• Sonuç bulunamadı

Oldurgan Çatı ve İşlevleri

BÖLÜM III: OLDURGAN ÇATI

3.1. Oldurgan Çatı ve İşlevleri

Oldurgan çatı, İng. causative voice, Alm. kausative Diathese, Fr. voix causative olarak isimlendirilir. Bu kavram için genel tanım şöyledir: Türk dilinde eylem geçişli değilken bir ek (-t, -ir, -tir/-dir) katılarak eylemin geçişli duruma getirilmesi ya da geçişsiz eylemlerin ettirgenlik ekleriyle geçişli duruma geçmeleridir: alış-, başla-, kısal- gibi kelimeler geçişsiz eylemken aldıkları çatı ekleriyle alıştır-, başlat-, kısalt- gibi geçişli eylemler haline dönüşerek oldurgan çatıyı oluştururlar (Gencan, 1975: 302; König, 1983: 115; Topaloğlu, 1989: 418; Vardar, 2007: 150; Hengirmen, 2009: 284; Ergüzel, Boz vd., 2011: 127; Kara, 2016: 1205). Söz konusu ekler; nesne alamayan fiillere ulanarak onları nesne alabilir hale getiriyorsa oldurgan çatı olarak değerlendirilir (Yücel, 1999: 229).

Ahmet Cevat Emre (1931: 422), oldurgan çatı kavramını kullanmasa da “Şeklen ettirgen olduğu hâlde mânâ itibariyle subjekt olarak kullanılan fiiller vardır: aldır-, saldır-, sapıt-vb. Bazı fiiller de ettirgen olduğu hâlde aslı objektifler gibidir.” diyerek aslında oldurgan eylemleri ifade eder.

Baasanjav (2006: 129) ve Delice (2009: 110-111) oldurgan yapıda sadece işi yapan ve o işten etkilenen kimse, şey olduğunu söylerler. Baasanjav, Bekçi ateşi söndürdü = bekçi ateşin sönmesini sağladı. Örneğinden yola çıkarak ‘sağlamak’ veya ‘sebep olmak’ anlamını karşıladığını, söndür- eyleminin oldurgan olduğunu açıklar (2006: 125). Delice’ye göre ise söndür- kılış bildirdiği için oldurgan çatı kategorisinde yer almamalıdır (2009: 113). ‘sağlamak’ ve ‘sebep olmak’ anlamlarından yola çıkılarak bu araştırma tezinde söndür- eylemi gibi eylemlere yer verilmiştir.

Ettirgen ve oldurgan eylemler aynı çatı ekleri ile yapıldığından birbirlerine çok karıştırılmaktadır. Bazı araştırmacılar oldurgan çatıyı kabul etmeyip sadece ettirgen çatıya çalışmalarında yer verirken bazıları da her iki çatının ayrı ayrı ele alınması gerektiğini savunur. İmer, Kocaman ve Özsoy (2013: 200) oldurgan eylemleri ettirgen olarak tanımlarken; Hengirmen, oldurgan eylemlerin ettirgen özelliği olmadığını oldurgan eylemin yalnızca geçişsiz eylemi geçişli eyleme dönüştürdüğünü ifade eder ve dilcilerin genellikle ettirgen ve oldurgan eylem ayrımını yapmayarak iki eylemi yalnızca ettirgen eylem altında topladıklarını ancak bu iki eylem türünün ayrılması gerektiğini dile getirir (2009: 285). Kerimoğlu’na göre ise “Ettirgen fiilde iş başkasına yaptırılır, oldurgan fiilde işi yapan yine öznedir.” düşüncesinin

48 doğruluğu da tartışmalıdır. Çünkü oldurgan denen fiilde de bir “aracı” vardır (2009: 1737). Kara, oldurganlık ve ettirgenliğin birbirlerinden farklı anlam ve işlevlerde kullanılması ve çatı kavramı içinde ayrı ayrı ele alınması gerektiğini savunur (2016: 1204).

Bu iki çatı arasındaki farkı belirleyebilmek ve iki eylemi birbirinden ayırmak için izlenecek en sağlıklı yol cümlenin anlamına bakmaktır.

Kitap yere düştü.

Kutay kitabı yere düşürdü.

İkinci cümlede düşür- eylemine bakıldığında özne kitabı kendisi yere düşürdüğü ve işi başkasına yaptırmadığı için oldurgandır.

Yücel (1999: 181) de çalışmasında oldurgan çatı türüne ilişkin görüşleri şöyle tasnif etmiştir: Söz konusu çatıya (Deny, 1941; Emre, 1945; Ergin, 1972; Zülfikar, 1969; Hatipoğlu, 1978; Aksan, 1976; Şimşek, 1987; Koç, 1996; Korkmaz, 1992) eserlerinde yer vermemiş, (Gencan, 1979; Ediskun, 1996; Banguoğlu, 2007) başka bir çatı içinde değinmiş ve (Bilgegil 1982; Vardar 1980; Topaloğlu 1989) ise ayrı bir başlık altında yer vermiştir. Yazara göre (1999: 182) bu çatı türü ile ilgili olarak ortaya üç sorun ortaya çıkmaktadır:

“1. Oldurgan çatıyı ettirgen çatı içinde mi yoksa ettirgen çatının dışında ayrı bir çatı olarak mı değerlendirmek gerekir?

