• Sonuç bulunamadı

Okul Müdürlerinin Öğretmenlere Yönelik Etik DıĢı DavranıĢları

III. BÖLÜM

4.1. Okul Müdürlerinin Öğretmenlere Yönelik Etik DıĢı DavranıĢları

Bu baĢlık altında okul müdürlerinin öğretmenlere yönelik etik dıĢı davranıĢla- rı mesleki konuma yönelik tehdit, iletiĢim oluĢumunu engelleme, kiĢisel itibara yöne- lik saygısızlık, sosyal iliĢkilere saldırı ve kiĢisel çıkarlarını ön planda tutma gibi baĢ- lıklar ifade edilmiĢtir.

4.1.1. Mesleki Konuma Yönelik Tehdit

Öğretmen görüĢlerine göre okul müdürlerinin mesleki konuma yönelik tehdit kapsamında sergiledikleri etik dıĢı davranıĢlara iliĢkin bulgular Tablo 3‘te verilmiĢtir.

Tablo 4. Mesleki Konuma Yönelik Tehdit Temasına ĠliĢkin Bulgular Mesleki Konuma Yönelik Tehdit n % EĢit davranmama 14 100 Yasal haklar konusunda hassas olmama 13 93 Ġhtiyaç ve sorunlara duyarsızlık 13 93 Takdir etmeme 13 93 Açık arama 12 86 EleĢtirme 11 79 AĢırı iĢ yükleme 10 71 Cesareti kırma 6 43 Kararları Sorgulama 2 14

Tablo 4‘te görüldüğü gibi görüĢ bildiren öğretmenlerin tümü okul müdürleri- nin öğretmenlere eĢit davranmadığına vurgu yapmaktadırlar. Öğretmenlerin yüzde 93‘ü okul müdürlerinin öğretmenlerin yasal hakları ve dile getirdikleri sorunlar ko- nusunda duyarlı olmadıklarını ve öğretmenleri baĢarılı olduklarında takdir etmedikle- rini ifade etmektedirler. Öğretmenlerin yüzde 79‘u okul müdürlerinin kendilerini

eleĢtirdiklerini; yüzde 71‘i gereğinden fazla görevler verdiklerini; yüzde 86‘sı açıkla- rını bulmaya çalıĢtıklarını; yüzde 43‘ü giriĢimde bulunmak isteyen öğretmenlerin Ģevkini kırdıklarını belirtmektedirler. En düĢük oranda ise (yüzde 14) öğretmenlerin almıĢ oldukları kararları sorgulama bulunmaktadır.

AraĢtırmaya katılan öğretmenlerin mesleki konumuna yönelik tehdit niteli- ğinde olan okul müdürleri tarafından sergilenen etik dıĢı davranıĢlara iliĢkin temalar ve bu temaları oluĢturan ifadeler aĢağıda sunulmuĢtur.

EĢit Davranmama

GörüĢ bildiren öğretmenler okul müdürlerinin dini, siyasi görüĢ, cinsiyete gö- re ayrım yaptıklarını, öğretmenlere önyargı ile yaklaĢtıklarını, tarafsız davranmadık- larını Ģu Ģekilde ifade etmektedirler;

‗‗Cinsiyete göre yapıyor açıkçası. Bayanlarla çalışılmaz, diye direkt lafı var zaten. Onun için bayanlara özellikle açık bayanlara yaptığını düşünüyorum. (…) Kapalı öğretmenlere mesela daha fazla ayrıcalık gösterdiğini daha da saygı göster- diğini söyleyebilirim. Bir izin konusu olduğunda onlara daha fazla tolerans göster- diğini bize kesinlikle aynı toleransı tanımıyor. (…) Bazısı raporu çok kullanır hiçbir şey söylemez. Bazısı hiç arada bir sıkıntısı olur tek tük rapor alır ona laf çarpıtır illaki.‘‘ (K 10)

