• Sonuç bulunamadı

Oğuz Boylarına Mensup Cemaatlerin Yaşadıkları Yerler

ANADOLU’DAKİ CEMAATLERİN BAĞLI BULUNDUKLARI OĞUZ BOYLARI

89 Zekeriyalu Taifesi

1.3.1.2. Oğuz Boylarına Mensup Cemaatlerin Yaşadıkları Yerler

138 Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), s. XXXII-XXXV

60

Tablo 23: Oğuz Boylarına Mensup Cemaatlerin Yaşadıkları Yerler139

139 Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), s. XXXV-XXXIX

64

Tablo 24: Oğuz Boyları İçerisinde Yer Alıp da Hangi Boydan Oldukları Tespit Edilemeyen Cemaatlerin Yaşadıkları Yerler140

140 Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), s. XL

65

1.3. 2. Osmaniye ve Çevresine Yerleşen Aşiretler141

Konar-göçer tabiri Osmanlı arşiv belgelerinde oldukça sık rastlanan bir deyimdir. Türkmen aşiretlerine konar-göçer denmesinin sebebi, bu aşiretlerin göçebeler gibi sürekli farklı bölgelere gelişigüzel bir şekilde göç etmedikleri içindir. Konar-göçer toplulukların belirli yaylak ve kışlak alanları mevcuttur. Bahar mevsimi gelince yaylaklarına, güz mevsiminde de kışlaklarına giderler. Bu hareketliliğin en büyük sebebi temel geçim kaynakları olan hayvanlarını yaylak alanlarında kolay bir şekilde besleme kaygısıdır. Konar-göçerler, sürülerini otlatmak üzere mevsimlere uyarak dolaşırlar. Bulundukları sahalara göre kışı ovalarda ve sahile yakın kesimlerde geçirirler; çünkü bu mevsimde sürülerine ve hayvanlarına müsait ot bulabilecekleri ve kış mevsiminin soğuğundan korunabilecekleri alanlar ancak buralardır. Güney Anadolu’da Yörüklerin kışlak mevkileri Adana, Karataş, Yumurtalık, Ceyhan, Kozan, Mersin ve Tarsus bölgesidir. Osmanlı Devleti’nde konar-göçer halk genellikle Türkmân ve Yörük şeklinde isimlendirilmiştir. Arşiv belgelerinde geçen Türkmen kelimesi, yörük kelimesi gibi konar-göçer Türk boylarının hayat tarzlarını ifade eden bir isimdir.

Çukurova ve çevresinin Türkler tarafından fethinden sonra bölgeye yerleşen konar-göçer halk 19. yüzyıla kadar bu özelliklerini devam ettirmişler, ancak zamanla ilk yıllardaki isimlerini ve yerlerini kaybetmişlerdir. Bazı önemli aşiretler kaybolurken bunların yerini başka aşiretler almış olsa da köken itibariyle Üç-Ok ve Boz-Ok Türkmenlerinin bakiyesi olan aşiretler hala Çukurova ve çevresinde önemli bir nüfusa sahiptirler. Bahsedilen dönemde Çukurova bölgesinde ve Gâvurdağı civarında; Afşar, Bozdoğan, Cerid, Tecirli, Sırkıntılı, Yağbasan, Varsak, Kırıntılı, Oruçlu, Karacalar, Lek, Hacılar, Karafakılı, Ulaşlı, Kapulu, aşiretleri bulunuyordu. Bunlardan bazılarından çok kısa bahsedecek olursak:

141http://osmaniye-bld.gov.tr/kentimiz/osmaniye-tarihcesi (13/06/2017 - Saat: 00.27)

66

1.3.2.1. Afşarlar

Anadolu’da bulunan en büyük Türkmen aşiretlerinden biridir. Eskiden beri kışlakları Halep tarafları, yaylakları ise Uzunyayla idi. Celali isyanları sonucunda Çukurova’nın terk edilmesinden sonra Halep’te kışlayan Afşarlar da sonraki tarihlerde Adana ile Kozan arasında kışlamaya başlamışlardı. 1853–1856 yılları arasında Ankara Valisi Vecihi Paşa’nın icraatları neticesinde Afşarların büyük bir kısmı yaylakları olan Sivas, Kayseri dolaylarına, özellikle Pınarbaşı, Sarız ve Tomarza kazalarına iskân edilmişlerdir. Buna rağmen iskân edilmeyen veya sonradan iskân bölgesinden kaçan Afşarlar hala Çukurova’da bulunuyorlardı. 19. Yüzyılın sonlarına doğru, Zamantı Suyu ve Binboğa’yı yaylak, Sumbas Suyu ve Anavarza Kalesi civarını da kışlak olarak kullanıyorlardı.

1.3.2.2. Varsaklar

Varsak, Farsah ya da Farsak, Çukurova’nın fethinden sonra Tarsus taraflarına yerleşmiş olan Kuştimur, Esenli, Elvanlı, Kusun, Ulaş gibi Türkmen teşekküllerine genel olarak verilen isimdir. Bu bölgeden dağılan Varsaklardan bir kısmı Kozan dağlarına bir kısmı ise Kadirli-Maraş arasına yerleştiler. Bu ikinci Varsak cemaati Düldül Dağı’nda yaylamakta ve Haruniye ovasında ziraat etmekteydi.

