• Sonuç bulunamadı

Monoklonal Antikorlar

Belgede Bizde Böbrek Kanseri var (sayfa 48-55)

Bir antikor, vücuda giren mikroplara ve yabancı maddelere karĢı mücadele eden, vücudun bağıĢıklık sistemi tarafından üretilen bir proteindir. Monoklonal antikorlar, birbirlerinin özdeĢ kopyaları olan genetik olarak tasarlanmıĢ antikorlardır. Bunlar, çeĢitli tıbbi tanı testlerinde kullanılırlar ve metastatik böbrek kanseri tedavisinde kullanımı olasılığı üzerine aktif olarak çalıĢılmaktadır. Monoklonal antikorlar, bir tümörün belirli bölgelerine tutunmak için tasarlanmıĢtır ve tanı amaçlı görüntüler üretmek, yada büyük bir özgüllükle, tümöre anti-kanser ilaçları

ulaĢtırmak amaçları için kullanılabilirler.

Avastin® (Bevacizumab)

Avastin® (bevacizumab) hem kolon kanseri hemde böbrek kanseri için, aynı zamanda meme kanseri, akciğer kanseri ve glioma için de, FDA tarafından onaylanmıĢtır.

Bu ilaç, çeĢitli klinik denemelerle araĢtırılmıĢtır. Avastin®, kan dolaĢımındaki VEGF molekülünü hedefler ve VEGF'nin yeni kan damarlarının oluĢumunu stimüle etmesini önler. ÇeĢitli klinik denemeler, Avastin'in® böbrek kanseri tedavisinde, interferon alfa ile kombine olarak kullanılmasının potansiyel yararını göstermiĢtir.

(Ġnterferonlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için, aĢağıdaki

“Ġnterferonlar” bölümüne bakınız.) Ġnterferon alfa'yı tek baĢına almıĢ olanlarla karĢılaĢtırıldığında, bu kombinasyonun sonucu olarak, hastaların hastalıkları üzerinde kontrol veya iyileĢme kaydettiğini gösteren birçok klinik çalıĢma tamamlanmıĢtır.

Avastin'in® potansiyel yan etkileri, burun kanamalarını, baĢ ağrısını, burun tahriĢini, idrarda proteini, ağızda tat değiĢikliğini, cilt

kurumasını, rektal kanamayı, gözyaĢı üretimi bozukluğunu, sırt ağrısını, deride iltihaplanmayı, gastrointestinal perforasyonu, ameliyat ve yaraların iyileĢmesinde problemleri, Ģiddetli kanamayı, gastroinstestinal olmayan fistül oluĢumunu, felç veya kalp

sorunlarını, yüksek tansiyonu, sinir sistemi ve görme bozukluklarını içerir; Avastin® hamile kalmaya çalıĢan kadınlar için de sorunlara neden olabilir. Bebeğini emziren anneler, Avastin® kullanırken emzirmeyi bırakmalıdır.

İmmünoterapi

Vücudunuzun bağıĢıklık sistemi, sizi virüs, bakteri, ve kanser

hücrelerinden korumakla sorumludur. Bazen biyolojik tedavi olarak da adlandırılan Ġmmünoterapi, vücudun kendi bağıĢıklık sistemini

güçlendiren bir tedavi Ģeklidir. Ġleri evre metastatik hastalığı olan böbrek kanseri hastaları için, immünoterapi, standart tedavi seçeneklerinden biri olarak kabul edilir.

Ġyi belgelenmiĢ, ancak çok nadir rastlanan metastatik hastalığı olan böbrek kanseri hastalarda görülen lezyonların spontan regresyon vakaları, bağıĢıklık sisteminin bu hastalığın kontrolü ve tedavisinde, potansiyel olarak önemli bir rol oynayabildiğini önerir.28

Immünoterapinin yapı taĢları, biyolojik yanıt değiĢtiricilerdir (BRM'ler).