‗‗Çok büyük bir ayrım yapıyordu. Müdür beyin bazılarına öylesine izin ve- rirken tamam gidebilirsin, bazılarına izin vermiyordu. Diyelim ki ben farklı eğitimler alacam. Hizmet içi eğitim. Bu durumda da müdürün izin vermesi gerekiyordu. O ilde bulunan ailesi orda bulunan kişinin ismini veriyordu. Benim farklı bir eğitim almama izin vermiyorlar. Mutlaka ayrımcılık vardı. Benim görüşümden benim sendikamdan. Hani farklı görüşten olanlara çok daha çalışsalar bile, çok daha katkısı olursa bile onun arkasında duran idareciye rastlamadım.‘‘ (K 8)

‗‗Eşitliksiz davranışından çok şikayetçiyim. Çok fazla eşitliksizce davranı- yordu. Aynı durumda olan bir kişiye davrandığı tavrıyla diğer kişiyle davrandığı tavrı arasında uçurumlar vardı. Bundan çok fazla rahatsız oluyordum. Benimle bir- likte diğer arkadaşlarım da rahatsız oluyordu. Mesela ben derse 5 dk geç kalmışken bana farklı tavır sergilerken başka arkadaşlarımız keyfi olarak 5 dk ya da 10 dk geç çıktığı halde onlara pek ses çıkarmıyordu hatta onlarla koridorda şakalaşıyordu. (…) Ama problem şu. iki kişi var diyelim ki. İkisi de sık sık rapor alıyor. Biri onun sendikasından onun siyasi görüşünden onun dini görüşüne yakın. Biri ise tama- men karşı tarafta. Bu ikisine davranış şekli farklıydı. Rapor aldıklarında birini sü- rekli kayırıp ona hiç bir şey söylemezken diğer rapor alanı yerin dibine batırıyordu sürekli.‘‘ (K 3)

‗‗Personel arasında ayrım gözetmesi. Bunun çok bariz farkındaydık yani. Kendi görüşünde olan öğretmenlere tamamen bambaşka davranırdıBizi muhatap bile almazdı. (…) Sürekli izin rapor alanlara görev verirken en ağır görevleri onla- ra verirdi. Ders paylaşımlarında en kötü sınıfları, en haşarı sınıfları onlara verirdi. Asla gözetmezdi adaleti. Yapılması gerekenleri yapmazdı ama halbuki rapor, izin onun hakkıdır. Almışsa mutlaka bir sebebi vardır.‘‘ (K 5)

‗‗Erkek öğretmenlere karşı çok ihtiyatlıydı. çok dikkatli. Toplantılarda şöy- le bir şey oluyordu. Erkek öğretmenler hocam hani çok uzatıyoruz toplantıyı kısa keselim dediğinde tamam az kaldı, bitireceğiz az kaldı zaten. Bu kadar maddemiz kaldı diyordu. Ama bayan öğretmene. Bayan öğretmenin çoluğu çocuğu var. Bir en- dişesi var. Öyle olmasına rağmen bayanlara daha çıkışıyordu yani sizin göreviniz bu sizin işiniz bu. Toplantı yapıyoruz resmi bir görev esnasında bunun vaktini sorgu- layamazsınız, azarlıyordu çok çok rahat bir şekilde. Bütün öğretmenlerin içinde ba- yan öğretmenleri azarlıyordu. Ama erkek öğretmenlere bir şey söyleyemiyordu.‘‘ (K 13)

‗‗Okul müdürü de güçle atandığı için güce bakar. Güçlü karakterlerden tır- sar. Zayıf karakterleri kendi yönüne çekmek, kendi adamıymış gibi davranma eği- limleri vardır. Cinsiyete ve sendikaya göre ayrım yapar. Meslek dışı kazanımlarda genelde bunu göz önünde bulunduruyor. Bir terfi yapılacaksa birine bir menfaat sağ- lanacaksa muhakkak olur. Çıkara dayalı olmuştur. (…) Okul müdürünün bir kere adaletli olmaması sıkıntı benim için. Genel olarak baktığımız zaman bizim sendikada olanlar bizim partide olanlar, bizim camiye gidenler, bizim tarikatten olanlar, onlar her zaman teklif edilenlerdir veya ödüllendirilenlerdir.‘‘ (K 9)

