• Sonuç bulunamadı

nedeniyle bir süre yavaşlamasının ardından 2021 yılında yeniden genişleme trendine devam etmesi

bekleniyor.

2019 sonu itibarıyla toparlanma sürecine giren Türkiye’deki ekonomik aktivitenin, pandemi nedeniyle bir süre duraklamanın ardından 2021 yılında yeniden genişleme trendine devam etmesi bekleniyor. Başta beyaz eşya ve otomotiv olmak üzere reel sektörün, küresel ekonomik aktivitedeki toparlanmadan destek alarak ve iç talepteki olumlu gelişmelerden de etkilenerek üretimini artıracağı öngörülüyor.

Dünya Çelik Sektörü

2019 yılı itibarıyla çelik endüstrisinde de yoğun bir şekilde hissedilmeye başlayan küresel dengedeki bozulma, 2020 yılında pandeminin de negatif etkisinin eklenmesiyle daha da derinleşti. Küresel ekonomideki daralma, azalan talep, artan

korumacılık önlemleri ile dünya çelik ticaretinin sınırlandırılması, Çin hariç üretimdeki azalma çelik fiyatlarının hızlı bir şekilde düşmesini tetikledi ve 2015 yılında çelik sektöründe yaşanan krizden sonraki en düşük fiyat seviyeleri görüldü. Dünya Çelik Birliği, 2020 yılı için talepteki daralmanın Çin’deki %8’lik artışa rağmen %2,3 ile sınırlı kalacağını tahmin ediyor. Böylece Çin’in küresel talepteki payının %57 ile tarihi yüksek seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.

2020 yılında pandemiye rağmen Çin, tüm dünyadan pozitif ayrışarak ilk çeyrekte yaşanan ekonomik daralmanın ardından ikinci çeyrek itibarıyla hızlı bir şekilde toparlandı.

Tüketimi karşılamak için hem üretimde dünyadan ayrışarak rekor üretim seviyelerine ulaştı hem de son 16 yıldır koruduğu net ihracatçı pozisyonundan net ithalatçı pozisyonuna geçti.

2021 yılında ise küresel çelik üretimi ve tüketiminde Çin hariç dünyada artış görüleceği ve Çin tüketiminin sabit kalacağı tahmin ediliyor.

AB bölgesinde 2018 yılı itibarıyla azalmaya başlayan çelik tüketiminin 2020 yılında pandemi etkisiyle sert bir şekilde %15 daralacağı ve 2009 yılından sonraki en düşük seviyede gerçekleşeceği öngörülüyor.

Başta ABD ve AB olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından çelik sektöründe alınan ve tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış olan korumacılık önlemleri ise piyasalar üzerindeki etkisini sürdürüyor.

Merkez bankalarının parasal genişleme politikaları, devam eden pandemi koşullarında küresel ekonomi ve çelik sektörü üzerinde kısmi bir rahatlama sağlıyor. 2021 yılında ise Çin hariç dünya öncülüğünde toparlanma gerçekleşerek çelik üretimi ve tüketimindeki kayıpların geri kazanılacağı tahmin ediliyor.

Türkiye Çelik Sektörü

Türkiye’de 2018 yılı ikinci yarısından itibaren yurt içi talepte inşaat sektörü kaynaklı yaşanan daralma 2020 yılının ilk yarısının sonuna kadar devam etti. Kredi faiz oranlarındaki düşük seviye inşaat sektörüne olumlu yansıdı, böylece bu sektör kaynaklı çelik tüketimi uzun bir aradan sonra artış gösterdi. 2019 yılında %15 azalan toplam çelik tüketimi, ağırlıklı olarak uzun üründeki artışın etkisiyle 2020 yılında %13 arttı. Yassı çelik tüketimindeki artış %5 seviyesinde kalırken uzun çelikteki tüketim artışı

%30 oldu. Bu sonuçlar, en güçlü dönem olan 2017 rakamlarının henüz yakalanamamış olmasına rağmen 2019’da yaşanan son 10 yılın dip seviyesinden dönüldüğünü gösterdi.

