• Sonuç bulunamadı

KAMUYU AYDINLATMA İLKESİ VE YARATICI MUHASEBENİN

Bu kısımda öncelikle sermaye piyasası düzenlemelerinin temel felsefesi olan “kamuyu aydınlatma ilkesi” tanıtılarak daha sonra yaratıcı muhasebeyi açıklayan finansal hipotez, teori ve yaklaşımlar üzerinde durulmaktadır.

2.2.1. Kamuyu Aydınlatma İlkesi

Kamuyu aydınlatma ilkesinin yöneldiği amaç, zorunlu kamuyu aydınlatma sistemi sayesinde yatırımcıların bilgi düzeyini dolayısıyla verecekleri kararların doğruluk düzeyini artırarak sermaye piyasalarının güvenilirliğini ve etkinliğini sağlamaktır.

Kamuyu aydınlatma ilkesi mevcut düzenlemelerde “çok bilgi az bilgiden daha iyidir” felsefesine göre şekillenmiştir. Ancak kamuyu aydınlatma ilkesi yatırımcıların ve diğer finansal bilgi kullanıcılarının bu bilgiyi nasıl edindikleri, araştırdıkları, nasıl değerlendirdikleri ve bu bilgilere dayanarak nasıl karar verdikleri ile göreli olarak daha az ilgilenmektedir.

122

Dolayısıyla eğer bilgi kullanıcıları bilgiyi etkin olarak değerlendirip analiz edemiyorsa bu durumda kamuyu aydınlatma sisteminin işlerliği olduğunu söylemek mümkün değildir.123

2.2.2. Asimetrik Bilgi Teorisi

Myers ve Majluf tarafından ortaya atılan bu teori, yöneticilerin kendi firmalarının geleceği hakkında profesyonel portföy yöneticilerinden bile daha çok bilgiye sahip oldukları iddiasına dayanır. Asimetrik bilgi teorisinin para piyasaları ve sermaye piyasalarında ortaya çıktığı görülmektedir. Bu piyasalardaki yatırımcılar ve borç verenler birbirleri ile ilgili tüm bilgilere sahip değildirler. Bu nedenle tercihleri yön değiştirmekte ve birileri bu durumdan çıkar sağlamaktadır.124

Myers ve Majluf’un bakış açısına göre asimetrik bilgi teorisine finansal bilgi kullanıcılarının tamamını dahil ederek farklı bir bakış açısı getiren bu tanımlamaya göre; asimetrik bilgi, piyasadaki katılımcıların bazılarının bulundukları mevki, rütbe, statü gibi nedenlerle diğer katılımcılara göre daha fazla bilgiye sahip olmaları durumunda söz konusu olur.125

Asimetrik bilgi, sadece yöneticiler ile yatırımcıları ilgilendiren bir durum olmayıp bir borç ilişkisinde bile yöneticiler ile borç verenler arasında asimetrik bilgi sözkonusu olabilir. Borç veren borcu bir kere verdikten sonra borcunu geri

123 http://uvt.ulakbim.gov.tr/uvt/index.php?cwid=3&vtadi=TPRJ%2CTTAR%2CTTIP%2CTMUH %2CTSOS&c=google&s_f=_5&detailed=1&keyword=53307 (15.01.2010) 124 Hodgetts, a.g.e s.239 125 Hodgetts, a.g.e s.239-240

alabilme kaygısı ile borcun nerede kullanılacağı konusunda bilgi sahibi olmak isteyecektir. Ancak elde edebileceği bilgi çoğu zaman borç alanın kendisine verdiği bilgi olacaktır.

2.2.3. Etkin Piyasalar Hipotezi

Fiyatların mevcut bilgiyi “tam olarak” yansıttığı piyasalar “etkin piyasa” olarak tanımlanır. Etkin piyasalar hipotezindeki “etkin” kavramı bilgisel etkinliği ifade etmektedir.126 Bu hipotez, finansal bilgilerin sermaye piyasasındaki etkilerini, yatırımcıların finansal bilgiye olan ihtiyaçlarını ve menkul kıymet fiyatları ile finansal bilgiler arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışmaktadır.