‗‗İdareciler bana kalırsa öğretmenlere şöyle yaklaşıyorlar. Baştan bu böyle- dir, bu yaramaz, bu tamam adamım tarzında gruplandırıyorlar, yapılanlara baktı- ğımda. Sen de istersen ağzınla kuş tut, kimse seni görmüyor. Çünkü sen o kategori- desin. (…) Bir arkadaşa farklı diğer arkadaşa farklı davranışlar rahatsız eder. Bir de bunu alenen görüyorsa insan çok rahatsız oluyor şekilde. Mesela siz gidiyorsunuz sizinle ciddi oluyor. İş icabı görüşüyor. Yanından ayrılıyorsunuz sonra bakıyorsunuz birisiyle bir muhabbet. Resmiyetin dışına çıkmış birden. Neşeli, şakalaşıyor. Nasıl oluyor ya diyorsunuz. Ya ben yanına gittiğimde beni odasından kovmuştu biraz ön- ce.‘‘ (K 12)

‗‗Müdürün çok adil ve çok eşit davrandığını düşünmüyorum. (…) Anlaştığı kişilere izin ve rapor verir, anlaşamadığı kişilere olayı yokuşa sürer. Birine zıt gittiy- se ona boş gününde nöbet yazabiliyor ya da sürekli artan nöbetler oluyor. Herkes 2‘şer defa nöbet tutuyor. Artanı zıt gittiği kişiye verebiliyor.‘‘ (K 11)

Öğretmenler okul müdürlerinin kendisine yakın hissettiği, memleket, aĢiret, aile bağlarından ötürü tanıdığı olan öğretmenlere ayrıcalıklı davrandıklarını, onların hatalarını hoĢ görme eğiliminde olduklarını Ģu Ģekilde ifade etmektedirler;

‗‗Önceden tanıdığı bir arkadaş olabilir onunla mesaisi olmuştur çalışmıştır. Fikirleri onunla uyuşuyor olabilir. Genelde müdürlerin bir kadroları var gibi geli- yor bana. Onun dışına pek çıkmıyorlar.‘‘ (K 12)

‗‗Siyasi bir başkanın yakını olan biri okula atandığı zaman sadece 2 hafta o okulda kalıp sonra kendi memleketine dönüp bütün yılı orada geçirerek işte rapor- larla bir şekilde. Sadece okul müdürü tarafından değil de ilçe müdürlüğü ya da il müdürlüğü tarafından buna göz yumulur. (…) Dışarıdan gelen bir öğretmen 5 dk 10 dk geç kalsa bile direkt nöbet defterine işte nöbetçi öğretmen nöbet yerine geç gel- miştir şeklinde işlenirken aynı şehirde ikamet eden ailesi aynı şehirde olan öğretmen bölgenin yerlisi olan öğretmen geç geldiğinde hiçbir şey yazılmıyor. Herkesin ders programı ayarlanırdı ama yine mesela bölge halkından olan öğretmen istediği za- man çekip gidebilirdi okuldan. Nereye gittin ya da ne yaptın, ne ettin diye sorulmaz- ken aynı toleransı bir başka öğretmene gösterilmezdi.‘‘ (K 13)

‗‗Kendisine yakın olanları kendi işini gördürebilecekleri kendi işine yara- yabilecekleri tamamen pragmatist bir şekilde yaklaşıyordu. Kendi işine yarayan ve eskiden beri tanışıklığı olan kişilere çok daha farklı davranırdı ya da eşleri müdür olan ve maddi durumu iyi olan kişilere farklı davranırdı. Okulda onun akrabaları- nın, tanıdıklarının arkadaşlarının çocuğu olan öğretmenler, maddi durumu çok iyi olan öğretmenler, eşleri müdür olanlar her zaman izin istediklerinde izin verilirdi. Yakın olan kişilerden mesela 1 haftalık rapor alıp her Mayıs ayında her yıl Antal- ya‘ ya tatile giden kişiler vardı. Programları istediği gibi yapılırdı. (…) Hiçbir za- man eşit davranmıyordu. En zayıf halka bendim o okulda.‘‘ (K 1)

