• Sonuç bulunamadı

GENEL BĠLGĠLER

2.3 Okul Öncesi Dönem Çocuklarında ġeker ve ġeker Ġçeren Besinlerin Obezite Ġle ĠliĢkisi

2.3.4 ġeker ve ġeker Ġçeren Besinlerin Obezite Üzerine Etkisi

Şekerli besinlerin içinde basit karbonhidratlar olduğu için şekerli besinlerin tüketilmesi ile kan şekeri kontrolü bozulmakta ve hızlı bir artış meydana gelmektedir. Basit karbonhidratların GI yüksektir fakat besin değerleri düşüktür. Yüksek GI sahip olan şekerli besinlerin tüketilmesi sonucunda postprandial kan glikoz seviyelerinde artmalar meydana gelir ve insülin duyarlılığı azalır. Bu yüzden şekerli besinlerin tüketilmesi sonucunda bireylerin doyma hissinde azalma görülür ve besinin daha fazla tüketilmesine neden olur (Baysal, 2009,Türkiye‟ye Özgü Besin ve Beslenme Rehberi, 2015).

Şekerli besinlerin yüksek miktarlarda tüketilmesinin vücuttaki yağ birikimine ve obezite gelişimine etkisi çok yüksektir. Özellikle çocukların bu besinleri önerilen miktarların üzerinde tüketmesi toplam enerji alımlarını arttırmaktadır. Çocukların daha fazla enerji alımlarından dolayı vücut ağırlıklarında ve BKI değerlerinde artmalar meydana gelir (Honne ve ark, 2012, Parnell ve ark, 2007, WHO, 2003).

Ayrıca şekerli besinler çok fazla tüketildiğinde çocuklarda özellikle diş çürüğü, kalp-damar hastalıkları, barsak hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, osteoporoz, hiperaktivite gibi hastalıklar görülebilir ve ileriki dönemde erken yaşlanma vb. birçok hastalığın meydana gelmesinde önemli etkileri olduğu belirtilmiştir (Frank ve ark, 2010, Langlois ve ark, 2011, Malik ve ark, 2006).

Robert Lustig ve arkadaşları tarafından ABD‟de Latin ve Afrika-Amerikalı, obez ve metabolik sendromu olan 8-18 yaşlarında 43 çocuk üzerinde bir çalışma yapılmıştır. Çocukların günlük aldıkları enerjinin en az %28‟inin tükettikleri şekerden gelmiş olmasına dikkat edilmiş, vücut ağırlıklarına göre günlük almaları

54

gereken enerji hesaplanmış ve 9 günlük beslenme programı düzenlenmiştir. Düzenlenen beslenme programına göre enerjinin toplam şekerden gelen oranı %10, fruktozdan gelen oranı ise %4 kadar azaltılmıştır. Çocuklara şeker içeriği yüksek olan besinler yerine meyveler, ekmek ve tahıl grubunda yer alan besinler verilmiştir. Çalışmanın sonucunda çocukların vücut ağırlıklarında 0.9 kg‟lık bir azalma, vücut ağırlıkları değişmeyen çocukların ise metabolik değerlerinde değişmeler meydana gelmiştir. Çocukların ortalama olarak diyastolik kan basınçlarında 5 mm Hg, açlık trigliserit değerlerinde %46 ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) değerinde 0,3 mmol/L azalma görülmüştür (Lustig ve ark, 2015).

Okul öncesi dönem çocuklarının şeker tüketimi ve beslenmelerine yönelik yapılan bir çalışmada basit şekerden gelen enerji miktarının %25‟den fazla olması durumunda diğer besin ögeleri alımlarının daha az olduğu saptanmıştır (Kranz ve ark, 2005).

Yapılan araştırmalar sonucunda son 30 yılda obezite prevalansındaki artış ile şekerli ve tatlandırıcılı içeceklerin tüketimindeki artış arasında da anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür (Malik ve ark, 2010, Tate ve ark, 2012, Vartanian ve ark, 2007, Welsh ve ark, 2011). Bu içeceklerin yüksek şeker içeriğinden dolayı vücut ağırlığında artışa neden olduğu aynı zamanda bireylerin şekerli içeceklerle tükettikleri miktarların enerji değerlerini hesaplamadıklarını, almış oldukları fazla enerji miktarlarını görmezden gelerek beslenmelerine aynı şekilde devam ettikleri görülmüştür (Hu ve ark, 2010, Malik ve ark, 2010).

