• Sonuç bulunamadı

NÜFUS YOĞUNLUĞU

Belgede 10.SINIF COĞRAFYA DERS NOTU (sayfa 70-75)

Belli bölgedeki nüfus ve dağılışını ortaya koymak için 3 şekilde hesaplanır:

a-) Aritmetik Nüfus Yoğunluğu:

Ülkemizde 2019 yılında yapılan nüfus sayımına göre kilometre kareye 108 kişi düşmektedir.

Türkiye’nin çoğu yerinde son yıllarda aritmetik nüfus yoğunluğu 100 kişinin altındadır. Bazı yerler ortalamaya yakınken, bazı yerler ortalamanın çok üzerindedir. Örnek: Kocaeli-Çatalca Bölümü. Bölge bazında ise Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi’nin aritmetik nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ortalamaya çok yakınken, diğer bölgelerimiz ortalamanın altındadır.

UYARI: Türkiye’de en az nüfus Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde iken, nüfusu bu bölgeden fazla olan Doğu Anadolu Bölgesi, nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye’de son sıradadır.

Demek ki yoğunluk alanla da ilgilidir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin nüfusu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden daha fazla olmasına rağmen, alanı çok geniş olduğu için nüfus yoğunluğu en az olan bölgemizdir.

Bölgelerimizin Aritmetik Yoğunluğunu En Fazladan, En Aza Doğru Sıralarsak; Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Karadeniz Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi. ( MEAGKİD)

b-)Tarımsal Nüfus Yoğunluğu:

TNY’de dikkat edilmesi gereken husus; Kır nüfusunun fazla, buna karşılık tarım arazisinin az olduğu (dağlık alanlar) yerlerde TNY fazladır.

Örnek: Doğu Karadeniz Bölümü(Rize,Artvin), Hakkari Bölümü, Menteşe Yöresi(Muğla), Yıldız Dağları Bölümü(Kırklareli), Antalya Bölümü, Yukarı Kızılırmak Bölümü(Sivas) vb.

Tarım arazisinin geniş olduğu yerlerde Tarımsal Nüfus Yoğunluğu azdır.

Örnek: İç Anadolu Bölgesi(Konya Ovası), Güneydoğu Anadolu Bölgesi( Şanlıurfa ovası), ve Çukurova vb.

c-) Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:

Bu yoğunluk ile 1km² tarım arazisinden elde edilen ürünle kaç kişinin beslendiği ortaya çıkar.Nüfus fazla, tarım alanı az ise fizyolojik yoğunluk fazla olur. Örnek: Çatalca-Kocaeli Bölümü(İstanbul)

Nüfusu az, tarım alanı geniş ise fizyolojik yoğunluk az olur. Örnek: İç Anadolu(Konya ) TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ:

Nüfusun esas özelliğini; yaş-cinsiyet durumu, çalışan nüfus ve hangi alanda çalıştığı, eğitim durumu ortaya çıkarır. Kır ve şehir nüfusu da önemli bir göstergedir.

Nüfusun Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Dağılımı:

Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımının belirtilmesi, çalışan ve çalışmayan nüfusun tespiti için önemlidir. Bir toplumyaş itibariyle; çalışan, çalışmayan ve çocuk nüfustan oluşur.

Nüfus, yapısına göre 3 gruba ayrılır.

Bunlar:

1.Genç Nüfus: 0-14 yaş grubu genç nüfusu belirler. Bir ülkede çalışanların yaş ortalaması düşük ise bu ülkenin genç nüfuslu olduğunu gösterir. Gelişmiş ülkelerde doğum oranı az olduğu için genç nüfus gelişmekte olan ülkelerden daha azdır. Türkiye’de genç nüfus fazladır, çünkü doğum oranı yüksektir.

2.Olgun (Aktif) Nüfus: 14-64 yaş grubu çalışan nüfusu ifade eder. Olgun nüfus fazla ise, üreten çok, tüketen az demektir. Gelişmiş ülkelerde genç nüfus az, olgun ve yaşlı nüfus fazladır. Gelişmemiş ülkelerde ise genç nüfus fazla, olgun ve yaşlı nüfus azdır.

3.Yaşlı Nüfus: 65 ve yukarı yaş grubu yaşlı nüfus ifade eder. Gelişmiş ülkelerde genç nüfus az, olgun ve yaşlı nüfus fazladır. Çünkü gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetleri ve beslenme şartları iyidir. Gelişmekte olan ülkelerde ise tam tersidir.

