• Sonuç bulunamadı

MUHATABIN SORUMLULUKTAN KURTULMA ŞARTI a Genel Olarak

KAMBİYO SENETLERİNDE SAHTECİLİK VE TAHRİFATTAN DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUK

D. SAHTE VE TAHRİF EDİLMİŞ OLAN ÇEKİN ÖDENMESİNDEN DOĞAN SORUMLULUK

3. MUHATABIN SORUMLULUKTAN KURTULMA ŞARTI a Genel Olarak

Keşideci ile muhatap banka arasındaki akdi ilişki, ‘çek anlaşmasına’ dayanmaktadır. Uygulamadaki hemen hemen bütün taahhütnamelerde (çek anlaşmalarında) ise muhatabın sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden doğan zarardan sorumlu olmayacağını belirten hükümler yer almaktadır. Böylece keşideci, bu çekten dolayı uğradığı zarara kendisinin katlanacağını kabul ve taahhüt etmektedir275. Acaba bu tür sorumsuzluk kayıtları geçerli midir? Bu soru, muhatabın kusurlu veya kusursuz olması ve kusur derecesi dikkate alınarak Borçlar Kanunun genel hükümleri çerçevesinde cevaplanabilir.

272

Ancak Yargıtay bir kararında kusurlu olan çek keşidecisine rücu edebileceğine karar vermiştir. 11. HD., 17.4.1986, E. 1119, K. 2300: “...TTK.nun 724. maddesi gereğine muhatap bankanın çek defterini

iyi saklamamak gibi kusurlu davranışı olan keşideciye rücu hakkı da vardır.” (Kazancı Hukuk Otomasyon İçtihat Bankası).

273 İNAN, s.125; ERİŞ, s.856; BOZER/ GÖLE, s.184.

274KENDİGELEN, s. 210; PASLI, s. 664; REİSOĞLU, s. 371 – 372; ÖZTAN, s. 1112; M.TEKİL, s.

93 – 94; İNAN, s.126; ERİŞ, s.152.

b. Muhatap Bankanın kusursuz olduğu haller

TTK m. 724, muhatap bakımından kusursuz sorumluluk esası getirmiş ve kural olarak zarara muhatabın katlanacağını öngörmüştür. İşte çek anlaşmasındaki kaydın muhatabı kusursuz olduğu hallerde sorumluluktan kurtarıp kurtarmayacağı TTK m. 724’ün emredici nitelikte olup olmadığına bağlıdır. Eğer emredici nitelikte olduğu farz edilirse sorumsuzluk kaydı geçerli olmayacaktır. Ancak, ilgili madde kambiyo ilişkisi dışındaki bir ilişki hakkında olduğundan ve esas itibariyle Borçlar Kanununa tabi bir sözleşme olan çek anlaşması ile birbirlerine bağlı olan keşideci ile muhatap arasındaki ilişkiyi düzenlediğinden emredici hüküm sayılmamalıdır276. TTK m.724’ün emredici hüküm olmaması Borçlar Kanununun genel ilkelerine de uygun düşmektedir277.

Sorumluluktan kurtulma şartının bulunduğu durumlarda TTK m.724’ün getirdiği düzenleme ters dönmekte ve her iki tarafın kusursuzluğu halinde keşideci zarara katlanmak zorunda kalmaktadır. Dolayısıyla böyle bir durumda genel kuralın aksine keşidecinin muhatap bankanın kusurlu olduğunu iddia ve ispat etmesi gerekir278.

c. Muhatap Bankanın kusurlu olduğu haller

Böyle bir durumda sorumsuzluk şartının geçerliliği ve sınırları, sözleşmeden doğan sorumluluk kurallarına göre BK. m.99 ve 100 çerçevesinde çözümlenebilir279.

276 KENDİGELEN, s. 207 – 208; POROY / TEKİNALP, s. 288. Doktrinde TTK m. 724’ün emredici

bir hüküm olduğu ileri sürenler olduğu gibi (TÖRÜNER, s. 218), emredici bir düzenleme haline getirilmesinin isabetli olacağını da ifade edenler bulunmaktadır (PASLI, s.669; YASAMAN, s.230).

277 İNAN, s.139; PASLI, s. 665; HGK. 14.3.1973, E.81, K.201: “... taraflar arasında düzenlenmiş

olan çek taahhütnamesinin 3. ve 4. maddelerinde yer alan özel hükümlere göre, davalı bankanın sorumluluğu için iki taraf özel şartlar ortaya koymuş bulunmaktadır. Mahkemenin gerek TTK. m. 724 ve gerekse çek taahhütnamesindeki şartları nazara almadan bankanın çek bedellerinden sorumluluğu cihetine gitmesi doğru görülmemiş...” (DOĞANAY, s.1677); 11. HD., 14.10.1999, E. 5785, K. 7835: “Türkiye'de bankalar Hükümetçe imtiyaz suretiyle verilen bir işi yapan müesseselerdir. O halde,

bankalar BK.nun 99/2. maddesine tabi kuruluşlardır. Kural olarak, BK 100/2 ve 3.maddeleri uyarınca akti sorumlulukta, sorumsuzluk sözleşmesi yapmak mümkün ise de BK nun 99/1.maddesi gereğince ağır kusur halinde baştan sorumluluktan kurtulma şartı geçersiz olup, sorumluluktan kurtulma

şartının ancak hafif kusur halinde geçerli olduğu benimsenmiş ve aynı maddenin 2.fıkrası hükümet

tarafından imtiyaz suretiyle verilmiş bir sanatı icra eden kuruluşlar yönünden hafif kusur halinde dahi sorumluluktan kurtulma şartının mutlak olarak kabul edilemeyeceği kararlaştırılmıştır.” (Kazancı Hukuk Otomasyon İçtihat Bankası). Aksi fikir, TÖRÜNER, s.218; ERTEKİN/KARATAŞ, s.211.

