• Sonuç bulunamadı

Cürcânî, mana bölümünde de ayrıntılı bir Ģekilde zikredileceği üzere “nazım” tanımını Ģu Ģekilde yapmıĢtır: “Nazım, kelimelerin manalarında sözdizimsel manaların (mana‟n-nahiv) kastedilmesi”dir.71 Cürcânî‟nin, sözdiziminin (nahiv/syntax) söz oluĢumunda çok önemli bir rol oynadığına ve aktarılmak istenilen mananın oluĢumunda etkili bir görevi olduğuna inandığı önceki bölümde belirtilmiĢtir. Fakat Cürcânî‟nin sözdizim (nahiv/syntax) esasına dayalı bu teorisi, Cürcânî‟nin söz oluĢumu sırasında bağlamı değerlendirip değerlendirmediği sorusunu akla getirmektedir. Bu bölümde “Nazım Teorisi” ile bağlam arasında bir iliĢki olup olmadığı ele alınacaktır.

Cürcânî‟ye göre söz oluĢturmak isteyen kimse, aklındaki manayı aktarabilecek en uygun lafızları seçerek sözdizimsel (nahvî/syntactic) özelliklerle donatmakta ve bu lafızları belirli bir sıraya koymaktadır. Cürcânî‟nin “sözdizimsel (nahvî/syntactic) özelliklerle donatma”dan kastının, “lafzın cümle içindeki dilbilgisel görevinin belirlenmesi” olduğu anlaĢılmaktadır. Örneğin söz oluĢtururken lafzın fiil veya isim olacağına karar vermek, daha sonra eğer fiil olmasına karar verildi ise öznesini düĢünüp özneyi fiile isnât etmek veya isim olmasına karar verildi ise haberini düĢünüp ismi habere isnât etmek sözdizimsel (nahvî/syntactic) özelliklerle donatmak demektir.72 Cürcânî‟nin dilbilimsel yaklaĢımını bu esas üzerine bina etmesine dayanarak, bağlama, özellikle de iç bağlama, önem verdiği öne sürülebilir.73

Cürcânî, söz oluĢumu sırasında lafızların dizimininde hangi faktörlerin rol oynadığını tartıĢırken lafızların kendilerinden kaynaklanan herhangi bir özelliklerinin olduğu fikrini reddetmektedir. Ona göre bir lafzı belli bir sıraya koyarken lafzın manasının sıralamayı etkilediği, lafzın cümledeki yerini belirlediği veya o lafızdan önce gelen ifadenin manasının lafzın söz konusu manasını gerektirdiği söylenemez 74 Ona göre söz oluĢturmak isteyen kimse önce kendi aklında manaları düĢünmekte ve

71

Cürcânî, Delâilü’l-İcâz. s. 55, 361, 362, 392-393, 405, 410, 415, 452 454, 488, 525-526 ve 546.

72A.g.e., s. 55.

73Abu Deeb, Al-Jurjani’s Theory of Poetic Imagery s. 44. 74Cürcânî, Delâilü’l-İcâz, s. 52.

aktarmak istediği manaya, Cürcânî‟nin ifadesi ile “nefsindeki”75

manaya göre dizim yapmaktadır. Lafızlar ise manaların kalıpları oldukları ve onlara tabi oldukları için76 manalar akılda dizildikten sonra sesli olarak ifade edileceği zaman devreye girerler. Bir baĢka ifade ile lafız, kendisine ait herhangi bir özelliği olduğu için cümledeki yerini almaz. Yine Cürcânî‟ye göre akılda manalar dizilirken lafızlar da kendiliğinden dizilmiĢ olur ve bunun için düĢünceye dayalı ayrı bir çaba harcanmaz.77 Böylece Cürcânî dolaylı olarak dilbilgisi ile sözdiziminin (nahiv/syntax) lafızlarla olan iliĢkisinin rastlantısal olduğunu belirtmiĢtir.78 Ona göre “nazım”, dilbilgisiyle lafzın bir araya gelmesi değildir, “nazım” akılda kastedilen mananın aktarılacak ve birbirleriyle uyumlu olacak Ģekilde dizilmesidir.79

Lafızlar, nazım içerisinde manaya tabidirler ve cümle içindeki yerini kalıpları oldukları manalara göre almaktadırlar. Bir baĢka deyiĢle, manaların dizimi nasıl olursa lafızların dizimi de öyle olmak zorundadır. Kaldı ki lafızlar, manalardan ayrı bir Ģekilde ele alındıklarında ses öbeklerinden baĢka bir Ģey olmadıkları görülmektedir; dolayısıyla aralarında herhangi bir sıralama veya dizim yapmanın ve her birine söz içerisinde özel bir yer verilmesinin bir anlamı olmayacaktır.80