Bunlar, vücudun bağıĢıklık sistemini güçlendiren ve kanserle mücadele kabiliyetini artıran maddelerdir. BRM'ler, bağıĢıklık tepkilerinin Ģiddetini ve süresini düzenleyerek görevlerini yerine getirirler. BRM, ya yapay bir ilaç olabilir yada vücut tarafından üretilen doğal bir madde olabilir.

Birkaç BRM, vücudun doğal bağıĢıklık sistemi artırabilir.

İnterlökin-2

Ġnterlökin-2, ilerlemiĢ böbrek kanseri tedavisinde kullanılır. Ġki tür beyaz kan hücrelerinin büyümelerini stimüle eder: Bunlar, T hücreleri ve "doğal öldürücü"

(NK) hücrelerdir. T hücreleri, vücudunuzun kansere karĢı mücadelesi için çok önemlidir, çünkü bu hücreler kanser hücrelerini tanıyacak ve vücudu alarma geçirecektir. NK hücreleri, bu alarm yanıt verir ve kanser hücrelerini yok etme yeteneğine sahip olan lenfokin-aktifleĢtirilmiĢ öldürücü (LAK) hücrelere dönüĢürler.

Ġnterlökin-2, metastatik renal hücreli karsinom tedavisi için, 1992 yılında FDA tarafından onaylanmıĢtır. Genetik olarak değiĢtirilmiĢ bir ürün olan rekombinant IL-2, Novartis tarafından imal edilip, Proleukin® adı altında satılır. ÇeĢitli tedavi rejimleri için kullanıma hazırdır.

Birçok farklı uygulama yollarıyla kullanılıyor olabilir: bu yollar, IV bolus, subkutan (SC), ve kesintisiz IV infüzyondur (CIV). Bunlar ek olarak, yüksek doz (IV bolus) veya düĢük doz (SC ve CIV) olarak sınıflandırılır. "Yüksek doz veya IV bolus"

tabiri, terapötik yanıtı hızlandırmak yada artırmak amacıyla, (IL-2) ilacının nispeten yüksek dozlarda intravenöz olarak 15 dakikalık bir infüzyon halinde, her 8 saatte bir, maksimum 14 enfüzyon olarak verilmesini ifade eder. Bu Ģekilde uygulandığında, hastalar tedavi döngüsü süresince hastaneye yatırılır ve yakından takip edilir.

Yüksek doz IL-2 ile tedavi edilen, metastatik renal hücreli karsinomu olan seçilmiĢ hastalarda, uzun süreli sağkalım ile ilgili son istatistikler, bu tedavinin etkin olduğunu gösteriyor. ÇalıĢmalar, en çok yararı hangi hastaların gördüğünü belirlemekte.

Bu sonuçlar, immünoterapinin, metastatik renal hücreli karsinomda, küratif bir potansiyele sahip olduğu öncülünü teyit ediyor. Bazı durumlarda, IL-2 tedavisi, tedavi edilen hastaların küçük bir yüzdesinde (10 yıldan fazla devam eden)

"uzun süreli tam yanıt" olarak bilinen sonuçlara yol açıyor; bu da böbrek kanseri tedavisinde önemli bir kilometre taĢını temsil ediyor.

Ciddi toksisiteler, IL-2 tedavisi ile iliĢkilidir. Yan etkiler arasında bulantı, kusma, hipotansiyon, böbrek yetmezliği, kardiyak aritmi, ishal, iĢtah kaybı,

gastrointestinal kanama, kızarıklıklar, oryantasyon bozukluğu, halüsinasyonlar, ateĢ ve titreme yer alır. Bu yan etkilerin çoğu ilaç uygulamasının kesilmesi ile tamamen geri dönüĢümlüdür, ancak Ģiddetli olabilirler. Tedavi eden doktorun, IL-2 kullanımı konusunda deneyimli olması ve tedavi sırasında hastanın özenli klinik izlemini sağlaması son derece önemlidir.