Çocukluk dönemi obezitesinde tatlandırılmış içecekler ile adipozite ilişkisi üzerinde birçok çalışma yapılmıştır. Özellikle bu dönem çocuklarında tatlandırılmış içeceklerin çok fazla tüketilmesi ile adipozite arasında pozitif bir ilişki olduğu ve bu

55

çocuklarda obezite riskinin arttığı görülmektedir (Brown ve ark, 2008, Morenga ve ark, 2013, Steyn ve ark, 2012).

Yapılan bir çalışmaya göre son yıllarda meyve suyu, gazlı içecekler ve soda gibi alkol içermeyen içeceklerin tüketiminde ciddi artışlar meydana geldiği görülmüştür. Her gün 120 Kalori içeren bir porsiyon meyve suyu, soda veya gazlı içecekler gibi şekerli içeceklerin tüketimi sonucunda 10 yıl içerisinde vücut ağırlığında 50 kg‟lık kadar büyük bir artışın meydana geleceği gözlemlenmiştir (Grief ve ark, 2008).

Son zamanlarda çocukluk dönemi obezitesi üzerinde durulması gereken konulardan birisi de şeker eklenmiş içecekler ve şekerle tatlandırılmış gazlı içecek ve meyve suyu gibi enerji veren içeceklerin tüketimlerinin süt, ayran gibi besin değeri yüksek olan içeceklerin önüne geçmesidir (ADA, 2004, Köksal ve ark, 2008, Jean ve ark, 2011). Şekil 1‟de çocuk ve ergenlerin meyve suyu, süt ve şekerli içecek tüketimi arasındaki farklılıklar gösterilmiştir (Frank ve ark, 2010).

Şekil 2.1. 1965 ve 2006 Yılları Arasında Çocuk ve Ergenlerin Meyve Suyu, Süt ve Şekerli İçecek Tüketimi Arasındaki Farklılıklar

56

Araştırmalara göre gazlı içecek tüketimlerinde görülen ani artış ile fazla kilolu çocukların yaygınlaşması arasında pozitif bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Son 50 yıl içinde kişi başına düşen gazlı içecek tüketiminin yaklaşık 5 kat daha arttığı görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri‟nde yapılan bir çalışmada yetişkinlerin yarısının, adolesanların ise çoğunun (erkeklerin %74‟ünün kızların ise %65‟inin) her gün gazlı içecek tükettikleri görülmüştür. Çocukların öğünlerinde gazlı içecekler ve meyve sularının tüketiminin süt ve ayran tüketiminden fazla olduğu sürece çocukların kemik gelişimi ve büyümeleri için gerekli olan kalsiyum ve diğer minerallerin alımında yetersizlikler meydana geleceği bildirilmiştir (Frank ve ark, 2010, Malik ve ark, 2006).

Amsterdam yakınlarında 4-12 yaş arası 641 çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada, normal vücut ağırlığına sahip çocuklardan yarısının enerji içermeyen içecekleri yarısının da şeker ilaveli içecekleri tüketmeleri istenmiştir. Çalışmanın sonucunda enerji içermeyen içecekleri tüketen çocuklarda vücut ağırlıklarında ve yağ birikiminde azalma görülmüştür (Ruyter ve ark, 2012).

Ülkemiz genelinde 6-10 yaş çocuklarda yapılan TOÇBİ çalışması sonucuna göre, çocukların her gün şekerli gazlı içecekleri %11.5, şekersiz gazlı içecekleri %3.6 ve şeker, şekerleme, gofret ve çikolatayı %25.4 tükettiği belirtilmiştir. Bu tür besinler obeziteye yol açtığı için tüketim sıklıkları ve miktarlarının azaltılması gerektiği görülmüştür (TOÇBİ, 2011).

Dünya Sağlık Örgütü tarafından şeker ve şeker içeren besinlerin önerilen miktarların üzerinde tüketiminin çocukların daha fazla enerji almalarına ve kilo artışına neden olduğu, çocukluk dönemi obezitesini önlemek için şeker ve şekerli besinlerin tüketiminin azaltılması ve buna yönelik önerilerin geliştirilmesi bildirilmiştir (WHO, 2016-b).

57

Bölüm 3