• Sonuç bulunamadı

2- İşin esasına gelince;

1.2.3. İptal Sonrası Süreç

1.2.3.1. Kamuoyuna Göre TSK Bildiris

TSK’nin yayınladığı bu bildiriye karşı hükümet adına açıklama yapan Cemil Çiçek "Genelkurmay Başkanlığı'nın bildirisi, hükümete karşı bir tutum olarak algılandı. Demokratik bir süreçte bunun düşünülmesi bile yadırgatıcı. Genelkurmay hükümetin emrinde görevleri anayasa ile tayin edilmiş bir kurumdur. Genelkurmay başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakan'a karşı sorumludur. Bu metnin basın yayın organlarına verilmesi ve web sitesinde yayına verilme saati dikkat çekicidir. Böyle bir metnin cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası gece yarısı ortaya çıkması manidardır. Açıklama yargıyı etkilemeye yönelik bir girişim olarak algılanacaktır.

Hükümete karşı son derece yanlış ifadeler yer almıştır. Bütün kurumlar dikkatli olmalıdır.

Hükümet temel değerlerle çelişen uygulamalara duyarsız değildir. Birinci görev hükümetindir. Devletimizin temel değerlerini koruma konusunda birinci görev hükümetindir. Hükümet bu konuda tavizsiz taraf olduğu için hükümete bağlı kurumların da taraf olmaları eşyanın tabiatıdır.

Bunun dışındaki arayışların ülkemize ve milletimize ne kadar zarar verdiği geçmişte acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz hepimiz için geri döndürülemez bir kazanımdır.

Bugün devletimizin temel niteliklerini koruma konusunda hepimiz el ve gönül birliği içinde geleceğe nasıl daha güçlü yürürüz bunun mücadelesini vermeliyiz. Enerjimizi iç tartışmalarla tüketmek yerine, ülkemizi küresel rekabete daha güçlü hale getirmeye ve milletimizin refah ve mutluluğunu artırmaya sarf etmeliyiz.

Bu bağlamda, bazı iyi niyetli olmayanların hükümetimiz ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizi karşı karşıya getirme çabalarını da boşa çıkarmalıyız. Türkiye'nin uluslararası toplumda itibarını zedeleyen, çağdaş dünyadaki konumuna zarar veren, Türk ekonomisinin istikrarını tehdit eden, demokrasiye aykırı, Türk Milleti'nin

vicdanında yara açan davranışlardan tüm sorumluluk sahiplerinin kaçınması gereklidir. Güven ve istikrarı zedeleyenler, ülkemizin ve milletimizin âli menfaatleri bakımından doğuracağı olumsuz sonuçların sorumluluğunu da yükleneceklerini bilmelidirler.

Bazı çevrelerin, hükümetimizle silahlı kuvvetleri karşı karşıya getirme çabalarını boşa çıkartmalıyız. Başbakan ile Genelkurmay Başkanı faydalı ve yararlı bir telefon görüşmesi yapmışlardır18. Diyerek bildiri hakkında hükümet görüşünü beyan etmişlerdir.

Bildiriye karşı gerek yurt içinden gerekse yurt dışından çok çeşitli tepkiler geldi. Bunlardan bir kaçına değinecek olursak:

"Ordu demokrasi işleyişini hükümete bırakmalı. Seküler demokrasi Türkiye’nin Avrupalılaşmasının çekirdeğidir"19.

“Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya çıkabilecek bütün meselelerin çözümünde, Türkiye’nin demokratik kurumlarına ve anayasal süreçlerine güvenimiz var”20.

“Türk Genelkurmayı tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçim sürecini etkileyecek bir çıkış yaptı”21.

“Türk Ordusu, ülkedeki gerginliği yeni bir noktaya taşıyacak bir çıkış yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimi farklı bir yönde seyredecek”22.

“Laikliğin kaya gibi sağlam koruyucusu TSK, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında laik sistem üzerinde yaşanan tartışmaları kaygı verici bulduğunu açıkladı ve ihtiyaç hissettiğinde ağırlığını açık şekilde kullanacağını belirtti”23.