UYARI: Bir ülkede orta yaşlı nüfus fazla ise, o ülke dinamizmini kaybetmiştir. Bir ülkede çocuk nüfus fazla ise, o ülkede nüfus artışı fazladır.

Yaş dağılımı yaş piramitleriylegösterilir. Bu piramitler o ülke nüfusu hakkında bize bilgiler verir.

Türkiye’nin 2017 yılına ait nüfus piramidi.

Bir ülkenin yaş ve cinsiyet grafiği:

➢ Toplam nüfus

➢ Nüfusun fazla olduğu yaş grubu

➢ Kadın- Erkek nüfusun farkı

➢ Yaş nüfuslarının toplam payı hakkında bilgi vermektedir.

Yaş Bağımlılık Oranı: Bu oran, çalışan nüfusun, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısını ortaya koyar.

Ülkemizde çalışan nüfusun bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı fazladır. Yani, üretici (çalışan) nüfus az, tüketici (çalışmayan) nüfus fazladır. Kabaca, 1 kişi çalışmakta, 4-5 kişi onun eline bakmaktadır. Bu da ülkemiz için sorun teşkil etmektedir.

Nüfusun Cinsiyet Durumu:Genelde her ülkede kadın ve erkek nüfusu arasında bir denge vardır. Ancak kıtlık, savaş, göç, doğal afetve salgın hastalıklardabu denge bozulabilir.

Örneğin; Savaş zamanlarında kadın nüfusu, erkek nüfusunu geçmektedir.

Kırsal kesimde ise; erkeklerin şehirlere çalışmak için göç etmelerinden dolayı, kırsalda kadın nüfusu fazla, kentlerde ise erkek nüfusu fazla olmaktadır.

Aktif Nüfus: 15 yaş yukarısındaki çalışabilecek nüfusa denir. Aktif nüfus herhangi bir iş kolunda istihdam edilirse, buna çalışan nüfus denir. Bugün aktif nüfus oranımız %68’dir (DİE 2001).

Çalışan Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı:Nüfus tarım sektöründe (Çiftçilik, ormancılık, balıkçılık), sanayi sektöründe (madencilik) ve hizmet sektöründe (inşaat, ticaret, kamu hizmetleri, turizm vb.) çalışır. Nüfusun ağırlıklı olarak hangi sektörde çalıştığı, ülke için gelişmişlik göstergesidir.

Örneğin; Gelişmiş ülkelerde nüfusun en fazla %10’u tarım sektöründe çalışmaktadır. Ancak bu, tarımsal üretimin az olduğu anlamına gelmez. Çünkü modern tarım teknikleri ve aletleri kullanıldığı için böyle ülkelerde tarımsal verim hayli yüksektir. Gelişmemiş ülkelerde ise;

tarım sektöründe çalışan nüfus hayli fazladır.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında tarımla uğraşan nüfusumuzun oranı %90’a yakın iken, bugün bu rakam %50’lerin altına düşmüştür. Demek ki Türkiye’de sanayi gelişmeye başlamıştır.

Ancak Türkiye hala bir tarım ülkesi kimliğindedir.

Bugün Türkiye’de hizmet sektöründe çalışanların oranı %30’un üzerindedir, ancak bu sektörde çalışanların ülke ekonomisine pek bir katkıları olmamaktadır. Çünkü, bu kişililer genelde geçici işlerde (Kapıcılık, inşaat ameleliği, seyyar satıcılık, işportacılıkvb.)

çalışmaktadır.

(0-14 yaş) + (65 yaş ve üzeri) (15-64 yaş arası) Yaş Bağımlılık Oranı =

Nüfusun Eğitim Durumu: Cumhuriyetimizin ilk yıllarında okur-yazar oranımız hayli düşükken, bugün bu rakam %90’in üzerine çıkmıştır. Erkeklerde okur-yazar oranı %89iken, kadınlarda bu oran %72’dir (DİE 2001). Ancak, Dünya çapında ölçüt; okur-yazarlık değil, üniversite bitirmektir. Bugünün Türkiye’sindeki işsizlerin ancak %3’ü üniversite

mezunudur.Bu durum, eğitimin iş bulma üzerindeki önemini göstermektedir.

