• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM DEĞER KAVRAM

3.4. NEYĐ PAYLAŞACAĞINI BĐLME HUSUSUNDA SEÇĐCĐ OLMAK

Toplumsal hayat, insanlara birbirine karşı sorumluluklar yüklemektedir. Bireylerin yaptıkları davranışların sadece kendilerini etkilemediği aynı zamanda birlikte yaşadığı insanları da her yönden etkileyebildiği günümüz dünyasında çok açık bir şekilde görülmektedir. Yapılan yanlışların düzeltilmemesi, yapanların ikaz edilmemesi tüm toplumu etkilemekte ve bundan tüm insanlık zarar görmektedir. Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle buyurmaktadır.

“Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği (maruf) emir ve kötülükten (münker) men edersiniz, yahut Allah size azap (toplumsal kargaşa ve kaos) gönderir. Sonra Allah’a yalvarırsınız da duanız kabul edilmez”182

Maruf, Đslam’ın iyi olarak kabul ettiği ve Allah’a taatin içinde saydığı her

şeydir. Münker ise, bunun zıddı olup, Đslam’ın iyi saymadığı, dinin emirlerine aykırı bulduğu ve Allah’a karşı masiyet olarak gördüğü şeylerdir. Kötüler ve kötülüklerle bir olmamak, onlara hoşgörü göstermemek ve kötülüğe karşı müsamahalı olmamak dinimizin temel prensiplerindendir. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta,

180Tirmizi, Đlim 19.

181 Kuzai, Hadis no:108, s. 28. 182 Tirmizi, Fiten 9..

kötüyü ve kötülüğü tasvip etmeme gereğidir. Kötülerle kurulacak ilişki, onları kötülüklerinden vazgeçirme gayesi taşımalıdır.183

Đyiliklerin paylaşılmasıyla ilgili okul çağı çocuğunda öncelikle dil gelişiminden faydalanılmalıdır. Bu dönemde okuma-yazmayı öğrenmesi çocuğun daha fazla kelime öğrenmesine yardımcı olur. Bir önceki döneme göre çocuk az konuşmasına rağmen kelime hazinesi iki katına çıkmaktadır. Çocuklar düşüncelerini de daha fazla kelimelerle belirtmeye başlarlar. Çocukla olan iletişimimizde sıkça iyi ve iyiliklere ait kavramlar kullanarak çocuğun bunları öğrenmesini sağlayabiliriz. Ayrıca bu dönemde, çocuk kendisine anlatılan olayları, konuları yeni bir biçime sokarak, öğrendiği yeni kelimelerle farklı bir şekilde ifade etmeye de başlar.

Bunun yanında yedi yaş çocuklar için temyiz yaşıdır. Bu yaştan sonra çocuklar iyi- kötü ayrımına ulaşmaktadırlar. Aynı zamanda bu dönemde çocuk odaklaşmadan uzaklaşır ve olayları tüm yönleriyle değerlendirmeye başlar. Ailesinde, okulda, arkadaş çevresinde ortaya çıkan kötü davranışları fark eder ve bu davranışları değişik yönlerden analiz eder. Đşte çocukta var olan bu özellik sayesinde okulda veya aile içerisinde uygun öğrenme ortamları hazırlanarak çocuğun iyi davranışların yapılmasının insanlara söylenmesi gerektiği, kötü davranışlarının yapılmamasının telkin edilmesi gerektiğini öğrenebilir. Özellikle görsel materyallerden ya da kitle iletişim araçlarından yararlanarak bu gerçekleştirilebilir. Bu sayede müdahale etmesi uygun olan durumlarda gerekli davranışı ortaya koyması sağlanabilir.

“Allah'ın çizdiği sınırları aşmayarak orada duranlarla bu sınırları aşıp ihlal edenler, bir gemiye binmek üzere kur’a çeken topluluğa benzerler. Onlardan bir kısmı geminin üst katına, bir kısmı da alt katına yerleşmişlerdi. Alt kattakiler su almak istediklerinde üst kattakilerin yanından geçiyorlardı. Alt katta oturanlar:

“Hissemize düşen yerden bir delik açsak, üst katımızda oturanlara eziyet vermemiş oluruz.” dediler.

“Şayet üstte oturanlar, bu isteklerini yerine getirmek için alttakileri serbest bırakırlarsa, hepsi birlikte batar helak olurlar. Eğer bunu önlerlerse, hem kendileri kurtulur, hem de onları kurtarmış olurlar.”184

Bu hadis, iyi ve kötü kavramının somutlaştırılarak anlatılmasını sağlamaktadır. Somut işlemler döneminde olan okul çağı çocuğu, bu hadiste, geminin su almak için

delinmesi halinde hem alttakilerin hem üsttekilerin birlikte batacağını

anlayabilecektir. Đşte bu dönem çocuğuna olayları bu şekilde somutlaştırarak anlatabilirsek, çocuk yanlış yapanı uyarmadığında yapılan yanlıştan kendisinin de zarar görebileceğini anlayabilecektir.

Đyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak öncelikle kişinin kendisi için gerekli olan bir özelliktir. Allah, “Kitabı okumakta olduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi nasıl unutursunuz? Artık aklınızı başınıza almayacak mısınız?”185

buyurmuştur. Hz. Muhammed de kıyamet gününde insanlara iyiliği emredip kötülükten nehyeden ama kendisi bunları yapmayan bir kimsenin cehenneme gideceğini bize bildirir.186

Bunu yapacak kimselerin önce bu emir ve yasaklara kendilerinin uyması gerekmektedir ki diğer insanlara tesiri olabilsin. Bunu gerçekleştiren kimselerin nezaket, iyi muamele, yumuşak davranış, merhametle yaklaşma gibi temel vasıflara sahip olmaları gerekir. Özellikle sorumluluğu altında olan kimseleri uyarmak önemlidir. Anne-babaların birbirlerini ve çocuklarını, öğretmenlerin öğrencilerini önceleyerek bu paylaşımı gerçekleştirmeleri gerekir.

Đyilik karşılıklı olma durumuna bağlı değildir. Đnsan iyiliği karşılığında iyilik bulmak için değil sadece iyi davranmanın kendisi adına gerekli olduğu için yaparsa erdemli olur. Bu hususta Hz. Muhammed şöyle buyurur. “Đyiliğe layık olsun olmasın, herkese iyilik edin. Eğer yapılan iyilik layığını bulmuşsa, zaten o, ona layıktır.

184 Buhari, Şirket 6; Şehadat 30. Ayrıca bkz. Tirmizi, Fiten 12. 185 Bakara, 2/44.

Layığını bulmamışsa da, sen o iyilik ehlinden olursun.”187 Đnsanlar “ Biz iyilik edene

iyilik ederiz. Bize kötülük edene de kötülük ederiz.” diyebilirler. Bu yanlış bir tutumdur. Eğer insan iyiliğin karşılığını bekleyerek davranış sergilerse psikolojik açıdan yıpranır ve rahat olamaz. Aynı zamanda yaptığı iyiliğin sanki kendi menfaati için yapmış olduğu durumu da ortaya çıkacaktır. Olması gereken iyiliği her daim yapmak ve emretmek, buna mukabil kötülük görsek bile insanlara karşı kötülük yapmamaktır.188

“Đyiliğe yol gösteren onu yapan gibidir.”189 “Hayırlı bir işi yapmak kadar buna

öncülük etmek de önemlidir. Đyiliğe öncülük etmek sözle, davranışla, işaretle veya yazmak suretiyle de olabilir. Öncülük edene sevap verilmesi, iyilik yapanın sevabından bir şey eksiltmez.190 Akran grubunun önemli olması okul çağında

çocuğun grup içerisinde arkadaşlarının yaptıklarını kabullenmesini, onlar gibi davranmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla iyiliğe yol göstermesini öğrenen, arkadaşlarını kötülükler konusunda uyarabilen çocuk akran grubuna öncülük etmiş olacaktır.

“Hem kendini hem de toplumu düzeltmeye çalışan iyi arkadaş, güzel koku satıcısına benzer; kokusundan sana vermese de, hoş kokusu üzerine siner. Kötü arkadaş da körük kullanan demirciye benzer; üzerini yakmasa bile, dumanı seni rahatsız eder.”191 Okul çağında olan çocuk bu hadiste bahsedilen güzel koku ve

duman örneklerinden hareketle iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmanın gerekliliğini kolaylıkla anlayabilecektir. Çünkü, hem somut işlemler döneminde olması, hem de akran gruplarında işbirliği içinde arkadaşlıklar kurması yapması gerekeni anlamsında ona yardımcı olacaktır.

187

Kuzai, Hadis no:270, s. 65.

188 Muhiddin Okumuşlar, “Sosyalleşme Sürecinde Din Eğitimi”, Yediverenkitap, Konya, 2007, s. 193-196.

189 Kuzai, Hadis no:414, s. 95 190 en-Nevevi, c. 2, s. 30. 191 Kuzai, Hadis no:753, s. 177.

Đyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak insanların ancak birbirlerini sevmesi, birbirlerine değer vermesi durumunda gerçekleşecek bir davranıştır. Aralarında soğukluk, kırgınlık olan insanların bunu yapmaları zordur. Đşte insanlar arasındaki kırgınlıkları gidermenin yollarından bir tanesi hediyeleşmedir.