• Sonuç bulunamadı

16. YÜZYILIN BELLİ BAŞLI ŞAİRLERİNİN DİVANLARINDA ÖVÜNME

1.1. ŞAİRİN ŞİİR ile USTA ŞAİRLER DİNİ TASAVVUFİ KİŞİLER ve TARİHİ

1.1.1. Şiir ile Usta Şairler Arasında Kurulan İlgi

1.1.1.6. Nizâmî-i Gencevî

hem de Selmân’ı şiirlerinde anmışlardır. Şairler hem Selmân’ı örnek almışlar onun izinden gittiklerini söylemişlerdir hem de onunla yarışabilecek kadar yetenekli olduklarını ifade etmişlerdir.

1.1.1.6. Nizâmî-i Gencevî

15.yy’da yaşamış olan Nizâmî-i Gencevî Fars edebiyatında hamse türünün kurucusu kabul edilen İranlı meşhur şairdir.

Nizâmî, şüphesiz Fars edebiyatının temel taşlarından olup bu şiirin kesin üstatlarından kabul edilmesi gereken şairlerdendir. O, Firdevsî ve Sa’dî gibi kendine özgü bir üslup ya da tarzı ortaya çıkarabilmeyi veya kemale ulaştırabilmeyi başarmış şairlerdendir. Her ne kadar Fars dilindeki hikâyecilik, Nizâmî ile başlamamış ve gör-düğümüz üzere, Fars edebiyatının başlangıç dönemine kadar gidiyor olsa da VI/XII. yüzyıl sonuna kadar şiirin bu türünü, yani temsilî şiiri Fars dilinde kemal derecesinin en üst noktasına çıkarabilmiş olan tek şair Nizâmî’dir. Yerinde ve güzel sözcükleri kullanma, doğru kelimeyi seçme, farklı hayaller ortaya koyma, birçok manada yeni ve makbul olan anlam ve mazmunları meydana getirip kullanması şairin belirgin özelliklerindendir. Aynı zamanda ayrıntıları tasvir etme, hayret verici derecedeki güzel manzaraları anlatma ve hayal gücünü kullanmadaki becerisi ve özeni, doğa ve yaşam biçimlerini anlatmadaki zarifliği gibi özellikleriyle tabii ve yeni teşbih ve istiareleri kullanma bakımından vb. açılardan kendinden sonra asla emsali olmayan şairler arasındadır.

“Şair güzel fıtratlı, ileri görüşlü ve derin bakışlı şair, kendi edebî ve bilimsel bilgilerinden yararlanma noktasında mübalağa etmesi ya da yeni terkipleri meydana ge-tirmede hayal noktasında aşırıya kaçma ve mübalağa etmesiyle birlikte sözde güzellik, açıklamada incelik ve anlamda bir yüceliğe sahiptir. Bu özelliği de bu gibi kusur veya kusurları tamamıyla okuyucunun gözünden saklar.”14

“Nizâmî, Klasik edebiyatta Penc Genc adlı beş mesneviden oluşan yapıtıyla tanınmıştır. Bu mesnevisiyle İranlı şairleri oldukça etkilemiştir. Sanatçının hamsesine her yerden çeviriler ve tercümeler yapılmıştır. Hamse yazma hususunda Türk edebiyatında da şairleri etkilemiştir.”15

14 http://www.irankulturevi.com/lang-tr-NZAMYGENCEV.cgi Erişim Tarihi: 17. 03. 2019. 15 Doğan, agt, s. 65.

19

Muhibbî, Nizâmî gibi şiirde üsluba önem vermiş ve Nizâmî’nin tarzında şiir yazmakla övünmüştür. Muhibbî burada Nizâmî’nin meşhur eseri “Penc Genc” ile kendi şiiri arasında bir ilgi kurmuştur. Nizâmî’nin beş mesneviden oluşan hamsesi Muhibbî için de bir övünme unsuru olmuştur. Muhibbî “penc-i genc” derken hem Nizâmî’nin beş hamsesine gönderme de bulunmuş hem de kendi şiirinin değeri ile övünmüştür. Şiirde Nizâmî’nin yolunda gitmekle şairin kastettiği Nizâmî’nin hamse üstadı olmasıdır. Şair de Nizâmî gibi şiirlerini beş beş yazarak Nizâmî’yi örnek aldığını ifade etmiştir. Muhibbî burada şiirde konu işleme tekniği ve şiir yazma tarzı bakımından Nizâmî’yi örnek alarak övünmüştür.

