• Sonuç bulunamadı

Obama, yönetimde olduğu 2009- 2016 yılları arasındaki iki dönem boyunca, dünya çapında nükleer silahların azaltılmasını ve küresel nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin güçlendirilmesi için çalışmalar yapmayı amaçlamıştır. Obama döneminde, Amerikan nükleer stratejisi üç ana amaç etrafında formüle edilmiştir. Bunlar: Nükleer silahların ABD

327 Luke Harding, Ian Traynor, “Obama abandons missile defence shield in Europe”, The Guardian, 17.09.2009

328 U.S. Department of State, “New START”, https://www.state.gov/t/avc/newstart/

329 Kingston Reif, Shervin Taheran, “Trump Arms Control Plans Draw Criticism”, Arms Control Association, June 2019, https://www.armscontrol.org/taxonomy/term/125

330 “Russia: Putin warns New START nuclear arms treaty at risk”, Aljazeera, 06.06.2019,

https://www.aljazeera.com/news/2019/06/russia-putin-warns-start-nuclear-arms-treaty-risk-190606163914989.html

veya müttefiklerine karşı kullanılmamasını sağlamak, diğer devletlerin nükleer silah edinmemesi ve nükleer silahla tehlikeli nükleer malzemelerin hırsızlığa veya terörist gruplara karşı güvence altına alınmasıdır.331

Daha önce bahsedildiği üzere, 5 Nisan 2009’da Prag’da yaptığı konuşmada nükleer silah birikiminin dünyayı tehdit eden en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Obama, ABD’nin, nükleer silahlardan arınmış bir dünyaya yönelik uluslararası çabalara liderlik etmesi çağrısında bulunmuştur. Obama, tam bir nükleer silahsızlanmanın uzun vadeli bir hedef olduğunu açıklamasına rağmen hedefin hâlâ peşinden gitmeye değer olduğu konusunda ısrar etmiştir.332

Obama, bu hedefe doğru ilerlemenin görevdeki ilk döneminde üç uçlu bir stratejiyle başlayacağını umuyordu. Bunlardan birincisi, Rusya ile, her iki gücün stratejik nükleer silahlarında daha fazla kesinti yapmak adına, yeni bir START müzakere etmektir. Nitekim bu diğer nükleer silah devletlerinin dahil edilmesini sağlayacak nükleer indirimlerin önkoşulu olarak görülmüştür. İkincisi, daha önce nükleer silahların işlevlerini yerine getirmek için gelişmiş nükleer olmayan silahların rolünü arttırarak, ABD güvenlik politikasında nükleer silahların rolünü yavaş yavaş azaltmaktır. Üçüncü ise uluslararası bir şekilde nükleer silahların yayılmasını önleme ve nükleer güvenlik konusunda yenilenmiş bir yaklaşımla, ABD’ye düşman olan aktörler tarafından nükleer silahların yayılmasını ve kullanılmasını önlemek için çalışmaktır.333

2009 yılının Nisan ayında Obama yönetimi, birkaç yeni önceliğe dayanan “minimal caydırıcılık” stratejisini ilan etmiştir. Bu birkaç yeni öncelik arasında; stratejik nükleer kuvvetlerinde indirime gidilmesi, stratejik nükleer kuvvetlerdeki indirimin füze savunma sisteminin geliştirilmesiyle birlikte yapılması, yüksek hassasiyetli nükleer olmayan silahların geliştirilmesi, ABD ve Rusya arasındaki taktik nükleer silahlar sorunun çözülmesi, stratejik nükleer kuvvetlerini kullanarak olası düşmanın ekonomik potansiyelini hedefleme öncelliği yer almaktadır.334

Minimal caydırıcılık, nükleer silahların tek amacının nükleer silah kullanımını caydırmak olduğu anlayışını temel almaktadır. Minimal caydırıcılığın benimsenmesiyle, agresif nükleer planlama sona erdirilip sonsuz modernizasyonu kısaltma ve nükleer silahsızlanma yolunda

331 Michael Kaczmarek, Elena Lazarou, Miguel Guevara, United States’ nuclear weapons policy: New priorities, New challenges, Washington, D.C.: European Parliament Liaison Office, December 2017, s.4.

332 Ibid.

333Andrew Futter, “The United States After Unipolarity: Obama’s Nuclear Weapons Policy in a Changing World”, LSE IDEAS, IDEAS reports- special reports, ed. by Nicholas Kitchen, SR009, London: London School of Economics and Political Science, 2011, s.13.

