• Sonuç bulunamadı

Musul Meselesinin Lozan Barış Konferansında Görüşülmesi

Türkiye-Irak sınırının belirleneceği temel konular, Lozan Antlaşması’nın

“Ülke ve Askerlik Meseleleri Komisyonu” adı altında yer almıştı.180 Bu sınırın belirlenmesindeki asıl sorun ise Musul Đli’nin, Türkiye’ye mi yoksa Irak Krallığı’na mı dahil olacağı hususu olmuştu.

Konferans’ın başlamasından önce Türk heyeti başkanı Đsmet Paşa, Musul konusunun görüşüleceği tarihten bir önceki gün, yani 26 Kasım 1922 tarihinde, Lord Curzon ile bir araya gelmiş ve Curzon’a, Musul Meselesi’nin, komisyonda değil de özel olarak müzakere edilmesi teklifinde bulunmuştu.181 Đsmet Paşa’nın bu teklifi, sorunun konferanstaki katılımcılar önünde görüşülmesini istemeyen Đngilizler tarafından derhal kabul edilmişti. Zira Đngiltere, böylelikle Musul

178 Milli Mücadele Hareketi’nin lideri Mustafa Kemal Paşa, milli sınırlarını şu şekilde açıklamıştı:

“…Hep kabul ettiğimiz ve esaslardan birisi ve belki de birincisi olan, hudut meselesi tayin ve tepsi edilirken, hudud-u millimiz Đskenderun’un cenubundan geçer, şarka doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü ihtiva eder. Đşte hudud-u millimiz budur dedik! Halbuki Kerkük şimalinde Türk olduğu gibi Kürt de vardır. Biz onları tefrik etmedik.…” bkz. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: 1-3, 5.b., Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi, 1997, s. 75.

179 Sonyel, Kurtuluş Savaşı…, s. 280.

180 Ömer Kürkçüoğlu, “Türkiye-Irak Sınırı ve Musul Sorunu,” Yaşayan Lozan, ed. Çağrı Erhan, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2003, s. 146.

181 Lozan Telgrafları: Türk Diplomatik Belgelerinde Lozan Barış Konferansı(1922-1923). Der. Bilal . Şimşir. Cilt: I. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1990.

üzerindeki çıkarlarına karşı çıkabilecek Fransa ve Đtalya gibi güçleri saf dışı bırakarak, konunun sadece Türkler ile görüşülmesini istemekteydi.182

Görüşmeler sırasında Türk tarafının, Musul’un, kesin bir dille kendilerine bırakılmasına yönelik istekleri, Đngilizler tarafından bir çok kez reddedilmişti.

Lord Curzon, sorun üzerinde belirli bir anlaşma sağlamak için Türk heyetine bir öneri sunma isteği de Londra Hükümeti’nin talimatları doğrultusunda engellenmişti. Bu öneriye göre; Musul Vilayeti’nin, kuzey yarısı ile birlikte Süleymaniye’ye kadar olan bölge, Türk tarafına bırakılacaktı. Ancak Curzon’un bu istekleri, Londra Hükümetince geri çevrilmiş, gerekçeleriyle birlikte Đngiliz delegelerine bildirilmişti. Londra Hükümeti’nin, Đngiliz heyetine verdiği gerekçeler şu şekildeydi:

1) Musul bölgesini Türklere vermek, Đngilizlerin durumunu zayıflatır ve Türkler, Musul’u aldıktan sonra Irak’ın tamamına sahip olmayı isteyebilirler,

2) Türkler, kuzeydeki Kürt bölgesini almakla, güneydeki Türklerin yoğun olarak yaşadıkları yerleri de almak isteyebilirler,

3) Bölgenin Türklere verilmesi, Đngiltere açısından ulaşımı sekteye uğratır ve idari zorluklar çıkarabilir,

4) Đngilizler için bölgede daha fazla asker bulundurma zorunluluğu ortaya çıkabilirdi.183

Londra Hükümeti’nin, Musul’un hiçbir şekilde verilemeyeceğini, gerekçeleriyle birlikte açıklaması üzerine, Đngiliz heyeti tarafından, 14 Aralık 1922 tarihinde, Türk heyetine yeni bir muhtıra sunulmuştu. Otuz sayfadan oluşan bu muhtırada Musul’un, Irak sınırları içerisinde kalmasını gerektiren sebepler, detaylandırılarak açıklanmıştı.184 Buna ilave olarak Lord Curzon, Đsmet Paşa’ya,

182 Tahir Kodal, Paylaşılamayan Toprak: Türk Basınına Göre Musul Meselesi(1923-1926), Đstanbul:

Yeditepe Yayınları, 2005, s. 71.