O takdirde Cürcânî, sözün oluĢumunda lafızların kendilerinden kaynaklanan herhangi bir rollerinin olmadığını özellikle belirterek ve insanın nefsindeki manayı aktarmak için önce aklında manaları sözdizimsel (nahvî/syntactic) kurallara göre sıraladığını vurgulayarak aslında insanın içinde bulunduğu duruma göre nefsinde bir mana oluĢturduğunu ve durumu en iyi aktarabilecek lafızları seçtiğini kastetmiĢtir. Dolayısıyla bağlamın, hatta durum bağlamının rolünü göz önünde bulundurduğu söylenebilir.81

Cürcânî, terim olarak “bağlam” kelimesini kullanmamıĢtır. Fakat bazen kendi oluĢturduğu bazen de Kur‟an-ı Kerîm ile Arap Ģiirlerinden alıntıladığı örnekler üzerinden yaptığı yorumları, mana analizinde hem bağlamı hem de bağlamın

75Bkz. a.g.e., s. 53. 76A.g.e., s. 52. 77A.g.e., s. 54. 78

Abu Deeb, Al-Jurjani’s Theory of Poetic Imagery, s. 39.

79A.g.e., s. 40.

80Cürcânî, Delâilü’l-İcâz, s. 56.

kısımlarını göz önünde bulundurduğunu göstermektedir. Örneğin Cürcânî “وخق دٌيٝ يَّٜراخلى ” (Katele el-Hâriciyye Zeydun: Hâricî‟yi Zeyd öldürdü) örneğiyle, bu cümlenin sözdizimde (nahiv/syntax) sözü oluĢturan ile muhâtap arasındaki iliĢkinin rol oynadığına dikkat çekmiĢtir.82

Çünkü Cürcânî, nesne (mefûl) konumunda olan “Hâricî” lafzının, özne (fâil) konumunda olan “Zeyd”den önce getirilmesinin muhâtap ile sözü oluĢturan arasındaki iliĢkiden kaynaklandığını düĢünmektedir. Cürcânî, sözdiziminin (nahiv/syntax) bu Ģekilde olmasını Ģöyle yorumlamaktadır: Eğer biri bir sıkıntı, bir karıĢıklık ortaya çıkartmıĢ ve toplum fertleri de ona dersini bildirmek istiyorlarsa burada önemli olan bu karıĢıklık çıkartan kimseye dersinin bildirilmesidir, kimin bu dersi bildirdiği değildir.83

Bu yorumdan yola çıkarak “وخق دٌيٝ يَّٜراخلى ” cümlesinin muhâtabının toplum fertleri olduğu anlaĢılmaktadır ve Cürcânî toplum fertlerinin nasıl bir hâl içerisinde olduklarını tasvir etmiĢtir. Sözü oluĢturan kimse de onların bu hâllerini göz önünde bulundurarak nesneyi (Hâricî) özneden (Zeyd) önce söylemiĢtir. Böylece Cürcânî‟nin kastedilen mananın aktarılması için iç bağlamın oluĢumunda dıĢ bağlamın rol oynadığını düĢündüğü söylenebilir. Yine Cürcânî‟nin Arap Ģiirlerinden sık sık örnekler verip incelemesi, psikolojik durum ile durum bağlamının rolünü göz önünde bulundurduğunu gösteren temalardan biridir, çünkü Ģairlerin nefislerindeki mananın oluĢmasında ve mananın aktarılması sırasında uygun lafızların seçilmesi ile sözdiziminin (nahiv/syntax) oluĢmasında duygusal tecrübelerinin rolü olduğu bilinmektedir.84

Son olarak, sözdizimini (nahiv/syntax) esas alan “Nazım Teorisi” ile bağlam arasında bir iliĢki olduğu görülmektedir. Cürcânî, hem yaptığı açıklamalarla hem de verdiği örneklerle nefisteki mananın aktarılmasında sözdiziminin (nahiv/syntax) oluĢumunun önemini vurgulaĢmıĢtır. Böylece nefisteki mana ile sözdiziminin (nahiv/syntax) oluĢmasında hangi faktörlerin devreye girdiğini dolayısıyla hem iç hem de dıĢ olmak üzere bağlamın rolüne yer verdiği ifade edilmiĢtir.

82A.g.e., s. 29-30.

83Cürcânî, Delâilü’l-İcâz, s. 107-108.