• Sonuç bulunamadı

92

ve düşmanlıktan sakındırması347, iş yapmaya ve çalışkanlığa alıştırması348 gibi durumlar Onun karakter eğitiminden sadece birkaç örneği teşkil eder. 349

Burada şu duruma dikkat çekmek gerekir ki; günümüzde koruyucu veya önleyici sağlık, koruyucu eğitim, koruyucu psikoloji gibi kavramlar ve yaklaşımlar aslında Hz. Muhammed’in (s.a.s.) karakter eğitiminin değişik versiyonlarıdır. Pozitif Psikoloji’nin yapmak istediği de işte budur: Bireyin sağlığı, karakteri ve psikolojisi bozulmadan önce güzel bir ahlakî eğitimi vermek veya olumsuz bir duruma mahal vermeden kişiliğini güçlendirmektir.

III. İSLAM DÜŞÜNCESİNDE POZİTİF KİŞİLİK

İslam dini asırlar geçtikçe hemen hemen her yüzyılda çağın niteliğine göre farklı şekillerde yorumlanmış ve özellikle Anadolu’da İslam’ı özünde yaşamaya gayret eden birtakım şahsiyetler insanı yetiştirmeye yönelik söylemleriyle gün yüzüne çıkmışlardır. Bu çerçevede isimlerini zikredebileceğimiz Gazali, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Velî, Hacı Bayram Velî gibi şahsiyetler kişilik denilen kompleks yapı üzerine oldukça kafa yormuşlar, Freud’un Psikanalizinden çok daha önce insan nefsinin ve ruhunun derinliklerine inmeyi başarmışlardır.

Nefsi tabakalara ayırmışlar, insan ruhunun pozitif yönde gelişimine (tekâmül), varoluşsal benliğe dair söylemleriyle günümüz Psikolojisinin üzerinde çalıştığı birçok ögeye dair geniş açıklamaları olmuştur. Ahlak, erdem, nefis, kalp, akıl, ruh, vicdan bu ögelerin başında gelmektedir. İnsanın, pozitif kişilik kazanmasına yönelik yaptıkları hizmetlerin yanında kolektif bir mutluluğu da hedef edinmişlerdir.

93

düşünür. Gazali’ye göre insanda sağlam karakterli birey olabilme potansiyeli veya tam tersi kötü ahlaklı olma durumu insanın iradesine bırakılmıştır. Doğuştan kimse kötü ahlaklılık gibi bir talihsizlikle dünyaya gelmemektedir.

İnsanın değeri ve mahiyeti problemi Gazali’nin düşüncesinde önemli bir yere sahiptir. Ona göre insan diğer varlıklar arasında seçkin bir konuma sahiptir.

İnsanın diğer varlıklardan üstün olmasını sağlayan, onun şeref ve fazileti ve Allah’ı bilme kabiliyetidir. İnsanın bu kemâle ulaşabilmesi için önce kendini tanıması, ahlâkî yükümlülüklerini bilmesi gerekir. İnsanın kendini tanıması ise temelde ilâhî melekelerini tanıması ile mümkündür. Çünkü insan, ilâhî yönüyle diğer varlıklara göre aşkın bir konumdadır.350

Gazali hayatındaki önemli bir dönüşüm evresi olan kendini sorgulama sürecinin başlangıcında, “Kimya-yı Saadet” adlı eserinde; “kişinin iç dünyasında dört sıfat olduğu ve kişi bunları bilmedikçe, kendi saadetini bilmeye muktedir olamayacağı” belirtilmiştir. Bunlar: hayvansal özellik (hayvanların gıdası, yemek yemek, uyumak ve çiftleşmek), yırtıcı özellik (öldürme, hiddet ve intikam güdüsü), şeytani özellik (kişiyi doğru yoldan Allah’tan uzaklaştırmak), meleklik özelliği (çarpık özellikleri kendisinde barındırmaz). Melek özelliği taşıyan bir birey, kendisini tanımaya çalışır; niçin dünyaya geldiğini, nasıl yaşaması gerektiğini, insanlara nasıl davranması gerektiğini düşünür; bir bütün olarak kendisinin bilincindedir). 351

Bu özellikleri bilen, hangisinin kendinde daha fazla olduğunu anlayan insan, özünü bilmeye bir adım daha yaklaşmış insandır. Melekutî özelliklerini arttırmaya ve diğer özelliklerini aza indirmeye çalışan insan hikmet gözüyle bakmaya başlar ve özünü anlar. Özünü bilen ise karakteri oturmuş ve ruhsal bakımdan sağlıklı insan demektir. Kısaca, sağlıklı insan, kendi özündeki şeytanî ve melekutî yanların farkında olan ve onlara karşı iradesini kullanabilen insandır.352

350 Hanönü, a.g.e., s. 48.

351 Özdoğan, “Gazali ve Benötesi Yaklaşım”, s. 16.

352 Özdoğan, a.g.e., s. 16.