334 Alexey Fenenko, “Between MAD and Flexible Response”, 22.06.2011, http://eng.globalaffairs.ru/number/Between-MAD-and-Flexible-Response-15242

istikrarlı bir ara rejim sağlanabilir. Nitekim bir minimal caydırıcılık doktrini sadece, ilk nükleer saldırının çok maliyetli görünmesi için, nükleer silahların potansiyel bir saldırgana yeterli maliyeti dayatabilmesini gerektirir. Minimal caydırıcılığın tek amacı, nükleer kullanımını ilk sırada caydırmaktır.335

Obama’nın, ABD’nin nükleer silah politikalarını kapsamlı bir gözden geçirilmesi talebi üzerine 2010 yılında yeni bir NPR yayınlanmıştır. Uluslararası güvenlik ortamındaki temel değişiklikleri ve bugüne kadarki ABD düzenlemelerini açıkladıktan sonra NPR raporu, ABD nükleer silah politikalarının ve duruşunun beş temel hedefine odaklanmaktadır336:

 Nükleer silahların yayılmasını ve nükleer terörizmi önlemek;

 ABD ulusal güvenlik stratejisinde ABD nükleer silahlarının rolünün azaltılması;

 Alt nükleer kuvvet seviyelerinde stratejik caydırıcılığı ve istikrarı korumak;

 Bölgesel caydırıcılığın güçlendirilmesi ve ABD müttefiklerinin ve ortaklarının güvence altına alınması;

 Emniyetli, güvenilir ve etkili bir nükleer cephaneliğin sürdürülmesi.

2010 NPR’ye göre, ana tehdit nükleer terörizmdi. Buna ek olarak, İran ve Kuzey Kore NPT’yi ihlal ettiğinden, nükleer silahların yayılması da başka bir büyüyen tehdit olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle, nükleer silahsızlanma konusunda ilerleme kaydedilmesini gerektiren NPT’yi güçlendirmek ABD’nin yararınaydı. ABD bu yüzden nükleer silahların önemini hem kendi güvenliği hem dünyanın güvenliği için azaltarak, nükleer silahların yayılmamasına katkıda bulunmak istemiştir.337

2010 NPR’da ABD’nin, hayati çıkarlarını veya müttefiklerini korumak için aşırı şartlar altında nükleer silah kullanacağı vurgulanmıştır. 2010 NPR’da dikkat çeken bir başka konu da ABD’nin NPT’ye uyan nükleer olmayan ülkelere karşı nükleer silah kullanmayacağı veya bununla tehdit etmeyeceği vurgusudur.338

NPR 2010’daki nükleer silahların “temel” rolünün nükleer bir saldırıyı engellemek olduğu, ancak ABD’nin nükleer silahların “tek” amacını sağlamak için konvansiyonel

335 Hans M. Kristensen, Robert S. Norris, Ivan Oelric, From Counterforce to Minimal Deterrence: A New Nuclear Policy on the Path Toward Eliminating Nuclear Weapons, Washington, D.C.: Federation of American Scientists/Natural Resources Defense Council, 2009, s.21- 22.

336 US Department of Defense, Nuclear Posture Review Report, Washington, D.C.: US Department of Defense, 2010, s.2.

337 Oliver Thränert, “President Trump’s Nuclear Posture Review”, CSS Analyses in Security Policy, No. 223, March 2018, s.2.

338 Ibid.

kapasiteleri güçlendirmeye çalışacağı belirtilmiştir.339 Bu bağlamda; kara, hava ve deniz tabanlı silahların klasik nükleer triadı korunacaktır, karada yer alan kıtalararası füzeler ise şimdi birden çok savaş başlığı yerine sadece bir tane taşımaktadır. Bunlara ek olarak, deniz tabanlı tüm nükleer seyir füzelerinin kullanımdan kaldırılması gerekiyordu. Görüldüğü üzere, ABD NPT’yi zayıflatacak bir nükleer silahlanma yarışmasından kaçınmak için yeni nükleer savaş başlıkları geliştirmekten kaçınmış ve nükleer silahlarının “ömrünü uzatma programları” ile sınırlı kalmıştır.340

Her ne kadar Obama yönetiminin nükleer stratejisi minimal caydırıcılık konusunda hedefler belirlemişse de minimal caydırıcılık, ABD müttefiki veya ortağı üzerinde büyük bir konvansiyonel saldırıyı caydırmak gibi genişletilmiş caydırıcılık için sorun yaratabilirdi.

NPR’de, “Birleşik Devletler, ABD veya müttefiklerinin ve ortaklarının hayati çıkarlarını savunmak için yalnızca aşırı koşullarda nükleer silahların kullanılmasını düşündüğünü vurgulamak istemektedir.”341 ifadesi ve NPR’yi takip eden bir “uygulama çalışması” ile ABD minimum caydırıcı duruşu reddetmiştir.342

Kuzey Kore ile ilgili olarak Obama, başkan adaylığı süresince, Kuzey Kore ile ikili diyaloğa girmekte istekli olduğunu açıklamıştır. Ancak, Altı Ülke Görüşmeleri’nin çöküşü ve Kuzey Kore’yle tekrarlanan krizlerle karşı karşıya kalan Obama yönetimi Kuzey Kore’ye karşı, daha çok ekonomik ve diplomatik baskının devam eden uygulamasına odaklanan, diyaloğa dönmede koşullu bir istekliliği ifade eden, “stratejik sabır” (strategic patience) politikasına bağlı kalmıştır.343 Kuzey Kore ise 2009’da gerçekleştirdiği nükleer test, BM Güvenlik Konseyi 1718’in ihlali olarak ilan edilen uydu fırlatma girişimi ve Güney Kore ile yaşadığı krizler ile uluslararası platformda adından bahsettirmeye devam etmiştir.344