• Sonuç bulunamadı

Şiir İle Sevgilinin Yüzü ve Yanağı Arasında Kurulan İlgi

16. YÜZYILIN BELLİ BAŞLI ŞAİRLERİNİN DİVANLARINDA ÖVÜNME

1.2. ŞAİRİN SANATINI ÖVERKEN SEVGİLİYLE İLGİ KURMASI

1.2.2. Şiir İle Sevgilinin Yüzü ve Yanağı Arasında Kurulan İlgi

Yüz ve yanak, benzer unsurla ele alındığı için aynı başlıkta incelemeyi uygun gördük. Sevgilinin yüzü ve yanağı, gün gibi aydınlık ve beyazdır ve ay gibi parlaktır. Bu özellikleriyle sevgilinin yüzü ve yanağı şairler tarafından çeşitli benzetme unsurlarıyla ele alınır. Yüz, bütün güzelliklerin bir arada bulunduğu yerdir.

Şair, sevgilinin yanaklarını anlatan öyle güzel bir gazel yazdığını, gönül ehli olanların gazelin adına mutluluk aynası dediğini söyleyerek şiirinin güzelliği ve üstünlüğüyle övünmüştür.

“Ruhlarun vasfında Bâkî bir gazel nazm itdi kim

Ehl-i diller kodılar adını mir’âtü’s-safâ” Bâkî, G. 15/6 s. 111

“Bâkî, sevgilinin yanaklarını anlatan öyle güzel bir gazel yazdı ki gönül ehli olanlar bu gazelin adına mutluluk aynası dediler.”

Bâkî, sevgilinin yüzü ve yanağıyla kendi şiiri arasındaki ilgiyi sevgilinin yüzünün parlaklığı sebebiyle kurmuştur. Sevgili, gül yüzlüdür ve yanağı gül gibi taze ve parlaktır. Şair de kendi şiirini sevgilinin yanağına benzeterek şiirinin taze yani yeni olduğunu vurgulamak istemiştir. Bâkî bu düşüncesini “rengînter” ifadesini kullanarak söylemiştir. Şair, gül yüzlü sevgiliyi şiirinde övdüğü için sözlerinin parlak ve yeni olduğunu söylemiştir.

“‘Ârız u ruhsârunı vasf itse Bâkî her kaçan

Şi’ri ey gül-çihre anun böyle rengînter düşer” Bâkî, G. 119/5 s. 175

“Ey gül yüzlü sevgili, Bâkî, her ne zaman sevgilinin yüzünü ve yanağını anlatsa şiiri böyle parlak taze olur.”

48 “Vasf-ı cemâl-i yâr ile Bâkî gazellerin

Biri birine sundı güzeller tuhaf gibi” Bâkî, G. 522/5 s. 424

“Şair, gazellerini güzellerin birbirlerine güzellerin yüzlerindeki özellikleri ifade etmek için hediye verircesine birbirlerine okuduklarını söyleyerek gazellerinin güzelliği ve değeri ile övünmektedir.”

Sevgilinin yanağındaki dirilik ve tazelik, Hayâlî’ye ilham kaynağı olmuştur ve şair sevgilinin yanağının bu özelliğiyle, kendi şiirinin yeniliği arasında bir ilgi kurmuştur.

“Vasf-ı haddinle Hayâlî taze divan bağladı

Padişahım sunmağa divana gelmişlerdeniz” Hayâlî, G. 219/5 s. 164

“Hayâlî, sevgilinin yanağının özelliklerini anlattığı, yeni bir divan yazdı. Bunu sunmak için padişahımın huzuruna gelenlerdeniz.”

Lale yanaklı sevgili yine şair için uğruna gazeller yazılacak kadar büyük bir öneme sahiptir. Şair, sevgilinin lale yanağını överken kendi şiirinin de sevgilinin yüzünün kusursuzluğu gibi ölçülü ve ahenkli olduğunu vurgulamak istemiştir.

“Şol serv kadd-ı lale-ruha bir gazel dedim

Mevzûn u hûb u nazik igen bi-bedel dedim” Hayâlî, G. 332/1 s. 204

“Lale yanaklı, servi boylu sevgiliye bir gazel söyledim. Vezinli, güzel ve nazik iken bedelsiz söyledim.”

Hayâlî’nin aşağıdaki beyitlerine baktığımızda şair, sevgiliyle şiiri arasındaki ilgiyi sevgilinin yüzünün parlaklığı ve güzelliğiyle kurmuştur. Şair için şiir, bakmayı bilen gözün ışığı gibidir. Sevgilinin yüzündeki çizgi çok incedir ve dolayısıyla şair kendi şiiri için de bakmayı bilen kişi, Hayâlî’nin şiirindeki ince manayı da görecektir demek istemiştir. Hayâlî, şiirden anlayanların kendi şiirini beğeneceğini ve şiiriyle adeta gün gibi ortada olduğunu vurgulamak istemiştir. Şair, meşhur olmasını ay yüzlü sevgilinin çok az dahi olsa şairin yanında olmasına bağlamıştır. Hayâlî, şiirinin sevgilinin yanağı gibi parlak ve vezinli olduğunu söylerken hem sevgiliyi övmüş hem de şiirinin sıradan bir şiir olmadığını ölçülü ve ahenkli olduğunu vurgulamak istemiştir.