‗‗Kendisinden olan zihniyet olarak görüş olarak, kendisine yakın bulduğu öğretmenleri kolluyor koruyor. Diğerlerini de tam tersini bıktırmaya sindirmeye çalışırdı ki makamını bir araç olarak kullanırdı. İşte zorunlu olarak konuşulması gereken bir konu olduğu zaman bir güç timsali olarak gördüğünü odasına çağırır ve orda söylenmesi gerekenleri dile getirir. Kendisine yakın olan öğretmenlerle iletişim diyaloğu olduğu halde sadece görüntü olarak bakıyorsun bazılarına. Aynı dönemde çalıştığımız bir arkadaş bakıyorsun sene sonunda takdir alıyor. Neye göre takdir veriyorsunuz diyoruz. Çalışkan diyorlar. Bakıyorsunuz başarı ortada faaliyet- ler çabalar herkesin ortada. Bize bir şey yok. Kendisine yakın olduğu için. Nöbetini yapmayan kendi arkadaşlarını hiç takip etmezdi. Bizi takip ederdi.‘‘ (K 4)

‗‗Kendi memleketinde çalıştığı için okul müdürüm ordaki kendi memleketin- de olan arkadaşları fazlaca kayırmaktaydı. Onların işte hatalarını hoş görmekte on- lara daha böyle yapıcı davranmaktaydı ama biz dışarıdan gelen kişilere karşı daha farklı tutumlar içerisindeydi. Sanki biz hani böyle oradaki öğrencileri ayırıyormu- şuz gibi böyle bir tavır içersindeydi. Bu da hoş değil açıkçası çünkü hepimiz emek vermeye çalışıyorduk çocuklar için. Bu da hoş bir davranış değildi. Okul ortamında sürekli birilerini kayırıp birilerini tutup, diğerlerini sürekli böyle rencide ettiği için okul içerisinde acayip derecede bir kutuplaşma oluştu. Öğretmenler arasında da onun tarafında olanlar onunla samimi olanlar ve onunla samimi olmayıp karşı ta- rafta olanlar tarzında. Bu iki grup ta birbiri ile çok sürtüşmeye başladı.‘‘ (K 3)

‗‗Söylemeliyim okul müdürleri görevlerini yaparlar ama herkese aynı dav- ranmazlar. Bilhassa bu siyasi dönemlerde biz 80 de başladık. Öğretmenlerin gittiği

bir sendika vardı sağcıların gittiği solcuların gittiği. Düşünce gözeterek denetim yapardı. Kendi yandaşı olan kendi düşüncesinden olanlara üstünkörü davranırdı. Puanları verirken bol kepçe ama diğerlerine aynı şekilde davranmıyordu.‘‘ (K 5)

‗‗Kişiye göre muamele vardı. Okulumuzda yörenin ileri gelenlerinden biri- siyle evli olan bir öğretmenimize karşı tutumu biraz daha farklıyken bize karşı olan yaklaşımı biraz daha farklıydı. Ondan biraz daha çekiniyor onun nazı biraz daha geçiyor açıkçası. Biz o patronun işçisi gibiydik. Statüye göre ayrım yapıyor.‘‘ (K 2)

Öğretmen görüĢleri incelendiğinde;

 Statü/ sendika/ cinsiyet/ dini görüĢ gibi etkenlere dayalı ayrım,  KiĢiye göre muamele,

 DüĢünce gözeterek denetim yapma,

 Kendisinden olan görüĢ olarak kendisine yakın bulduğu öğretmenleri koruma,  Bazı öğretmenlere daha fazla ayrıcalık gösterme,

 Adaletli olmama gibi kavramların ön plana çıktığı görülmektedir.

Sonuç olarak okul müdürlerinin öğretmenler arasında eĢit bir davranıĢ benim- semediği ve adil olmadığı söylenebilir. Okul müdürünün bu tutumu öğretmenlerin adalet anlayıĢını olumsuz etkilediği gibi öğretmenler arasında olumlu bir iklimin geliĢmesini de engellemektedir. Nitekim bir öğretmenin ‗‗Okul ortamında sürekli birilerini kayırıp birilerini tutup, diğerlerini sürekli böyle rencide ettiği için okul içerisinde acayip derecede bir kutuplaşma oluştu. Öğretmenler arasında da onun tarafında olanlar onunla samimi olanlar ve onunla samimi olmayıp karşı tarafta olanlar tarzında. Bu iki grup ta birbiri ile çok sürtüşmeye başladı.‘‘ (K 3) ifadeleri bu durumu örnekleyen dikkat çekici bir bulgudur.

