• Sonuç bulunamadı

Modern Yemek Kültürünün Ortaya Çıkmasında Influencerların Rolü

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. MODERN YEMEK ÇAĞININ DOĞUŞU: GASTRONOMİ VE İLETİŞİM İLİŞKİSİ

3.6. Sosyal Medyada Benliğin Sunumu ve Yemek İlişkis

3.6.1. Modern Yemek Kültürünün Ortaya Çıkmasında Influencerların Rolü

"

Sosyal medya gün geçtikçe tüketiciler tarafından, televizyon ve reklam gibi tanıtım mecralarından daha güvenilir bir bilgi kaynağı olarak algılanmaktadır (Foux, 2006, s. 38). Sosyal medyanın artan popülaritesiyle, tüketiciler bilgi ve medya kuruluşlarına daha fazla erişebildikleri için, hem mesajların hem de medyanın kontrolü altındadırlar.

Yemeğe dair paylaşımlar kültürün merkezinde yer almaktadır. Yemek tarifleri, fotoğraf ve video gibi içerikler ya da restoran önerileri gibi bilgi paylaşım yolları kültürel aktarımın sağlanmasında faydalı olmaktadır. Diğer taraftan sosyal medya, gıda endüstrisinde pazarlama açısından güçlü bir varlık haline gelmiştir. Yemek içeriklerinin, sosyal medya aracılığıyla paylaşılması, özellikle de dijitalleşen dünyamız için gittikçe önem kazanırken; her senenin yemek trendlerinin belirlenmesi açısından da önem taşımaktadır. Bütün bunlar, belirli bir kültüre ait olan bir yemeğin, zaman ve mekandan bağımsız olarak kültürün paylaşılmasına olanak sağlamaktadır (Philipov, 2017, s. 241).

Yemek, medya ve mekan arasındaki kesişen ilişkilerin incelenmesi, konunun farklı alanlar perspektifinden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu konuların başında; sağlık, gıda yönetişimi, sürdürülebilirlik ve şöhret gibi alanlar gelmektedir. Ancak bu noktada bana göre en çarpıcı olan şey; medyada yer alan yemek uygulamaları ve politikalarının üretiminde karmaşık, çelişkili ve giderek artan merkezi rolü hakkında ortaya koyduğu şeydir. Medya, gıda ve gıda politikalarının

yeniden tanımlanamayacağı; ancak yeniden tasarlanıp yeniden üretilebileceği bir potansiyel alan olarak inşa edilmektedir. Medya, yiyeceklerin kültürel ve maddi açıdan ne anlama geldiğini anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Yemek, fiziksel bir ihtiyaç olmanın ötesinde, duygusal açıdan da insanın doyuma ulaşmasına olanak sağlayan bir olgudur. Geçmiş yüzyıllardan beri yapılan savaşlar, tören ve ritüeller, politik anlaşmalar, sağlık, moda ve güzellikle alakalı birbirinden çok farklı alanın kesişim noktasında yer almaktadır. Artık insanlar sosyal medya hesaplarından sadece selfie, aile fotoğrafı, manzara fotoğrafı paylaşmamaktadır. Son günlerde yemek hiç olmadığı kadar sosyal medyanın ve popüler kültürün merkezine uturmuş vaziyettedir. Çünkü yemekle ilgili paylaşılan içerikler, kimlik ve statü göstergesi olmakla birlikte; tüketime yöneltme ya da hedonik güdüleri harekete geçirme gibi amaçlara da hizmet etmektedir. Geçmişe oranla, gastronomi sadece profesyonel bir alan olarak algılanmamakta; sıradan insanlar için de özel ilgi alanına giren bir konu haline gelmiştir.

Sosyal medya, insanların fikirlerini, görüşlerini, deneyimlerini ve bakış açılarını paylaşmak için kullandıkları çevrimiçi teknolojiler ve tekniklerden meydana gelmektedir. Metin, fotoğraf, ses ve video dahil olmak üzere birçok farklı formatta görsel sosyal medyada yer almaktadır. Sosyal medya influencer’ları, genellikle kullanıcıların etkileşimde bulunabilmeleri için blog, mesaj panosu, podcast, wiki ve vlog gibi teknolojileri kullanmaktadır. Bu noktada öncelikle “influencer” kavramı açıklamak gerekmektedir.

Influencer; etkisi, bir kişiyi, olayı veya olayların gidişatını etkileyebilecek güç olarak tanımlanmaktadır. Bu noktada etki, doğrudan satın alma tavsiyelerinden, bir satıcının güvenilirliğinin algılanmasındaki ince değişikliklere varana dek birçok farklı şekilde kendini göstermektedir. Bununla birlikte, etkileme, bir başkasının belirli bir konu hakkındaki fikrini etkilemeye elverişli bir ortam yaratma eylemi olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bir kişinin diğerini ikna ederek kendi tarafona çekme yeteneği, sadece bir satış elemanında mevcut olan en değerli becerilerden biri değildir. Aynı zamanda ister iş dünyası, ister siyaset, spor ya da eğlence alanında ya da liderliğin herhangi bir konumu açısından önemlidir. Influencerlar, tüketicinin satın