Çelik tüketimindeki artışa karşılık Türkiye çelik üretimindeki artış ise sınırlı kalarak %6 olarak gerçekleşti.

Bu durum Türkiye’de ithalatın yüksek seviyesini korumasından kaynaklanıyor.

Dünyadaki ilk 10 çelik üreticisi ülke arasında 7. sıraya yükselen Türkiye, 2020 yılında bu ülkeler arasında çelik üretimini İran’dan sonra en çok artıran üretici oldu.

Türkiye’nin çelik ihracatı, pandemi sürecinde küresel talebin daralması nedeniyle, 2020 yılında miktar bazında bir önceki yıla göre %6 azalırken değer bazında %13 düşüş kaydetti. Yaşanan kayıp ağırlıklı olarak AB bölgesindeki talep daralmasından kaynaklandı.

Yassı ürünlerde benzer seviyede gerçekleşen ihracat bölgesel olarak farklılık gösterdi, AB’ye yönelemeyen tonaj MENA ve Asya bölgeleriyle kompanse edildi. Miktar bazında ihracat azalmasının %80’i uzun ürünlerde gerçekleşti. ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ilave %25 vergi öncesi uzun ürün ihracatında geleneksel pazarlarımızdan biri olan ancak 2019 yılında dip seviyelere gelen NAFTA bölgesi, 2020 yılında Türkiye’nin en çok tonaj artırdığı pazar oldu.

Dünyanın 8. büyük tüketicisi olan ülkemizde 2020 yılında çelik tüketimi bir önceki yıla göre %13 artarak 29 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

EKONOMİK VE SEKTÖREL ORTAM

Gelişmiş ülke olma yolunda stratejik öneme sahip öncü sektörlerin başında gelen ve birçok sektöre girdi oluşturan demir çelik sektörünün güçlü biçimde gelişmesi, sanayi ve ekonomiyi ileriye taşıma açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Dünyanın en büyük ekonomileri incelendiğinde, her birinin demir çelik sektörlerinin çok uzun yıllardır güçlü bir düzeyde olduğu ve bu sayede katma değerli sanayinin ileri taşındığı görülüyor.

Demir çelik sektörünün stratejik öneminin farkında olan bütün ülkeler son 3 yıldır çok yoğun önlemlerle sektörlerini koruma altına alıyor.

Dünyada 7. büyük üretici olmasına rağmen tüketiminin neredeyse yarısını ithalat ile karşılayan Türk çelik sektörü, ithalata karşı korunmasız kalan tek pazar olarak göze çarpıyor, açık pazar konumuyla ihracatçı ülkelerin odağı haline gelen ülkemizde çelik ithalatı azalmıyor.

Yassı çelik ithalatı özelinde yapılan ticaretin karşılıklı olmadığı ve bu durumun dengeli ticaret şartlarına uymadığı anlaşılıyor. Ağırlığını korumakta olan ithalat ülkedeki kurulu kapasitenin düşük kalmasına sebep oluyor ve bu durumun Türk ekonomisinin potansiyelini kısıtladığı görülüyor.

2021 Yılı Beklentileri

Covid-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında tüm dünyada sanayi üretimi ve ticaretinin neredeyse durma noktasına geldiği, yüksek hacimli mali teşvik politikalarının hayata geçirildiği, birçok ülke ve bölgede korumacılık önlemlerinin geniş kapsamda uygulandığı, çelik sektörüne yönelik pazar şartlarında aşağı yönlü trendin hakim olduğu bir dönem yaşandığı görülüyor. Küresel ekonomiyi olumsuz görünüme sürükleyecek riskler barındırsa da 2021 yılının dengelenme sürecine geçiş yılı olması bekleniyor.

ABD seçimlerinin ve Brexit sürecinin netleşmesinin ekonomi politikalarındaki belirsizliği kaldırarak öngörülebilirliğe pozitif etki

sağlayacağı öngörülüyor.

Etkisini sürdüren pandemi sürecinde birçok merkez bankasının genişlemeci politikalarını sürdüreceği ve bu durumun küresel büyümeye, talebe ve dolaylı olarak imalat sanayi üretimine olumlu yansıyacağı tahmin ediliyor.