Yasal Haklar Konusunda Hassas Olmama

Öğretmenler okul müdürlerinin mesleki geliĢim imkanlarından yararlanması hususunda gerekli kolaylıkları sağlamadıkları, izin ve rapor alanlara karĢı tavır aldık- ları, yasal haklarının kullanılmasını engelledikleri, öğretmenlerin haklarını bilip is- temelerini hoĢ karĢılamadıkları, yasal haklarından haberi olmayan öğretmenlere bas- kı yaptıklarını belirtmektedirler. Bu konudaki bazı öğretmen görüĢleri aĢağıda veril- miĢtir;

‗‗…özellikle yasal haklarından haberi olmayan öğretmenler üzerinde bunu bir baskı ve tehdit unsuru olarak da kullanırlar. Yönetimi bu şekilde sağlamak güç olduğunu göstermek açısından bunu denerler.‘‘ (K 9)

‗‗Kesinlikle yasal haklarımızı savunmaz. Kendi adının duyulmaması için. Atıyorum birisi dilekçe veriyor, tutanak tutuyor, hemen onu sumen altı ediyor. Çünkü kendi ismi duyulmasın diye. Çünkü benim dilekçemi, benim tutanağımı İlçe Mem‘e aktardığı andan itibaren kendi okulunun adı çıkacak dolayısıyla kendi ismi ortalığa düşecek diye.‘‘ (K 10)

‗‗…Yasal haklarım konusunda hiçbir fikre sahip değildi. Yönetmelikte bizim ayrı bir odamızın olması lazım. Bilgisayarım olması gerek. Öğrencilerle çalışabile- ceğim bir yer. Ama bunların hiçbirinden haberdar mı değil mi onu da bilmiyorum ama konuştuğumuz zaman da hocam şunları da yapamam hocam bunlar olamaz. Hocam sıra size mi geldi. Bu kadar ihtiyaç içerisinde siz de nerden çıktınız der gibi. Sürekli bu tarz cümleler kuruyordu. Hiç bir zaman ortak bir tutum geliştiremedik. (…) Öğretmenin hakkını bilip kendi hakkını savunması onları rahatsız eden bir şeydi. Çünkü okul müdürlerindeki ben bilirim anlayışındadır. Hiçbir zaman karşı- sındakinin kendi hakkını savunmasına izin veren kişiler değillerdir.‘‘ (K 8)

‗‗Bizim haklarımız konusunda kısıtlama. Elinden gelen yetkileri kullanarak kısıtlama. Hiç umursamayanlarla da çalıştım. Umurunda değil sen ölmüşsün, bitmiş- sin.‘‘ (K 5)

‗‗…Eğitim hayatıma başladığımda doğum iznindeydim doğum iznine ayrıl- mam gerekiyordu. Bu sıralarda ders programının benim isteğime göre ayarlanması gerektiğini ben idareye kendim hatırlatıp, defalarca telkinde bulunduktan sonra böy- le bir ders programı hazırlandı. Normalde bu benim yasal hakkım. Okulda öğretmen ihtiyacı varsa idare bu öğretmenin her şeyinden yararlanmaya çalışıyor. Bu da bu- nun hakkıdır deyip, daha fazla derse girsin, çalışma saatlerini ders programı daha esnek tutalım gibi bir tutum sergilemiyorlar. Ancak kendin dile getirdiğin zaman hani bunu yapıyorlar.‘‘ (K 6)

‗‗Yasal haklarımız konusunda da hassas olduğunu düşünmüyorum. Aslında umursamıyor kimseyi, öğrenciyi, okulu. (…) Tavır var tabi. Bizim İngilizce öğret- meni arkadaş yakınını kaybetti. Arkadaş cenazeye gitti. Öncesinden izin istedi ama müdür vermedi. Arkadaş rapor almak zorunda kaldı. Böyle bir durumda dahi öğret- meni idare etmedi, sıkıntı çıkardı. Ya böyle bir durumda idare edeceksin öğretmeni- ni. Acil bir durum sonuçta.‘‘ (K 7)