İnterferonlar

Ġnterferonlar, böbrek kanserini tedavi etmek için, tek baĢına veya diğer ilaçlarla kombinasyon halinde yaygın olarak kullanılmıĢtır. Ġnterferon tedavisi genellikle, deri altına enjeksiyon ile haftada birkaç kez hastanın kendisi tarafından uygulanır. Ġnterferonlar, kanser hücrelerinin içindeki yaĢam süreçlerine "müdahale" ederek, onların büyümesini engeller ve bağıĢıklık sisteminin diğer elemanları tarafından gerçekleĢtirilecek saldırılarda, kanserli hücreyi zarar görmeye daha elveriĢli hale getirir.

Üç ana tip interferon mevcuttur - Alfa, beta ve gama - ancak, böbrek kanseri tedavisinde en yaygın olarak interferon alfa üzerinde çalıĢılmıĢtır.

Birçok interferon alfa ürünleri, Amerika BirleĢik Devletleri'nde mevcuttur ve böbrek kanseri tedavisinde kullanılmıĢtır. Intron® A, Schering ġirketi’nin bir ürünü olup, interferon alfa-2b olarak belirlenmiĢtir.

Birkaç düzine klinik çalıĢmada, interferon alfa ile yaklaĢık %13 gibi bir genel yanıt oranı elde edilmiĢtir.29 Aynı zamanda hormon veya kemoterapi ile tedavi olanlar ile karĢılaĢtırıldığında, interferon alfa alan hastalarda, sağkalım

oranlarının yükseldiği kabul edilmektedir. Interferon alfa'ya yanıt, tümörlerin yavaĢ bir Ģekilde gerilemesi ile karakterize edilir; tedavi baĢlangıcından itibaren tümörün küçülmesine kadar geçen ortalama süre üç ile dört ay arasıdır.30

Interferon tedavisinin en sık görülen yan etkileri, tabiatıyla gribe benzerdir.

Bunlar, ateĢ, titreme, kas ağrıları, baĢ ağrısı, iĢtah kaybı ve yorgunluğu içerir.

Genellikle, tedaviye devam ettikçe, bu belirtilerin Ģiddeti azalır. AkĢamdan interferon'u kullanmak ve daha sonra reçetesiz ağrı kesici ilaç almak, bu belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, interferon'un uzun süreli kullanımı ile ortaya çıkabilen diğer belirtiler olabilir; bunlara kilo kaybı, düĢük beyaz kan hücre sayımı, ekstra kalp atıĢları, cinsel ilgi kaybı, zihinsel

karıĢıklık, ve depresyon da dahildir. Ciddi yan etkileri, tedavinin durdurulmasını gerektirebilir. Neyse ki, interferon'un yan etkileri kalıcı değildir. Günde 5 ila 20 milyon ünite interferon alfa dozunun maksimum etkinliği olduğu belirlendi ve bu Ģekilde daha yüksek dozlarla iliĢikli daha ciddi toksisitelerden kaçınılmıĢ olunur.31 Bugün, interferon daha düĢük bir dozda tavsiye edilir, ancak daha aralıklı olarak uygulanan dozlama benzer etkinliğe

Diğer Tedaviler

Radyasyon Tedavisi

Birincil bir tedavi biçimi olarak kabul olmasa da, kemik, beyin yada omurgaya metastaz yapan böbrek kanseri tedavisinde radyasyon kullanılabilinir. Örneğin, ağrıyı dindirmek gibi belirtileri kontrol etmek için kullanılabilir.

Radyasyon tedavisinin pek çok farklı türleri vardır, ama temel ilke aynıdır: kanser hücrelerini öldürmek ya da büyüme hızını yavaĢlatmak için yüksek enerjili radyasyon kullanılır.

Radyasyon tedavisi "bölgesel" bir tedavi olup, mümkün olduğunca net bir Ģekilde tümörün belirli bir bölgesini hedef alır. Radyason

tedavisi, kanser hücresi içindeki DNA moleküllerine zarar verir ve böylece onların büyümelerine ve bölünmelerine engel olur. Genellikle bu tedavi, bir hastane veya klinikte ayakta, günübirlik

yapılır. Kullanılacak radyasyon tipi, tümörün vücutta bulunduğu yere göre belirlenir.