2. Oldurgan çatı yalnızca geçişsiz kök veya gövdelerden mi kurulabilir?

3. “Cebinden cüzdanını çıkardı. Elini ıslatıp saçlarını yatırdı.” ifadeleriyle aynı olan “Kadın, çocuğu dışarı çıkardı.” ve “Kadın çocuğu yatağına yatırdı.” cümlelerindeki gibi fiilin belirttiği işle iki kişinin ilgili olması durumunda fiil hangi çatıya bürünecektir?”

Üstünova (2016: 59-64) oldurgan çatı terimi yerine yaptırımlı çatı ifadesini kullanmayı daha doğru bulduğunu ifade ederek aslında -yukarıda da bahsedildiği gibi- bahsi geçen eklerin görevlerinin geçişsiz eylemi geçişli yapmak, geçişlilik derecesini arttırmak gibi nesne-yüklem ilişkisini düzenlemek değil özne-yüklem ilişkisini düzenlemek olduğunu savunur.

Oldurgan çatılı eylem, ettirgenlik eklerini almış olsa dahi morfo-semantik yaklaşımla bakıldığında oldurganlıkta öznenin işi kendisinin yaptığı görülür. Söz konusu cümlelerde, “öznenin yüklemle ilişkisi ettiren - sebep olan, aracı olan, sağlayan yani olduran - eylem ilişkisi biçiminde”dir (Börekçi, 2004: 493). Dolayısıyla morfo-semantik bağlamda incelenerek işlevleri dikkate alındığında, oldurganlık terimini ettirgenlik ile karşılanmaması gerektiği görülmektedir. Bu bağlamda ilk olarak oldurgan çatı eklerinin işlevlerini sıralamak gerekecektir:

49 1. Oldurganlık ekinin ilk işlevi, geçişsiz-dönüşlü veya geçişsiz-oluş fiil gövdelerini yapma anlamıyla geçişli-kılış fiillerine dönüştürmektir.

2. Oldurganlık ekleri, hareket bildiren geçişsiz-etken çatılı fiilleri geçişli-kılış fiillerine çevirebilir.

3. Oldurganlık ekleri, biçim birim almayan edilgen fiillerde de geçişli-kılış fiili oluşturabilmektedir.

4. Söz konusu ekler; tek eyleyenli eylemlere gelerek bunları kılış fiillerine dönüştürürken öge sayısını da ikiye çıkarır. Böylece birinci eyleyen ‘özne’, ikinci eyleyen ‘nesne’ olur.

5. Nesne almamış ve aktif özneli fiillere ulanan oldurganlık ekleri, geçişsiz-etken çatıdaki özneyi nesneye, geçişli-kılış fiil tabanındaki özneyi de aracı eyleyene (Demircan, 2003: 19) dönüştürür.

6. /-DIr-/ oldurganlık eki, genellikle /-(I)ş-/ çatı ekinden sonra gelerek fiilin sıklıkla yapıldığı anlamına gelen gövdeler oluşturur. Sıklık ifade eden çatılara: araştır-, atıştır-, çekiştir- , itiştir-, karıştır-, kırpıştır- koş(uş)tur-, ovuştur-, serp(iş)tir-, soruştur- gibi fiiller örnek olarak verilebilir. (Banguoğlu, 2007: 275-276; Korkmaz, 2003: 134; Eker, 2006: 368).

7. Oldurganlık ekleri, tekrar eden hareket fiillerine gelerek fiil gövdesine eylemin çabucak, hızlı bir şekilde gerçekleştiği anlamını kazandırır.

8. Eklendiği fiille kalıplaşarak atasözleri ve deyimler oluşurken görev alırlar: (Kara, 2016: 1206-1208).

Belirtilen özellikler göz önünde bulundurulduğunda, üzerinde tartışmalar devam eden, mutabık olunamayan oldurgan çatı bu çalışmada ettirgen çatıdan ayrı olarak incelendi.

Tezin oldurgan çatı tasnifinde Ömer Demircan’ın “Türk Dilinde Çatı” adlı kitabı, Terbish Baasanjav’ın “Türkiye Türkçesi ve Halha Moğolcasında Çatı” ve Serpil Soydan’ın “Çağatay Türkçesinde Anlam ve Fonksiyon Açısından Fiilde Çatı” adlı doktora tezleri ve İbrahim Delice’nin “Oldurgan Çatı İşlev Açısından Nasıl Tanımlanabilir?” adlı makalesindeki tasnif ve açıklamalardan yararlanılmıştır.

Benzer Belgeler