Etkin piyasalar hipotezine göre, yatırımcılar finansal tabloları okuyarak yüksek ya da düşük değerlenmiş hisse senetlerini bulup çıkaramazlar. Çünkü, menkul kıymetlerin fiyatları finansal tablolarla iletilen bilgiler dahil pazara ulaşan tüm bilgileri yansıtmaktadır. Dolayısıyla finansal tablolar yayınlandıklarında ya da yayınlanmadan önce tüm bilgi, fiyatlara yansır ve yeni fiyat anında oluşur.127

Çünkü piyasanın etkin olarak çalışabilmesi ve fiyatların bilgi girişini doğru olarak yansıtması, senetleri borsada işlem gören firmalarla ilgili bilgileri toplayacak analiz edip yorumlayacak profesyonel bir yatırımcı grubu varlığına bağlıdır. Bu profesyoneller dikkatli şekilde piyasayı takip ederek bilgi girişinin fiyatlara tam ve anında yansımasını sağlamaktadır.

126

Sayarı, a.g.e., 1981, s.24

127

Bu tip piyasada bilgiyi eksik veya yanlış yorumlayan yatırımcıların varlığı fiyatları çok etkilemez.128 Finansal tablo ve raporların içerdiği bilgiler, piyasaya zamanında verilmez veya verilen bilgiler, yatırım kararlarıyla ilgili olmazsa, bilgiler yanıltıcı manipülasyonlar içeriyorsa kısacası finansal bilginin kalitesi eksik ise (denetimden geçmiş olmasına rağmen), bu durumda finansal tablo ve raporların menkul kıymet fiyatlarına olan etkisi önemsiz olacaktır.129

Tablo 3. Piyasa Etkinliği Tipleri

Zayıf Tipte Etkinlik Yarı Güçlü Tipte Etkinlik Güçlü Tipte Etkinlik

Piyasa fiyatlarının geçmiş fiyatların tarihçesinde kapsanan tüm bilgileri hızla yansıttığı piyasa etkinliği tipidir.

Piyasa fiyatlarının kamuya açıklanmış tüm bilgileri yansıttığı piyasa etkinliği tipidir.

Fiyatların ilke olarak gerçek

değerini belirlemede

kullanılabilecek tüm bilgileri hızla yansıttığı piyasa etkinliği tipidir.

Önceden alınan ekstra bir bilgi ile aşırı kârlar sağla-nabilir.

Önceden alınan ekstra bilgi ile aşırı kâr sağlanması mümkün değildir.

Fiyatlar daima adil olacak kimsenin aşırı kâr etmesi mümkün olmayacaktır.

Kaynak: Richard A. Brealey,, Stewart C. Myers ve Alan J. Marcus, İşletme Finansmanının Temelleri, Çev: Ünal Bozkurt, Türkan Arıkan, Hatice Doğukanlı, 1999, İstanbul, s.325-326

Etkin bir piyasada finansal yanılsamalar yoktur. Yatırımcılar hiç de romantik olmayan bir şekilde, firmanın nakit akışlarıyla ve bu nakit akışlarından kendi hakları olan kısımla (kâr payları ve hisse değeri artışı) ilgilidir. Bununla birlikte bazı durumlarda yöneticiler, yatırımcıların finansal yanılsamadan zarar gördüğünü varsayarlar. Örneğin bazı firmalar ortaklara açıklanan kârlarla oynama konusunda büyük hüner geliştirmiştir. Bu “yaratıcı muhasebe” ile yani, firmanın

128

Mehmet Baha Karan, Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2001, s.268

129

nakit akışını etkilemeksizin, açıklanan kârı dengeleyen ve artıran muhasebe yöntemlerini seçerek yapılır.

Benzer Belgeler