“Hatt-ı nigâr gibi Hayâlî senin sözün

49

“Ey Hayâlî, senin sözün, güzel yüzlü sevgilinin çizgisi gibi bakmayı bilen beğenenin gözünün ışığıdır.”

“Ey Hayâlî gün gibi meşhur olurdum şi’r ile

Zerrece ol mah-ru yanında olsa rağbetim” Hayâlî, G. 334/7 s. 205

“Ey Hayâlî, isteğim olan o ay yüzlü sevgili çok az yanımda olsa şiir ile gün gibi meşhur olurdum.”

“Düzme ve koşma değil nazm-ı Hayâlî olalı

Kad ü ruhsare-i Rahmi gibi rengin mevzun” Hayâlî, G. 410/5 s. 232

“Hayâlî’nin şiiri, koşma ve düzme değil. Sevgilinin yanağı ve boyu gibi parlak ve vezinlidir.”

Hayâlî, belagat ilmini dünyaya bildirmekle övünmüştür. Bunu yaparken de sevgilinin yüzünün güzelliğiyle şiiri arasında ilgi kumuştur. Şair, bu defa sevgilinin yüzünün parlaklığını şairin sözlerinden almasına bağlayarak sözlerinin güzelliğiyle sevgiliden daha üstün olduğunu vurgulamak istemiştir.

“Sözlerim âleme bildirdi belagat ne imiş

Nitekim aldı yüzün nur-ı melahat senden” Hayâlî, G. 431/3 s. 239

“Sözlerim, dünyaya yerinde ve güzel söz söylemenin ne olduğunu bildirdi gerçekten de yüzün (sevgilinin yüzü) o güzel parlaklığını senden (Hayâlî’nin sözlerinden) aldı.”

Hayâlî, aşağıdaki beytinde sevgilinin yanağı ile şiiri arasındaki ilgiyi yanağın rengi itibariyle kurmuştur. Sevgilinin yanağı gül gibi kırmızı ve tazedir. Şair de şiirini sevgilinin yanağına benzeterek gülün dahi onu yani şairin şiirini kıskanacağını söylemiştir. Hayâlî, sevgilinin yanağını överken kendi şiirinin de tazeliği ve yeniliğiyle övünmüştür.

“Şöyle nazm etdi Hayâlî vasf-ı rûy-ı yârı kim

Dinlese anı fegânlar ede bülbül gül güle” Hayâlî, G. 525/5 s. 272

“Hayâlî, sevgilinin yanağı gibi şiir söyledi. Gül onu dinlese bülbül, güle ağlayıp sızlar.”

50

Hayâlî, sevgilinin yüzüne elini sürdüğü vakit sevgilinin şairin şiirini okuması gerektiğini söylemiştir. Hayâlî, sevgilinin yüzünü överken şiirinin güzelliğiyle de övündüğünü vurgulamıştır.

“Yüz sürdüğünde destine cânâ Hayâlîden

Çak dudağında öpse gerek bu gazel seni” Hayâlî, G. 602/5 s. 298

“Sevgilinin eline yüz sürdüğünde Hayâlî’nin bu şiiri o güzel dudağından seni öpmesi gerekir.”

Sevgilinin yüzünü saçları bir örtü gibi kapatır. Âşık daima sevgilinin yüzüne bakmak ister onu görmek ister. Sevgili, aşığa yüzünü göstermez. Âşık da sevgilinin yüzünü göremediği vakit kederi iyice artar. Âşık için sevgilinin yüzünü görmek bir hediye bir lütuftur. Muhibbî, şiirini sevgilinin yüzünün örtüsüne benzetmiştir. Şiirden anlayanların şiirini görebileceğini vurgulamıştır. Şiirini tıpkı bir sevgili gibi düşünen şair, şiirinin kıymetini bilmeyenlerin onu okumamasını anlatmak istemiştir. Muhibbî, hem sevgiliyi övmüş hem de şiirinin kıymetine vurgu yaparak şiirindeki gizli anlamlarla övünmüştür.

“Bir güzel mahbûbdur yüzden nikâbın almazam

Kıymetin bilmezlere göstermeye dîdâr şi’r” Muhibbî, G. 965/3 s. 313

“Bir güzel ay yüzlüdür, yüzden örtüsünü almam. Şiir, yüzünü kıymetini bilmeyenler göstermesin.”

Şairler sevgilinin yanağını ve yüzünü bir bütün olarak ele almışlardır. Yüz ve yanak şiirin parlaklığını ve rengin olmasını ifade etmek için kullanılmıştır. Şair sözleriyle etrafına bir ışık gibi parlaklık vermektedir. Bu durum tıpkı sevgilinin yanağının Ay gibi parlamasına benzetilmiştir.