• Sonuç bulunamadı

nsan:n Me;ietinin, Allah’:n Me;ietine BaPl: Olu;u

C. Metot ve Kullan:lan Kaynaklar

I. BÖLÜM:

3. nsan:n Me;ietinin, Allah’:n Me;ietine BaPl: Olu;u

Kur’an’da Allah dilemedikçe, insan n bir ey dileyemeyece"i mealinde ifadeler mevcuttur.355

Bu ifadeler, “tüm insan davran lar dâhil kâinatta vuku bulan her eyin Allah’ n me ietiyle

olu tu"u” yönündeki kelami görü ü savunanlar n en güçlü argümanlar ndand r.356 E ’ari

kelamc lara göre, insandan sudur eden hay r ve er tüm davran lar n Allah’ n me ietiyle olu tu"unun en aç k kan t bu ayetlerdir. Kâinatta vuku bulan her ey Allah’ n me ieti ve yaratmas yla olu ur ve insan n me ieti bu hususta edilgen bir konumdad r.

Mutezile ise, insana yaratma ve dileme kabiliyetinin verildi"ini ve insandan sudur eden er amellerin Allah’ n dilemesi ve yaratmas yla ili kilendirilemeyece"ini söylemektedir. Bunun nedeni Allah üzerine adaletli davranman n vacip olu u ve O’ndan çirkin bir fiilin ç kmas n n muhal olu udur. Bu yakla m Allah’ n kudretini takyit etti"i endi esiyle reddeden E ’ari ekolü, Allah’ n uymas gereken hiçbir ahlaki ilkesinin olmad " n , pekâlâ keyfi tasarruflarda bulunabilece"ini ve bu hususta O’na hiç kimsenin hesap soramayaca" n söylemektedir. Buna göre Allah, kâinatta vuku bulan tüm er ve hay rl amellerin yaratan ve dileyenedir. Allah dilemeden, insan n bir eyi dilemesi de mümkün de"ildir.

“ âe” fiilinin Allah’a nispet edildi"i ayetleri aç klarken de"indi"imiz üzere Kur’an’daki me iet içerikli ayetlerden böylesi manalar ç karmak mümkün de"ildir. Bu ayetlerde Allah’ n kâinat üzerindeki hâkimiyetine retorik olarak vurgu yap l r ve insanlara O’nu hesaba katmaks z n hareket etmemeleri gerekti"i sal k verilir. Zira Allah’ n bilgisi ve kontrolü d nda kâinatta hiçbir ey vuku bulmaz. O her daim kullar n gözetleyen ve yapt klar ndan haberdar oland r.

355Bk. Müddessir 74/56; nsan 76/30; Tekvir 81/29.

356Me iet içerikli ayetlerin kelami yorumu için bk. Sabri, Mustafa, Mevk fu’l-Be er Tahte Sultâni’l-Kader, Dâr-

ul Basâir, Kahire, 2008; el-Bûti, Muhammed Said Ramazan, el- nsanu Müseyyerun em Muhayyerun, Dâr-ul Fikr, D ma k, 2009; el-Meydânî, Abdurrahman Hasan Habenneke, btilâu’l- râde bi’l- man ve’l- slam ve’l- bâde, Dâru’l-Kalem, D ma k, 1995. Ayr ca, Zâhid el-Kevserî’nin Mustafa Sabri Efendi’nin “Mevk fu’l-Be er Tahte

Sultâni’l kader” kitab ndaki görü lerine yönelik tenkit ve de"erlendirmeleri için bk. el-Kevserî, Muhammed

Zâhid, el- stibsâr fi’t-Tahaddus ani’l-Cebr ve’l- htiyâr, Dâr-ul Basâir, Kahire, 2008. el-Kevserî bu çal mas nda, cebr ve ihtiyar meselesinde Ehli Sünnet’in (E ’arilik-Maturidilik) tercihinin insan n muhayyerli"inden yana oldu"unu söylemekte ve Mustafa Sabri Efendi’yi cebri anlay a meyletti"i için ele tirmektedir.