1.3.2.3. Tecirliler

Dulkadir ulusu içindeki Akçakoyunlu boyuna bağlı bir oymaktır. Bir kısım tarihçiler Tecirli Aşiretini Maraş Varsakları olarak adlandırmaktadırlar. Celali isyanları sonucu Çukurova’nın boşalmasıyla Gâvurdağı’nı aşıp ovaya gelen aşiretler arasındadır. 18. yüzyılda Ceyhan Nehri kıyısı ve özellikle Haruniye Ovasında kışlamaya başlamışlardır. Yine bu dönemde Ayas, Berendi ve Kınık kazalarını şenlendirmek amacıyla iskân edilmişler, fakat konar-göçerliğe devam ettikleri için Rakka’ya sürülmüşler, ancak Sürgün yerlerinden daha sonra tekrar Çukurova’ya dönmüşlerdir. Osmanlı

Arşivlerindeki bir belgeye göre, Tecirliler Payas Sancağı dâhilindeki Burnaz köprüsü civarında kışlıyorlar, yaylak olarak da Maraş’ı kullanıyorlardı.

Aşiret mensupları 1860 yılında 1200 çadır nüfusuna sahipti. Osmaniye ve Ceyhan’da 24 oba olarak bulunuyorlardı. Bu obalar; Palalı, Yazmalı, Şekerli, Hiboğlu, Gününoğlu, Budaklı, Gürer, Böcüklü, Domballı, Eloğlu, Çerçioğlu, Alcı, Gücüklü, Kokulu, Çırnazlı, Karabibili, Araplı, Kırmıtlı, Kabuklu, Alhanlı, Sarıhasanlı, Kalalı, Karaobalı, Devrişeli obalarıdır. Tecirli aşireti kendi içerisinde üç kısma ayrılmıştı. Tüccar Tecirliler alışveriş, tüccarlık yapanlardır. Boz Tecirliler orta halli olup çiftçilik veya hayvancılık yapanlardır. Yoz (düz) Tecirli ise fakir, malı mülkü pek olmayan kimselerdir. Bu aşiretin mensupları Üzeyr (Payas) Sancağı, Boz-Ok, Diyarbakır, Maraş, Adana, Çukurova, Kilis, Sivas, Rakka, Andırın, Erzurum, Çıldır, Kars, Antep, Elbistan, Haruniye, Kıbrıs Ceziresinde yaşamaktadırlar. 1866 yılındaki bir belge kaydına göre ise Payas Sancağı hududundaki Bacburnu ve Pazaryeri adlı yerlere köyler kurularak iskân edilmişlerdir. İskân olan Tecirli Aşireti toprağa bağlanmış ve ziraat yapmaya başlamıştır.

1.3.2.4. Ceridler

Bunlar da Tecirliler gibi Akçakoyunlu boyuna bağlı bir aşirettir. Anadolu’nun birçok yerine dağılmış olan Ceridlerin büyük çoğunluğu Ceyhan Nehri kıyısında Tecirli aşireti ile aynı yerde kışlayıp yazın Elbistan, Zamantı ve Uzunyayla taraflarına çıkarlardı. Nehrin doğu tarafı Cerid ve Tecirli aşiretlerinin hâkimiyetinde idi. 19. yüzyılda 1200 çadır civarında olan Ceridler bir nahiye olarak idare ediliyorlardı. Çukurova Ceridleri 14 obadan meydana geliyordu. Bu obaları sayacak olursak: Tatarlı, Altıgöz, Bekirli, Azizli, Veysiye, İmran, Hamdilli, Değirmendere, İseli, Hürüuşağı, Ceyhan Bekirlisi, Almagöllü, Yalak, Mustafabeyli. Bu ceridlerden başka Keskin kazasında ve Kırşehir’de Silsüpür Ceridi, Maraş’ta ise Kuşçu Ceridi ve Çağlayan Ceridi bulunuyordu. Gâvurdağı civarındaki Ceridler de Tecirli aşireti gibi Bacburnu civarında köyler ve haneler oluşturularak iskân edilmişler ve zirai üretime başlamışlardı.

1.3.2.5. Bozdoğanlar

Türkler tarafından şahıs adı olarak da kullanılan Bozdoğan kelimesi, gürz anlamında olup yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Araştırmamıza konu olan Bozdoğan cemaatinin bu ismi alması muhtemelen cemaatin başında Bozdoğan isimli bir aile ya da boy beyinin bulunmasından kaynaklanmıştır. Önceleri Silifke taraflarında iken 17. yüzyıl sonlarında Adana ve Tarsus civarına göç etmişlerdir. Daha sonra Bozdoğanlardan kalabalık bir grup Kadirli’nin güneyine Ceyhan Nehri’nin sağ tarafına yerleşmişlerdir. Kerimoğulları tarafından idare edilen Bozdoğan Cemaati 19. yüzyıl ortalarında 2500 çadır olarak gösterilmiştir.

1.3.2.6. Sırkıntılılar

Bu aşiret önceki dönemlerde İç-il Sancağı’nda Ovacık adlı yerde kışlayıp, yine İç-il’de Balkusan adlı yerde yaylamaktaydılar. Sırkıntılı aşiretinin mensupları daha sonra bu bölgeyi terk ederek Çukurova bölgesine gelip yarı yerleşik bir durumda konar-göçer yaşamlarını devam ettirmeye başlamışlardır. Daha çok Adana - Kozan arasında kışlayıp yazın İnderesi’ni yaylak olarak kullanan Sırkıntılı Aşireti devletle arası iyi olan ender aşiretlerdendir. Çukurova ve çevresinde meydana gelen huzursuzluk olaylarının tenkilinde sık sık gücüne başvurulan bir cemaat olarak varlığını devam ettirmiştir.

1.3.2.7. Yağbasanlar

17. yüzyılda Çukurova’ya göç eden İç-il yörüklerinin başında olarak Kozan ile Kadirli arasına yerleşmişlerdi. Bir kısmı ise Saimbeyli taraflarında bulunmaktaydı.