• Sonuç bulunamadı

Oluşum Süreci ve Ortaya Çıkmasındaki Etmenler

Cari işlemler açığının oluşumunda pek çok sebep vardır. İlk etapta cari işlemler dengesini meydana getiren unsurların tespiti ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu unsurların doğru şekilde sıralanması ve tahlili sonucunda dengesi ve dengesizliği oluşturan ya da somut oluşumuna sebep olan faktörlerin ele alınması olanaklı olmaktadır.

Şekil 1: Cari İşlemler Açığının Nedenleri

Kaynak: Göçer, 2013.

2.2.1. Bütçe Açıkları

Türkiye ekonomisinin ana sorunlarından biri şüphesiz süreğenleşen bütçe açıklarıdır. Türkiye’de gerçekleşen uzun vadeli, yüksek kamu açıklarından dolayı hükümetler sıkça iç borçlanmaya, dış borçlanmaya ve TCMB hazinesine müracaat etmişlerdir. Kamu açıklarının dış borçlanma ve TCMB kanalıyla finansmanı parasal tabanı genişleterek, iç borçlanmayla dışlanma tesiri yaratmış ve faiz oranlarındaki artış neticesinde enflasyona yol açmıştır. Fazla miktarda iç borçlanma özel sektörün fon kaynaklarını daraltmış, faiz oranlarını çoğaltarak özel yatırımları, istihdamı ve üretimi negatif etkilemiştir. Kronik yüksek seviyedeki enflasyon, toplanacak

Reel Kur Tüketim Eğilimi Tasarruf Eksikliği Dış Ticaret Açığı Reel Kur BütçeAçıkları

ödeme yapmasına neden olarak döviz düzeyleri ve faiz oranlarını çoğaltıp milli para türünden kamunun dış ve iç borçlanmalarını çoğaltarak kamu açıklarını beslemiştir (Demir, 2001: 57).

Vergi yenilikleri yapılarak gelirle çoğatılamadığı için ve gider kalemlerinde yapılan kesinti toplam faiz ödemelerindeki artışları karşılayamadığından dolayı bütçe açıkları çoğalmaktadır. Bu da enflasyonist edisyona ve iç borç stokunun çoğalmasına sebep olmuştur. Yüksek seviyelerdeki enflasyona bağlı belirsizliklerden kaynaklanan yüksek faiz ve yaklaşık kısa vadeli iç borç stokuyla, yüksek bütçe açıkları ve yüksek borç hizmet oranı ve yüksek kamu kesimi borçlanma gerekmektedir. Böylelikle iç tasarruf açığına ait yapısal kaynaklı, kendi kendisini besleyen steril döngü oluşturmaktadır (Çakman ve Çakmak, 2003: 32).

2.2.2. Reel Kur

Reel döviz kuru, bir ekonomide malların dış alım düzeyini etkileyen bir faktördür. Döviz kuru, bir rezerv paranın ülkenin para cinsinden fiyatıdır. Reel döviz kuru, döviz ile ticaret yapılan ülkelerde fiyat endeksi çarpımının yerli fiyat endeksine oranıdır (Çak, 2013: 75).

P=

- e = döviz kuru

- = İthal malların döviz cinsinden ortalama fiyatı - = İthal malların TL cinsinden fiyatı

- = Yerli malların fiyat endeksi

Bu durumda reel kur, ithal malların TL fiyatıyla yurtiçinde üretilen malların TL fiyatına oranlanmasıyla karşılaştırılan bir ölçümdür. Reel kur arttığında ithal malların TL fiyatı yurtiçinde üretilen malların TL fiyatına oranla pahalandığı için, ithal mallara olan talep azaldığında, ithalatta azalır. Reel kur azaldığında, dış alım malların TL fiyatı yurtiçine üretilen malların TL fiyatına oranla ucuzladığında ithal mallara olan talep artığında, ithalatta artmaktadır (Çak, 2013: 76 ).

