• Sonuç bulunamadı

1.11. TÜRKİYE’DE MUHASEBE DENETİMİ VE SPK

2.1.4. Yaratıcı Muhasebenin Ortaya Çıkış Nedenleri

2.1.4.1. Muhasebe Teorisinden Kaynaklanan Nedenler

Muhasebe teorisi statik olmayıp, ekonomideki gelişmelere bağlı olarak değişen dinamik bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda yaratıcı muhasebeye neden olan etkenler şunlardır:

a- Muhasebe sistemi anlayışındaki değişim

Muhasebe teorisi bilimsel yöntemlere dayansa bile, muhasebe uygulaması onu uygulayan işletmelere göre farklılık göstermektedir. Bu duruma yol açan etkenleri; muhasebenin teknik olma özelliğinin tanıdığı yöntem çeşitliliği olduğu kadar onun dinamik ve sürekli değişen bir disiplin olmasında aramak gerekir.93

Muhasebe sistemi anlayışında son elli yılda çok ciddi değişimler olmuştur. Geleneksel muhasebe sistemi anlayışı ile günümüzdeki muhasebe sistemini birbirinden ayıran temel unsur, geleneksel anlayışta bilgilerin aktif yönetilmemesi ancak günümüzde sermaye piyasalarının gelişmesi ile bilginin eş zamanlı (anlık) yönetilmesidir.

b- Muhasebe temel kavram ve ilkelerinin kanun gibi algılanmaması

Muhasebenin temel kavramları terimi, belirli bir zamanda mevcut muhasebe uygulamalarını tanımlamak için gereken gelenekleri, kuralları ve

93

Erdoğan Arslan, “İlkelerine Kavuşan Muhasebe Uygulamalarına Doğru” Türkiye XIII. Muhasebe Eğitimi Sempozyumu “Küreselleşme ve Muhasebe Eğitimi, (Editör: Prof. Dr. Oya Yıldırım, Dr. Ayşen Dalgıç) İzmir, 1993, s.17

işlemleri kapsamaktadır.94

Muhasebenin temel kavramları, muhasebe uygulamalarından doğmakta ve bu uygulamalarla birlikte şekillenmektedirler. Güncel ekonomik gelişmelere paralel gerçekleştirilen muhasebe uygulamaları bu temel kavramların tanım, kapsam ve kullanışlarını sürekli değiştirmektedir. Çünkü muhasebe uygulamaları, dinamik bir karaktere sahiptir ve bulunduğu ortamın sosyal, ekonomik cevre ve politik gereksinmelerine göre farklılık gösterir.

Tablo 2. Geleneksel ve Eş Zamanlı Muhasebe Sistemi Anlayışlarının Karşılaştırılması

Geleneksel Muhasebe Sistemi Eşzamanlı Muhasebe Sistemi 1) Geleneksel organizasyon:

Tanımlanmış bir yapısı vardır. Değişime uyumu zayıftır.

1) Kendiliğinden ortaya çıkan organizasyon: Muhasebe sisteminin çevresi değiştikçe kendini ona uyarlar. Değişikliklere hızlı bir şekilde uyarlanabilen bir muhasebe sistemidir. 2) Durgun çevre:

Muhasebe sisteminin çevre unsurlarının beklentilerinin değişmediği varsayılır veya sadece bir bilgi kullanıcısı üzerine yoğunlaşılır. (Vergi amaçları için devlet gibi)

2) Dinamik çevre:

Muhasebe sisteminin çevre unsurlarının beklentilerinin devamlı değiştiğini varsayar ve muhasebe bilgisi kullanıcılarının arasında eşit bilgi iletişimini öngörür.

3) Adım adım iyileşme 3) Sürekli iyileşme 4) Teknolojileri sadece uygulama aracı

olarak kullanma

4) Teknolojileri muhasebe sistemin İyileştirmesindeki faydaları için kullanma 5) Muhasebe çıktısına yönelme:

Temel performans ölçüsü olarak, kâr rakamının tespit edilmesine odaklanmıştır.

5) Muhasebe bilgisi kullanıcılarına yönelme: Muhasebe bilgisi kullanıcılarının her birinin ihtiyaç duyduğu farklı bilgilerin hepsini karşılamaya yönelmiştir.

6) Tek boyutlu ölçüm:

Sadece faaliyetlerin ulusal para birimli ve nominal değerleri dikkate alınır.

6) Boyutlar Arası ölçüm:

Paranın zaman değeri, enflasyon etkisi, etkinlik ölçümü ve hissedar tatmini dikkate alınır.

94

Nalân Akdoğan ve H. Aydın, “Muhasebe Teorileri”, Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Yayın No:44, Ankara, 1987, s.251

7) Bilgi tabanlı sistem anlayışı: Sadece bilgiye ulaşmayı hedefler.

7) Öğrenen sistem anlayışı:

Bilgiyi ve bilineni değişim için kullanmayı hedefler.

8) Dönem odaklı:

Sadece dönemsel finansal tabloları hazırlamaya yöneliktir.

8) İşlem odaklı:

Finansal tablolara ek olarak faaliyet raporları hazırlanması ve geçmiş, şimdiki ve gelecekteki durumla ilgilenmektedir.

