bir yaptırıma maruz kalmaması bu makamın siyasallaşacağı yönünde bir düşünce akla getirmektedir.

Seçim süreçlerinde bugüne kadar yaşanan problemlerin giderilmesi açısından önemli olan cumhurbaşkanını halkın seçmesi, bu yetkilerin bir defayla sınırlandırılması yani bir kez cumhurbaşkanı seçile bilinilmesi ile sınırlandırılması kaydıyla sistemin önünü açacaktır. Daha az sıkıntılı süreçler yaşamamızı sağlayacaktır. Herhangi bir şekilde değişiklik yapılmadığı takdir de sistemler

arasında askıda kalacak olan bu yönetim şeklimiz pek çok tartışmalara konu olmaya devam edecek, bu yetkileri ülkenin yerine kendi çıkarları adına kullanmak isteyenlere açık kapı bırakacaktır.

KAYNAKLAR

ALİEFENDİOĞLU Yılmaz, “Yasaların Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilmesi” AİD Mart 1988, sy.1.sh.5vd.

Anayasa Mahkemesi Kararı, Esas Sayısı: 2007/45 Karar Sayısı: 2007/54 Karar Günü: 1.5.2007

Any. M. 14.05.1996 t, 21/15-E/K (AMKD.1997–32/2 s. 704, aynı şekilde, 14.05.1986 t, 20/14-E/K AMK. 1997–32/2 s. 714).

Any. M. 11,2001 t, 424/354-E/K (AMK. 2003–38/1 s. 357 ve devamı). İçtihat, üyelerden Haşim Kılıç, Yalçın Acargün, Sacit Adalı ve Ali Hüner'in karşı; Mustafa Bumin, Fulya Kantarcıoğlu, Rüştü Sönmez, Ertuğrul Ersoy, Tülay Tuğcu, Ahmet Akyalçın ve Enis Tunga'nın kabul oylarıyla oluşmuştur.

Anayasa Mahkemesi Kararı: Esas Sayısı: 2007/99 Karar Sayısı: 2007/86 Karar Günü: 27.11.2007

Anayasa Mahkemesi, Esas Sayısı: 2007/45 Karar Sayısı: 2007/54, Karar Günü: 1.5.2007

Any. Mah. 18.12.1979,E.1979/22,K.1979/45, RG. 11.5.1980 AY Şadiye, Mevzuat Dergisi, Yıl 7, Sayı 77, Mayıs 2004

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, ayın tarihi, nisan, mayıs, haziran 2007, s.34, 56, 63, 64, 66, 68, 70, 71, 73, 87, 89, 91, 107, 123.

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, ayın tarihi, temmuz, ağustos, eylül 2007, s.63

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, ayın tarihi, ekim, kasım, aralık 2007, s. 43

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları gündemi sarstı, Ankara Milliyet, 02.05.2007

Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/1368) (S.Sayısı: 1433)

Danışma Meclisi, Anayasa Komisyonu Tutanağı, s. 271 Any . M. 14.05.1996 t, 21/15-E/K (AMKD. 1997–32/2 s. 704

DPT, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı,1996–2000

ERTÜRK Ali Ekber, Bülent Sarıoğlu, “Siyasi afet istemiyoruz”, Akşam, 29.04.2007 GÖZLER Kemal, Türk Anayasa Hukuku, Bursa, Ekin Kitabevi Yayınları, 2000, s.57–92

İYİMAYA Ahmet, Anayasa Mahkemesinin İptal Kararı, Zaman, 06.01.2007 KANADOĞLU Korkut. Anayasa Mahkemesi, İst. 2004.159

PARLA Taha, “Türkiye'de Anayasalar”,İstanbul: İletişim Yayınları, [1991] 2002, 78–81.