Reel kur formülü: R= P ÷ eP*

R= Reel kur P= Ulusal Fiyat Düzeyi e= Nominal Kur P*= x Yabancı ülke fiyat düzey

Reel kur arttığında yurtdışında rakip malların dövizle birimlendirilmiş fiyatı, ihraç mallarımızın dövizle birimlendirilmiş fiyatına göre artar. Ülkemizin ihraç mallarının cazip fiyatı sebebiyle ihracat artırılabilir. Reel kurda düşüşler söz konusu olduğunda milli para değer kazanacağından ihraç edilen malların fiyat rekabet kuvveti düşeceğinden ihracatta da düşüşler meydana gelmektedir. Reel kur seviyelerinde artışlar olduğunda ithal mal ve hizmetleri nispeten pahalandırarak, hizmet ve yerli malları nispeten ucuzlatarak dış ticaret dengesini düzeltir. Reel kurda düşüşler olması dış ticaret dengesini de bozar. Reel kur seviyesinde artış meydan geldiğinde, dış ticarette hizmetlere ve mallara olan talebin fiyat değişikliğinde nicelik reaksiyonu kuvvetli olmalıdır. Ucuzlayan mala olan talebin artması için, talebin fiyat esnekliği yüksek olmalıdır (Çak, 2013: 76-77).

2.2.3. Tüketim Eğilimi

Konut ve taşıt sahibi olabilme çeşitli tüketim ihtiyaçları için kullanılan kredilerin mühim miktarda genişlemesi, tüketim eğilimini çoğalttığı gibi ithal mal ve ithal taşıtlara olan talebi de güçlendirerek cari açığa neden olmaktadır (Çak, 2013: 87).

Ortalama Tüketim Eğilimi: Tüketim harcamalarının harcanabilir gelire oranı.

(C÷ Y) C= Tüketim Y= Gelir

Marjinal Tüketim Eğilimi: Net gelirde meydana gelen harcamalarda kaç birimlik bir farklılık oluştuğunu gösteren ölçümdür.

2.2.4. Tasarruf Eksikliği

İktisatta tasarrufların fazla olması halinde cari işlemler dengesine olumlu yönde etki ederken, tasarrufların eksik olması ise cari işlemlerde negatif etki

yetersizliğidir. Türkiye ekonomisinde tasarruflarının yetersiz olması, cari işlemler açıklarına ve genişlemenin gerçekleşebilmesi için gerekli finansman açığı ortaya çıktığından dış kaynak ihtiyacına sebep olmaktadır (Yılmaz ve Karataş, 2009: 77).

Dış borçlanmanın sebebi, ülkedeki tasarruf yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Tasarruf yetersizliği devleti yabancı sermayelere tabi tutmaya bağlı etmenin sonucunda, uluslararasındaki evolüsyonlardaki şokları ve riskleri açık duruma getiriyor. Tasarruf yetersizliğinin artmasıyla beraberinde büyüme sorunu da meydana gelmektedir (Türkiye Ülke Ekonomik Raporu, 2011: 11-12).

Türkiye ekonomisinde 2004’ ten itibaren özel sektör tasarruf yetersizliğinin, kamu tasarruflarında gerçekleşen artışlarının daha fazla artması neticesinde toplam tasarruf yetersizliği artmaktadır. Artan tasarruf yetersizliği yabancı kaynaklar ile finanse edilme neticesinde cari işlem açıkları da artmıştır.

Tasarruf yetersizliğinin oldukça çok sebebi vardır. Bunu en alt seviyeye indirebilmek için bazı etmenler üzerinde durulması gerekmektedir. Örneğin, parasal edisyonun aşılması bu etmenlerden biridir. Bunun için (Bandieera, Caprio, Honahan ve Schiantarelli, 2000: 239) ;

 Faiz oranlarının serbestleştirilmesi,

 Uluslararası finansal serbestleşmeye gidilmesi,

 Kredi tahsisleri üzerindeki edisyonun giderilmesi,

 Özelleştirilmeye gidilmesi,

 Sermaye akımlarında serbestlik,

 Mevduat karşılık oranlarının düşürülmesi,

 Bankacılık sektörünün rekabet ortamına açılması gerekli görülmektedir.

2.2.5. Dış Ticaret Açığı

Dış ticaret açığı, devletlerin yaptığı uluslararası ihracat ve ithalat arasındaki dengeye bakılarak belirlenmektedir. Ülkenin yaptığı dış ticarette ithalatın ve ihracatın birbirini eşitlemediği durumlarda dış ticaret açığı olarak meydana gelmektedir. Bunu; yurtdışı ihracat ve ithalattan dolayı oluşan dengesizlik olarak ifade edebiliriz. İthalat ve ihracat birbirine denk olmalıdır. Ülkenin dış ticarette

satışlarının alışlarından fazla olması ülke ekonomisinin dış ticarette artış olduğunu göstermektedir. Eğer ülkenin yaptığı ithalat miktarı, ihracat miktarından fazla ise ülkede dış alımlardan dolayı ekonomide bir azalış meydana gelip dış ticaret açığı ortaya çıkmaktadır. Bu durumu önleyebilmek için yurtiçi ticareti artırmak yerli üretime teşvik etmek ve yerli malı üretiminde ithalata bağlı kalmadan politikalar düzenlenmelidir.

