• Sonuç bulunamadı

Muhataba Görelik İlkesi (Eğitimde Ferdiyet)

III. Araştırmanın Hipotezleri

1. TEMEL KAVRAMLAR

2.2. Kalem Suresinde Öne Çıkan Eğitsel İlkeler

2.2.1. Muhataba Görelik İlkesi (Eğitimde Ferdiyet)

Bütün insanların birbirine benzeyen yönleri vardır ancak hiçbir insan diğerinin aynı değildir. Bu bakımdan duygular, düşünceler, beden yapısı, sosyal ve psikolojik yönleri itibariyle her birey farklı bir şahsiyettir.239

İnsanların bu farklılıkları eğitimde de uygulanacak metotların ilkelerin ve onlara karşı sergilenecek tavrın farklı olması gerektiğini göstermektedir.

Öğretim etkinliklerinin muhatabın içinde bulunduğu gelişim evresine uygun olması gerekir. Çünkü muhatabın her aşamasındaki bedensel ve ruhsal gelişimi farklıdır. Bundan dolayı uygulanacak öğretim yönetiminin de bireyin gelişim düzeyine uygun olma zorunluluğu vardır. Bu uygunluk olmazsa birey üzerinde istenen etki gerçekleştirilmeyecektir.240

Eğitim verilecek olan hedef kitleye konular ve bilgiler anlatılırken karşıdaki kişinin seviyesi, kapasitesi, içinde bulunduğu şartlar, yaşı, psikolojik durumu da göz önüne alınmalıdır. Öğretim istenilen davranışları içerebilmesi bakımından bazı gerekleri yerine getirmelidir. Yaşantının öğrenci seviyesine uygunluğu ve tatmin ediciliği bu

238

Özcan Demirel, Eğitimde Program Geliştirme, PEGEM Yayınları, Ankara 2010, s.153. 239

Hasan Mahmut Çamdibi, Şahsiyet Terbiyesi ve Gazali, İstanbul, 1994, s.38.43. 240

gereklerin başında gelir. Muhataba (öğrenciye) yönelik bu iki başlıca gereğin birbirini bütünlemesini anlatan bir ilkedir.241

Hz. Muhammed’in de bu ilkeye dikkat ettiğini görmekteyiz. Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Muhammed’e “Hangi amel daha faziletlidir?” diye sorulduğunda “Allah'a ve resulüne iman etmektir, buyurdu. Sonra hangi amel? denildi. “Cihad tüm amellerin zirvesidir.” buyurdu. Sonra hangi amel?, denildi. “Kabul edilmiş hac” buyurdular.242

Aynı soru Abdullah İbn-i Mesud tarafından da soruluyor “Hz. Muhammed'e hangi ameller daha faziletlidir? diye sordum. “Vaktinde kılınan namaz “ diye cevap verdi. Sonra hangisidir? diye sordum. “Anne ve babaya iyilik etmek” cevabını verdi. Sonra hangisidir diye sordum. “Allah yolunda cihad etmektir.” buyurdu.243

Sorulan iki sorunun da aynı olduğunu ancak peygamber efendimizin iki soruya da farklı cevaplar verdiğini görmekteyiz. Bu cevapların farklı olması karşısındaki muhatabın durumunun farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber muhatabını iyi tanımakla ve onların ihtiyacı olan cevabı verdiğini anlamaktayız. Yine ganimet konusunda da Hz. Muhammed’in imanı zayıf olanlara imanı kuvvetli olanlardan daha çok vermesi muhataba yönelik kapsamında değerlendirilir. Kalem Suresindeki ayetlere baktığımızda

“Yakında onun burnunu damgalayacağız”.244

Bu ayetin anlamı hakkında tefsirciler arasında ileri sürülen yorumlar bulunmaktadır. Bir bölüm tefsir alimine göre buradaki burun damgalaması kâfirlerin burnundaki siyah damgadır ve kıyamet gününde gerçekleşecektir.245

Başka bir ayeti kerime de “Suçlular simalarından tanınır.”246 Ayetin manasına baktığımızda bu cezayı hak edenlerin belirli bir suça karşılık hak ettiklerini görmekteyiz ve bu ceza herkese yönelik değil bu şahıslara göredir.