KIRSAL–KENTSEL NÜFUS: Köyler ve kasabalar kırsal nüfusu oluşturur. Bir ülkede nüfusun ağırlıklı olarak nerede yaşadığı, ülkelerin sosyal ve ekonomik açıdan

karşılaştırılmasında önemli bir rol oynar.

Örneğin; Gelişmiş ülkelerde nüfusun büyük kısmı şehirlerde yaşarken, ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde nüfusun büyük bir kısmı kırsalda yaşar.

Kırsal Nüfus:Nüfusu 10.000’in altında olan yerlerde yaşayan nüfusa kırsal nüfus denir.

Türkiye’de 1980’li yıllara kadar kırsal nüfus fazla iken, 1985 yılında kez ilk kent nüfusu, kırsal nüfusu geçmiştir.

Özellikle 1950’den itibaren alt yapı hizmetlerinin yaygınlaşması ve sanayinin gelişmesine bağlı olarak kentlere göç artmış ve kentlerin nüfusu hızla artarken, kırsal kesim nüfusu azalmaya başlamıştır.

Kentsel Nüfus: Tarım dışı sektörün geliştiği ve nüfusu 10.000’den fazla olan yerlere denir.

Özellikle 1950’den itibaren alt yapı hizmetlerinin yaygınlaşması ve sanayinin gelişmesine bağlı olarak kentlere olan göçün neticesinde kentlerimizin nüfusu hızla artmaya başlamıştır.

Gelişmiş ülkelerde kentleşme demek,sanayileşme demektir. Ancak Türkiye’de durum böyle değildir, çünkü bizde kentlere gelen nüfus ülke ekonomisine pek bir yarar sağlamamaktadır.

Bunun nedeni: Bu insanların seyyar satıcılık, amelelik, işportacılık vb. geçici işlerde çalışmalarıdır.

UYARI:Türkiye’de kent nüfusunun en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesi’ dir.

Kent nüfusunun en az olduğu ve Kır nüfus oranının en az olduğu bölge ise Karadeniz Bölgesi’dir.

-GÖÇLER -

İnsanların bulunduğu yerden başka yerlere geçici veya kalıcı belli nedenlerle yaptıkları nüfus hareketine Göç denir. Başka bir değişle Göç İnsanların çeşitli nedenlerle (toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel vb.) bulundukları yerden, sürekli veya geçici olarak ayrılmalarıdır. Göç olayının temelinde, insanların temel ihtiyaçlarının karşılanamaması gelir .

Göçler bir ülkedeki nüfusun artmasında veya azalmasında önemli bir etkiye sahiptir. Çünkü göçler nüfus artışının suni sonuçlarındandır.

Göçler Oluşum Nedenlerine göre 4’e ayrılır.

1. Doğal nedenler 2. Sosyal nedenler 3. Ekonomik nedenler 4. Siyasi nedenler 1. Doğal Nedenler

Deprem, Volkanizma heyelan çığ kuraklık sel ve taşkınlar gibi doğal yıkımlar sonucunda insanların bulunduğu yerden başka yerlere yaptıkları göçlerdir.

Örnek: 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde birçok insan bulunduğu yerden göç etmiştir.

Orta Asya Göçleri

Orta Asya’da yaşayan Türklerin iklim değişikliği, kuraklığın artması, toprakların verimsizleşmesi otlakların daralması geçim sıkıntısı ve artan nüfusa bağlı toprakların yetmemesi gibi nedenlerden dolayı büyük bir göç yaşamıştır. Ayrıca bu göçler kavimler göçünü ortaya çıkarmıştır.

Kavimler Göçü

Tarihin en büyük kitlesel göç hareketi yüzyılda yaşanmıştır. Kavimler göçü ile çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu birçok kavim farklı göç yollarını takip ederek bu göçü

gerçekleştirmiştir.

Kavimler Göçü sırasında;

Kuzeye Sibirya

Güneye Hint, Afganistan, Çin Doğuya Çin ,Uzakdoğu

Batıya Karadeniz Kuzeyi

Avrupa ile İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu’ya göçler yaşanmıştır.

Belgede 10.SINIF COĞRAFYA DERS NOTU (sayfa 70-75)

Benzer Belgeler