Allah’ anmaks z n ve O’nu hesaba katmaks z n ya amak, inkârc lara mahsus bir davran türüdür. Bu ayetlerde irade hürriyeti ve benzeri kelamî meselelere de"inilmez. Burada vurgu, kâinatta vuku bulan her eyin Allah’ n kontrolünde ve gözetiminde meydana geldi"i manas üzerine odaklanmaktad r. Bu ayetlerden hareketle kelamc lar taraf ndan ileri sürülen hay r ve er, kâinatta vuku bulan her eyin Allah’ n keyfi me ieti ve yaratmas yla olu tu"u sonucuna ula mak imkâns zd r.

Baz müfessirler ayetlerdeki bu sade manayla yetinmemi , me iete metafiziksel anlamlar yükleyerek, her biri kendi mezhebi kabulünü ispatlama yoluna gitmi tir. Burada müfessirlerin ayetlerin yorumuna ili kin görü lerine dair örnekler vermek faydal olacakt r.

3.1. nsan:n, Allah’:n Kâinat Üzerindeki Mutlak Otoritesinden BaP:ms:z Hareket EdemeyecePi

Kâinatta vuku bulan her eyin Allah’ n me ietiyle olu tu"u yönündeki kelamî görü e dayanak olarak öne sürülen delillerden birisi nsan suresinin 30. ayetidir:

“ te bütün bu ayetler bir ö üt ve uyar d r. Art k dileyen ö üt al p rabbine giden iman ve itaat yoluna koyulur. Allah dilemedikçe siz hiçbir ey dileyemezsiniz. (Çünkü Allah’ n mutlak irade ve egemenli inden asla ba ms z olamazs n z.) Lüphesiz Allah her eyi bilen, neylerse güzel eyleyendir!” ( nsan 76/29-30)

Kelamc müfessirlerin ayetin tefsirine ili kin yorumlar na bakt " m zda, her birinin meseleye mensubu oldu"u kelamî ekolün kabullerinden hareketle yakla yor oldu"unu görürüz. Zemah eri’ye göre, ayette insan n dilemesinin, Allah’ n dilemesiyle istisna edilmesi

u ekilde anla lmal d r: “Allah o inkârc lar zorla itaat ettirmedikçe, onlar itaat edecek de"ildir. Allah onlar n hal ve hareketlerini bilendir.”357 Zemah eri, insandan sudur olan er fiillerin Allah’ n me ietiyle olu mad " n savunan Mutezile ekolüne mensup oldu"undan, ayetteki Allah’ n me ietini kasr/zorlama manas nda yorumlam t r. Âlusi ise ayette, insan n me ietinin Allah’ n me ietiyle istisna edilmesini, “Allah, insan n dilemesini diledi i vakit ancak insan n bir eyi dilemesinin mümkün olabilece i” eklinde yorumlam t r.358 Buna göre insan her ne dilerse dilesin bunu öncelikle Allah’ n dilemesi gerekmektedir ki, insan söz konusu fiili yapmaya güç yetirebilsin. Böylelikle insan n hay r ve er tüm fiilleri Allah’ n

357 Zemah eri, a.g.e, VI/285. 358 Âlusi, a.g.e, XXIX/237.

dilemesiyle varl k sahas na ç kmaktad r.

Bu ayetten böylesi metafiziksel anlamlar ç karmak mümkün de"ildir. Ayette Allah’ n insan n her bir fiilini diledi"inden de"il, onun üzerindeki mutlak hâkimiyeti ve kontrolünden bahsedilmektedir. Bu pasajda da me ietin retorik kullan m yla kar la r z. Ayetin, Allah’ n “Alîm” ve “Hakîm” isimleriyle son buluyor olu u, burada Allah’ n insan üzerindeki mutlak otoritesine vurgu yap ld " n n en aç k kan t d r.

Burada insana verilmek istenen mesaj, Allah’ n kâinat n mutlak hâkimi oldu"u ve O’ndan ba" ms z hareket etmenin mümkün olmad " hakikatidir. Dolay s yla bu ayetten kâinatta vuku bulan hay r- er tüm fiillerin Allah’ n keyfi me ietiyle olu tu"u tarz nda sonuçlara ula mak mümkün de"ildir. Bu ve benzeri ayetleri okurken dikkat edilmesi gereken

ey, bu pasajlarda; cebr, htiyar, kullar n fiillerinin yarat l , husn-kubh ve buna benzer kelamî ekoller aras nda tart ma konusu olan meselelere de"inilmemi olmas d r.