9) Değerin hesaplanması:

Muhasebe süreci değer hesaplamak üzere düzenlenmiştir.

Değerin yaratılması:

Muhasebe sürecinin değer yaratma etkisini de dikkate almaktadır.

10) Tarihi:

Geçmişe bakarak şimdiki durumu gösterir. Gelecek tahmini için hazırladığı veriler zayıftır.

10) Cari (Gerçek zamanlı)

Şimdiki durumu gösterir ve gelecekteki durumu tahmin için daha kuvvetli veriler hazırlar.

Kaynak: http://www.shu.ac.uk/schools/tsl/tısjnl/vol1996/pprs1998/rahman/5.htm:sh:1, (20.01.2010)

Muhasebe uygulamaları, muhasebe faaliyetleri ile ilgili yöntem, işlem ve tekniklerin kullanılmasıdır. Buna göre; temelinde ölçme ve değerlendirme faaliyeti bulunan, muhasebeye ilişkin farklı yöntemlerden farklı işlemlerden ve farklı tekniklerden oluşan farklı muhasebe uygulamalarından söz etmek mümkündür. Muhasebe uygulamasındaki farklılıkların asgariye indirilmesi, bazı temel kavramlara uyulmak suretiyle sağlanmaktadır. Bu temel kavramlar, muhasebe ilke ve kurallarının zeminine ve muhasebe uygulamalarına yön veren disiplinini oluşturur.95

Muhasebenin temel kavramlarında doğrudan ve somut bir birlik sağlanamaz. Bunları somutlaştırma, uygulamada yol gösterme yerine karışıklık ve zorluk yaracaktır. Sonuç olarak; “uygulamada sağladıkları kolaylık ve yararları tartışmaya gerek olmamakla birlikte bu ilkelerin günümüz ekonomik koşullarında

95

Uğur Büyükbalkan, “Türk Vergi Sisteminde Muhasebe Uygulamaları” Türkiye XIII. Muhasebe Eğitimi Sempozyumu Küreselleşme ve Muhasebe Eğitimi, (Editör: Prof. Dr. Oya Yıldırım, Dr. Ayşen Dalgıç) İzmir, 1993, s.249

ne derece gerçekçi ve güvenilir oldukları kuşku uyandırmaya başlamıştır”.96

c- Değerlemenin subjektifliği ve değerleme kavramlarının çeşitliliği

Kanunlarla ve muhasebe standartları ile değerleme kavramına objektiflik kazandırılmaya çalışılsa da değerleme işlemi, özünde subjektiflik içermektedir. Aslında yaratıcı muhasebe uygulamalarının çıkış noktalarından biri de budur. Bu nedenle muhasebe uygulayıcısı, değerleme işlemini yaparken; farklı çıkar gruplarının amaç ve hedeflerini işletme hedefleri ile birleştirerek mümkün olduğunca objektif ve tarafsız davranmak zorundadır.

Değerlemede öncelikle muhasebe teorisinde önerilmiş bir değerleme ölçü ve yöntemi varsa o kullanılmalıdır. Böyle bir ölçü yoksa kanunla belirlenmiş değerleme ölçü ve yöntemleri kullanılmalıdır. Her iki otorite tarafından belirlenmiş bir ölçü yoksa muhasebe uygulayıcısı objektif kriterler kullanmalıdır. Tabii ki; kanunlar ve muhasebe standartları değerleme işini muhasebe uygulayıcısının takdir yetkisine (insiyatif) bırakmayacak şekilde düzenlenmektedir. Ancak yine de yaratıcı muhasebe uygulamaları için; seçimlik haklardan, kanunlardaki boşluklardan ve keyfi uygulama biçimlerinden dolayı boş bir alan kalmaktadır.

d- Alternatif muhasebe yöntemlerinin çeşitliliği

Bazı ekonomik işlemlere ilişkin muhasebeleştirme kuralları çok net olarak ortaya konmuş olduğundan bu işlemlere ilişkin rakamları manipüle etmek pek

96

Mehmet Sayarı, Enflasyonda Gerçek Satış Karının Saptanması, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Yayın No: 146, Ankara, 1981, s.5

mümkün değildir. Ancak; stok değerleme, karşılık ayırma, giderleri erteleme, duran varlıklara amortisman ayırma, borçlanma maliyetlerini muhasebeleştirme gibi bazı muhasebe uygulamalarında sözkonusu olan alternatif ölçü ve değerlemeler yöneticilerin karar alanlarına girmektedir.

Bremser (1975), muhasebe politikalarında değişiklik yapıp bunu kamuya açıklamayan 80 şirketin hisse başına kazançlarını, muhasebe politikalarını değiştirip bunu kamuya açıklayan 80 şirketin kamuya açıklanan hisse başına kazanç bilgileriyle karşılaştırmış ve sonuçta ihtiyari muhasebe politikası değişikliklerini kamuya açıklayan şirketlerin hisse başına kazancının diğerlerine göre daha kötü bir trend ortaya koyduğu bulgusuna ulaşmıştır.97

Ülkemizde muhasebe standartlarına henüz yasal olarak bir yaptırım sağlanamadığı için; halen muhasebe politikalarının seçimini ve değiştirilmesini yönlendiren en önemli unsur vergi mevzuatındaki değişikliklerdir.

Benzer Belgeler