‘‘Öğretmenin hak iddia etmesinden hoşlanmazdı çünkü kendisine yaptığı- mız itirazları ki aşırı bir şekilde değil saygı çerçevesinde hemen örtbas etmeye çalı- şırdı ya da bir şekilde bizi kandırmaya, çocuk kandırır gibi ayağına dolanmamızı sağlardı. (…) Bir öğretmenimiz Türkiye genelinde sayılı coğrafya öğretmeninin ka- bul edildiği seminere gitme hakkı kazanmıştı. Müdür bey izin vermek istemedi. Mü- dürün söylediği şey de şuydu siz gideceksiniz, 1 hafta boyunca öğrencilere ne olacak, başıboş ortalıkta dolaşacaklar. Biz de onlarla mı uğraşacağız. Orda öğretmeni ne olarak gördüğü de belliydi. Sen bir bekçisin, öğrenciler benim ayağıma dolanmasın.

Sen bunu sağlıyorsun ama o öğretmenimiz bir üst merciye direkt olayı götürdü. Mü- dür bey izin vermek zorunda kaldı.‘‘ (K 13)

‗‗İzin ve raporlar konusunda titizdi. Hasta olmasına rağmen rapor alınama- yacağı belirtirdi. (…) Bir tane hamile bayan arkadaşımız vardı. Düşük yapma tehli- kesi varmış rapor almış. Müdür beyin şöyle bir özelliği vardı. Öğretmen arkadaşımı- za şu cümleyi söylemiş. Burası bir okul kafana göre rapor alamazsın. aslında kafası- na göre de rapor almamış zor bir durumda olduğu için almıştı. Hatta kendisi mah- kemelik olmuştu. Okula müfettişler gelmişti okul müdürüne soruşturma açılmıştı.‘‘ (K 2)

‘‘Sene başından sene sonuna kadar her toplantıda gündeme gelir rapor olayı. rapor almayın diye uyarılarda bulunulurdu. Haksız yere rapor alındığı tespit edildi- ğinde ne yapılması gerekiyorsa ne yapılacağı söylenir.‘‘ (K 14)

‗‗…haklarımız konusunda kendisinin çok hassas olduğunu düşünmüyorum.‘‘ ( K 1)

‗‗Rapor vermek için giden bir arkadaşa aynı şekilde raporu olduğu halde sen böyle bir hakkının olduğunu mu zannediyorsun ki hakkımız olduğu halde onun da eğitimini alıyoruz zaten adaylık eğitimlerini. Böyle bir hakkımız olduğunu biliyoruz ama kesinlikle kabul etmiyordu. Ama biz böyle izin istediğimizde hoca hanım dersle- riniz ne olacak. Kesinlikle izin verilmezdi. Bize kızıyordu, olmaz diyordu. Kesinlikle böyle bir şey yapamazsınız, tavırları vardı, çok süründürüyordu hatta ilk yılımızda siz stajyersiniz, izin alabileceğinizi mi, o raporun işe yarayabileceğini mi düşünüyor- sunuz diyip biraz hakir görüp geri gönderiyordu maalesef.‘‘ ( K 13)

AraĢtırmaya katılan öğretmenler yasal haklarına iliĢkin gerekli hassasiyetin gösterilmediğine, haklarını kullanma giriĢiminde bulunduklarında birtakım olumsuz tutum ve davranıĢlara maruz kaldıklarını vurgulamıĢlardır.Öğretmenler tarafından ifade edilen;

 Yasal haklarını bilmeyenlere baskı uygulanması,  Verilen dilekçelerin sümen altı edilmesi,

 Hakkını savunan öğretmenden rahatsız olması,

 Hamile öğretmenlere yasal haklarını kullandırmaması,

 Rapor alanlara tepki göstermesi gibi davranıĢlar okul müdürünün etik dıĢı davranmanın da ötesinde yasal olarak suç iĢlediği Ģeklinde de yorumlanabilir.

