• Sonuç bulunamadı

4.1. Öz Yeterlikle İlgili Faktörler

4.1.4. Okuldaki Öğrenci Sayısı

Okul müdürleri grubunda okuldaki öğrenci sayısının hem okul yönetimi hem de öğretmenler açısından çok önemli olduğu belirtilmiştir. Okul türüne göre değişebileceği düşüncesiyle ortaokullarda fiziki imkanlar ne kadar fazla olursa olsun bir okuldaki öğrenci sayısının 800-850’ yi geçmemesi gerektiği belirtmişlerdir. Yine fiziki imkanlar dahilinde öğrenci sayısının 300 den de az olmaması gerektiği görüşündedirler.

Meram ilçesinin kalabalık ve başarılı bir okulunun müdürü öğrenci sayısının gereğinden fazla olması durumunda okul yönetimi ve öğretmenlerin okulun temizliği, disiplini, güvenliği ve eğitim öğretimin düzenli ve sorunsuz bir şekilde yürütülmesi konularına akademik başarıdan daha çok önem verdiklerini aşağıda verilen ifadesiyle açıklamıştır.

M2: “Okulumuzda 2550 öğrenci bulunmakta ve ikili öğretim yapılıyor.

Bizim okulda akademik başarıdan daha önce gelen şeyler var. Tabii ki bunlar da akademik başarı için ön koşul niteliğinde. Ama biz önceliği bu hususlara veriyoruz sonra akademik başarı geliyor. Nedir bunlar: okulun temizliği, disiplini, güvenliği ve eğitim öğretimin düzenli ve sorunsuz bir şekilde yürütülmesi. Kalabalıktan dolayı sürekli olarak problemler çıkıyor. Günlük iki veya üç defa ambulans çağırıyoruz. İlk işimiz bu probleme bir çözüm bulmak oldu. Ders bitiminde öğrencileri aynı anda değil de otuz saniye aralarla dersten çıkardık. Beden eğitimi dersi haricinde okulda futbol oynamayı yasakladık.”

60 Öğrenci sayısının fazla olması okul yönetimini ve öğretmenleri yormakta yani okul yönetimi ve öğretmenlerin başarılı olabileceklerine dair inancını zayıflatmaktadır. Bir okul müdürü öğretmenlerin özyeterlik algılarının artması için okuldaki öğrenci sayısının daha az olması gerektiğini aşağıdaki ifadesiyle ortaya koymuştur.

M2: “Aşırı şekilde yoruluyoruz. Okul bu kadar kalabalık olmasa

kesinlikle daha iyi olurdu.”

Aynı konuda diğer okul müdürlerinin vermiş oldukları cevaplar yine aynı yönde olmuş ve öğrenci sayısının fazla olmaması gerektiğini ifade etmişlerdir. Öğrenci sayısının fazla olması durumunda okula hakim olamadıkları hissine kapıldıklarını ifade etmiştirler. Aşağıda konu ile ilgili açıklaması verilen okul müdürüne göre ortaokullarda öğrenci sayısı 800’ü geçmemelidir.

M6: “Bir okul müdürü olarak ortaokullarda hakimiyeti tam

sağlayabilmek için, onları tam olarak yetiştirebilmek için, davranışlarını değiştirmek için, güvenli bir ortam sunabilmek için ve akademik başarılarını artırmak için okuldaki öğrenci sayısının 700 -800 ü geçmemesi gerekiyor. Biz bu yıl 1400 öğrenciyle çok zorlanıyoruz. Öğrenci sayısı bu sayıların üzerine çıkarsa okulun akademik iyimserlik düzeyi düşer ve başarılı olamayacağımıza inanırız.”

Bir önceki yıla göre öğrenci sayısında artış olan başka bir okul müdürünün aşağıdaki açıklaması da bu düşünceyi destekler niteliktedir.

M5: “Geçen yıl bizim okulda 800-850 civarında öğrenci vardı hepsini

kontrol ettiğimi ve alana hakim olduğumu düşünüyordum. Bu yıl öğrenci sayımız 1200 oldu ve okulu yönetirken alana hakim olamadığım, yeteri kadar kontrol edemediğim hissine kapıldım.”

