• Sonuç bulunamadı

BĠREYLER VE YÖNTEM

Ġlk 6 ay tek baĢına anne sütü alma durumu

5.1 Okul Öncesi Dönem Çocuklarının ve Ailelerinin Genel Özelliklerinin Değerlendirilmesi

Bu çalışmaya 148 kız, 159 erkek olmak üzere toplam 307 çocuk katılmıştır. Çocukların %34.85‟i 4 yaşında, %36.81‟i 5 yaşında ve %28.34‟ü 6 yaşındadır (Tablo 4.1). Okul öncesi eğitime başlama yaşının belirlenmesinde çocukların gelişim düzeyleri önemli olup uzmanlar tarafından genel olarak anaokuluna başlama yaşının 2-4 yaş olduğu belirtilmektedir (Aslanargun ve ark, 2015, Katrancı, 2014). Okul öncesi eğitim Almanya, İtalya ve Bulgaristan‟da 3-6 yaş, İngiltere‟de 3-5 yaş, Danimarka‟da 3-7 yaş, Fransa‟da 2-6 yaş, Norveç‟te 1-5 yaş ve Belçika Flaman‟da 2.5 yaş olup, isteğe bağlıdır. İspanya‟da 0-3 yaş çocuklar okul öncesi eğitim enstitülerinde, 3-6 yaş çocuklar hem okul öncesi eğitim enstitüleri hem de okul öncesi eğitim kurumlarında eğitime başlamaktadır. Avusturya‟da ise 3 yaşından küçük çocuklara kreş eğitimi, 3-6 yaş çocuklara zorunlu anaokulu eğitimi verilmektedir. Kuzey İrlanda‟da da 4-6 yaş arası çocuklar için okul öncesi eğitim zorunlu olup ilköğretimin ilk iki yılını oluşturmaktadır (Atlı, 2013, EURYDICE, 2009). Türkiye‟de 3-5.5 yaş çocuklar anaokulu, 4-6.5 yaş çocuklar ise ana sınıfında eğitim almaktadır (Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, 2014).

Doğru sağlık davranışlarının kazanılması ve kazandırılmasında eğitim seviyesi önemli bir rol oynar. Okul öncesi dönemde beslenme eğitimi ailede başlamaktadır, aile bireylerinin beslenme ile ilgili tutum ve davranışları bu yaş grubu çocuklara rol model olmaktadır. Bu nedenle okul öncesi çocuklarının sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında ailelere büyük sorumluluk düşmektedir (Birch ve ark, 2009, Nepper ve ark, 2016). Bu çalışmada anne ve babaların eğitim durumunun orta ve yüksek seviyede olduğu annelerin %45.93‟ünün lise, babaların %46.58‟inin lisans/lisansüstü

109

mezunu olduğu görülmüştür (Tablo 4.1). Portekiz‟de 4 yaşındaki çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada eğitimli annelerin çocuklarının daha sağlıklı beslendiği sebze-meyve ve süt ürünleri tüketiminin daha fazla olduğu görülmüştür (Durao ve ark, 2015). Çocukluk döneminde obezite prevalansını incelemek için yapılan iki farklı çalışmada anne ve babanın eğitim durumu arttıkça obezite prevalansının da anlamlı olarak arttığı saptanmıştır (Gözü, 2007, Kendirli ve ark, 2007). Özellikle annenin eğitim durumunun çocukların beslenmesi üzerindeki etkisi daha fazladır. Özilbey‟in çalışmasında da ebeveynlerin eğitim durumu ile obezite durumu incelendiğinde annenin eğitim durumuyla anlamlı bir ilişki saptanırken babanın eğitim durumu ile anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (Özilbey, 2013). Uskun ve ark. çalışmalarında ise annenin ve babanın eğitim durumunun çocuğun BKI durumunu etkilemediği (Uskun ve ark, 2005), Koçoğlu ve ark. çalışmasında ise yüksekokul mezunu babaların çocuklarında obezite oranının daha fazla olduğu belirtilmiştir (Koçoğlu ve ark, 2003). Bu çalışmada da annesi ilköğretim ve altı eğitim düzeyine sahip çocukların BKI değerleri daha düşük bulunmuş ve babanın eğitim durumunun çocuğun BKI durumunu etkilemediği görülmüştür (Tablo 4.2). Eğitim durumu yüksek olan ailelerin çocuklarının maddi imkanlar sayesinde yüksek enerji içeren fast-food türü besinleri daha sık tüketebildikleri ve tablet, bilgisayar vb. daha fazla zaman geçirerek fiziksel aktiviteyi azaltacak etkenlere yöneldikleri bu durumun da çocukların BKI değerlerinin artmasına neden olabileceği düşünülmektedir.