Resmî Gazete, Sayı: 26565, Anayasa Mahkemesinin E: 2007/45, K: 2007/54 sayılı Kararı (Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 121. Maddesi ile İlgili), 27.06.2007

Resmi Gazete 17863 mükerrer, kanun no: 2709, kabul tarihi: 7.11.1982, yayın tarihi: 9.11.1982

Resmî Gazete, Sayı: 26792, 19 Şubat 2008 (Anayasa Mahkemesi, E.S: 2007/99, K.S. 2007/86, 27.11.2007)

R. Kılavuz, A. Yılmaz ve F. İzci, “Etkin Bir Denetim Aracı Olarak Ombudsmanlık ve Türkiye'de Uygulanabilirliği”, C. Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2003, s.61.62.63

SEVİNÇ Murat, “Güncel Gelişmelerin ışığında, 1982 Anayasası'na Göre Cumhurbaşkanı”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 57–2, s.109–137

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 96. Birleşim 27.04.2007

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 99. Birleşim 04/Mayıs /2007

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 102. Birleşim 07.05.2007

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 105. Birleşim 10.05.2007

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 115. Birleşim 28.05.2007

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 5. Yasama Yılı 118. Birleşim 31.05.2007

TBMM, Tutanak Dergisi: 18. Dönem, Cilt 33, s. 52–128 TBMM, Tutanak Dergisi: 19. Dönem, Cilt 35, s. 420–508 TBMM, Tutanak Dergisi: 21.Dönem, Cilt 32, s. 56–133

TBMM Tutanak Dergisi, 22. Dönem, Cilt: 155, yasama yılı: 5, s.5,6

TBMM, Tutanak Dergisi, 117’nci Birleşim 30 Mayıs 2007, dönem: 22 cilt: 160 yasama yılı: 5, 10.5.2007 Tarih ve 5660 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, K.T. 7.11.1982, Y.T. 9.11.1982, Kanun No. 2709, Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982–17863 Mükerrer

T.C. Cumhurbaşkanlığı Sayı: B.01.0.KKB.01–18/A–7–2007–394 25 / 05 / 2007 (Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER tarafından yayımlanması uygun bulunmayan, 5660 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun", Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için Anayasa'nın 104 ve 175. maddeleri uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderilmiştir.)

TC. Cumhurbaşkanlığı, 5678 sayılı Kanun, 15–06–2007 tarihli basın açıklaması (Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, 5678 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u, Anayasa'nın 175. maddesi uyarınca, halkoyuna sunulmak üzere yayımlanması için Başbakanlığa göndermişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasa Mahkemesi'nde dava açacaklarını ifade etmişlerdir.)

T.C. Cumhurbaşkanlığı Sayı: B.01.0.KKB.01–18/A–10–2007–455 18 / 06 / 2007, 18–06–2007, 5682 sayılı kanun

T.C. Cumhurbaşkanlığı, 5697 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasa'nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir. 16–10–2007

T. Düstur, Cilt 26, s.170, Resmi Gazete 15/1/1945-5905, Kanun No Kanun Tarihi 4695 10/1/1945

Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay Başkanlığı Basın Açıklaması TARİH: 27 Nisan 2007 NO: BA - 08 / 07

YILMAZ Önder, Mansur Çelik, “AKP’den Geri Adım”, Ankara Milliyet, 05.10.2007

23/05/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince, halkoyuna sunulmak üzere 16/06/2007 tarihli ve 26554 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 16/10/2007 tarihli ve 5697 sayılı Kanunla değişik 31/05/2007 tarihli ve 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 21/10/2007 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilmiş ve buna ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı 31/10/2007 tarihli ve 26686 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

25.3.1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince, halkoyuna sunulmak üzere 18.5.1987 tarihli ve 19464 Mük. Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.5.1987 tarihli ve 3361 sayılı Kanun 6.9.1987 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilmiş ve buna ilişkin

Yüksek Seçim Kurulu Kararı 12.9.1987 tarihli ve 19572 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

1982 Anayasası, İstanbul/1989, Dizgi Baskı; Bayrak Yayımcılık- Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. s.459.460.461