Başka bir okul müdürü ise kalabalığın adının bile öz yeterlik algısını düşürdüğünü aşağıdaki cümleyle ifade etmiştir.

61 M6 : “Sınıflara isim verirken bile birbirine yakın harfleri vermediğiniz

zaman alfabedeki harfler bile bazen yetersiz kalıyor. Yani orası bile okuldaki öğrenci sayısının fazla olduğu konusunda size bir sinyal veriyor.”

Bir önceki yıla göre öğrenci sayısında azalma olan bir okul müdürü öğrenci sayısındaki değişime bağlı olarak öz yeterlik algısında meydana gelen artışı aşağıdaki gibi ifade etmiştir.

M4: “Bizim geçen yıl öğrenci sayımız 800 civarındaydı bu yıl ise 600

öğrencimiz var ve bu yıl çok daha farklıyız. Ben ilk defa idareciliğimi şimdi hissediyorum. Alana hakim olduğumu hissediyorum.”

Öğrenci sayısının az olmasının da kolektif okul yeterliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrenci sayısı az olan okullarda yarışmalar ve sosyal etkinliklere katılım az olmakta bu da daha az program yapılmasına, programlara katılımların yetersiz olmasına, yarışmalara katılacak öğrenci olmamasına ya da az olmasına neden olmaktadır. Bu da okulun eğitim faaliyetlerinde yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Öğrenci sayısı çok az olan bir köy okulu müdürünün öğrenci sayısının çok az da olmaması gerektiği konusundaki ifadesi:

M7: “Bence okuldaki öğrenci sayısı çok az da olmamalı. Her sınıf

seviyesinden en az üç şube yani en az 300 öğrenci olmalı ki okulda bir etkinlik ya da faaliyet yapıldığında katılım çok olsun. Ya da okulda çeşitli spor kulüplerine ve yarışmalara katılacak öğrenciler olsun.”

Öğrenci sayısı 2500 olan bir okulda görev yapan öğretmen ise bu konudaki fikrini aşağıdaki gibi ifade etmiştir:

Ö4: “Evet sınıfın mevcudu, konumu ve hatta ışık alması bile çok

önemlidir. Özellikle bizim okul gibi kalabalık okullarda tuvaletlerin temiz olmamasından hep yakınırlar, bir peçete bile olmamasını şikayet ederler. Ben bu araştırma için bize soracağınız sorular ile ilgili olarak okulumuzdaki diğer öğretmenlerin ve hatta öğrencilerin bile fikirlerini aldım. Öğrencilerin genel beklentileri temizlik yönünde. Bizim okulun

62

mevcudu çok kalabalık. Derslik sistemi olsa iyi olur. Çünkü öğrenciler yer değiştirmeyi çok seviyorlar, monotonluktan çok sıkılmışlar. Teneffüs saatleri çok az. 7 dakikalık teneffüs yetersiz geliyor, kantinde çok fazla sıra oluyor, öğrenciler ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorlar. Kısaca öğrenciler teneffüslerde istedikleri hiçbir şeyi tam olarak yapamıyorlar. Bir dersin etkisinden kurtulup diğer derse hazır bile olamıyorlar.”

Aynı öğretmen kalabalık okullarda öğrencilerin yaşamış oldukları bu sıkıntıların öğretmenlerin öz yeterlik algısını nasıl etkilediğini aşağıdaki ifadesiyle açıklamıştır.

Ö4: “Öğretmenin malzemesi öğrencidir. Biz derse giriyoruz arkadan

koşturup gelen öğrenciler oluyor. Lavaboda olduğu için özür dileyen çocuklar var, siz ise zamanında derse gir diyorsunuz. Bu kalabalık ve koşuşturma bazen dersten beş dakikanın gitmesine neden oluyor. Ders zili çalınca çocuğun aklında ya kantine zamanında yetişmek oluyor ya servise zamanında yetişmek oluyor, ya da üçüncü kattaki bir çocuğun birinci kata inmesiyle teneffüs bitiyor zaten. Gerçi bunlar çözemeyeceğimiz problemler ama yinede dile getirilmesinde yarar var diye düşünüyorum.”