“Eyledün tarz-ı Nizȃmȋ’de Muhibbȋ nazmunı

Şi’r ile şimden girü var eyle Selmȃn ile bahs” Muhibbî, G. 261/5 s. 114

“Muhibbî, şiirlerini Nizâmî üslubunda yazdın. Şiir sahasında bundan böyle Selmân-ı Saveci ile yarSelmân-ış.”

“Ey Muhibbî benzedi nazmun Nizâmî nazmına

Nola dirsem işbu beytüne senün ben penc-i genç” Muhibbî, G. 288/5. s. 122

“Ey Muhibbî, şiirlerin Nizâmî’nin şiirlerine benzedi. Senin bu beytine beş hazine dersem doğrudur.”

“Ey Muhibbî nazm-arȃ tutdun Nizȃmi tarzını

Şi’rüni şimden girü itmek gereksin penc penc” Muhibbî, G. 292/5 s. 124

“Ey Muhibbî şiirde Nizâmî tarzını tuttun, benimsedin. Bundan sonra şiirini beş, beş yazman gerekir.”

Muhibbî’nin şiiri Nizâmî tarafından takdire şayan bir özelliğe sahiptir. Şair burada söyleyiş güzelliğiyle övünmüştür. Muhibbî aşağıdaki beytinde Nizâmî’nin şairlikteki üstünlüğünden onun üstat bir sanatçı olduğundan ve kimselere yenilmez anlatım gücünden bahsetmiştir. Muhibbî kendi şairliğini de Nizâmî’nin bu özellikleriyle bir tutarak övmüştür. Şiir sahasında kendisinden başka üstün şair olamayacağını ve şiirleriyle herkesi alt edebileceğini söylemiştir. Bu ifadeleriyle şair rakiplerine meydan okumuş ve şiir alanında üstün olması ve şairliğinin gücüyle övünmüştür diyebiliriz.

“Eger guş itse bu nazmı Nizâmî

20

“Eğer Nizâmî bu şiiri dinlemiş olsaydı, çok güzel, aferin sana Muhibbî derdi.”

“Nizâmî nicesin bürdüm benümle kim tutar pençe

Muhibbî ‘arsa-i nazmun bugün şîr-i jiyânıdur” Muhibbî, G. 814/5 s. 269

“Nizâmî gibi nicelerini mağlup ettim, benimle kim el pençe tutabilir? Muhibbî, bugün artık şiir sahasının kükremiş aslanıdır.”

Muhibbî kendi şiiri ile Nizâmî’nin şiiri arasında benzerlik ilgisi kurmuştur. Muhibbî’nin şiiri de tıpkı Nizâmî’nin şiirlerinde olduğu gibi ince anlamlarla parlak bir üslüpla ve yeni manalarla doludur. Muhibbî bu sözleriyle şiirdeki anlatım gücüyle ve söyleyişteki farklılıklarıyla övünmüştür. Şiir yazma tarzında Muhibbî, Nizâmî’yi örnek almıştır. Ve şiirlerinin konuları işleme tekniği bakımından Nizâmî’nin şiirlerine benzediğini ifade etmiştir. Nizâmî şiir alanında Fars edebiyatında kemal seviyesine ulaşmış usta bir şairdir. Muhibbî de tıpkı Nizâmî gibi şiirlerini kemal seviyesine taşımak istemektedir. Bunun içindir ki Muhibbî şiir alanında Nizâmî’nin tarzını benimsediğini ve onun yolundan gittiğini ifade ederek onun gibi şiir yazma üslubuyla övünmüştür.

“Nazmun Muhibbî nazmına benzer Nizâminün

İnce hayâl nazik ü rengîn-edâyı gör” Muhibbî, G. 850/5 s. 279

“Muhibbî, şiirin Nizâmî’nin şiirine benzer. İnce Hayâlî, nazik ve canlı üslubu gör.”