Allah’ n kudretini ve rububiyetini peki tirmek için inen di"er Kur’an ayetleri gibi bu ayetlerde de, insanlara Allah’ n kâinat n mutlak hâkimi oldu"u hat rlat lmaktad r. Bu yüzden me iet içerikli ayetleri do"ru anlayabilmek için, kavram n Kur’an’ n ilk muhataplar nca bilinen anlam yla iktifa etmek ve kelamc lar taraf ndan sonraki dönemlerde ortaya at lan görü lere iltifat etmemek en sa"l kl yoldur. Aksi takdirde Allah’ n adaletine ili kin cevaplanmas zor birçok sorunun gündeme gelmesi kaç n lmazd r.

nsan n dilemesinin, Allah’ n dilemesine ba"l olu unun delili olarak ileri sürülen ikinci ayet (81.) Tekvir suresinin son ayetidir:

“Kur’an’dan yüz çevirip de nereye gidiyorsunuz?! Bak n bu Kur’an, insanlar, özellikle de içinizden iman ve itaat yolunu tutmak isteyenler için s rf bir ö üt ve uyar d r. Bilin ki Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvir 81/26-29)

Bu ayette temel vurgu, Allah’ n insan üzerindeki mutlak hâkimiyeti üzerinedir. Bu ayetle, Allah’ gere"i gibi takdir edemeyen mü riklere kendilerinin Allah’ n iradesinden ve hâkimiyetinden tamam yla ba" ms z olmad klar hat rlat l r. Rivayete göre; “Bak n bu Kur’an, insanlar, özellikle de içinizden iman ve itaat yolunu tutmak isteyenler için s rf bir ö üt ve uyar d r.” (Tekvir 81/28) ayeti indi"inde Ebu Cehil ve yanda lar “Do"ru yola gelip gelmemek bizim bilece"imiz bir i ! stersek do"ru yola gireriz, istersek de aksini yapar z”

demi lerdir. Bunun üzerine “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” ayeti nazil olmu tur.359 Bu rivayet her ne kadar mü riklerin inkârc ve müstekbir tav rlar yla uygunluk arz etse de Ebu Cehil ve beraberindekilerin, irade hürriyeti vb. meselelerin henüz gündeme gelmedi"i bir kültürel ortamda böylesi bir söz sarf etmi olma olas l " zay f görünmektedir. Ebu Cehil ve yanda lar n n iman etmek gibi bir niyetleri olsayd , Allah’ devre d b rakan bir dil kullanmalar da anlams z olacakt .

Bunun yan s ra surenin son ayetinin, kendinden bir önce gelen 29. ayetin devam oldu"u aç kt r. Kur’an tarihi üzerine yaz lm eserler bize, Mekke’de inen -özellikle k sa olanlar n n- surelerin genellikle bir bütün halinde indirildi"ini aktarmaktad r. Surenin iki bölüm halinde indi"ini farzetsek bile, ikinci bölümün sadece son ayetle s n rl oldu"unu iddia etmek, sure bütünlü"ü, insicam ve Kur’an surelerinin nüzul edili i hakk nda aktar lan rivayetlerle uyu mamaktad r. Bu yüzden söz konusu rivayetin, mezhebi kabullerden beslenen bir anlay n ürünü olmas kuvvetle muhtemeldir.

Sonuç olarak bu Kur’an pasaj nda, yeryüzüne müdahil olmayan bir Allah tasavvuruna sahip olan mü riklere, Allah’ n tüm kâinat üzerindeki otoritesi ve hâkimiyeti hat rlat lmaktad r. Burada hedeflenen, mü riklerin sahip oldu"u bu yanl tasavvuru tashih etmektir. Kur’an’a göre kâinatta Allah’ n bilgisi ve kontrolü d nda hiçbir ey vuku bulmaz. Varl " n Allah’a borçlu olan bir kulun, rabbinden ba" ms z hareket etti"i vehmine kap lmas çok büyük bir yan lg d r. Bu ayette, kelamc lar taraf ndan anla ld " ekliyle irade hürriyeti meselesine ya da insan n hay r- er her bir fiilinin olu mas için, o fiile Allah’ n me ietinin taalluk etmesi gerekti"i ve bunlar n tümünün Allah’ n yaratmas yla oldu"u gibi sonradan ihdas edilmi görü lere de"inilmez. Bu ayette, Allah’ n kudretine retorik olarak vurgu yap l r.