Türkiye’nin cari açığının en önemli sebebi, dış ticaret açığıdır. 24 Ocak 1980 Kararları ile uluslararası ticarete açılma durumunda ithalat önde olmak üzere birçok alanda liberalizasyonu kabullenmiş olup ülke için dış ticaret açığı meydana gelmiştir. Bir yandan da sermaye hesabında gelişen artışlar ve azalışlar porföy mevduatlarının saptırıcı hareketleri ile birleşip tahripkar etkiler oluşmuştur. Bu durumdan dolayı cari açığın meydana gelmesi kaçınılmaz olmuştur.

2.2.6. Ekonomik Büyüme

İktisadi büyüme üretilen mal ve hizmetten oluşan artışlardan oluşmaktadır. Üretilen hizmet ve mal kapasitesinden oluşan artışlardır. Ülkelerin iktisadi büyümesi ülke birey başına düşen GDP’sinin devamlı artmasıdır. Ülkenin iktisadi büyümesi nasıl bir oranda oluştuğunu tespit etmek için ortalama büyüme hızı ile senelik büyüme hızı hesaplanmaktadır. İktisadi büyümeyi artırmaya veya bulunan iktisadi büyümeyi süratlandırmak için, sermaye niteliğini artırmaya yönelik yatırım yapmak, teknolojik yeniliklerden faydalanmak ve üretim niceliğini arttırmak icap etmektedir (ekodialog, 2019).

Globalleşme süreciyle beraber fazla büyüme oranı, bilhassa gelişmekte olan ülkelerde ithalat hacmini çoğaltmak cari işlem açığına sebep olmaktadır. Çoğalan cari açıklar ise ülke riskini artırarak büyüme süreci üzerinde negatif tesir yaratmaktadır. İktisadi büyüme oranlarında oluşan yükselmeler cari işlemler dengesinde de açıklara sebep olmuştur. Gelişmekte olan ülkelerin endüstrileri dış alımı yüksek oranda kullandıkları ve dış satım kapasiteleri dış alıma tabi tutulduğundan ötürü, büyüme oranlarında oluşan yükselmeler cari işlemler dengesinde de hataların oluşmasına sebep olmuştur.

dolayı talep yükselmesi olduğunu belirtmiştir. Türkiye’de iktisadi büyümenin cari işlemler dengesi açıklarına sebep olmuştur. En mühim sebebi yurtiçinde üretimin dış alıma tabi olmasıdır. Ekonomi büyüdükçe dış alım artışları cari işlemler dengesi açığı da artmaktadır.

Türkiye ekonomisinde ekonomik büyümeyle cari işlemler hesabı ile zıt yönlü olarak gelişmektedir. Ekonomik büyümenin fazla olduğu senelerde cari işlemler hesabı açık verirken, ekonominin küçüldüğü periyotlarda ya da kriz senelerinde cari işlemler hesabı ya yüksek çıkmakta ya da bulunan cari açık azalmaktadır. Bu durumda Türkiye ekonomisi dış kaynak girişleriyle büyüyen, dış kaynak çıkışları ile küçülen iç dinamiklerinin ekonomik büyümeye desteği olmayan bir ekonomi görünümü sergilemektedir (Çak, 2013: 83).

Türkiye’de cari açığın sebebi dış alımlar, girdi ve enerji olmaktadır. Cari açığın finansmanı yabancı mevduatlar yerine kısa vadeli sermaye girişleri sağlanmaktadır. Bu durum Türkiye ekonomisi için ciddi kırılganlık kaynağı olmakta ve olumsuz şoklar karşısında zarar arz etmektedir. Bu sebeple Türkiye’nin ekonomik olarak büyüyebilmesi cari açık seviyesini indirmesi ve tasarruf oranlarını artırması gerekmektedir (Akçay ve Ertaş, 2012: 21).

Benzer Belgeler