alma kararını önemli ölçüde şekillendiren üçüncü taraflar olarak tanımlanmaktadır. Influencerların sosyal ağlarda ne kadar zaman geçirdikleri; bu işi statü için mi yoksa iş sorumluluğu olarak mı yaptıkları; insanları etkileme özelliklerinin kişilik gücü, derin konu bilgisi mi, yoksa sadece doğru zaman doğru yer mi olduğu gibi noktalardan biri veya hepsinin kombinasyonu bir influencerda olması gereken özellikler olabilir. Ancak influencer olmak için sahip olunması ya da yapılması gerekenler gibi bir formülden söz etmek mümkün değildir. Yapılan araştırmalar, yirmiden fazla influencer türü olduğunu göstermektedir. Bu kategoriler sosyal medyadan önce de vardı; fakat bunların etkilerinin tanınması ve bunları doğrudan bir şirketin pazarlama faaliyetlerinin bir parçası olarak ele alma ihtiyacı karşımıza yeni çıkan bir durumdur (Brown & Hayes, 2008, s. 55).

Yemek her zaman insanları bir araya getiren sosyal bir olgu olmuştur; ancak internetin ve yemek influencerlarının ortaya çıkmasıyla, deneyimlediğimiz yemek çeşitleri ve restoranlar değişmektedir. İnternetin yemek konusunda başvurulabilecek bir otorite haline yükselmesi, gastronomi uzmanlığı konusundaki algıları değiştirmiştir. Bu durumun neticesinde, sosyal medyanın yemek trendlerini etkileme gücü meşrulaşmıştır. Instagram ne yiyeceğimizi, nerede ve ne zaman yiyeceğimizi; kısacası yeme alışkanlıklarımızı belirleme gücünü elinde bulundurmaktadır. Sosyal medyada karşımıza çıkan yemek influencerları, televizyon karakterleri ve markalı içeriklerden çok daha kolay ulaşılabilir kişilerdir. Doğrudan takipçilerinin yorumlarına yanıt verebilirler veya kendi imkanlarıyla hazırladıkları DIY(Do It Yourself) yani kendin yap projelerle (vloglar çekmek, kendi mutfaklarında hazırladıkları yemeklerin görüntülerini yayınlamak) reklamlardan çok daha samimi bir izlenim yaratmaktadırlar. Sosyal medya influencerlarının gerçekliği ve samimi duruşu, takipçileri açısından onları çekici kılan önemli bir unsurdur.

Günümüzde bir aşçının işi artık sadece yemek pişirmekle ilgili değil; kendisinden aynı zamanda televizyon, basılı ve sosyal medyada ünlü bir profil inşa etmesi gerekmektedir. Çünkü yemek insanlar için sadece biyolojik bir ihtiyaç olmanın çok ötesine geçerek; zevk ve eğlence unsuru haline gelmiştir. İşte bu nedenle; artık insanlar kendilerine lezzetli bir şölen sunulmasıyla yetinmemektedirler. Damak tadlarına hitap edecek yiyeceklerin, bir şovla ya da

eğlence unsuru sayılabilecek diğer şeylerle birlikte sunulmasını beklemektedirler. Bu durumun farkında olan şeflerde aranan özellikler günümüzde değişime uğramıştır. Artık şeflerin; medyayı etkin kullanan, güvenilir, saygı uyandıran ve ulaşılması kolay insanlar olmaları gerekmektedir. Günümüzde MasterChef, Arda’nın Mutfağı, Alaçatı Ot Festivali, Edirne Ciğer Festivali gibi sıralanabilecek çok sayıda televizyon programı ve festivalin yanı sıra, Twitter, Instagram, Facebook gibi çevrimiçi sosyal ağ siteleri, şeflerin izleyicilere ulaşabileceği çok sayıda medya kanalı bulunmaktadır. Bu medya kanallarının başarılı bir şekilde kullanılması, şefi ünlü bir figür olarak sunmaktadır. Şeflerin sosyal medyadaki etkileşimleri, aynı zamanda erişilebilir olmalarını sağlarken; aynı zamanda güvenilir ve saygı duyulan kişiler olmasını da sağlamaktadır. Bu sayede sosyal medya aracılığıyla paylaştıkları içeriklerin, kullanıcılar üzerindeki etkinliği artmaktadır.

Bourdieu, tüketiciyi sınıflandırmak için tüketimin dikkat çekici olmasına gerek olmadığını savunsa da; sosyal medya, özellikle Instagram, dikkat çekecek şekilde farklı yollar yaratmıştır. Instagram kullanıcıları, genellikle restoranda ya da evde, güzel pişirilmiş ve sunumu iyi olan bir yemek yediklerinde, genellikle fotoğrafını paylaşmaktadırlar. Paylaştıkları yemek fotoğraflarının diğer kullanıcılar tarafından beğenilmesi ve takdir edilmesi, içeriği paylaşan kullanıcının kendi zevklerini temsil ettiğini düşünerek kendileriyle özdeşleşmesine neden olmaktadır.