Allah’ n insanlar imtihan etme iradesi, gösterdikleri e"ilimlere göre onlar yapm olduklar tercihlerinden dolay sorumlu tutmay gerektirir. Kâinatta vuku bulan her eyin Allah’ n keyfi me ieti ve yaratmas sonucu olu tu"u ve bu fiillerin as l dileyeni ve yarat c s n n Allah oldu"u dü üncesini kabul etti"imizde, yeryüzünde tamam yla insanlar n sebep oldu"u birçok olumsuzlu"un Allah’a nispet edilmesine kap aralam oluruz. Nitekim E ’ari kelam n n kabul gördü"ü toplumlarda bunu aç kça gözlemlemekteyiz.

Bu yanl tasavvuru düzeltmenin yolu, ayetleri ilk indi"i dönem alg s na mugay r bir

ekilde bilinmedik anlamlarda yorumlamaktan ve insandan sad r olan hay r ve er tüm fiilleri Allah’a nispet etmekten iddetle kaç nmakt r. Kâinatta insan n aleyhine vuku bulan olaylarda öncelikle insan n bundaki pay ara t r lmal ve söz konusu olaylar n tekrarlanmamas için her insan üzerine dü en sorumlulu"u yerine getirmelidir. Belki o zaman insan n eliyle vuku bulan birçok olumsuzlu"u gidermemiz ve Kur’an’da en çok üzerinde durulan olgulardan biri olan, Allah’ n adaletini do"ru bir ekilde anlamam z mümkün olabilir.

Bu ba"lamda kullan lan ayetlerin üçüncü ve en son olan , Müddessir suresinin son ayetleridir. Bir kimsenin Kur’an’dan ö"üt almas n n, Allah’ n me ietiyle istisna edildi"i bu pasajda da vurgu, Allah’ n mutlak kudreti ve hâkimiyeti üzerinedir:

“Do rusu bu Kur’an bir ö üt ve uyar d r. Dileyen ona kulak verip ders al r. Bununla

birlikte onlar n ders almas Allah’ n dilemesine ba l d r. Sevilip say lmaya lay k olan da O’dur; ac y p affedecek olan da O’dur.” (Müddessir 74/54-56)

Zemah eri’ye göre, insan n ö"üt almas n n, Allah’ n dilemesine ba"l olu u u anlama gelir: “Allah’ n zorlamas /cebr durumu hariç onlar ö üt almazlar. Çünkü onlar kalbleri mühürlenmi insanlard r. Bu yüzden kendi istekleriyle iman etmezler.360 Âlusi’ye göre ise bu ayette, insan n me ietinin/dilemesinin bir fiili yapmas için tek ba na yeterli olmad ifade edilmektedir. Çünkü Allah dilemedikçe, kulun dilemesinin fiillerinin olu umunda haddizat nda bir tesiri yoktur. Bu ise aç kça, kulun dilemesinin, do rudan ya da dolayl olarak Allah’ n dilemesiyle gerçekle ti ini gösterir.361

Müfessirlerin yorum farkl l klar n n temelinde, mensubu olduklar kelam ekolünün; s fatlar, kullar n fiilleri, husn-kubh ve buna benzer meselelerdeki tercihleri yatmaktad r. Bu ayette, t pk me ietin hidayet ve dalalet ba"lam nda Allah’a isnat edildi"i di"er ayetlerde gördü"ümüz üzere, Allah’ n insan üzerindeki kudret ve hâkimiyetine vurgu yap lmaktad r.

nsan fiilleri, Allah’ n kâinata koydu"u yasalara göre gerçekle mektedir. Bu fiillerin her birinin nas l ve kim taraf ndan gerçekle ti"i meselesi ise, Kur’an’ n üzerinde durmad " bir konudur. Allah’ n insana yönelik olarak, hangi durumlarda ne tür tasarruflarda bulunaca" sorusunun cevab me iet içerikli ayetlerde de"il, Kur’an’ n tümünde aranmal d r.

Sonuç olarak insan n me ietinin Allah’ n me ietine ba"l oldu"undan bahseden ayetlerde vurgu, Allah’ n kâinat ve insan üzerinde mutlak kudret ve otorite sahibi olu u

360 Zemah eri, a.g.e, VI/264. 361 Âlusî, a.g.e, XXIX, 192.

Benzer Belgeler