Ebeveynlerin eğitim durumunun yanı sıra özellikle annenin çalışma durumu çocukların beslenme alışkanlıklarını etkilemektedir. Yapılan bu çalışmada annelerin %31.92‟sinin çalıştığı (Tablo 4.1), annesi çalışan çocukların BKI değerlerinin, çalışmayanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür (Tablo 4.2). İzmir‟de 6-11 yaş çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışan annelerin (%46.6) çocuklarının

110

%22.3‟ünün, çalışmayan annelerin çocuklarının ise %18.1‟nin obez olduğu bildirilmiştir (Özilbey, 2013). Uskun ve ark. yaptıkları bir çalışmada annenin çalışması ile çocuklarda obezitenin görülmesi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Uskun ve ark, 2005). Çalışan annelerin zaman sıkıntısı nedeniyle çocuklarının beslenmesinde hazır yiyecekleri, dondurulmuş ve paketlenmiş besinleri daha çok tercih etmeleri nedeniyle bu çocuklarda obezitenin daha fazla görüldüğü bildirilmiştir (Biro ve ark, 2010, Bowers, 2000, Garipoğlu ve ark, 2009).

Toplumun ve ailenin sosyoekonomik durumu ve kültürel düzeyi obezite oluşumunu etkileyen önemli risk faktörleri arasında yer alır. Çocukların tükettikleri besinlerin çeşitliliği ve miktarı ailenin gelir düzeyi ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Sosyoekonomik durumu yüksek olan ailelerin çocuklarında aşırı beslenme, sosyoekonomik durumu düşük ailelerin çocuklarında da dengesiz beslenme sonucunda obezite meydana gelebilir (Durukan, 2001, Köksal ve ark, 2008, Murasko, 2011). Yapılan araştırmalarda sonucunda gelişmiş ülkelerde düşük sosyoekonomik düzeyde gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde ise yüksek sosyoekonomik düzeyde olan bireylerde obezite daha fazla görülmektedir (Chen ve ark, 2011, Glasper, 2010). Ülkemizde obezitenin yüksek ve orta sosyoekonomik düzeyde daha fazla görüldüğü birçok çalışmada bildirilmiştir (Aktürk, 2005, Tüzün, 1999, Öztora, 2005). Bu çalışmada ailelerin %58.95‟inin geliri 1000-3000 TL arasında ve %36.16‟sının geliri 3000 TL‟den fazladır. Bu durum çalışmaya katılan ailelerin gelir durumunun orta ve yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir (Tablo 4.1). Kore‟de 41 tane okul öncesi çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada gelir durumları iyi olan ebeveynlerin çocuklarının enerji içeriği yüksek besinleri tüketmesini istediği, bu da çocukların beslenmelerini olumsuz yönde etkileyip obeziteye yol açtığı görülmüştür (Kim ve ark, 2015). Ülkemizde ise obezite,

111

Özilbey‟in çalışmasında aylık geliri 1000-2000 TL olan ailelerin çocuklarında (Özilbey, 2013), Çınar‟ın çalışmasında ise aylık geliri 2000 TL ve üzeri olan ailelerin çocuklarında daha fazla görülürken (Çınar, 2013) bu çalışmada aylık gelir ile obezite arasında bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 4.2). Ancak, bu çalışmada çocuklarda fazla kiloluluk ve obezitenin yüksek olmasının nedeninin ailelerin çoğunun orta ve yüksek gelir seviyesine sahip olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.