Eksternal Radyoterapi

Bu tip radyasyon tedavisi, hasta bir masa üzerine yatırıldıktan sonra, bir makineden tümöre, deri yoluyla bir radyasyon ıĢını vererek uygulanır. En yaygın kullanılan makineye lineer hızlandırıcı denir. IĢının "vuracağı" tam yer, radyasyon tedavisinin baĢlatılmasından önce yapılan

"simülasyon" ziyareti sırasında hesaplanır.

Radyasyon, her biri yaklaĢık 30 dakika süren randevularla birkaç gün içinde, (genellikle 4 ve 14 gün arasında) verilir. Radyasyonun bir dozunun uygulanma süresi saniyelerle dakikalar arasında olsa bile, sizi ve makineyi hazırlayıp doktorunuzun emrettiği tam doz radyasyonu uygulamak biraz zaman alır. Toplam gün sayısı, doktorunuzun kullanmak istediği radyasyon miktarına göre belirlenir. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlıdır ve diğer bölgelere gerekli olduğu kadar radyasyon gerekmeyebilir. Eksternal radyasyon tedavisi, kemik metastazınından dolayı meydana gelen ağrı yada kemiğin kanserden dolayı zayıflamıĢ bölgelerini tedavi etmek için (kemiğin kırılmasını önlemek için) yaygın olarak kullanılır. Bu bölgeler, kaburgaları, femuru (üst bacak kemiği), humerusu (üst kol kemiği) ve vertebrayı

Birincil form bir tedavi biçimi olarak kabul edilmemesine rağmen, çeşitli türlerdeki radyasyon tedavisi, böbrek kanserindeki bazı durumları tedavi etmek için kullanılır.

(omurgaları) içerir. Bir çatlak oluĢursa, radyasyon terapisi kemikteki kanser hücrelerini öldürmek için kullanılabilir, ve bu da çatlayan kemiğin iyileĢmesine izin verir. Böbrek kanseri femur veya humerusa yayılmıĢsa, cerrahi yoluyla kemiği stabilize etmek için bir metak çubuk eklenebilir ve ameliyatın ardından radyasyon tedavisi yapılır.

Radyasyon Tedavisinin Yan Etkileri

Ne yazık ki, radyasyon aynı zamanda sağlıklı, ve normal dokuya da zarar verebilir. Radyason tedavisinin yan etkileri, tedavi edilen ve "ıĢıma alanı" olarak adlandırılan bölgede oluĢur. Bu yan etkiler geçicidir ve tedavi edilen vücut alanına göre değiĢir. En sık görülen yan etkilerden biri, kuru, tahriĢ olmuĢ (kızarmıĢ) ve hassas cilttir. Radyasyon

onkoloğunuz veya hemĢireniz, cilt bakımı ve radyasyon tedavinize özgün diğer yan etkilerle ilgili yazılı bilgileri size sağlayacaktır. Cildinizin

normale dönmesi 6 ila 12 ay arası sürebilir.

Eğer bağırsaklar "ıĢıma alanında" ise kabızlık yada ishal ortaya çıkabilir. Pelvis kemikleri veya femura radyasyon tedavisi alıyorsanız, anemi (düĢük hemoglobin), nötropeni (düĢük beyaz kan hücre sayısı) ve trombositopeni (düĢük trombosit sayımı) oluĢabilir. Bulantı, kusma ve idrarda rahatsızlık da oluĢabilir.

Bazı yan etkiler radyasyon tedavisi süreci içinde, yada tedavi

tamamlandıktan sonra baĢlarken, diğer yan etkiler radyasyon tedavinizi bitirdikten haftalar sonra ortaya çıkabilir. Tedavinizin sonlarına doğru yada tedaviniz bittikten kısa bir süre sonra yorgunluk meydana gelebilir.