Ġhtiyaç ve Sorunlara Duyarsızlık

GörüĢmeye katılan öğretmenler okul müdürlerinin ihtiyaç ve sorunlarına karĢı kayıtsız kaldıklarını, okuldaki problemlerin çözümü noktasında inisiyatif almadıkla- rını ve okuldaki problemlerin çözümüne katkıda bulunmak isteyen öğretmene yar- dımcı olmadıklarını Ģu Ģekilde ifade etmektedirler;

‗Benim dersle ilgili o kadar ciddi bir şey geçiyor başımdan ve ben uyuşturucu içtiğini, bu çocukların içkili fotoğrafları var mesela. İçki içtiklerini onları gördüm geldim. Hocaya bunu söyledim. Dedim, hocam korkuyorum. Erkeklerin ağırlıklı ol- duğu bir sınıf. Hani ciddi anlamda bana laf atıyorlar dediğim halde ben ciddiye alınmıyorum. O ağrıma gitmişti yani. ‘ (K 13)

‗Her zaman. Herhangi bir sorunumuz olduğunda iletemiyorduk. Çekini- yorduk. Ama biz programlarımızı böyle yapın dediğimizde dalga geçilirdi. ‘(K 1)

‗En olmayacak yerde ders verme. Kesinlikle şunu istiyorum diyemediğim müdürler oldu. Kesinlikle kapıdan geri döneceğimi bildiğim için söylemedim. Hiç teşebbüs etmedim. ‘ (K 12)

‗Benim kaybettiğim bir yavrum var. Rahatsızdı. Sabah erkenden gittim. Ço- cuk nefes alamıyor. Sevk kağıdı aldım o zaman imzalatmak için. Şunu imzalar mısın dedim. Hatta bizim okulun müdürü değil yan taraftaki okulun müdürü bizimkine ve- kaleten bakıyor. Beni elini tersi ile itti. Sevk kağıdını imzalamadı. Gittim orada ka- tibe verdim. Bak dedim şu sevki imzalat yoksa buraya geldi. Gitti imzalattı, bana getirdi. O evladımı kaybettim. O rahatsızlıktan sonra Ankara‘ ya götürdüm kaybet- tim. Öyle bir durumda bile duyarsız, ruhsuz. Öyle insanlar. Hak etmediği halde oraya oturtmuşlar. Nasıl olmuş bilemiyorum işte. ‘ (K 5)

‗Biz erkek öğretmenlerle aynı tuvaleti kullanıyorduk. Bu bir işkencedir bu bir Çin işkencesidir. Ya giremiyorsunuz, siz lavaboya gidiyorsunuz. Ayrılmış orda tuva- letler. Şunlar bayanlara şunlar erkeklere. Herkes biliyor üzerinde yazmıyor da. Gi- dince kullanmadan öncesinde baya bir zorlanmıştım. Gidiyorsunuz ve bir erkek ar- kadaş tuvaletten çıkıyor. A merhaba falan diyorsunuz. Yıllarca bunu yaşadık ve kim- se böyle olmaz diyemedi. Ben yeniyim de benden öncekiler de diyemedi. ‘(K 12)

‗Ben müdürümün gerçekten bana yardımcı olmasını, destek olmasını bekler- dim. Ya da en azından bir yol göstermesini çok isterdim…Çünkü benden önce o köye gitmiş olanakları şartları bilen kendisi…Ben zamanla her şeyimi kendim yap- tım ama onun hiçbir desteğini görmedim… Ama Müdür bey hiçbir şekilde ne ya- nımdaydı. Hiç ilgilenmedi sonrasında da. (…) Ben hayatımda o kadar kış görme- dim. Kaç ay boyunca okulumun hizmetlisi yoktu. Sobayı çocuklar yakıyordu…. Yeri geldi temizlik yaptığımı biliyorum okul içerisinde. Sobayı yaktığımı biliyorum. Her- kes bir yerden yakacak getiriyor…Müdür bey hiç bir şekilde uğraşmıyordu. Devlete bir yer göstermek gerekiyormuş kalorifer döşemek için…. Müdür bey kalorifer ol- maz böyle bir yerimiz de yok diyerek gelenleri geri göndermiş. Bize de okula kalori-

Benzer Belgeler