183 A.g.e., s. 78.

184 A.g.e., s. 79.

Musul’un kendilerine ait olması gerektiğini “…Büyük Britanya, Cemiyet-i Akvam tarafından mandater tayin edildiği bir kıtayı iade edemeyeceğinden… Hükümeti’miz, Musul Vilayeti’ni iade etmeyi tasavvur edemez”sözleriyle açıklamıştı.185

Đngiltere’nin, Musul’un verilmeyeceği konusundaki bu muhtıradaki tavrına karşılık Đsmet Paşa, 23 Aralık 1922 tarihli telgrafında, etnografik, tarihi, coğrafi, ekonomik ve askeri açıdan Musul’un, kendilerine verilmesi gerektiğini belirten sebepleri sıralamıştı.186 Ayrıca Đsmet Paşa, Musul’un, Misak-ı Milli sınırlarına dahil olduğunu belirterek, kendileri için ayrılmaz bir bütün oluşturduğunu da sözlerine eklemişti.187

Đngiltere’nin gerilimi arttıracak nitelikteki söylemleri karşısında, Ankara Hükümeti’nin tavrı da sertleşmeye başlamış, 22 Aralık 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa’ya askeri izinlerin kaldırılarak, ordunun seferberlik durumuna getirilmesi emrini vermişti.188 Fevzi Paşa da Doğu Trakya ve Đstanbul’a karşı bir hareket planı içerisine, Musul Đli’ni de dahil etmişti.189

Bu gelişmeler karşısında Đngiliz tarafı, 26 Aralık 1922 tarihli raporunda, Türk heyetine yeni bir muhtıra sunmuştu. Đsmet Paşa, bu muhtırayı, Ankara Hükümeti’ne çektiği telgrafında, şu sözlerle açıklamıştı:

“Đngilizler, Musul hakkında raporlarını ve mektuplarını gönderdiler.

Raporları şiddetle ve mütecavizane bir lisanla yazılmış…Mektubunda diyor ki ‘artık delâil mübadeleye gerek yoktur.’ Galiben Irak’ı almışlar, Cemiyet-i Akvam(Milletler Cemiyeti)’ın kararı ile mandasını almışlar.

Irak Kralı ile muahede(anlaşma) etmişler. Kürdistan’a muhtariyet-i idare(özerklik) vermişler… Hulâsa Musul’u katiyen terk edemez...” 190

185 Şimşir, Lozan Telgrafları…, s. 224.

186 Kodal, Paylaşılamayan Toprak…, ss. 84-86.

187 A.g.e., s. 86.

188 Đhsan Şerif Kaymaz, Musul Sorunu: Petrol ve Kürt Sorunlarıyla Bağlantılı Tarihsel-Siyasal Bir Đnceleme, Đstanbul: Otopsi Yayınları, 2003, s. 262.

189 A.g.e., s. 262.

190 Şimşir, Lozan Telgrafları…, s. 288.

Đsmet Paşa, Lord Curzon’un vermiş olduğu bu ültimatom niteliğindeki muhtıraya karşılık olarak, daha önce ileri sürmüş olduğu görüşleri yinelemekle birlikte, Đngiltere’nin, Musul üzerinde, Mondros Ateşkesi ve Wilson ilkelerine aykırı olarak, bilfiil işgalci konumunda olduğunu söylemişti.191

5 Ocak 1923 tarihinde Đngiliz heyeti, Müsteşar Tyrell’i, Đsmet Paşa’ya yeni bir öneri sunmakla görevlendirmişti. Đngiltere, bu yeni teklifinde, Musul Vilayeti’ni vermeyerek, Kürdistan arazisi ile birlikte, petrol hisselerinden bir kısmının, Türklere verilebileceğini belirtmişti.192 Ancak Đsmet Paşa, “Musul’un katiyen verilmeyeceğini” ve “Musul’un, Đngilizler için bir petrol, Türkler içinse bir vatan meselesi olduğunu” söyleyerek, teklifi geri çevirmişti.193

Aynı tarihlerde Đsmet Paşa’nın, bir Đngiliz petrol şirketi olan Anglo-Ottoman ile bağlantı kurma ve lobiler üzerinden, Đngiliz heyetine baskı yapma planının, Lord Curzon’un girişimiyle sonuçsuz kalması üzerine, 19 Ocak 1923 tarihinde, Đngiltere tarafından, Đsmet Paşa’ya yeni bir rapor sunulmuştu. Bu raporda Lord Curzon,

“Musul Meselesi’nin aramızda halline imkan hasıl olamadığı ve gelecek Salı günü Türk heyeti murahhasasının, Suriye veya Irak hudutları veyahut her ikisi hakkında nokta-i nazarını komisyonda izah etmek arzusunda olduklarını“194

belirterek, Musul Sorunu’nun, artık ikili görüşmeler şeklinde yürütülmesinden vazgeçilmesi ve Konferans gündemine alınması gerektiğini söylemişti.

Bu gelişmeler, artık Musul konusunda herhangi bir ilerlemenin mümkün olamayacağını göstermekteydi. En nihayetinde görüşmelerin, Lord Curzon’un

191 Kodal, Paylaşılamayan Toprak…, s. 90.

192 Şimşir, Lozan Telgrafları…, s. 338.

193 A.g.e., ss. 339-339.

194 A.g.e., ss. 411-412

daha önce Türk heyetine vermiş olduğu muhtırasında da belirttiği üzere, Konferans’ın “Ülke ve Askerlik Meseleleri Komisyonu” tarafından yürütülmesi kararlaştırılmıştı.