2020 yılı ikinci yarısı itibarıyla küresel ekonomide yaşanan canlanma çelik sektöründe de etkisini gösterdi. 2020 yılında küresel çelik tüketiminde %2,3 daralma beklenmesine karşın 2021 beklentisi, ekonomik aktivitelerin normale dönmesine bağlı olarak %4 büyüme olarak belirlendi. Büyümenin Çin hariç dünyadaki artıştan

kaynaklanacağı, Çin tüketiminin ise 2020 yılı ile benzer seviyede kalacağı öngörülüyor.

Tüm zorlu şartlarda Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği çerçevenin içinde kalarak adil ticaret faaliyetlerini sürdüren Türk çelik sektörü, dünyanın birçok bölgesinde halihazırda kota ve benzeri uygulamalara maruz kalırken, bu uygulamaların üzerine haksız yöntemlerle yeni engeller yaratılıyor ve bu durumun Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği adil ortamı bozduğu gözlemleniyor.

Erdemir

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.

(Erdemir) hissesi, Borsa İstanbul’un 1986 yılındaki kuruluşundan bu yana “EREGL” kodu ile borsada işlem görüyor. BIST 30 endeksinde yer alan ve %47,63’lük bir oranla Türkiye’nin en geniş tabana sahip halka açık şirketlerinden biri olan Erdemir’in Borsa İstanbul’da işlem gören

hisselerinin büyük çoğunluğu kurumsal yatırımcıların elinde bulunuyor.

2020 yılının ilk işlem gününe 9,04 TL açılış fiyatı ile başlayan Erdemir hissesi, piyasalarda yaşanan salgın kaynaklı dalgalanmalara rağmen yılı 14,93 TL ile tamamladı. Piyasa değeri açısından Borsa İstanbul’daki en değerli sanayi şirketi olan Erdemir, toplamda yıl sonu itibarıyla 2. sırada yer aldı.

Erdemir, elde ettiği finansal ve operasyonel başarılar ile pozitif ayrışarak 2020 yıl sonunda 52 milyar 255 milyon TL piyasa değerine ulaştı.

Aynı dönemde BIST 100 endeksi 31.12.2019 = 100 baz alındığında 2020 yıl sonu itibarıyla %29 artış gösterdi.

Maden Metalürji Şirketlerimiz Yatırımcı İlişkileri Bölümü, tüm menfaat sahipleri ile gerekli her türlü bilgiyi eşit bir biçimde paylaşarak sürekli, etkin ve şeffaf bir iletişim sağlıyor.

Bu kapsamda, 2020 yılı içinde, 2019 yıl sonu finansallarının ve 2020 yılında yayınlanan çeyreklik finansal sonuçların açıklandığı 4 webcast ve 1 analist toplantısı düzenlendi. Erdemir, halihazırda 22 analist tarafından takip ediliyor.

İsdemir

İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.

(İsdemir)’nin payları 28 Mart 2016 tarihinde “ISDMR” kodu ile Borsa İstanbul’un Piyasa Öncesi İşlem Platformu’nda işlem görmeye başladı. Ana ortak Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. tarafından Borsa İstanbul’da satış işlemi gerçekleştirilmesi sonrasında halka açık hisse oranı %5’i geçerek, BİAŞ Kotasyon Yönergesi’nde belirtilen koşulların sağlanmış olmasıyla, 19 Nisan 2018 tarihi itibarıyla Şirket hisseleri Yıldız Pazar’da işlem görmeye başladı.

2020 yılının ilk işlem gününe 8,01 TL açılış fiyatı ile başlayan İsdemir hissesi, yılı 10,11 TL fiyat ile tamamladı. 2020 yıl sonu itibarıyla İsdemir, 29 milyar 319 milyon TL piyasa değerine ulaştı.

İsdemir, 2020 yılında piyasa değeri açısından Borsa İstanbul’daki en değerli 12. şirket oldu.

BIST 30 endeksinde yer alan Erdemir, %47,63’lük

bir oranla Türkiye’nin en geniş tabana sahip halka

açık şirketlerinden birisidir.