94

Gazali’ye göre insanın eylemlerinin iyi veya kötü olması, insanın ahlakî sorumluluğunu kalben bilip bilmemesine dayanmaktadır. Zira cam bardağın içinde ne varsa dışında da o görünür. Bu nedenle insan, kalbini bildiği zaman nefsini, nefsini bildiği zaman da Rabbini bilmiş olur ki bu da onun ahlakî sorumluluğunu yerine getirerek erdeme ulaşmasını sağlar.353

Burada ahlâk kavramının etimolojik anlamına vurgu söz konusudur; zira

“hilkat kelimesi yaratılış anlamına gelirken, hulk kelimesi huy ve ahlâk” anlamına karşılık gelmektedir. Gazali, hilkat ya da halk kelimesinden dış görünüşün; hulk kelimesinden ise, bâtınî suretin kastedildiğini ifade ederek daha çok hulk kelimesinin önemi üzerinde durur; çünkü birincisi verilmiş olan; ikincisi ise, kazanılmış olandır.

Buna göre; ancak ahlâk bir meleke hâline getirilerek erdeme ulaşılabilir. Bu da yukarıda ifade ettiğimiz gibi ancak mücâhedeyle mümkündür. Gazali bu düşüncesini;

“Güzel ahlâk; imanın yarısı, ibadet edenlerin riyazeti ve takva sahiplerinin mücâhedelerinin meyvesidir.” sözleriyle özetlemektedir.354

Gazali, İhya adlı eserinde açlığın maddi ve mânevi yararlarını maddeler halinde ele alarak tafsilatlı bir şekilde anlatmıştır. Örneğin açlığın, uykunun azalarak daha fazla ibadet edilmesine, ibadetlerden ve zikirlerden daha fazla zevk alınmasına, tuğyan, gaflet, şımarıklık, taşkınlık ve arsızlıktan men ederek kalbin saflaşmasına, şuurun açılmasına vesile olduğunu açıklamıştır.355

Kişiliğin, insanın küçüklüğünden itibaren gelişmeye başladığını iyi bilen Gazali terbiye(eğitim) kavramı üzerinde çokça durur. Terbiye, insan davranışları üzerinde düzeltici, ıslah edici, düzenleyici işlevleri olan bir etkinliktir. Terbiye bu anlamda, Gazali’nin ifade ettiği gibi, tarımsal ürününün iyi ve mükemmel olması ve gelişimini tamamlaması için ektiği bitkilerin arasında bitmiş olan ayrık otları ve dikenleri söküp atan çiftçinin davranışına benzer. Buna göre terbiye, çocuğun doğal gelişiminin sağlıklı maddi şartlarını hazırlamak kadar, ona gerekli olan şeyleri

353 Hanönü, a.g.e., s. 56.

354 Hanönü, a.g.e., s. 48.

355 Musa Kaval,“Mevlana’nın Mesnevî’sinde Nefis Kavramı”, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 4, S. 2, Uşak, 2011, s. 155.

95

öğreterek, ondaki kötü huyları ve zararlı davranış eğilimlerini kontrol altına alıp düzeltici bir müdahale ile birlikte olur.356

Gazali’ye göre, kötü karakter özelliklerinin oluşmasının temelinde diğer insanların kanaatlerine göre davranma anlayışı yatmaktadır. Psikolojik problemlerin sebebi de aklın ve kalbin amacı dışında kullanılmasıdır. Oysa davranışları, diğer insanların kanaatlerinden çok, prensipler tayin etmelidir.357

Gazali böylece aklın ve ilahi formatın ilk prensiplerinin zaten mevcut olduğu sonucuna ulaşmaktadır. Diğer taraftan duyuların, aklın ve imanın bir bütünlük içerisinde algılanması gerektiğini; zira duyuların eksikliğini aklın; aklın eksikliğini de imanın tamamladığını savunmaktadır. 358

Gazali’ye göre insanı kurtuluşa götüren yollar, diğer bir tabirle sağlıklı insanda bulunan vasıf, değer veya davranış biçimi şunlardır: 359

• Tövbe

• Sabır ve Şükür

• Korku ve Reca (İbadette ümid)

• Fakirlik ve Zühd

• Niyet, Sıdk ve İhlâs

• Muhasebe ve Murakebe

• Tefekkür

• Tevhid ve Tevekkül

• Sevgi, Şevk ve Rıza

• Ölümü Hatırlamak Gazali’ ye göre tedavi süreci:

1. Önce hastalığı kabul,

2. Sonra tedaviye yönelik ilk aşamada irade ile doğru davranmak,

356 Hayati Hökelekli, “Eğitim ve Edeb İlişkisi Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme”, DEM Dergisi, Ensar Neşriyat, S. 4, İstanbul, 2008, s. 31.

357 Özdoğan, “Gazali ve Benötesi Yaklaşım”, s. 13.

358 Hanönü, a.g.e., s. 41.

359 Özdoğan, “Gazali ve Benötesi Yaklaşım”, s. 17.

96

3. Zamanla doğru davranışın karakter halini alması 4. Bu süreçte sabırlı olmak,

5. İyileşme konusunda kararlı olmak.

Temel faziletler konusu, aslında Gazali’den önce İslam dünyasında her zaman ele alınan bir konu olmuştur. Ancak Gazali, konuyu bir taraftan felsefi, diğer taraftan dini ve tasavvufi olarak ayrıntılı bir biçimde sorgulamıştır. Aynı şeyi Gazalinin ahlak düşüncesinin geneli için de söyleyebiliriz.360