278 KALPSÜZ (EREM/ÇELEBİCAN), s.142 279 İNAN, s.140

BK. m.99/1’de “Hile veya ağır kusur halinde düçar olacağı mesuliyetten borçlunun

iptidaen beraatini tazammun edecek her şart batıldır.” denilmektedir. Bu hüküm karşısında çek anlaşmasında yer alan sorumluluktan kurtulma şartı, bankanın hilesi (kastı) veya ağır kusuru bulunduğu hallerde geçersizdir.

Bankanın hafif kusurlu olduğu hallerde ise, bankanın sorumluluktan kurtulmasına dair şartların geçerliliği, bankacılığın “hükümetçe imtiyaz suretiyle

verilen bir sanat” olup olmamasına bağlıdır. Çünkü BK. m. 99/2’de, böyle bir sanatın icrasındaki hafif kusurdan doğan sorumluluktan kurtulmayı öngören şartların, hâkim tarafından geçersiz sayılabileceği belirtilmektedir280. Yani hâkim, takdir hakkını kullanarak çek anlaşmasında bulunan sorumluluktan kurtulma şartını batıl addedebilir281. Ancak bu şekilde bankaya karşı pazarlık gücü zayıf olan keşideci korunarak istismara engel olunabilir282.

Bankaların çek işlemlerinden doğan sorumlulukları, genellikle yardımcı kişilerin fiillerinden doğan sorumluluk şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da BK m. 99 değil BK. m. 100 uygulama alanı bulur. Dolayısıyla banka, yardımcı şahsının sadece hafif kusurundan dolayı sorumlu tutulamayacaktır. Bu husus, BK. m. 99/2’den faklı olarak hakimin takdirine de bırakılmamıştır.

280 11. HD.; 7.4.1992, E. 1991/1137, K. 1992/5968: “...sözleşmede sorumsuzluk kaydı bulunduğu

yolundaki savunmanın da dinlenemeyeceği, davalı bankanın gelişen tekniklerden faydalanarak bu tür olayların önlenmesi için gerekli tedbirleri alması gerektiği, bu tür tedbirleri almayan davalının riski müşteriye yükletmesinin adalet ve hakkaniyet kuralları ile bağdaşmayacağı ... davacı çek keşidecisine dava konusu olayda atfı kabil bir kusur bulunmadığı gibi TTK. nun 724. maddesi gereğince bankaya yükletilen sorumluluğun sözleşme ile kaldırılması BK. nun 99/2. maddesi gereğince geçersiz bulunması karşısında davalı banka vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile hükmün onanması...” (Kazancı Hukuk Otomasyon İçtihat Bankası).

281 HGK.15.6.1994, E.178, K.398: “... Türkiye’de bankalar hükümetçe imtiyaz suretiyle verilen bir işi

yapan müesseselerdir. O halde bankalar BK. m. 99/f.2’ye tabi kuruluşlardır. O halde... taraflar arasındaki taahhütnamenin 14.maddesinin bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırır biçimde yorumlanamayacağı açık bir gerçektir....” (YKD., 1995, S. 5, s. 532); 11. HD., 14.10.1999, E. 5785, K. 7835: “...Türkiye'de bankalar Hükümetçe imtiyaz suretiyle verilen bir işi yapan müesseselerdir. O

halde, bankalar BK.nun 99/2. maddesine tabi kuruluşlardır. Kural olarak, BK 100/2 ve 3.maddeleri uyarınca akti sorumlulukta, sorumsuzluk sözleşmesi yapmak mümkün ise de BK nun 99/1.maddesi gereğince ağır kusur halinde baştan sorumluluktan kurtulma şartı geçersiz olup, sorumluluktan kurtulma şartının ancak hafif kusur halinde geçerli olduğu benimsenmiş ve aynı maddenin 2.fıkrası hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilmiş bir sanatı icra eden kuruluşlar yönünden hafif kusur halinde dahi sorumluluktan kurtulma şartının mutlak olarak kabul edilemeyeceği kararlaştırılmıştır... birer itimat kurumları olan bankalar, bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dolayı da sorumludurlar...” (Kazancı Hukuk Otomasyon İçtihat Bankası).

282 M. Kemal OĞUZMAN / Turgut ÖZ: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 3. Bası, İstanbul, 2000,

BK. m. 99 ile 100 arasındaki bu farklı düzenleme nedeniyle keşidecinin zararına yol açan fiili, bankanın organının mı yoksa yardımcı şahsının mı yaptığı büyük önem arz etmektedir. Zira MK. m. 50/2 gereğince organların kusurlu fiilleri bizzat bankanın kendi kusuru sayılır. Bu sebeple de BK. m. 99 uygulanır ve sorumluluktan kurtulma şartı, kusurun tüm derecelerinde geçersiz sayılır283. Ancak zarara neden olan şahıs bankanın organı değil de yardımcı şahsıysa BK.m.100 uygulanacağı için bu şahsın hafif kusuru halinde banka sorumsuzluk şartı nedeniyle sorumlu tutulamayacaktır.

E. TTK. m.724’ÜN KAPSAMI DIŞINDA KALAN SAHTECİLİK VE