241

Aydın, a,g,e, s.14. 242

Nesai, Cihad 17 İbn-i Mace, “Cihad “1 243 Buhari, Edeb, 2.. 244 Kalem, 68/16. 245 Aldemir, a,g,e, s.83.

Çünkü bunu yapan insan Allah’ın ayetlerini ve peygamberin söylediklerine burun kıvırıp kibirlendiler. Kibrin cezası da denk bir ceza ile olmalıdır. Başka bir taraftan damgalanmak zilletle eşittir. Bu zilletten o kişi kurtulamayacak ve onu silemeyecektir.247 Bu ayet Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği vahye eskilerin masalları diyerek hakaret edenlere yönelik bir tehdittir. Bu tehdidin dünyada başlayıp ahireti de kapsayacak bir tehdit olduğunu söylemek mümkündür.248

“ Mekkeli müşrikleri bahçe sahiplerini sınadığımız gibi sınarız249

.

Bu ayet sekiz ile on beşinci, ayetlerde anlatılan mal ve çocuklarının çokluğundan dolayı Allah’ın ayetleri okunduğunda öncekilerin masalı deyip hakaret eden kişiyi işaret etmektedir. Birçok ahlaki özellikten yoksun bir kişinin nasıl cezalandırılacağını açıklamaktadır. Yüce Allah mal ve çocuklarının verdiği bu zengin insanı denediği, onu imtihan ettiğini daha önce imtihan ettiği ve kaybeden bostan sahipleri örneği ile anlatılmaktadır. Ancak bu anlatılan bütün çağların zenginlerine hitap etmekle zenginliğin kişinin imanı ve ahlakına zarar vermemesi gerektiğini bildirmektedir.250

Ayrıca bu ayeti kerime Mekke’de ki vahiy karşıtı tabakaya yönelik bir tehdittir. Bahçe sahipleri ile onların arasındaki inanç bakımından farklılık olsa da sergiledikleri tavırlar davranışlar arasındaki benzerlik ve Allah’ın onlara verdiği musibet aynıdır.251

“Onlar istisna da etmiyorlardı.252

Ayetin hitap şekli ve eğitsel yaklaşımın istisna denen Allah’ın dilemesi Allah’ın takdiri ile bir kayıt koymadan gelecek bir konu hakkında bir ise karar veren muhatabın yaptığı yanlışa vurgu yapmaktadır. Allah’ın dilemesinden bağımsız hiçbir şey için bunu yaparım, yapamayacağım denmemesi gerektiğini bildiriyor.253

246 Rahman, 55/4. 247

Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri , s.499. 248

Aldemir,a,g,e , s.85. 249

Kalem, 68/17. 250

Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, s.503. 251

Aldemir, a,g,e, s.92. 252

Kalem,68/ 18. 253

Başka bir ayeti kerimede ise “ Biz hiç Müslümanları mücrimlerle bir tutarmıyız?”254

İman edenlerle inkâr edenlerin arsında bir fark olacağı ve ilahi adalet gereği bu iki farklı muhatap kitlesinin bir tutulamayacağı ifade edilmekte. Bu ayeti kerime ahiret hayatı ve o hayatı elde eden müminlerin vaatlerini hakir gören ve Kur’an ayetlerini inkâr eden müşriklerin inananların moralini bozmaya, psikolojilerini bozmaya çalıştıkları zaman diliminde nazil olmuştur. Sosyal ve kültürel durumu iyi olmayan müminler üzerinde bu ayetin yapacağı etki elbette büyük olacaktır. Sayı bakımından az, zayıf bir grupken kısa bir sürede peygamber rehberliğinde kendi inanç sistemlerinde ödün vermeden o bölgeye hükmeder hâle gelmeleri bu etkinin büyüklüğünü bizlere göstermektedir.