“Husrevâ guş it Muhibbî şi’rine eyle nazar

Nazm tarzında Nizâmi ma’nide Hâcu imiş” Muhibbî, G. 1291/5 s. 404

“Ey padişah, Muhibbî’nin şiirine bak, dinle.(o şiirler), nazım tarzında Nizâmi, anlamda Hâcu imiş.”

“Nazm ile buldun Muhibbî çün Nizâmi tarzını

Hüsn-i eş’âruna tahsin itdiler ehl-i kemâl” Muhibbî, G. 1717/5 s. 515

“Ey Muhibbî, şiir ile Nizâmî tarzını bulduğun için, kemal sahipleri şiirlerinin güzelliğini takdir ettiler.”

Hayâlî’nin şiiri Nizâmî’ye ulaşırsa eğer Nizâmî, bu şiirle yeni bir can bulacaktır. Nizâmî, Hayâlî’nin bu yeni söyleyişini beğenecek ve onu takdir edecektir. Hayâlî, burada

21

öyle bir söyleyişe sahip olduğunu ifade etmiştir ki Nizâmî bile onun şiirinden yeni yeni anlamlar bulabilecektir. Hayâlî bu ifadeyle şiirde yeni söyleyişler kullanmakla övünmüştür.

“Râvî ittise Karamana Hayâlî şi’rini

Bula nazm-ı rûh bahşından Nizâmi tâze cân” Hayâlî, G. 381/5 s. 222

“Hayâlî, nazmın Karaman’a varırsa eğer, Nizâmî (Hayâlîʼnin) can veren şiirinden yeniden hayat bulur. Yani Nizâmî, Hayâlî’nin şiiriyle yeniden dirilir.”

Şâir kendisini Nizâmî’ye benzetmekte ve bazı tarihî kişiliklere telmihte bulunarak kendisini yüceltmektedir. “sâhib-suhan” kavramıyla Hâyâlî, söz sahasında üstat olduğunu ifade etmek istemiştir. “Tuğrul Bey, Oğuz Türklerine Anadolu’nun kapısını açan bir

komutandır. Kızıl Arslan (Aslan Bey), Gazneli Mahmut tarafından bir hileyle esir alınmış yiğit ve cömert bir komutandır. Aslan Bey’in intikamını almak isteyen Tuğrul Bey, Gaznelilerle Dandanakan savaşında karşılaşmış ve onları tarih sahnesinden kaldırmıştır. Şâir, övdüğü kişileri öyle methetmiştir ki, onları tarihte adından şan ve şerefle söz edilen kişiler mesabesine getirmiştir.”16 Hayâlî söz sahibi olması ve şiirdeki üstünlüğüyle övünmüştür.

“Olduğum çün ben Nizâmî gibi bir sahib-suhan

Şah Tuğrul bin Kızıl Arslana benzettim seni” Hayâlî, G. 603/6 s. 299

“Ben Nizâmî gibi bir söz sahibi olduğum için, seni Kızıl Arslan’ın oğlu Şah Tuğrul’a benzettim.”

Sonuç olarak bakıldığında şairlerin Nizami ile kendi sanatları arasında Nizami’nin daha çok hamse şairi olması sebebiyle ilgiler kurduğu görülmüştür. Nizami hamse kurucusu sayılan usta bir şairdir. Ayrıca beş mesnevisinden oluşan “Penc Genc” adlı eseri de burada şairler tarafından zikredilmiş ve örnek alınmıştır. 16. Yüzyıl sanatçılarının şiirlerinde Nizami ile ilgili kendilerine benzettikleri ve övündükleri yönleri şu şekilde ifade edebiliriz: Şairler şiirde yeni mazmun kullanma ve yeni manalarla hayallerle şiirler yazmış ve bununla övünmüşlerdir. Şiirde konuyu işleme tekniği bakımından Nizami’yi örnek almışlar ve kendilerini rakip şairlerden üstün tutmuşlardır. Mananın güzelliği, sanattaki anlatımın gücü

16 Doğan, agt, s. 65.

22

ve insanlarda bıraktığı etki, dilin parlaklığı ve çevikliği gibi özelliklerle şairler kendileri Nizami’ye benzetmişler aynı zamanda bu özelliklerle sanatlarını övmüşlerdir.