Fiziksel bitkinlik alıĢılmadık bir durum değildir, ancak doktorlarınız ve hemĢireleriniz ile bitkinliğinizin süresi ve Ģiddetini tartıĢmanız için önemlidir. Dinlenmek önemlidir, ancak doktorlar genellikle hastalarının mümkün olduğunca aktif kalmalarını tavsiye eder.

Tedavilerinizin etkin olması, yan etkilerinin en minimal olması, ve meydana gelebilecek yan etkilerin erken tedavisi için, tedaviniz baĢlamadan önce, randevularınızda, ve radyasyondan iyileĢmeye baĢladığınız süreç içinde sorular sormanız önemlidir. Bütün bu faktörler, tedavinin yan etkileri ve komplikasyonlarını en aza indirmenize yardımcı olacaktır.

Radyocerrahi

Radyocerrahi kullanma kararı, metastatik lezyonların sayı ve büyüklüğüne dayanır.

Radyocerrahi formlarından biri, beyin metastazı için gamma knife tedavisidir. Bu ayakta tedavi, oturtulmuĢ bir kafa çerçevesi ve hem BT hemde MRG tarayıcısı kullanarak, özel bir gamma knife tesisinde yapılan bir prosedürdür. Hasta, oturtulmuĢ Ģövalman (kask) giyerek, gamma knife makinesine sokulan bir yatağa uzanır. Radyasyon, kaskın içindeki portlardan, ıĢınlar tümörde kesiĢecek Ģekilde verilir.

Kemoterapi

Kötü huylu hücreleri öldürmek yada geliĢmelerini yavaĢlatmak için kullanılan kimyasal maddeler hariç, kemoterapi, radyasyon

terapisi ile aynı ilkelerle iĢlev görür. Seçilen kemoterapi türü, metastazın yeri, tipi ve tümörün derecesi ve ayrıca hastanın fiziksel durumuna bağlıdır. Kemoterapi programlarının pek çoğu, tek bir ilaca dirençli olabilen kötü huylu hücreleri öldürmek için, birkaç farklı ilacı birleĢtirir. Kemoterapi bir hastanede veya ayakta tedavi kapsamında uygulanabilir. Ġlaçlar ağız yoluyla, intravenöz infüzyon ya da basit bir enjeksiyon ile alınabilir.

Katı tümörlerin çoğu için kemoterapinin standart tedavi olmasına rağmen, böbrek kanseri genellikle kemoterapiye dirençlidir.32 Böbrek kanseri hücrelerinin kemoterapiye neden dirençli olduğu tam olarak anlaĢılamamıĢtır. Ancak günümüzde, böbrek kanseri hücrelerinin çeĢitli kemoterapötik ajanları reddetmek için, aĢırı miktarda ilaç direnci ile iliĢkili protein ürettiği bilinmektedir.

Böbrek kanseri için Ģu anda mevcut olan en etkili kemoterapötik ajan, 5-Fluorourasil (5FU) olarak görünüyor, ancak yanıt oranları sadece %5 ile %8 aralığında.33, 34 Bu nedenle, Ģu anda kemoterapi genellikle diğer tedavi yöntemleri ile kombine olarak kullanılır, yada yeni ajanları test etmek için yapılan klinik çalıĢmalara giren hastalara ve immünoterapiye yanıt vermemiĢ hastalar için ayrılmıĢtır.35 AraĢtırmacılar, yeni ilaçları, yeni ilaç

kombinasyonlarını ve yeni tedavi yaklaĢımlarını incelemeye devam ediyor.

Radyasyon tedavisimde olduğu gibi, kimyasal maddeler, normal hücrelere zarar verebilir. Sonuç olarak hastalar, bulantı, kusma, ishal, döküntü, alerjik reaksiyonlar, ve düĢük beyaz kan hücre sayımı gibi yan etkileri görülebilir. Bu yan etkilerin Ģiddeti dozaja, kullanılan belirli ilaca, hastaya, tedavinin seyrine, ve diğer

Belgede Bizde Böbrek Kanseri var (sayfa 48-55)

Benzer Belgeler