18www.turktime.com/default.asp?page=haber&id=4293, 28.04.2007

19 Rehn Olli, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Ayın Tarihi”, nisan,

mayıs, haziran 2007, s.68

20 McCormak Sean, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Ayın Tarihi”,

nisan, mayıs, haziran 2007, s.73

“ Cumhuriyet ve demokrasi Türkiye’nin gücüdür. 84 yıllık cumhuriyet, 57 yıllık demokrasi Türkiye’nin gücüdür. Yozlaşmış bir demokrasinin cumhuriyeti tahrip etmesine göz yumulması sadece demokrasiye, cumhuriyete değil, ulusal birlik ve bütünlüğümüze de zarar verir. Türkiye, demokrasi ve cumhuriyeti birbirine karşı değil, birbiri ile işbirliği içine çalıştıracak deneyime ve birikime sahiptir.”24.

“Genelkurmay başkanlığının açıklaması hükümete verilmiş açık bir muhtıradır. Bunu onaylamıyoruz”25.

“Hükümetin yaptığı açıklama çok doğrudur. Askere demokrasiyi hatırlatmıştır. Her sorunun demokrasi ve hukuk içinde çözüleceğini bildirmiştir. Çare demokrasidir, çare seçim sandığıdır. Hükümetin bir yerde Türkiye'de seçimin yolunu açması lazımdır. Demokrasilerde hesaplaşma yeri halkın oyudur, seçimdir”26.

“Yayınlanan bildiriden sonra hükümetin açıklaması açıkçası Türk siyasi tarihindeki en sert en dirayetli hükümet açıklaması. Demokrasiden taviz vermeyeceğini, askerin bu açıklamasının uygun olmadığı mesajını verdi”27.

“Hükümet dik durmuştur. Seçmenine, anayasaya sahip çıkmıştır. Hükümet bu dik duruşta bir kavgayı değil bir çözümü tercih ettiğinin işaretini vermiştir. Hükümet ben demokrasiye sahip çıkarım demiştir. Demokrasiye laikliğe aykırı uygulamalar konusunda da duyarlı olduğunu ifade etmiştir28”.

“Büyük afetler her zaman sel ve deprem gibi afetler olmuyor. Ülkenin gönül birliği, siyasi birliği, sosyal dokusu da zaman zaman afet veya felaketlere maruz kalabiliyor. Geçmişte güven ve istikrar zemininin kaybolduğu zamanlarda aziz milletimiz bu siyasi felaketlerin ağır bedellerini büyük acılarla ödemiştir. Çok şükür ki milletimiz

24Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Ayın Tarihi”, nisan, mayıs, haziran

2007, s.66 (Deniz Baykal’ın açıklaması)

25Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Ayın Tarihi, nisan, mayıs, haziran

2007, s. 70 (Muhsin Yazıcıoğlu’nun açıklması)

26-27-28Cemal Hasan, Bayramoğlu Ali, Akyol Taha,

artık afet bekleyen, felakete yol açan fırsatçılara fırsat tanımıyor ve tanımayacaktır. Kim ki bu dayanışma ruhumuzu, bu sosyal dokumuzu yaralama gayretine giderse, buna gölge düşürmeye gayret edenleri milletimiz ve tarih affetmeyecektir. Türkiye’yi Türkiye yapan kurumların hepsi milletimizle güçleniyor ve milletimiz de bu kurumlarla birlikte güçleniyor29”.

TSK’nin bildirisine karşı ortaya konulan görüşlerde haklılık payı olduğu oldukça açıktır. Demokrasinin var olduğu ve demokratik süreçlerin işlediği bir yapıda yapılan bütün uygulamalar siyasi işleyiş ve hukukun üstünlüğü ile değerlendirilmeli bu çerçevede çözüm bulmalıdır. Askeri, baskı uygulamalar demokratik süreçte en son düşünülebilecek hatta her halükarda soğukkanlılıkla, hukuksal ve siyasal süreçlere güvenilerek, en zor süreçler bertaraf edilmeye çalışılmalıdır.

Ama şu nokta apaçık aşikârdır. Deniz Baykal’ın düzenlediği bir basın toplantısında, Anayasa Mahkemesi’nin “TBMM’de 367 üye olmadan cumhurbaşkanı seçilebilir’ yönünde karar vermesinin, Türkiye’yi tehlikeli bir çatışmaya sürükleyeceğini söylemesi30 ve ardından da gece yarısı TSK’nin yayınladığı bu

açıklamanın anayasal süreçlere zarar verdiği ve etki altında bıraktığı yadsınamaz bir gerçektir. En azından böyle bir kanaatin varlığı ortadadır.